ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Hukuk Genel Kurulu'nun 2024/522 E., 2024/439 K. sayılı kararı

Hukuk Genel Kurulu'nun 2024/522 E., 2024/439 K. sayılı kararı
2 Okunma

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 18.09.2024 tarihli, 2024/522 E., 2024/439 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

Hukuk Genel Kurulu

2024/522 E., 2024/439 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2846 E., 2023/3303 K.

KARAR : İstemin reddine

ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 28.09.2023 tarihli ve

2022/13479 Esas, 2023/5465 Karar sayılı BOZMA kararı

Taraflar arasındaki borca itiraz isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince istemin kabulüne karar verilmiştir.

Kararın alacaklı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle istemin reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlu vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

Direnme kararı borçlu vekili tarafından temyiz edilmekle, Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan gündem ve dosyadaki belgeler incelendi:

I. ÖN SORUN

Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, işin esasının incelenmesine geçilmeden önce direnme kararına yönelik borçlu vekilinin temyiz isteminin kesinlik sınırının altında kalıp kalmadığı hususu ön sorun olarak ele alınıp değerlendirilmiştir.

II. Gerekçe

1. İlgili Hukuk

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 364 ve ek (1) inci maddeleri.

2. Değerlendirme

1. 2004 sayılı Kanun'un 5311 sayılı Kanun'un 25 inci maddesi ile değişik 364 üncü maddesinin birinci fıkrası "Bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen ve miktar ve değeri 10.000 lirayı geçen nihai kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabilir." hükmünü içermektedir. 02.12.2016 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 6763 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile “onbin lirayı” ibaresi “kırk bin Türk lirasını” şeklinde değiştirilmiştir. 20.02.2019 tarihli ve 7165 sayılı Kanun’un 1 inci maddesi ile “kırk bin” ibaresi “elli sekiz bin sekiz yüz” şeklinde değiştirilmiştir.

2. 2004 sayılı Kanun'un 20.02.2019 tarihli ve 7165 sayılı Kanun’un 2 nci maddesi ile değişik ek (1) inci maddesinin birinci fıkrasında 364 üncü maddesindeki parasal sınırın 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298 inci maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüş ve 01.01.2023 tarihinden itibaren bu miktar 238.730,00 TL olarak belirlenmiştir.

3. 2004 sayılı Kanun'un 20.02.2019 tarihli ve 7165 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi ile değişik ek (1) inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca aynı Kanun'un 363 ve 364 üncü maddelerindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınır.

4. Belirtilmelidir ki bir mahkeme kararının temyiz edilip edilemeyeceği belirlenirken, temyiz hakkının doğduğu (kararın verildiği) tarihteki hukuksal durum esas alınmalı, karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmü temyiz sınırı yönünden hangi düzenlemeyi içeriyor ise ona bağlı kalınmalıdır. Buradaki “karar” teriminin, Bölge Adliye Mahkemesinin Özel Daire bozmasına karşı verdiği direnme kararını da kapsayacağında duraksama bulunmamaktadır.

5. 2004 sayılı Kanun'un 5311 sayılı Kanun’un 25 inci maddesi ile değişik 364 üncü maddesinin ikinci fıkrasında ise temyiz yoluna başvurma ve incelemesinin 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (1086 sayılı Kanun) hükümlerine göre yapılacağı belirtilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 447 nci maddesinin ikinci fıkrası "Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır." hükmünü içermektedir.

6. Bu aşamada direnme kararının dayanağını oluşturan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte borca itiraz ve icra inkâr tazminatına değinilmesi gerekir.

7. Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte ödeme emrine itiraz icra mahkemesine yapılır. Borçlunun icra mahkemesine yaptığı itiraz, borçlunun borcu olup olmadığının ilâmsız icra prosedürü içinde tespit edilmesine yarayan bir yoldur. İmzaya itiraz dışındaki bütün itirazlara borca itiraz denir; borcun mevcut olmadığı, ödendiği, ertelendiği, zamanaşımına uğradığı, takas, faiz oranına itiraz, yetki itirazı gibi (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara, 2013, s.778, 883).

8. Borca itirazın reddine karar veren icra mahkemesi, daha önce icra takibinin geçici olarak durdurulmasına karar vermiş ise (2004 sayılı Kanun md. 169/a-2), alacaklının talebi üzerine aynı kararla borçluyu takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına mahkûm eder (2004 sayılı Kanun md, 169/a-6) (Kuru, s.797). İcra inkar tazminatının hesabında asıl alacak miktarı dikkate alınır.

9. İcra mahkemesinin itirazın reddi kararı takip konusu alacakta ihtilaflı kalan miktarının temyiz sınırını geçmesi şartıyla temyiz edilebilir (Kuru, s.798).

10. Somut olayda ise Bölge Adliye Mahkemesinin 28.12.2023 tarihli direnme kararı ile istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, itirazın reddine ve asıl alacağın %20'si oranında belirlenen 45.554,00 TL tazminatın borçludan alınarak alacaklıya verilmesine karar verilmiştir. Direnme kararı borçlu vekili tarafından temyiz edilmiş ve itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği, müvekkili aleyhine inkâr tazminatına hükmedilemeyeceği ileri sürülmüştür.

11. Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararının verildiği 28.12.2023 tarihinde temyiz edilebilirlik (kesinlik) sınırı 238.730,00 TL olmakla uyuşmazlığa konu asıl alacak miktarı (228.000,00 TL) dikkate alındığında 2004 sayılı Kanun'un 364 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen kesinlik sınırını geçmediği anlaşıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti yoktur.

12. Nitekim benzer hususlar Hukuk Genel Kurulunun 25.11.2023 tarihli ve 2022/12-1259 Esas, 2023/1122 Karar sayılı kararında da vurgulanmıştır.

13. O hâlde borçlu vekilinin temyiz başvurusunun 2004 sayılı Kanun'un 5311 sayılı Kanun’un 25 inci maddesi ile değişik 364 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile 6100 sayılı Kanun'un 366 ncı maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun’un 352 nci maddesi uyarınca miktardan reddi gerekir.

III. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Borçlu vekilinin temyiz başvurusunun 2004 sayılı Kanun'un 5311 sayılı Kanun’un 25 inci maddesi ile değişik 364 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile 6100 sayılı Kanun'un 366 ncı maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun’un 352 nci maddesi uyarınca miktardan REDDİNE,

İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğini direnme kararını veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/hukuk-genel-kurulunun-2024522-e-2024439-k-sayili-karari