ADALET HABERLERİ

Hukuk Genel Kurulu'nun 2024/513 E., 2025/2 K. sayılı kararı

Hukuk Genel Kurulu'nun 2024/513 E., 2025/2 K. sayılı kararı
1 Okunma

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 05.02.2025 tarihli, 2024/513 E., 2025/2 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

Hukuk Genel Kurulu

2024/513 E., 2025/2 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/21 E., 2023/157 K.

ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin 16.05.2017 tarihli ve

2017/889 Esas, 2017/4083 Karar sayılı BOZMA kararı

1. Taraflar arasındaki maddi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Zonguldak 2. İş Mahkemesince davanın davalı ... Madencilik Enerji Orman Ürünleri Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi yönünden kabulüne, diğer davalılar yönünden reddine ilişkin verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararının davacı ve davalı ... Madencilik Enerji Orman Ürünleri Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekilleri tarafından temyiz edilmesi ve Hukuk Genel Kurulunca kararın usulden bozulmasından sonra Mahkemece Hukuk Genel Kurulunun usule ilişkin bozma kararının gereği yerine getirilerek yeniden direnme kararı verilmiştir.

3. Direnme kararının davacı ve davalı ... Madencilik Enerji Orman Ürünleri Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekilleri tarafından temyiz edilmesi ve Hukuk Genel Kurulunca kararın ikinci defa usulden bozulmasından sonra Mahkemece Hukuk Genel Kurulunun usule ilişkin bozma kararının gereği yerine getirilerek yapılan yargılama sonunda davanın davalı Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğü yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne karar verilmiştir.

4. Karar davacı ve davalı ... Madencilik Enerji Orman Ürünleri Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

5. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi

6. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalılara ait maden ocağında davalı ... Madencilik Enerji Orman Ürünleri Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin (... Limited Şirketi) işçisi olarak çalışmakta iken 12.09.2010 tarihinde geçirdiği iş kazasında malûl kaldığını, işyerinin daha sonra davalı ... Madencilik İnşaat Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketine (... Madencilik Limited Şirketi) devredildiğini, davalı Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğünün (TTK/Kurum) ise ruhsat sahibi sıfatıyla sorumlu olduğunu, davalıların gerekli iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini almadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1,00 TL maddi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabı

7. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davalı ... Limited Şirketi ile müvekkili Kurum arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunmadığını, müvekkilinin işin tamamını ihale ile verdiğini, tüm sorumluluğun da yükleniciye ait olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

8. Davalı ... Madencilik Limited Şirketi temsilcisi duruşmadaki beyanında; kazanın TTK'ya ait rödovanslı maden sahasında meydana geldiğini, maden sahasını diğer davalı ... Limited Şirketinden devraldıklarını ancak iş kazasının devirden önce meydana geldiğini, kendilerinin de daha sonra ... Madencilik Limited Şirketine devrettiklerini, devir sözleşmesi yapılmadığını belirtmiştir.

9. Davalı ... Limited Şirketi davaya cevap vermemiştir.

Mahkeme Kararı

10. Zonguldak 2. İş Mahkemesinin 18.09.2015 tarihli ve 2013/503 Esas, 2015/712 Karar sayılı kararı ile; tüm dosya kapsamına ve bilirkişi raporlarına göre davalı işveren ... Limited Şirketine ait maden ocağı işyerinde 12.09.2010 tarihinde geçirdiği iş kazasında yaralanan davacının iş kazasının meydana gelmesinde %20, işveren şirketin %80 oranında kusurlu olduğu, kazanın işyeri devrinden sonra gerçekleşmesi nedeniyle davalı ... Madencilik Limited Şirketinin kusurunun bulunmadığı, 3213 sayılı Maden Kanunu'nun 5995 sayılı Kanun'un 17. maddesi ile eklenen Ek 7. maddesindeki hüküm ve Kanun'un yürürlük tarihinin kaza tarihinden önce olması dikkate alındığında davalı TKK’nın kusurunun olmadığı gerekçesiyle davanın davalı ... Limited Şirketi yönünden kabulüne, diğer davalılar yönünden reddine karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı

11. Zonguldak 2. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

12. Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin 16.05.2017 tarihli ve 2017/889 Esas, 2017/4083 Karar sayılı kararı ile; "...Somut olayda rödövans sözleşmenin tetkikinden ruhsat sahibi TTK Gn. Müd.’ne, rödövansçı şirket tarafından yapılacak işletme projesinin TTK'ya sunulacağı, projenin yeterli bulunmaması halinde istenen şartlara uygun olarak projenin verilen sürede düzeltilmemesi halinde TTK'nın sözleşmeyi tek taraflı feshedebileceği, işletme projesinin TTK'nın isteği üzerine revize edilebileceği, üretilen kömür ve mevcut kömür artıklarının TTK Gn. Müd.’nün göstereceği kantarda tartılacağı ve sevk fişi düzenleneceği, rödovansçının işletme ruhsat sahibinin yapacağı yazılı istek ve uyarılara riayet edeceği, sahadaki çalışmaların TTK veya yetkili kılınacak Müessese Müd. tarafından işletme projesine uygun yapılıp yapılmadığının kontrol edileceğinin kararlaştırıldığı görülmektedir. Bu tespitler karşısında davalılar TTK Gn. Müd. ile davalı ... Mad. … Tic. Ltd. Şti. arasındaki ilişkinin 4857 sayılı yasa’nın 2. maddesi gereğince alt işveren-üst işveren ilişkisi olarak değerlendirilmek gerektiği açıktır.

Hal böyle olunca alt işveren işçisi olan kazalının sürekli iş görmezliğe uğradığı olay nedeniyle üst işveren TTK Gn. Müd.’nün sorumluluklarının yasadan kaynaklandığı, hizmet akdinden sonra olmak üzere 24.06.2010 tarihinde 5995 sayılı Yasa ile yürürlüğe giren 3213 sayılı Maden Kanunu'nun üst işverenin sorumluluğunu daraltan ya da ortadan kaldıran ek 7. maddesinin geriye yürütülemeyeceği gözardı edilerek davalı ... Gn. Müd.'nün kusurunun bulunmadığı ve asıl-alt işverenlik ilişkisinin de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yaya aykırı olup bozma nedenidir.

30.05.2012 tarihli devir sözleşmesi rödövans sözleşmesini bütün hak ve vecibeleri ile davalı ... Mad. … Tic. Ltd. Şti.nden devralan davalı ... Mad. ... Ltd. Şti. tazminattan sorumlu olup olmayacağı konusu devre ilişkin bütün evrakların getirtilerek devir tarihine göre 818 sayılı Borçlar Kanunu 179. maddesinin ("Bir mameleki veya bir taahhüdü borç ve alacaklariyle beraber iktisap eden kimse bunu alacaklılara ihbar veya gazetelerle ilan ettiği tarihten itibaren onlara karşı borçlardan mesul olur ve iki sene nihayetine kadar evvelki borçlu dahi yenisiyle birlikte müteselsilen mesul kalır. Bu müddet, muaccel borçlar için ihbar veya ilan tarihinden ve diğer borçlar için muacceliyet iktisap ettikleri tarihten başlar. Borçların bu veçhile nakline müteallik hükümler, asıl borcun nakli akdi üzerine mürettip hükümlerin aynıdır."), 01.07.2012 tarihinde yürülüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 202. maddesinin ("Bir malvarlığını veya bir işletmeyi aktif ve pasifleri ile birlikte devralan, bunu alacaklılara bildirdiği veya ticari işletmeler için Ticaret Sicili Gazetesinde, diğerleri için Türkiye genelinde dağıtımı yapılan gazetelerden birinde yayımlanacak ilanla duyurduğu tarihten başlayarak, onlara karşı malvarlığındaki veya işletmedeki borçlardan sorumlu olur. Bununla birlikte, iki yıl süreyle önceki borçlu da devralanla birlikte müteselsil borçlu olarak sorumlu kalır. Bu süre, muaccel borçlar için, bildirme veya duyuru tarihinden; daha sonra muaccel olacak borçlar için ise, muacceliyet tarihinden işlemeye başlar. Borçların bu yoldan üstlenilmesinin sonuçları, dış üstlenme sözleşmesinden doğan sonuçlarla özdeştir. Bildirme veya ilanla duyurma yükümlülüğü devralan tarafından yerine getirilmedikçe, ikinci fıkrada öngörülen iki yıllık süre işlemeye başlamaz.") ve aynı yasanın iş yerinin tamamının veya bir bölümünün devrini düzenleyen 428. maddesinin ("İşyerinin tamamı veya bir bölümü hukuki bir işlemle başkasına devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan hizmet sözleşmeleri, bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer. İşçinin hizmet süresine bağlı hakları bakımından, onun devreden işveren yanında işe başladığı tarih esas alınır. Yukarıdaki hükümlere göre devir hâlinde, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan, devreden ve devralan işveren müteselsilen sorumludurlar. Ancak, devreden işverenin bu yükümlülüklerden doğan sorumluluğu, devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlıdır.") bir arada değerlendirilip tartışılarak sonuca gidilmesi gerekirken ve davalı şirketler arasındaki devir sözleşmesinden önce gerçekleşmesine rağmen devirden sonra gerçekleştiği belirtilerek davalı ... Mad. ... Ltd. Şti. hakkında yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Direnme Kararı

