Hukuk Genel Kurulu'nun 2024/66 E., 2024/726 K. sayılı kararı

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 11.12.2024 tarihli, 2024/66 E., 2024/726 K. sayılı kararı
T.C.
Yargıtay
Hukuk Genel Kurulu
2024/66 E., 2024/726 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Yargıtay 6. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)
SAYISI : 2022/7 E., 2023/5 K.
KARAR : Davanın reddine
1. Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı Yargıtay 6. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiştir.
2. Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi
4. Davacı dava dilekçesinde; ortağı bulunduğu müflis Rota A.Ş.'nin davacı olduğu iflas içi konkordato talebinin tasdiki şartları oluştuğu hâlde, mahkemece hatalı olarak talebin reddine karar verildiğini, yeniden yargılama talebi sonrasında görülen davada ise hakkında şikâyette bulunduğu önceki heyetin çekilmesini talep ettiğini, ancak mahkemenin talebini dikkate almadan ve hiçbir delil toplamadan yargılamanın yenilenmesi istemini de reddettiğini, mahkemenin yanlış kararlarından dolayı maddi zarara uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları ve manevi tazminat talepli dava açma hakkı saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihi itibariyle hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı
5. Davalı ... Hazinesi vekili cevap dilekçesinde; mahkemece verilen kararlara karşı kanun yollarının düzenlendiğini ve sadece lehte ya da aleyhe karar verilmiş olmasının hâkimin sorumlu olduğunu göstermediğini, somut olayda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 46 ncı maddesinde belirtilen koşulların gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Özel Daire Kararı
6. Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 19.09.2023 tarihli ve 2022/7 E., 2023/5 K. sayılı kararı ile;
“…Somut olayda tazminat istemine ilişkin hakimin sorumluluğuna dayanan sebeplerden "farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması" sebebine dayanılmıştır. HMK'nın 46/1-c maddesi gereğince hakimin fiilinden hazinenin sorumlu tutulabilmesi için “farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması” gerekmektedir. Bir kanun hükmü şerhi bir anlam yüklenecek kadar açık ve kesin değilse başka değişle hakim görüşünün hukuki dayanakları ve bilimsel görüşlere dayandırarak farklı bir bakış açısı getirmiş ve delillerin takdirinden elde ettiği kanaat ile uyuşmazlığı sonuçlandırmış ise artık burada hakimin sorumluğundan bahsetmek mümkün değildir.
İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemenin 2018/593 E. sayılı dosyasında; müflis şirketin, kabul edilen iflas içi konkordatonun tasdiki talepli açılan davada, davanın reddine karar verildiği, istinaf talebinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 2019/2536 E. ve 2020/1139 K. sayılı kararı ile esastan reddedildiği, dosyanın temyiz talebinin de Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 28.01.2021 tarih ve 2020/1476 E., 2020/282 K. sayılı kararı ile reddedildiği ve verilen hükmün kesinleştiği, yine İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/512 Esas, 2021/1122 Karar sayılı dosyasında davacı tarafından, müflis şirket hakkında iflas içi konkordato talep ettiği, mahkemece talebin reddine yönelik karar verildiği, verilen hükmün kesinleştiği ancak karar verildikten sonra müflis şirketin pasifinde yer alması gereken yeni belgelerin ortaya çıkması nedeniyle bu belgeler dikkate alınarak yeniden yargılama yapılması gerektiği ileri sürülerek, yargılamanın yenilenmesine ve iflas içi konkordato talebinin tasdikine yönelik açılan davanın da reddine yönelik karar verildiğini belirterek istinaf talebinde bulunması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesinin 2022/357 E. ve 2022/1308 K. sayılı kararı ile davacı vekilinin yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar verildiği, davacı vekilince istinaf mahkemesi kararı da temyiz edilmekle dosyanın Dairemize gönderildiği, Dairemizin 18.05.2023 tarih, 2023/1801 E.ve 2023/1906 K. sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verildiği görülmüştür.
Davaya konu olayda, davacı taraf, iflas içi konkordato talebi ve yeniden yargılama talebinin hukuka aykırı olarak rededildiğini iddia ederek HMK'nın 46. maddesi gereğince tazminat talep etmişse de, söz konusu yargılamaların kanun yollarından geçerek kesinleştiği, dolayısıyla yapılan yargılama ve verilen kararların hukuka uygun olduğunun kabulünün zorunlu olduğu, HMK'nın 46. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birinin gerçekleşiğinin ispatlanamadığı, kanun yollarının tüketilmesi karşısında davacı taraf iddialarının afaki kaldığı kanaatine varıldığından tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca, davanın esastan reddi halinde disiplin para cezasının takdir edilerek hüküm altına alınması gerekir. Bu konuda dava konusu olayın gelişim biçimi ve dosyaya yansıyan olgular gözetilmiştir.
Belirtilen nedenlerle davanın esastan reddi gerektiği sonucuna varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın sabit olmadığından REDDİNE,
2-HMK'nın 49/1. maddesi gereğince 5.000,00 TL disiplin para cezasının davacıdan tahsiline,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi 13/2. maddesi uyarınca davalı yararına takdir edilen 17.800,00 TL maktu avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının davası red edildiğinden alınması gereken 269,85 TL maktu ve ilam harcının peşin alınan 1.708,50 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 1.438,65 TL hacın istek halinde davacıya iadesine.
5-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 6100 Sayılı Kanunun 338. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra yatırılan avanstan kullanılmayan kısmın davacıya iadesine,…” karar verilmiştir.
Kararın Temyizi
7. Özel Daire kararı süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.
II. GEREKÇE
8. Dava, 6100 sayılı Kanun’un 46 ncı maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
9. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46 ncı maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. Anılan maddede; “(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:
a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.
ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.
d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.
e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması” düzenlemesi bulunmaktadır.
10. Somut olayda 6100 sayılı Kanun’un 46 ncı maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat şartları oluşmadığından Özel Dairece davanın reddine karar verilmesi yerindedir.
11. Hâl böyle olunca, yapılan açıklamalara, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, Daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.
III. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacının temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın ONANMASINA,
Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,
11.12.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.