ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Hukuk Genel Kurulu'nun 2024/67 E., 2025/11 K. sayılı kararı

Hukuk Genel Kurulu'nun 2024/67 E., 2025/11 K. sayılı kararı
1 Okunma

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 05.02.2025 tarihli, 2024/67 E., 2025/11 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

Hukuk Genel Kurulu

2024/67 E., 2025/11 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1339 E., 2023/1431 K.

ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 04.04.2023 tarihli ve

2023/715 Esas, 2023/2337 Karar sayılı BOZMA kararı

Taraflar arasındaki ihalenin feshi isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince şikâyetin hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın borçlular vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle şikâyetin reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlular vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

Direnme kararı borçlular vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan gündem ve dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. TALEP

Borçlular vekili; alacaklı vekili tarafından müvekkilleri aleyhine başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilâmlı icra takibinde (satış ilanının 8 ve 12. sırasında bulunan) Osmaniye ili, Merkez ilçesi, 1571 ada 50 parselde kayıtlı bulunan 2 No.lu bağımsız bölüm ile 2075 ada 7 parselde bulunan 2 No.lu bağımsız bölümün alacağına mahsuben alacaklıya ihale edildiğini, konkondatoya ilişkin mahkeme kararı bulunmasına rağmen alacaklının icra takibine devam ettiğini, kıymet takdirinin usulsüz olduğunu, kıymet takdirine itiraz etmeleri üzerine icra mahkemesince ihalenin feshine konu bağımsız bölümler yönünden taleplerinin reddine karar verildiğini, takibe konu on adet taşınmaz yönünden satışın iptali talebinin icra mahkemesince kabul edilmesine rağmen ihalenin feshine konu bağımsız bölümlere ilişkin satışın iptali taleplerinin reddine karar verildiğini, ihalenin ilan edilen saatinde yapılmadığını, 1571 ada 50 parselde kayıtlı bulunan 2 No.lu bağımsız bölümün işyeri vasıflı olup satış ilanında KDV oranın %18 gösterilmesi gerekirken %1 olarak gösterildiğini, satış ilanının yanlış ve eksik olduğunu, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (2004 sayılı Kanun) 126/3. maddesi uyarınca satılacak şeyin önemli niteliklerinin ve esaslı vasıfları ilanda ve ihalede dikkate alınmadığını, 1571 ada 50 parselde kayıtlı bulunan 2 No.lu bağımsız bölümün tek parça olmadığını, diğer bazı taşınmazlarla birlikte tek parça hâlinde olduğundan 2004 sayılı Kanun’un 241. maddesi uyarınca bir bütün olarak satılması gerektiğini ileri sürerek 1571 ada 50 parselde kayıtlı bulunan 2 No.lu bağımsız bölüm ile 2075 ada 7 parselde bulunan 2 No.lu bağımsız bölümlerin ihalesinin feshine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Alacaklı vekili; şikâyetin reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 07.07.2022 tarihli ve 2022/277 Esas, 2022/417 Karar sayılı kararı ile; konkordato kararının satışa engel teşkil etmediği, ihale bedelinin muhammen bedelin üzerinde olduğu, şikâyetçilerin taşınmazın belirlenen değerine karşı süresinde itirazda bulunmadığı, şikâyetçiler yönünden zarar unsurunun gerçekleşmediği, şikâyetçilerin somut bir fesat olgusu ileri sürmediği ve buna ilişkin ispata yarar delil de göstermediği gerekçesiyle ihalenin feshi şikâyetinin her iki taşınmaz yönünden hukuki yarar yokluğundan ayrı ayrı usulden reddine, şikâyetin işin esasına girilmeden reddedilmesi sebebiyle 2004 sayılı Kanun’un 134/5. maddesi gereğince para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlular vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 08.11.2022 tarihli ve 2022/2373 Esas, 2022/2807 Karar sayılı kararı