13. Zonguldak 2. İş Mahkemesinin 26.10.2017 tarihli ve 2017/701 Esas, 2017/993 Karar sayılı kararı ile; önceki hükümde direnilmesi gerektiği belirtilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararını Temyiz

14. Direnme kararı süresi içinde davacı ve davalı ... Limited Şirketi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu Kararı

15. Hukuk Genel Kurulunun 23.12.2021 tarihli ve 2018/(21)10-481 Esas, 2021/1749 Karar sayılı kararı ile; "...33. Somut olayda; mahkemenin ilk kararının Özel Dairece davalı ...'nın asıl işveren olarak sorumlu tutulması gerektiği ayrıca davalı şirketler arasındaki devre ilişkin evrak getirtilip 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 179. maddesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 202. ve 428. maddeleri kapsamında değerlendirme yapılarak davalı ... Madencilik Limited Şirketinin sorumluluğunun belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle bozulması üzerine mahkemece önceki hükümde direnildiği, direnme kararının gerekçesinde ise "Mahkememizce yapılan yargılama, bozma ilamı ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirilerek; Mahkememizin 2013/503 esas 2015/712 karar sayılı 18/09/2015 tarihli önceki kararında direnilmesine karar verilmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur" ifadelerine yer verildiği, bu hâli ile direnme kararının Anayasa'nın ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun aradığı anlamda gerekçe içermediği görülmüştür.

34 Bu durumda mahkemece yapılacak iş, Anayasa'nın 141. maddesinin 3. fıkrası ile ona koşut düzenleme içeren HMK’nın 297. maddesindeki hükümler gözetilerek ve özellikle bozma kararında yer verilen bozma nedenlerine karşı, direnmenin gerekçesini de (gerekirse yeni bir hüküm oluşturmayacak şekilde yasal sınırlarda genişleterek) açıkça kaleme alarak kararda göstermek olmalıdır.

35. Hâl böyle olunca yukarıda açıklanan Anayasal ve yasal düzenleme ve ilkeler gözetilerek anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte direnme kararı verilmek üzere karar usulden bozulmalıdır..." gerekçesiyle sair temyiz itirazları incelenmeksizin kararın usulden bozulmasına karar verilmiştir.

