Hukuk Genel Kurulu'nun 2024/680 E., 2024/693 K. sayılı kararı

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 11.12.2024 tarihli, 2024/680 E., 2024/693 K. sayılı kararı
T.C.
Yargıtay
Hukuk Genel Kurulu
2024/680 E., 2024/693 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Yargıtay 5. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)
SAYISI : 2023/4 E., 2024/2 K.
KARAR : Davanın reddine
1. Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı Yargıtay 5. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiştir.
2. Karar davacı vekil tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığının müvekkiline ait iki adet taşınmaz hakkında kamulaştırma kararı aldığını, kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davası açtığını, Gebze 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/97 Esas, 2019/151 Karar sayılı kararıyla hükmedilen kamulaştırma bedelinin Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ve yasa değişikliğine rağmen talepleri üzerine ödenmemesi nedeniyle zarara uğrdığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 4.307.136,78 TL tazminatın davalı Hazineden tahsilini talep etmiş, yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettirmiştir.
Davalı Cevabı
5. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın süresinde açılmadığını, davacının dava dilekçesinde belirttiği dayanak mahkeme kararının kesinleşmediği ve yargı yollarının tükenmediğini, HMK'nın 46 ncı maddesindeki şartların gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Özel Daire Kararı
6. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 18.12.2022 tarihli ve 2022/94 Esas, 2022/82 Karar sayılı kararıyla kamulaştırma hukukuna ilişkin davalar hakkındaki kararların temyiz inceleme görevinin Yargıtay 5. Hukuk Dairesine ait olduğu, dolayısıyla eldeki davanın görülmesinde de aynı Dairenin görevli olduğu gerekçesiyle görev bakımından davanın usulden reddine karar verilmiştir.
7. Kararın taraflarca temyiz edilmeksizin 29.05.2023 tarihinde kesinleşmesi, davacı vekilinin de 29.05.2023 tarihli dilekçesi ile dosyanın görevli daireye gönderilmesini talep etmesi üzerine dosya Yargıtay 5. Hukuk Dairesine gönderilmiştir.
8. Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 13.02.2024 tarihli ve 2023/4 Esas Esas, 2024/2 Karar sayılı kararı ile;
“…Yargılama aşamasında celbedilip incelenen Gebze 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/97 Esas 2019/151 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde davacısının Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığı, davalısının ..., davanın Kocaeli ili Gebze ilçesi Pelitli Mahallesi 1702 ve 1703 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespit ve tesciline ilişkin bulunduğu, dosyanın 14.06.2019 tarihinde kabul ile karara çıktığı, kamulaştırma bedelinin 2.581.549,56 TL olarak belirlendiği, davacı idare tarafından kamulaştırma bedeli olarak takdir edilen 1.919.596,00 TL 'nin davalıya derhal ödenmesine 661.953,56 TL fark bedelin üçer aylık vadeli mevduat hesabında nemalandırılarak karar kesinleştikten sonra davalıya ödenmesine karar verildiği, kararın taraf vekillerinin istinafı üzerine Sakarya Bölge Adliye Mahkemesinin 2019/1493 Esas, 2020/174 Karar sayılı ilamı ile kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, kaldırma kararı üzerine Gebze 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/20 Esas 2022/176 Karar sayılı ilamı ile kamulaştırma bedelinin 2.603.392,00 TL olarak tespitine, derhal ödenmesine karar verilen 1.919.596,00 TL'nin mahsubuyla nemalandırılan 661.953,56 TL'nin neması ile birlikte ve istinaf mahkemesinin kaldırma kararından sonra depo edilen 21.842,44 TL'nin neması ile birlikte davalıya derhal ödenmesine karar verildiği, kararın davalı vekilince istinafı üzerine dosyanın Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 2022/3638 Esas sayılı dosyasında görülmekte olan davada derdest olduğu anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama sonunda her ne kadar davacı tarafça Gebze 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/98 Esas 2019/151 Karar sayılı dosyasında hükmedilen kamulaştırma bedelinin Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ve yasa değişikliğine rağmen talepleri üzerine ödenmemesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini talep edilmiş ise de; hakimin hukuki sorumluluğunu düzenleyen ve davacının davasının dayanağını oluşturan HMK 46/c ve e bentlerinde ifadesini bulan farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması ve hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması durumlarının söz konusu olmadığı, karar veren hakimin karar tarihinde yürürlükte bulunan mevzuata uygun karar verdiği gibi yargılamanın istinaf aşamasında devan ettiği, kararın henüz kesinleşmediğinden gerçek kamulaştırma bedelinden ve bu nedenle de doğmuş zarardan söz edilemeyeceği anlaşılmakla davanın reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın HMK'nın 46. maddesindeki koşullar oluşmadığından REDDİNE,
2-HMK'nın 49. maddesi uyarınca 1.500,00 TL disiplin para cezasının davacı taraftan tahsili ile Hazineye irad kaydedilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesi uyarınca takdir olunan 32.000,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
4-Mahkeme masraflarının davacı üzerinde bırakılmasına...” karar verilmiştir.
Kararın Temyizi
9. Özel Daire kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
III. GEREKÇE
10. Dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 46 ncı maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
11. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46 ncı maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. Anılan maddede
“(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:
a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.
ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.
d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.
e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.” düzenlemesi bulunmaktadır.
12. Somut olayda 6100 sayılı Kanun’un 46 ncı maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat şartları oluşmadığından Özel Dairece davanın reddine karar verilmesi yerindedir.
13. Hâl böyle olunca, yapılan açıklamalara, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, Daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 5 Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.
IV. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın ONANMASINA,
Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,
11.12.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.