ile; Osmaniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 2018/568 Esas sayılı dosyasında alacaklı ile borçlu şirket arasında konkordato projesi kapsamında herhangi bir protokol veya benzeri anlaşma belgesi imzalanmadığı, Asliye Ticaret Mahkemesinin konkordatonun tasdikine ilişkin yargılaması sırasında alınan 09.03.2020 havale tarihli konkordato komiserinin gerekçeli raporunda çekişmeli rehinli alacağın ödeme planına dahil edildiği, ancak mahkemece 2004 sayılı Kanun’un 307/1. maddesine göre erteleme kararı verilmediğinden ve anlaşmaya varılamadığından 2004 sayılı Kanun’un 308/c-2-3. maddesine göre alacağın ödeme planına alınmasının rehinli taşınmazın paraya çevrilmesine engel olmayacağı, Osmaniye 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/93 Esas ve 2021/40 Karar sayılı kararında da erteleme kararının bulunmadığı, kıymet takdirine ve satış ilanına süresinde itiraz edilmediğinden kıymet takdiri ve satış ilanının kesinleştiği, 1571 ada 50 parselde bulunan 2 No.lu bağımsız bölümün ... adına, 2075 ada 7 parselde bulunan 2 No.lu bağımsız bölümün ise ... adına kayıtlı olduğu, bu durumda ...'ın 1571 ada 50 parselde bulunan 2 No.lu bağımsız bölüme ilişkin şikâyetinin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiği, ... 2075 ada 7 parselde bulunan 2 No.lu bağımsız bölüme ilişkin şikâyetinin de aktif husumet yokluğundan reddi gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle şikâyetçi ...'ın 1571 ada 50 parselde bulunan 2 No.lu bağımsız bölüme ilişkin şikâyetinin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, şikâyetçi ... ...Ltd. Şti ve ...'ın 1571 ada 50 parselde bulunan 2 No.lu bağımsız bölüme ilişkin şikâyetinin reddine, şikâyetçiler ..., ... ...Ltd. Şti ve ...'ın 1571 ada 50 parselde bulunan 2 No.lu bağımsız bölümün ihale bedelinin %5'i oranında (12.250,00 TL) para cezasıyla cezalandırılmasına (tek para cezası), şikâyetçi ...'ın 2075 ada 7 parselde bulunan 2 No.lu bağımsız bölüme ilişkin şikâyetinin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, şikâyetçi ... ...Ltd. Şti ve ...'ın 2075 ada 7 parselde bulunan 2 No.lu bağımsız bölüme ilişkin şikâyetinin reddine, şikayetçiler ..., ... ...Ltd. Şti ve ...'ın 2075 ada 7 parselde bulunan 2 No.lu bağımsız bölümün ihale bedelinin %5'i oranında (7.500,00 TL) para cezasıyla cezalandırılmasına (tek para cezası) karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ İNCELEME SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlular vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ”…Somut olayda, 28.09.2015 tarih ve 18105 yevmiye numaralı ve 27.03.2013 tarih ve 4494 yevmiye numaralı takip konusu bağımsız bölümlere ilişkin ipotek resmi senetlerinin incelenmesinde; takip konusu taşınmazların borçlu şirketin, alacaklı bankadan doğmuş ve doğacak borçlarına ilişkin olarak üst sınır ipoteği şeklinde toplu ipotek olarak tesis edildiği, ihaleye konu feshi talep edilen 1571 ada 50 parsel A Blok 2 numaralı bağımsız bölümün ise asıl kredi borçlusu şirketin borçlarına müşterek borçlu müteselsil kefil olan ... tarafından ipotek edildiği, 2075 ada 7 parsel 1 Blok 2 numaralı bağımsız bölümün ise asıl kredi borçlusu şirketin borçlarına müşterek borçlu müteselsil kefil olan ... tarafından ipotek edildiği, takibe konu olan satışlarının iptaline karar verilen ihaleleri yapılmayan diğer 10 taşınmazın da asıl kredi borçlusu şirketin borçlarına müşterek borçlu müteselsil kefil olan ... tarafından ipotek edildiği görülmekle, taşınmazların toplu ipoteğe konu olduğu anlaşılmıştır.

İİK 134/II maddesine göre ihalenin feshi yalnız şikayet yolu ile icra mahkemesinden istenebilir. Satışa (paraya çevirme) hazırlık işlemleri öncesinde ve arttırmaya hazırlık işlemlerinde veya arttırma sırasında yapılmış usulsüzlük ya da kanuna aykırılıklar nedeniyle ihalenin feshi istenebilir.