16. Zonguldak 2. İş Mahkemesinin 09.06.2022 tarihli ve 2022/141 Esas, 2022/264 Karar sayılı kararı ile; 3213 sayılı Maden Kanunu ve bu Kanun'a dayanılarak çıkarılan Maden Yönetmeliğindeki düzenlemeler ile davalı ...’nın ruhsat sahalarının bir kısmını ya da tamamını üçüncü kişilere rödovans sözleşmesi ile işlettirmesinin mümkün kılındığı, işletme hakkının devri nedeniyle asıl işveren-alt işveren ilişkisi kurulmadığı, 5995 sayılı Kanun ile eklenen ve 24.06.2010 tarihinde yürürlüğe giren 3213 sayılı Maden Kanunu'nun Ek 7. maddesinde iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili mali, idari ve hukuki sorumlulukların rödovansçıya ait olduğunun hüküm altına alındığı, bu hükümden yola çıkılarak 24.06.2010 tarihinden önceki dönemde davalı ...'nın sorumlu olduğu sonucuna varılamayacağı, zira geçerli bir rödovans sözleşmesinin varlığı hâlinde ruhsat sahibi ile rödovansçı arasındaki ilişkinin niteliğinin baştan beri aynı olduğu ve 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2/6. maddesinde öngörülen asıl işveren-alt işveren ilişkisi tanımlamasına uygun olmadığı, dolayısıyla geçerli bir rödovans sözleşmesinin bulunması durumunda 24.06.2010 tarihi öncesi ve sonrası şeklinde bir ayrım yapılmaksızın ruhsat sahibinin rödovansçı işçilerinin iş kazası nedeniyle talep ettikleri tazminatlardan sorumlu tutulmasının mümkün olmayacağı, toplanan deliller ve dosya kapsamı değerlendirildiğinde davalı ... ile davacının çalıştığı şirketler arasında yapılan rödovans sözleşmesinin geçerli olduğu ve muvazaa bulunmadığı kanaatine varıldığı, davalı ...’nın bilirkişi raporuna göre de iş kazasının meydana gelmesinde doğrudan ya da 3213 sayılı Maden Kanunu'ndan kaynaklanan yükümlülüklerini ihlâl etmesinden ötürü bir kusurunun bulunmadığı, öte yandan davalı ... Madencilik Limited Şirketinin maden sahasını iş kazasından sonra devraldığı ve 17.04.2013 tarihinde de dava dışı Aslantürk Madenciliğe devrettiği, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan soruşturma sonucu düzenlenen 21.03.2011 tarihli raporda davalı ... Limited Şirketinin %85 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, mahkemece alınan bilirkişi raporunda da devrin kaza sonrası yapılması nedeniyle davalı ... Madencilik Limited Şirketinin kusurunun bulunmadığının belirtildiği gerekçesiyle önceki hükümde direnilmiştir.

17. Direnme kararı süresi içinde davacı ve davalı ... Limited Şirketi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

18. Hukuk Genel Kurulunun 01.12.2022 tarihli ve 2022/(21)10-1070 Esas, 2022/1646 Karar sayılı kararı ile; "...28. Şu hâlde yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davalı ... Limited Şirketine yapılan tebligatların 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddeleri ile bu hükümlere paralel düzenlemeler öngören Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun biçimde yapılmadığı, bu nedenle ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama aşamasında taraf teşkilinin usulüne uygun olarak sağlandığından söz edilemeyeceği ve ön sorun bulunduğu, direnme kararının bu usulî hatadan dolayı sair yönler incelenmeksizin bozulması gerektiği sonucuna varılmıştır..." gerekçesiyle sair temyiz itirazları incelenmeksizin kararın usulden bozulmasına karar verilmiştir.

19. Zonguldak 2. İş Mahkemesinin 22.03.2023 tarihli ve 2023/21 Esas, 2023/157 Karar sayılı kararı ile; dava belirsiz alacak davası olarak açıldığından dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin durduğu, davalı ... ile davacının çalıştığı şirketler arasında geçerli rödovans sözleşmesinin bulunduğu, kusur raporuna göre davalı ...’nın iş kazasının meydana gelmesinde doğrudan ya da Maden Kanunu’ndan doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesinden kaynaklanan kusurunun olmadığının tespit edildiği, nitekim işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkin açılan çok sayıda davada rödovans sözleşmesinin geçerli olduğu hâllerde TTK’nın asıl işveren sıfatının bulunmadığı ve sorumluluğunun olmadığı kabul edilerek karar verildiği, açıklanan sebeplerle TTK yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerektiği, devir tarihine göre mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 179. maddesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 202. ve 428. maddelerindeki hükümler dikkate alındığında bir malvarlığı veya bir işletme aktif ve pasifleri ile birlikte devralındığında devir tarihindeki mevcut bütün hak ve borçlarıyla birlikte devralan işverene geçeceğinin öngörüldüğü, devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlar açısından ise devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu olduklarının düzenlendiği, somut olayda davaya konu kazanın 12.09.2010 tarihinde ... Limited Şirketine ait ocakta meydana geldiği, bu yerin kaza sonrasında ... Madencilik Limited Şirketine devredildiği, dava tarihi itibariyle 2 yıllık süre dolmadığından devreden ve devralan şirketlerin birlikte sorumluluğunun devam ettiği anlaşıldığından davalılar ... Limited Şirketi ile ... Madencilik Limited Şirketi yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın TTK yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne karar verilmiştir.

