Hukuk Genel Kurulu'nun 2024/523 E., 2025/332 K. sayılı kararı

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 21.05.2025 tarihli ve 2024/523 E., 2025/332 K. sayılı kararı
T.C.
Yargıtay
Hukuk Genel Kurulu
2024/523 E., 2025/332 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1707 E., 2024/116 K.
ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 30.10.2023 tarihli ve
2023/400 Esas, 2023/6830 Karar sayılı BOZMA kararı
Taraflar arasındaki borca itiraz isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince itirazın reddine karar verilmiştir.
Kararın borçlu vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle itirazın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlu vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
Direnme kararı borçlu vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan gündem ve dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. TALEP
Borçlu vekili; müvekkili aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe dayanak senetlerde müvekkilinin şahsen imzasının bulunmadığını, alacaklı şirkete herhangi bir borcunun olmadığını ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Alacaklı vekili; ... Motorlu Araçlar Ltd. Şti. ve itiraz eden borçlu ... aleyhine icra takibi başlattıklarını, takip konusu senetlerin ... tarafından imzalandığını, senetlerdeki kaşenin üstüne imza atılmadığını, borçlunun aval veren olduğunu belirterek itirazın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 14.09.2022 tarihli ve 2022/349 Esas, 2022/459 Karar sayılı kararı ile; itiraz dilekçesinde takibe konu senetler üzerindeki imzaların borçluya ait olmadığı yönünde bir iddia bulunmadığı, takibe konu senetlerde her iki imza kaşe dışında olduğundan birisinin şirket adına, diğerinin de aval olarak atıldığının kabulünün gerektiği gerekçesiyle itirazın reddine, takip konusu asıl alacak olan 13.800 $ ve 13.500 Euronun (takip tarihindeki kur üzerinden) %20'si oranında tazminatın borçludan alınarak alacaklıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 28.11.2022 tarihli ve 2022/1837 Esas, 2022/1971 Karar sayılı kararı ile; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesine göre istinaf incelemesinin dilekçede belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılması ancak kamu düzenine aykırılık görülmesi hâlinde bu hususun resen gözetilmesi gerektiği, aynı Kanun'un 357/1. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların Bölge Adliye Mahkemesince dinlenemeyeceği ve yeni delil ileri sürülemeyeceği düzenlemesine yer verildiği, HMK'nın 355. maddesine göre UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede takibin 27.06.2022 tarihinde başlatıldığı, 27.06.2022 tarihli takip talebinde alacağın TL karşılığının bulunmadığı, alacaklı vekili tarafından 28.06.2022 tarihinde UYAP sisteminden sunulan takip talebinde ise alacağın TL karşılığının gösterildiği, borçluya ödeme emri gönderilmeden önce eksiklik giderilmekle artık belirtilen hususun takibin iptali sebebi olamayacağı, borçlunun takip konusu bonolarda aval sıfatı ile isim ve imzasının olmadığına ilişkin iddiasının 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 169/a maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olduğu, takip dayanağı bonoların ön yüzünde şirket kaşesi dışına açığa atılmış iki imzanın bulunduğu, açığa atılan imzaların keşideci şirketin yetkilisi olan borçlu ... tarafından inkâr edilmediği, buna göre açığa atılan imzalardan birinin imza sahibi borçlu ...'ın şahsı adına atılmış olduğunun ve aleyhine takip başlatılabileceğinin kabulü gerektiği, ancak borçlu aleyhine icra inkâr tazminatının asıl alacağın icra takip tarihindeki TL karşılığı üzerinden hükmedilmesi gerekirken yabancı para cinsinden icra inkâr tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle borçlunun istinaf nedenleri yerinde görülmemekle birlikte, HMK'nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle itirazın reddine, takip konusu asıl alacak olan 13.800 USD ve 13.500 EURO'nun takip tarihindeki kur üzerinden hesaplanan Türk Lirası karşılığı (226.320,00 TL ve 237.600,00 TL olmak üzere toplam) 463.920,00 TL'nin %20'si olan 92.784,00 TL tazminatın borçludan alınarak alacaklıya verilmesine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ İNCELEME SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"... Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan icra takibinde şikayetçi borçlunun icra mahkemesine başvurusunda imzaya ve borca itirazlarını ileri sürerek takibin durdurulmasını talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine ve borçlu aleyhine tazminata karar verildiği, borçlu tarafından karara karşı istinaf yoluna başvurulduğu, Bölge Adliye Mahkemesince; borçlunun istinaf nedenleri yerinde görülmemekle birlikte, icra inkâr tazminatının, asıl alacağın icra takip tarihindeki TL karşılığı üzerinden hükmedilmesi gerektiğinden bahisle İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın reddine, alacağın takip tarihindeki kur üzerinde hesaplanan TL karşılığının yüzde yirmisi oranında tazminatın davacı borçludan alınarak davalı alacaklıya verilmesine karar verildiği anlaşılmıştır
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 58. maddesinin 3. fıkrasında; alacağın veya istenen teminatın Türk parasıyla tutarının ve faizli alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı günün, alacak veya teminat yabancı para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiğinin ve faizinin, takip talebinde belirtilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Yine aynı Kanunun 60. maddesinin birinci fıkrasının birinci bendinde; alacaklının veya vekilinin banka hesap numarası hariç olmak üzere, 58. maddeye göre takip talebine yazılması lazım gelen kayıtların ödeme emrinde bulunması gerektiği belirtilmiştir.
