Hukuk Genel Kurulu’nun 2025/85 E., 2025/188 K. sayılı kararı

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26.03.2025 tarihli, 2025/85 E., 2025/188 K. sayılı kararı
T.C.
Yargıtay
Hukuk Genel Kurulu
2025/85 E., 2025/188 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : (Kapatılan)Yargıtay 19. Hukuk Dairesi
(İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)
SAYISI : 2019/2 E., 2019/7 K.
1. Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesince davanın reddine karar verilmiştir.
2. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile dava dışı şirket arasında dayanışma amacıyla çek takası yapıldığını, dava dışı şirketin müvekkilinden aldığı çeki tahsil ettiğini ancak kendi verdikleri çekin ödeme gününe dört gün kala Tekirdağ 3. Asliye Hukuk Mahkemesine çekin iptali ve ödeme yasağı talepli dava açtığını, mahkemece 22.07.2014 tarihli ön incelemeye hazırlık tutanağında %20 teminat karşılığında ödeme yasağı konulmasına ve icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, anılan davaya karşı verilen cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunduklarını, çekin dayanışma amacı ile verildiğini belirterek çek bedelinin bir hesaba bloke edilmesini, ödeme yasağının kaldırılmasını ve dosyaya teminat olarak yatırılan 10.000,00 TL'nin de davacının zararlarına karşılık davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ettiklerini, yetkiye ilişkin itirazlarının kabul edilerek dosyanın Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiğini, burada yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verildiğini ancak kararın temyizi üzerine Yargıtay tarafından bozulduğunu, yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verildiğini, kararın kesinleşmesiyle müvekkilinin haklı olduğunun anlaşıldığını, karar sonrasında söz konusu çek ile ilgili olarak başlatılan icra takibinde dava dışı borçlu şirkete uzun süre tebligat yapılamadığını, üzerinde hacizler bulunan üç araç haricinde şirketin mal varlığına rastlanılmadığını, bu nedenle alacaklarının tahsil edilemediğini, icra dosyasındaki alacağın 75.618,00 TL'ye ulaştığını, Tekirdağ 3. Asliye Hukuk Mahkemesi hâkiminin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 46/1-c maddesinde düzenlenen farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı hareket ederek taraflar arasında bir sözleşme olmadığı hâlde çeke ödeme yasağı verdiğini ileri sürerek 75.618,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabı
5. Davalı ... Hazinesi vekili cevap dilekçesinde; davanın süresinde açılmadığını, tazminat talebinin yasal dayanağının bulunmadığını, 6100 sayılı Kanun’un 46. maddesindeki şartların oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Özel Daire Kararı
6. Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 10.09.2019 tarihli ve 2019/2 Esas, 2019/7 Karar sayılı kararı ile;
“…HMK'nun 46/1. maddesinin a, b, c, ç, d ve e bentlerinde belirtilen ve tahdidi olarak sayılan durumlarda hakimin yargılama faaliyetinden dolayı Devlet aleyhine tazminat davası açılabileceği hüküm altına alınmıştır.
Davacı vekili, her ne kadar ilgili hakimin vermiş olduğu tedbir kararı nedeniyle alacaklarına kavuşamadıklarını, bu nedenle zararlarının oluştuğunu ileri sürmekte ise de açılan menfi tespit davasında hakim tarafından teminat karşılığında verilen bu karar nedeniyle hakimin sorumluluğuna ilişkin koşullarının oluşmadığı dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır. Zira ihtiyati tedbir verilmesi yargılama sürecinin bir parçası olup bu tedbirlerden zarar gören taraf zararını ancak ihtiyati tedbiri koyduran taraftan talep edebilir. Bu nedenle HMK'nun 46. maddesinde belirtilen koşulların oluşmadığı ve dolayısıyla hakimin iddia edilen eyleminin Devletin tazminat sorumluluğunu doğuracak nitelikte olmadığı kabul edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle HMK'nun 46. maddesinde belirtilen şartların somut olayda gerçekleşmediği anlaşıldığından davanın esastan reddine, davacının HMK'nun 49. maddesi gereğince takdiren 1.000,00 TL disiplin para cezası ile cezalandırılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M:
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan maddi tazminat davasının reddine,
HMK'nun 49. maddesi gereğince takdiren 1.000,00 TL disiplin para cezasının davacıdan tahsiliyle hazineye gelir kaydedilmesine,
Bu karar nedeniyle alınması gereken 44.40 TL ret harcının 1.291,37 TL peşin harçtan indirilerek geriye kalan 1.246,97 TL harç bedelinin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
Davacının yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalının başkaca yargılama gideri olmadığından sadece ...Ü.T.'nin 13. maddesine göre 8.668,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,…” karar verilmiştir.
Kararın Temyizi
7. Özel Daire kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. GEREKÇE
8. Dava, 6100 sayılı Kanun’un 46. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
9. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46. maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. Anılan maddede “(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:
a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.
ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.
d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.
e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.” düzenlemesi bulunmaktadır.
10. Somut olayda 6100 sayılı Kanun’un 46. maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat şartları oluşmadığından Özel Dairece davanın reddine karar verilmesi yerindedir.
11. Hâl böyle olunca, yapılan açıklamalara, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, Daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.
III. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın ONANMASINA,
Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,
26.03.2025 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.