20. Karar süresi içinde davacı ve davalı ... Limited Şirketi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

21. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık;

a) Davalılar ... Madencilik Enerji Orman Ürünleri Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğü arasında rödovans sözleşmesi mi yoksa asıl işveren-alt işveren ilişkisi mi bulunduğu; buradan varılacak sonuca göre davalı Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğünün sorumlu tutulup tutulamayacağı;

b) Devre ilişkin bütün evraklar getirtilip devir tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 179. maddesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 202. ve 428. maddelerindeki hükümler kapsamında değerlendirme yapılarak davalı ... Madencilik Limited Şirketinin sorumluluğunun belirlenmesinin gerekip gerekmediği;

noktalarında toplanmaktadır.

III. ÖN SORUN

22. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesine geçilmeden önce Hukuk Genel Kurulunun usulden bozma kararı sonrasında Mahkemece verilen hükmün yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre bu karara yönelik temyiz itirazlarının Hukuk Genel Kurulu tarafından mı yoksa Özel Daire tarafından mı incelenmesi gerektiği ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.

IV. GEREKÇE

23. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) geçici 3. maddesi atfıyla uygulanması gereken 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 429. maddesinin üçüncü fıkrası gereğince mahkemelerce verilen direnme kararlarının temyiz incelemesinin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılması gerekmektedir. Aynı husus 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 15. maddesinde de belirtilmiştir.

24. Bununla birlikte 17.04.2013 tarihli ve 6460 sayılı Kanun ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 429. maddesine eklenen dördüncü fıkra ile davanın esastan reddi veya kabulünü içeren bozmaya uyularak tesis olunan kararın önceki bozmayı ortadan kaldıracak şekilde yeniden bozulması üzerine alt mahkemece verilen kararın temyiz incelemesinin de herhâlde Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılacağı belirtilmiştir. Yapılan bu değişiklikle kanun koyucu tarafından Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna yeni bir görev verilmiş, direnme kararlarının temyiz incelemesinin yanında davanın esastan reddi veya kabulünü içeren bozmaya uyularak tesis olunan kararın önceki bozmayı ortadan kaldıracak şekilde yeniden bozulması üzerine mahkemece verilen kararın temyiz incelemesinin de Yargıtay Hukuk Genel Kurulunda yapılması öngörülmüştür.

25. Öncelikle belirtilmelidir ki, HUMK'un 429/2. maddesinde (HMK md. 373) bozma sonrası mahkemece yapılacak işlemler açıklanmıştır. Buna göre mahkeme, kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra Yargıtayın bozma kararına uyulup uyulmayacağı hususunda karar verecektir. Yargıtayın bozma kararına uyulmayarak direnme kararı verilmesi hâlinde bu karara yönelik temyiz incelemesi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılacaktır.

26. Diğer taraftan direnme kararlarının hukuksal niteliklerinin doğal sonucu ve gereği olarak Hukuk Genel Kurulunun yapacağı inceleme ve değerlendirme, bozma üzerine mahkemelerce verilmiş direnme kararlarına ve direnilen noktaya münhasır olduğundan özel olarak bu bakımdan da mahkemenin açıkça ve usulünce direnme ya da uyma kararı vermesi bir zorunluluktur.

27. Bu itibarla bir direnme kararından söz edilebilmesi için Özel Dairenin bozma kararı ile mahkemenin bozulan ilk hükmü ortadan kalktığından ve geçerliliğini yitirdiğinden direnme kararında, önceki bozulan hükmün yeniden yazılması ve özellikle önceki bozulmuş olan kararın tekrar edilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Mahkeme, eski kararını aynen direnme kararına geçirdikten sonra sadece eski kararının gerekçesini yasal sınırlarda genişletmek yetkisini haizdir (HUMK md. 429/3). Dolayısıyla gerçek anlamda bir direnme kararının varlığını kabul için mahkeme, bozma kararından sonra hiçbir inceleme yapmaksızın karar vermeli, sonuçta bozulan ilk kararındaki hükmü oluşturmalı, kararının gerekçesinde de temel olarak ilk kararının gerekçesindeki mantıktan ayrılmamalıdır.

