ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Hukuk Genel Kurulu'nun 2024/746 E., 2024/731 K. sayılı kararı

Hukuk Genel Kurulu'nun 2024/746 E., 2024/731 K. sayılı kararı
1 Okunma

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 11.12.2024 tarihli, 2024/746 E., 2024/731 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

Hukuk Genel Kurulu

2024/746 E., 2024/731 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Yargıtay 1. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)

SAYISI : 2022/1 E., 2023/6 K.

KARAR : Davanın reddine

1. Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı Yargıtay 1. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiştir.

2. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi

4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin babası ... tarafından devredilen 479 parsel sayılı taşınmazın 1977 yılından itibaren müvekkilince zilyet sıfatıyla kullanıldığını, tapu kayıtlarında bu kullanıma ilişkin şerh bulunmasına rağmen zilyetlikle iktisabının mümkün olmaması sebebiyle 09.09.1981 tarihinde söz konusu taşınmazın Hazine adına tescil edildiğini, ancak müvekkilinin taşınmazda tarımsal faaliyetlerine devam ettiğini, müvekkili tarafından kullanılan bu taşınmaza ilişkin olarak üçüncü kişilerce İskenderun 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde 1989/593 Esas sayılı dosyasında Hazine aleyhine açılan davada Mahkemece hiçbir araştırma yapılmaksızın üçüncü kişiler adına tescil kararı verildiğini ve kararın kesinleştiğini, sonrasında da taşınmazın bu şahıslarca başka bir kişiye satıldığını, tapu kayıtlarında zilyetlik şerhi bulunmasına rağmen yapılan yargılamada müvekkiline de herhangi bir bildirim yapılmadığını, taşınmazın haksız ve hukuka aykırı olarak başka şahıslarca iktisap edildiğini, kanuna ve hakkaniyete aykırı karar verilerek müvekkilinin hak kaybına ve mağduriyetine sebep olunduğunu ileri sürerek belirsiz alacak niteliğinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak suretiyle 20.000,00 TL maddi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabı

5. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın süresinde açılmadığını, davacının zararını delillerle açıklamadığından somutlaştırma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, sorumluluğu ispatlayacak yeterli delil sunulmadığını, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 46 ncı maddesinde belirtilen koşulların gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Fer’î Müdahil Beyanı

6. Fer’î müdahil vekili beyan dilekçesinde; davanın süresinde açılmadığını, Mahkemece mahallinde yapılan keşif, toplanan deliller ve dinlenen tanıkların beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda karar verildiğini, kararın temyiz incelemesinden de geçerek onandığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.

Özel Daire Kararı

7. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 26.09.2023 tarihli ve 2022/1 Esas, 2023/6 Karar sayılı kararı ile;

“…Somut olayda; 479 parsel sayılı taşınmaz hakkında ... ve arkadaşlarının 28.07.1989 tarihinde İskenderun 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde Hazine aleyhine açtıkları 1989/593 esas sayılı dava dosyasının incelenmesinden; 1981 yılında yapılan kadastro tespitinde, taşınmazın 1950 yılından beri ... tarafından imar edilerek kullanılmakta iken 1977 yılında ...'a satılarak zilyetliğinin devredildiği ancak 1617 sayılı Kanun uyarınca zilyetlikle iktisap edilemeyeceğinden tespitin Hazine adına yapıldığı belirtilip tutanağın beyanlar hanesine de taşınmazın 1950 yılından beri ...'ın(davacının babası) zilyetliğinde iken ondan satın alan ...'ın(davacı) zilyetliğinin bulunduğu yönünde şerh düşülerek senetsizden tarla vasfıyla Hazine adına tespit edildiği, tespitin itirazsız olarak 15.12.1981 tarihinde kesinleştiği; yargılaması sonucunda, taşınmazın ...'dan harici satın alma ve zilyetliğe dayalı olarak ... ve arkadaşları adına tesciline karar verildiği, 05.11.1992 tarihli kararın Yargıtay denetiminden geçerek 23.06.1994 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.

Yukarıda değinilen düzenleme ve olgular birlikte değerlendirildiğinde, İskenderun 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.11.1992 tarihli ve 1989/593 esas sayılı davasında karar veren Hâkimin eyleminin HMK'nın 46 ncı maddesinde sayılan sınırlı hallerden birisini ihlâl edici nitelikte olduğu hususunun davacı tarafından ispat edilebildiğini söyleyebilmek mümkün değildir.

HÜKÜM:

Açıklanan sebeplerle;

1- Davanın REDDİNE,

2- HMK'nın 49 uncu maddesi uyarınca takdiren 1.000,00 TL para cezasının davacıdan tahsiline,

3- Peşin harcın mahsubu ile fazla alınan harcın istek halinde ilgiliye iadesine,

4- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 32.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,

5- Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, artan avansın istek halinde davacıya iadesine,….” karar verilmiştir.

Kararın Temyizi

8. Özel Daire kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. GEREKÇE

9. Dava, 6100 sayılı Kanun’un 46 ncı maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.

10. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46 ncı maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. Anılan maddede “(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:

a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.

ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.

d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.

e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.” düzenlemesi bulunmaktadır.

11. Somut olayda 6100 sayılı Kanun’un 46 ncı maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat şartları oluşmadığından Özel Dairece davanın reddine karar verilmesi yerindedir.

12. Hâl böyle olunca, yapılan açıklamalara, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, Daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.

III. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın ONANMASINA,

Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,

11.12.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/hukuk-genel-kurulunun-2024746-e-2024731-k-sayili-karari