Şikayet hakkının kullanılmasının birinci şartı şikayet ehliyeti ise de, ikinci şartı şikayette hukuki yarardır. İhalenin feshi talebinde bulunacak kimsenin somut bir olayda ihalenin feshini isteyebilmesi için bunda hukuki yararının bulunması gerekir. Fesih isteyen kişi belirgin bir fesih sebebine dayanmalı ve bu yanlış işlem nedeniyle hukukça korunan menfaati ihlal edilmiş olmalıdır.

İcra ve İflas Kanununda 134.maddesinin 8. fıkrasında bu husus açıkça belirtilmiştir.

Kanun hukuki yarar şartını "ihalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur." şeklinde düzenlenmiştir.

Satılan malın muhammen bedelin üstünde bir bedelle satılmış olması halinde kural olarak hukuki yarar yoktur.(Kuru, Baki İcra İflas Hukuku El Kitabı/Ankara 2013 s. 714-715)

Şikayetçinin ihalenin feshini istemede hukuki yararı yok ise icra mahkemesi esasa girmeksizin şikayeti usulden reddeder. Bu halde işin esasına girilmediği için İİK'nın 134/II maddesinde yazılı para cezasına hükmedilemez.

İhalenin feshi sebepleri arasında gösterilmese dahi icra mahkemesi kamu yararının söz konusu olduğu hallerde kendiliğinden inceleme yapar.

TMK'nın 850 ve 873. maddeleri uyarınca, aynı alacaktan dolayı birden fazla taşınmaz üzerinde toplu ipotek tesis edilmiş bulunduğundan, tüm taşınmazların birlikte takibe konu edilmesi, birlikte satışının istenmesi ve birlikte satış kararı verilmesi zorunludur.

Toplu ipoteğe konu, takibe konu edilen taşınmazlar hakkında Osmaniye İcra Hukuk Mahkemesinin 01.06.2022 tarih ve 2022/258 Esas, 2022/343 Karar sayılı ve 23.05.2022 tarih ve 2022/238 Esas, 2022/323 Karar sayılı ilamlarında bir kısım taşınmazlar hakkında satışların iptaline, 2075 ada 7 parsel 1 Blok 2 numaralı BB, 1571 ada 50 parsel A Blok 2 numaralı BB yönünden satışın iptal talebinin kesin olarak reddine karar verildiği; Osmaniye İcra Hukuk Mahkemesinin 06.06.2022 tarih ve 2022/262 Esas 2022/345 Karar sayılı ilamında 2075 ada 7 parsel 1 Blok 2 numaralı BB, 1571 ada 50 parsel A Blok 2 numaralı BB yönünden satışın iptali talebinin kesin olarak reddine karar verildiği, ilamların kesinleştiği bunun üzerine sadece 2075 ada 7 parsel 1 Blok 2 numaralı BB, 1571 ada 50 parsel A Blok 2 numaralı BB yönünden satışa devam edilerek ihalesinin yapılmış olduğu görülmüş ise de satışa hazırlık işlemlerine ilişkin verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmeyeceğinden, toplu ipoteğe konu tüm taşınmazların birlikte satılmasına ilişkin emredici hüküm ihlal edilmeyeceğinden, sadece 2 taşınmazın satışının yapılması hatalıdır.

Somut olayda ihale bedeli muhammen bedelin üzerinde olsa da, ihaleye hazırlık işlemleri öncesinde toplu ipoteğe konu tüm taşınmazların aynı takip talebinde yer almasına rağmen, birlikte satışının yapılmadığı TMK'nın 873/3. maddesine aykırı işlem yapıldığı anlaşılmış olduğundan şikayetçi borçluların ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunmaktadır.