Buna göre; alacaklı, yabancı para alacağının TL karşılığını, takip talebinde göstermek zorunda olup, buna bağlı olarak bu zorunluluğun ödeme emrinde de yerine getirilmesi gerekmektedir. Anılan noksanlık kamu düzeni ile ilgili ve devletin hükümranlık haklarına ilişkin olması nedeniyle takibin her safhasında re'sen göz önünde tutulmalıdır (HGK.nun 12.05.1999 tarih ve 1999/12-271 E. - 99/301 K.sayılı kararı).
Somut olayda, her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince; "takibin 27.06.2022 tarihinde açıldığı, 27.06.2022 tarihli takip talebinde alacağın TL karşılığının bulunmadığı, alacaklı vekilinin 28.06.2022 tarihinde UYAP sisteminden sunduğu takip talebinde ise alacağın TL karşılığının gösterildiği" belirtilse de dosya içerisinde, UYAP kayıtlarında yapılan inceleme ve eksiklik talebiyle yazılan müzekkereye verilen cevapta gönderilen takip taleplerinin incelenmesinde takip talebinde yabancı para alacağının TL karşılığı gösterilmemiş olup harca esas değerinin de Türk Lirası olarak yazılı olmadığı görülmüştür.
O halde Bölge Adliye Mahkemesince takip talebinde yabancı para alacağının harca esas değer olarak Türk Lirası karşılığı gösterilmediğinden davacı borçlu yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup kararın bozulması gerekmiştir ..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Özel Dairece İlk Derece Mahkemesine yazılan 24.10.2023 tarihli eksikliğin giderilmesine ilişkin müzekkerelere verilen cevapta alacaklının 27.06.2022 tarihli takip talebi gönderilmiş olup bu takip talebinde tahsili talep edilen yabancı alacağının TL karşılığı ve harca esas değerinin bulunmadığı, UYAP sisteminde alacaklı vekilinin henüz borçluya ödeme emri gönderilmeden 28.06.2022 tarihli ve "İcra/Ödeme Emri Gönderilmesi Talebi" olarak UYAP sistemine kaydedilen talebinde "...ilk takip talebinin borçluya tebligatının gönderilmeyerek 28.06.2022 tarihli Ekte sunduğumuz takip talebindeki beyanlarla yeniden ödeme emri düzenlenerek borçlulara tebligat çıkarılmasını..." istediği ve bu evrakın ekinde 28.06.2022 tarihli takip talebini sunduğu, alacaklı vekilinin 28.06.2022 tarihli yeni takip talebinde ise tahsili istenilen 16.123,74 USD ve 15.819,56 EURO alacağın ayrı ayrı TL karşılığı ile harca esas değeri gösterilmiş olup icra müdürlüğünce alacaklının 28.06.2022 tarihli takip talebine uygun olarak 30.06.2022 tarihinde ödeme emrinin düzenlenerek borçluya tebliğ edildiği, alacaklı tarafından alacağın TL karşılığı ve harca esas değeri borçluya ödeme emri gönderilmeden önce 28.06.2022 tarihli takip talebinde gösterilmekle eksikliğin bu şekilde giderildiği ve artık belirtilen hususun takibin iptali sebebi olmayacağı, benzer bir olaya ilişkin verilen kararın Özel Dairenin 21.09.2022 tarihli ve 2022/1971 Esas, 2022/9178 Karar sayılı kararıyla onandığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde borçlu vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Borçlu vekili; alacaklının fahiş faiz talebinde bulunduğunu, dosya borcunun borçlu şirket tarafından ödendiğini, eldeki istemden önce dosya borcu ödenmiş olduğu için, alacaklının alacağına kavuşmasının gecikmediğini, herhangi bir zararının bulunmadığını, itirazın kabulünün gerektiğini, bir an için itirazın reddi kararının doğru olduğu düşünülse bile alacaklı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmesinin yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Uyuşmazlık
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; takip talebinde yabancı para alacağının harca esas değer olarak Türk Lirası karşılığının gösterilip gösterilmediği noktasında toplanmaktadır.