28. Görüldüğü üzere mahkemenin kararına yönelik temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca yapılabilmesi için ya bu kararın direnme kararı olması ya da davanın esastan reddi veya kabulünü içeren bozmaya uyularak tesis olunan kararın önceki bozmayı ortadan kaldıracak şekilde yeniden bozulması üzerine mahkemece verilen bir karar olması gerekmektedir. Bunlar haricinde mahkemece verilen kararların temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca yapılması söz konusu değildir.

29. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 12.09.2024 tarihli ve 2024/10-412 Esas, 2024/430 Karar, 10.07.2024 tarihli ve 2024/9-163 Esas, 2024/372 Karar, 24.04.2024 tarihli ve 2023/(22)9-1062 Esas, 2024/193 Karar, 29.03.2022 tarihli ve 2021/5-495 Esas, 2022/397 Karar sayılı kararlarında da aynı ilkeler kabul edilmiştir.

30. Somut olayda, Mahkemece davanın davalı ... Limited Şirketi yönünden kabulüne, diğer davalılar yönünden reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine karar Özel Dairece; davalılar TTK ile ... Limited Şirketi arasındaki ilişkinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesi gereğince alt işveren-üst işveren ilişkisi olarak değerlendirilmesi gerektiği, davalı ... Madencilik Limited Şirketinin tazminattan sorumlu olup olmayacağı konusunun ise devre ilişkin bütün evrakların getirtilerek devir tarihine göre 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 179. maddesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 202. ve 428. maddelerinin değerlendirilip tartışılarak sonuca gidilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece önceki hükümde direnilmiştir.

31. Direnme kararı davacı ve davalı ... Limited Şirketi vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine karar Hukuk Genel Kurulunca; direnme kararının Anayasanın ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun aradığı anlamda gerekçe içermediği gerekçesiyle usulden bozulmuş, Mahkemece Hukuk Genel Kurulunun bozma kararına uyulmasına karar verildikten sonra önceki hükümde direnilmiş, direnme kararı davacı ve davalı ... Limited Şirketi vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine karar Hukuk Genel Kurulunca; davalı ... Limited Şirketine yapılan tebligatların 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddeleri ile bu hükümlere paralel düzenlemeler öngören Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun biçimde yapılmadığı, bu nedenle taraf teşkilinin usulüne uygun olarak sağlandığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle ikinci defa usulden bozulmuştur.

32. Mahkemece Hukuk Genel Kurulunun usule ilişkin bozma kararının gereği yerine getirilerek davalı ... Limited Şirketine ilgili tebligatlar yapılmış, yapılan yargılama sonunda davanın davalı ... yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne karar verilmiştir.

33. Görüldüğü üzere direnmeye esas kararda davalı ... Limited Şirketine yönelik maddi tazminat talebinin kabulüne, davalılar ... Madencilik Limited Şirketi ile TTK'ya yönelik davanın reddine karar verilmiş iken direnme kararının Hukuk Genel Kurulunca sair yönler incelenmeksizin usul yönünden bozulmasından sonra Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 179. maddesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 202. ve 428. maddelerindeki hükümler kapsamında da değerlendirme yapılmak suretiyle davalı ... yönünden açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalılar ... Limited Şirketi ile ... Madencilik Limited Şirketi yönünden kabulüne karar verilmiştir. Dolayısıyla Mahkemece direnme kararı verilmediği gibi önceki kararda bahsedilmeyen yeni hususlar kapsamında kararın gerekçesi de değiştirilerek farklı bir hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.

34. Bu itibarla ortada Hukuk Genel Kurulunun görev alanına giren bir karar bulunmadığından bu karara yönelik davacı ve davalı ... Limited Şirketi vekillerinin temyiz itirazlarının Özel Dairece incelenmesi gerekmektedir.

35. Hâl böyle olunca dosya üzerinde Hukuk Genel Kurulunca yapılacak bir işlem bulunmadığından Mahkemece verilen yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Hukuk Genel Kurulunun usulden bozma kararı üzerine Mahkemece verilen karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,

05.02.2025 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/hukuk-genel-kurulunun-2024513-e-20252-k-sayili-karari
Invalid `prisma.category.findFirst()` invocation: Timed out fetching a new connection from the connection pool. More info: http://pris.ly/d/connection-pool (Current connection pool timeout: 10, connection limit: 5)