ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Hukuk Genel Kurulu'nun 2024/741 E., 2024/575 K. sayılı kararı

Hukuk Genel Kurulu'nun 2024/741 E., 2024/575 K. sayılı kararı
1 Okunma

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 27.11.2024 tarihli, 2024/741 E., 2024/575 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

Hukuk Genel Kurulu

2024/741 E., 2024/575 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/748 E., 2024/1243 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulüne

ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 27.02.2024 tarihli ve

2023/3967 Esas, 2024/1842 Karar sayılı BOZMA kararı

Taraflar arasındaki borca itiraz isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince itirazın reddine karar verilmiştir.

Kararın borçlu vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle teminat senedi iddiasına yönelik itirazın reddine, borca itirazın kabulüyle takibin durdurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı vekili ve katılma yoluyla borçlu vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

Direnme kararı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

2004 sayılı Kanun'un 02.03.2005 tarihli ve 5311 sayılı Kanun'un 25 inci maddesi ile değişik 364 üncü maddesinin birinci fıkrası "Bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen ve miktar ve değeri 10.000 lirayı geçen nihai kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabilir." hükmünü içermektedir. 02.12.2016 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 6763 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile “onbin lirayı” ibaresi “kırk bin Türk lirasını” şeklinde değiştirilmiştir. 20.02.2019 tarihli ve 7165 sayılı Kanun’un 1 inci maddesi ile “kırk bin” ibaresi “elli sekiz bin sekiz yüz” şeklinde değiştirilmiştir.

2004 sayılı Kanun'un 20.02.2019 tarihli ve 7165 sayılı Kanun’un 2 nci maddesi ile değişik ek (1) inci maddesinin birinci fıkrasında 364 üncü maddesindeki parasal sınırın 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüş ve 01.01.2024 tarihinden itibaren bu miktar 378.290,00 TL olarak belirlenmiştir.

2004 sayılı Kanun'un 20.02.2019 tarihli ve 7165 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi ile değişik ek (1) inci maddesinin ikinci fıkrasına göre aynı Kanun'un 363 ve 364 üncü maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınır.

Belirtilmelidir ki bir mahkeme kararının temyiz edilip edilemeyeceği belirlenirken, temyiz hakkının doğduğu (kararın verildiği) tarihteki hukuksal durum esas alınmalı, karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmü temyiz sınırı yönünden hangi düzenlemeyi içeriyor ise ona bağlı kalınmalıdır. Buradaki “karar” teriminin, Bölge Adliye Mahkemesinin Özel Daire bozmasına karşı verdiği direnme kararını da kapsayacağında duraksama bulunmamaktadır.

2004 sayılı Kanun'un 5311 sayılı Kanun’un 25 inci maddesi ile değişik 364 üncü maddesinin ikinci fıkrasında ise temyiz yoluna başvurma ve incelemesinin 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (1086 sayılı Kanun) hükümlerine göre yapılacağı belirtilmiştir.

6100 sayılı Kanun'un 447 nci maddesinin ikinci fıkrası "Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır." hükmünü içermektedir.

Somut olayda; alacaklı vekili tarafından 2.000.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatılmış, takip talebinde asıl alacak miktarı 151.122,20 TL gösterilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince direnme kararının verildiği 30.05.2024 tarihinde temyiz edilebilirlik (kesinlik) sınırı 378.290,00 TL'dir. Alacaklı vekili takip talebinde 151.122,20 TL asıl alacak miktarının tahsilini talep etmiş olmakla uyuşmazlık konusu değerin bono bedeli değil, takip talebindeki asıl alacak miktarının olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda uyuşmazlık konusu değerin (151.122,20 TL) 2004 sayılı Kanun'un 364 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen kesinlik sınırını geçmediği anlaşıldığından Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL’nin altında kalmaktadır.

Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında borçlunun teminat senedi iddiası bulunduğundan takibe konu bono bedelinin tamamının dikkate alınması gerektiği ileri sürülmüş ise de bu görüş Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.

O hâlde alacaklı vekilinin temyiz başvurusunun 2004 sayılı Kanun'un 5311 sayılı Kanun’un 25 inci maddesi ile değişik 364 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile 6100 sayılı Kanun'un 366 ncı maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun’un 352 nci maddesi uyarınca miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.

III. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Alacaklı vekilinin temyiz başvurusunun 2004 sayılı Kanun'un 5311 sayılı Kanun’un 25 inci maddesi ile değişik 364 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile 6100 sayılı Kanun'un 366 ncı maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun’un 352 nci maddesi uyarınca miktardan REDDİNE,

İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 27.11.2024 tarihinde oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/hukuk-genel-kurulunun-2024741-e-2024575-k-sayili-karari