Mahkemece, yukarıda anılan yasa maddeleri re’sen nazara alınarak, ihaleye konu (2 taşınmaz) taşınmazlarla birlikte takibe konu diğer taşınmazlar hakkında da toplu ipotek tesis edilmesine karşılık, tüm taşınmazların takibe konu edilmesine rağmen, taşınmazların tamamı yerine sadece 2 taşınmaz (2075 ada 7 parsel 1 Blok 2 numaralı bağımsız bölüm, 1571 ada 50 parsel A Blok 2 numaralı bağımsız bölüm) hakkında satışa devam edilmesi ve ihalesinin yapılması usulsüz olduğundan bahisle ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetsizdir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; önceki gerekçe genişletilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde borçlular vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Borçlular vekili; direnme kararının usul ve yasaya uygun olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Uyuşmazlık

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilâmlı takibe konu taşınmazların toplu ipoteğe konu edilip edilmediği, toplu ipoteğe konu edildiğinin anlaşılması hâlinde takibe konu taşınmazların tümünün birlikte satışının yapılmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

D. Ön sorun

Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce; alacaklı vekilinin 30.12.2024 tarihli davayı (şikâyeti) kabul beyanında bulunması karşısında gerekli değerlendirme yapıldıktan sonra ek karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine geri çevrilmesinin gerekip gerekmediği hususu ön sorun olarak değerlendirilmiştir.

E. Gerekçe

1. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 308 ve 310. maddeleri.

2. Değerlendirme

1. İcra ve İflas Kanunu'nun 364/2. maddesi uyarınca temyiz yoluna başvurma ve incelemesi 6100 sayılı Kanun'a göre yapılır.

2. Somut olayda, dosya temyiz incelemesi için Hukuk Genel Kurulunda bulunduğu sırada alacaklı vekilinin 30.12.2024 tarihli davayı (şikâyeti) kabul beyanında bulunduğu anlaşılmıştır.

3. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 308. maddesine göre kabul; davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Bu hükümle kabulün davalı tarafça yapılacak bir işlem olduğuna açıklık getirilmiş ve aynı zamanda kabulün ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğuracağı öngörülmüştür.

4. İhalenin feshi istemi 6100 sayılı Kanun'un 308/2. maddesinde belirtilen tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri bir dava (şikâyet) olmadığına göre, ihalenin feshi isteminde davayı (şikâyeti) kabul mümkün olup, kabulün hukuki sonuç doğurması için borçlular tarafından yapılan şikâyette hem alacaklı hem de ihale alıcısının davayı (şikâyeti) kabul etmesi gerekir.

5. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 310/1. maddesine göre feragat ve kabul hükmün kesinleşmesine kadar her zaman yapılabilir. Temyiz edilen ve fakat henüz Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca görüşülmeyen bir direnme kararı, usul hukuku çerçevesinde kesinleşmiş olmadığından, bu aşamada davadan feragat ve kabul mümkündür.

6. Davayı kabulün mahkemece nihai karar verilmesi üzerine dosyanın temyiz incelemesine gönderilmesinden sonra yapılmış olması hâlinde ne gibi işlem yapılacağı konusuna ilişkin 28.07.2020 tarihli ve 31199 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanunu’nun (7251 sayılı Kanun) 29. maddesiyle değişik 6100 sayılı Kanun'un 310/3. maddesi; “…Feragat veya kabul, dosyanın temyiz incelemesine gönderilmesinden sonra yapılmışsa, Yargıtay temyiz incelemesi yapmaksızın dosyayı feragat veya kabul hususunda ek karar verilmek üzere hükmü veren mahkemeye gönderir.” şeklinde düzenlenmiştir.

7. Bu durumda, davanın (şikâyetin) kabulüne ilişkin olarak alacaklı vekili tarafından sunulan dilekçenin değerlendirilerek sonucuna göre 6100 sayılı Kanun'un 310/3. maddesi uyarınca ek bir karar verilmesi gerekmektedir.

8. O hâlde, alacaklı vekilinin 30.12.2024 tarihli davayı (şikâyeti) kabul beyanı hakkında gerekli değerlendirme yapıldıktan sonra ek karar verilmek üzere dosya hükmü veren mahkemeye gönderilmelidir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Alacaklı vekili tarafından sunulan dilekçe uyarınca 6100 sayılı Kanun'un 310/3. maddesine göre gerekli değerlendirme yapıldıktan sonra ek karar verilmek üzere dosyanın Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,

05.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/hukuk-genel-kurulunun-202467-e-202511-k-sayili-karari