ADALET HABERLERİ

Hukuk Genel Kurulu’nun 2025/76 E., 2025/189 K. sayılı kararı

Hukuk Genel Kurulu’nun 2025/76 E., 2025/189 K. sayılı kararı
1 Okunma

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26.03.2025 tarihli, 2025/76 E., 2025/189 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

Hukuk Genel Kurulu

2025/76 E., 2025/189 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Yargıtay 12. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)

SAYISI : 2024/1 E., 2024/11 K.

1. Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 12. Hukuk Dairesince davanın reddine karar verilmiştir.

2. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi

4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ...'nın 17.09.2021 tarihinde Torbalı İcra Müdürlüğünün 2019/2022 Talimat sayılı dosyasında İzmir ili Torbalı ilçesi Çamurluk Mevkiinde kain 893 ada 10 parsel A blok zemin kat 24 numaralı taşınmazı 345.000,00 TL bedelle satın aldığını ve 49.000,00 TL teminat yatırdığını, geri kalan kısım için ise kendisine on gün süre verildiğini ancak müvekkilinin ödeme süresini yanlış anladığını ve bu bedeli on ikinci gün yatırdığını, 23.09.2021 tarihinde borçlu ... tarafından ihalenin feshi davası açıldığını, müvekkilinin icra müdürlüğüne gittiğinde ihalenin feshi davası açıldığından taşınmazın adına tescil edilemeyeceğini öğrendiğini, icra müdürlüğünce 04.10.2021 tarihinde, ihale bedelinin geç yatırılması sebebiyle gerçekleşmediğine 5.000,00 TL’nin ikinci sırada ihaleye katılan teklif bedeline eklenmesi suretiyle müvekkiline 340.000,00 TL'nin iadesine karar verildiğini, bu süreçte icra müdürlüğü tarafından müvekkiline bilgi verilmediği için taşınmazın kendisine verilmeme sebebinin ihalenin feshi davası olduğunu düşündüğünü, bu nedenle Torbalı İcra Hukuk Mahkemesindeki 2021/211 Esas sayılı davayı davalı sıfatı ile devam ettiğini, anılan davada müvekkili yönünden davanın kabul edildiğini, bu kararın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 2022/2989 Esas sayılı kararı ile kaldırıldığını anılan kararda da husumet incelemesi yapılmadığını, müvekkilinin davalı olarak değerlendirildiğini ve Bölge Adliye Mahkemesinin de müvekkilinin zararına katkıda bulunduğunu, müvekkilinin ödemiş olduğu ihale bedelini Bölge Adliye Mahkemesi kararı sonrasında 18.05.2023 tarihinde geri aldığını ancak bu süreçte zarara uğradığını ileri sürerek ihale bedeli olarak ödenen 345.000,00 TL'nin günümüz şartları değerlendirilerek munzam zararının tespitini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL maddi ve 250.000,00 TL manevi tazminatın davalı Hazineden tahsilini talep etmiştir.

Davalı Cevabı

5. Davalı ... Hazinesi vekili cevap dilekçesinde; davanın süresinde açılmadığını, tazminat talebinin yasal dayanağının bulunmadığını, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 46. maddesindeki şartların oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Özel Daire Kararı

6. Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 01.10.2024 tarihli ve 2024/1 Esas, 2024/11 Karar sayılı kararı ile;

“…Hâkimlerin verdikleri kararlarından dolayı ilke olarak sorumlu tutulamayacakları esas olmakla beraber, Hukuk Muhakemeleri Kanunu, hâkimin bağımsızlığı kadar tarafsızlığını da güvence altına almak amacıyla, onun hukuki sorumluluğunu sınırlı olarak kabul etmiş ve aynı zamanda sorumluluğun tespitini özel bir usule tâbi tutmuştur.

Hâkimin yargılama faaliyetinden dolayı Devlet aleyhine tazminat davası açılabilmesi için; HMK’nun 46. maddesinde tahdidi olarak yazılı bulunan sebeplerin bir ya da bir kaçının gerçekleşmesi, hâkimin görevini yaparken davacıya karşı düşmanlığı veya karşı tarafla dostluğu nedeniyle, davacı aleyhine, kasıtla veya ağır ihmalle kanuna açıkça aykırı karar vermiş olması, kasten, adalete ve yasalara aykırı karar verdiğinin, tevil ve tefsire ihtiyaç göstermeyecek derecede açık ve kesin olması, davacının karardan dolayı zarar görmesi ve hâkimin davranışı ile zarar arasında illiyet bağının olması ve bu hususların davacı tarafından kanıtlanması gerekir.

Somut olayın incelenmesinde;

Somut olayda, deliller değerlendirilerek, soyut kanun hükümlerinin somut olaya uygulanması sonucu, hak ve nesafet kuralları gözetilerek vicdani kanaat doğrultusunda karar verildiği görülmüştür.

Hâkimin bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile bunların gerçekleştirilmesine yönelik teminatlar hâkimlerin keyfî davranabilecekleri, istedikleri şekilde karar verebilecekleri ve bu kararlardan da sorumlu olmayacakları anlamına gelmemekle birlikte, somut olayda, HMK’nun 46. maddesinde sayılan sebeplerin mevcut olmadığı sonuç ve vicdani kanaatına varıldığından, işbu davanın reddine ve ...nun 49. maddesi hükmü uyarınca davacının 1.000-TL disiplin para cezası ile cezalandırılmasına karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara ve heyetin takdirine göre;

1-HMK'nun 46.maddesi uyarınca açılan davanın REDDİNE,

2-HMK’nun 49.maddesi uyarınca davacının takdiren 1.000-TL disiplin para cezası ile cezalandırılmasına,

3-Davalı ... vekil ile temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 32.000-TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı ... Hazinesine verilmesine,

4- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince; alınması gereken 891,50-TL maktu karar ve ilam harcından, peşin alınan 269,85-TL harcın mahsubu ile bakiye 621,65-TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irad kaydına,

5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,,…” karar verilmiştir.

Kararın Temyizi

7. Özel Daire kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. GEREKÇE

8. Dava, 6100 sayılı Kanun’un 46. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.

9. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46. maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. Anılan maddede “(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:

a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.

ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.

d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.

e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.” düzenlemesi bulunmaktadır.

10. Somut olayda 6100 sayılı Kanun’un 46. maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat şartları oluşmadığından Özel Dairece davanın reddine karar verilmesi yerindedir.

11. Hâl böyle olunca, yapılan açıklamalara, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, Daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.

III. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın ONANMASINA,

Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,

26.03.2025 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/hukuk-genel-kurulunun-202576-e-2025189-k-sayili-karari
Invalid `prisma.category.findFirst()` invocation: Timed out fetching a new connection from the connection pool. More info: http://pris.ly/d/connection-pool (Current connection pool timeout: 10, connection limit: 5)