D. Gerekçe
1. İlgili Hukuk
İcra ve İflas Kanunu'nun 58, 167 ve 168. maddeleri.
2. Değerlendirme
1. Uyuşmazlığın çözümü için yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır.
2. İcra takibinin başlaması için alacaklının icra dairesine yazılı veya sözlü olarak ya da elektronik ortamda bir takip talebinde bulunması gerekir. Takip talebinin geçerli olması ve buna dayanarak icra müdürünün borçluya ödeme emri gönderebilmesi için takip talebinde bulunması gereken kayıtlara, takip talebinin şartları denir. Takip talebinin İİK'nın 58. maddesinin öngördüğü hususları kapsaması zorunludur. İİK'nın 167. maddesi uyarınca kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip talebinde aynı Kanun'un 58. maddesindeki hususların bulunması zorunludur.
3. İcra ve İflas Kanunu'nun 58/2. maddesinin üçüncü bendi uyarınca ilâmsız icra takibinin konusu olan alacak yabancı para alacağı ise bu alacağın Türk parası ile tutarının takip talebinde gösterilmesi gerekir. Takip talebinde yabancı para alacağı aynen istenmiş (Türk parası ile tutarı gösterilmemiş) ise, icra müdürünün kendiliğinden (resen) takip talebini reddetmesi gerekir, çünkü İİK'nın 58/2. maddesinin 3. bendi kamu düzenine ilişkindir ve buna ilişkin şikâyet, süresiz şikâyettir. Bu eksiklik kamu düzenine aykırılık oluşturduğundan icra mahkemesince resen gözetilerek takibin iptaline karar verilmesi gerekir (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, Ankara, 2013, s.208).
4. Hukuk Genel Kurulunun 12.05.1999 tarihli ve 1999/12-271 Esas, 1999/301 Karar ile 22.05.2024 tarihli ve 2023/12-957 Esas, 2024/281 Karar sayılı kararlarında da takip talebinde ve ödeme emrinde yabancı para alacağının Türk parası ile karşılığının gösterilmemesinin kamu düzeniyle ilgili olduğundan icra mahkemesince resen takibin iptali gerektiği benimsenmiştir.
5. Somut olayda ise 27.06.2022 tarihinde UYAP sistemine kaydedilen takip talebinde yabancı para alacağının harca esas değer olarak Türk Lirası karşılığı gösterilmemiştir. 28.06.2022 tarihinde UYAP sistemine kaydedilen takip talebinde yabancı para alacağının harca esas değer olarak Türk Lirası karşılığı gösterilmiş ise de ilk takip talebi iptal edilmeden aynı takip dosyası üzerinden ikinci bir takip talebi sunularak takibe devam edilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla alacaklı vekili tarafından 28.06.2022 tarihinde sunulan takip talebinde harca esas değerin Türk Lirası karşılığının gösterilmesinin sonuca etkisi bulunmamaktadır.
6. O hâlde UYAP sisteminde kayıtlı 27.06.2022 tarihli takip talebinde yabancı para alacağının harca esas değer olarak Türk Lirası karşılığı gösterilmemiş olup bu eksiklik kamu düzenine aykırılık oluşturduğundan borçlu yönünden resen takibin iptaline karar verilmesi gerekir.
7. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; İİK'da HMK'nın 183. maddesine atıf yapılmış olmasa da icra takibi de bir dava gibi düşünüleceğinden bu hükmün niteliğine uygun düştükçe uygulanabileceği, somut olayda takip talebinde yabancı para alacağının TL karşılığı gösterilmemiş ise de alacaklı vekilinin farkederek borçluya tebliğ yapılmadan önce eksiklik giderilmiş biçimde ertesi gün yeni takip talebi verdiği ve önceki takip talebinin değil yeni takip talebinin işleme alınmasını isteyerek düzeltmeyi gerçekleştirdiği, borçluya yapılan ödeme emri tebliğinin de düzeltilmiş hâline göre yapıldığı gerekçesiyle direnme kararının onanması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de bu görüş Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.
8. Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki hükümde direnilmesi doğru olmamıştır.
9. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı İİK'nın 5311 sayılı Kanun ile değişik 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken HMK'nın 371. maddesi gereğince BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Dosyanın HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.05.2025 tarihinde oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.
''K A R Ş I O Y''
İlâmsız icra takibinin konusu alacak, yabancı para alacağı ise bu alacağın Türk Parası ile tutarının takip talebinde gösterilmesi gerekir (İİK 58/2 bent 3). Bu hüküm devletin hükümranlık haklarıyla ilgili olduğundan kamu düzenine ilişkindir. Takip talebinde yabancı para alacağının TL karşılığı gösterilmeyerek aynen istenmiş ise icra müdürünün kendiliğinden takip talebini reddetmesi gerekir.
Yabancı para alacağının TL karşılığının gösterilmesi zorunluluğu (İİK 58/2 bent 3) hükmü, ilâmsız icra takibine ilişkin bir hüküm olup yollama maddesi olan İİK 170/b maddede kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip hakkında uygulanacak hükümler arasında sayılmamış ise de bu hükmün kambiyo takibi bakımından da uygulanacağı uygulamada kabul edilmektedir.
Bu zorunluluğa rağmen yabancı para alacağının TL karşılığını göstermeyi unutan alacaklının, sonradan bunu tamamlamak suretiyle takip talebini düzeltip düzeltemeyeceği üzerinde durmak gerekir. Takip talebindeki bazı eksiklikler tamamlanmak suretiyle veya bazı yanlış yazımlar değiştirilmek suretiyle düzeltme yapılıp yapılmayacağı konusunda 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununda bir hüküm bulunmamaktadır. Oysaki 6100 sayılı HMK 183. maddede tarafların ve mahkemenin dava dosyasında bulunan belgelerdeki açık yazı ve hesap hatalarını karar verilinceye kadar düzeltebileceği hükmü vardır. Bu hüküm İİK’da HMK’ya atıf yapılan maddelerden olmasa da icra takibi de bir dava gibi düşünüleceğinden bu hükmün niteliğine uygun düştükçe ve kişiler için bir bağlayıcılık ve sonuç doğuran hâller dışında olmak üzere uygulanabileceğinin kabulü gerekir. Nitekim TC kimlik numarasının yazılmaması veya yanlış yazılması şirket ünvanındaki yazım yanlışlığının düzeltilmesi gibi uygulamada da bazı düzeltmelerin yapılabileceği kabul edilmektedir.
Bölge adliye mahkemesince verilen direnme kararında da açıklandığı üzere somut olayda takip talebinde yabancı para alacağının TL karşılığı gösterilmemiş ise de takip talebi bu eksikliğe rağmen icra müdürünce reddedilmeyerek kabul edilmiştir. Alacaklı bu göstermemiş olmayı farkederek borçluya tebliğ yapılmadan önce eksiklik giderilmiş biçimde ertesi gün yeni takip talebi vermiş ve önceki takip talebinin değil yeni takip talebinin işleme alınmasını isteyerek düzeltmeyi gerçekleştirmiştir. Borçluya yapılan ödeme emri tebliğinin de düzeltilmiş hâline göre yapıldığı anlaşılmıştır.
Kanuna uygun biçimde düzeltme yapılarak eksiklik giderildiği ve borçluya tebliğ de buna göre yapıldığı hâlde eksiklik içeren ilk takip talebi esas alınmak suretiyle yapılan düzeltmenin geçerli kabul edilmeyerek takibin iptal edilmesi, hükmün getiriliş amacı ile dahi bağdaşmayan aşırı şekilci bir yorum olacaktır.
Açıkladığım nedenlerle yapılan düzeltmenin geçerli kabul edilmesi gerektiği için buna uygun gerekçe ve sonuç içeren direnme kararının onanması gerektiği görüşünde olduğumdan, geçerli kabul edilmeyerek direnme kararının bozulması yönünde oluşan Değerli Çoğunluk görüşüne katılamıyorum.