Hukuk Genel Kurulu'nun 2024/507 E., 2024/492 K. sayılı kararı

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 02.10.2024 tarihli, 2024/507 E., 2024/492 K. sayılı kararı
T.C.
Yargıtay
Hukuk Genel Kurulu
2024/507 E., 2024/492 K.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/358 E., 2020/22 K.
Taraflar arasındaki el atmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece verilen yukarıda tarih ve sayısı belirtilen direnme kararı, Hukuk Genel Kurulunun 08.11.2023 tarihli ve 2021/8-467 Esas, 2023/1063 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulunun bozma kararına karşı davalı ... vekili ve ... vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Hukuk Genel Kurulunca dilekçe, düzeltilmesi istenen karar ve dosyadaki ilgili bütün belgeler okunduktan sonra gereği düşünüldü:
I-Davalı ... vekilinin karar düzeltme istemi yönünden yapılan değerlendirmede:
1. Hukuki yarar dava şartı olduğu kadar, karar düzeltme istemi için de aranan bir şarttır.
2. Davalı ...’in davalı olduğu birleşen dava (Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/337 Esas sayılı dosya) Mahkemenin 26.05.2015 tarihli ve 2010/765 Esas, 2015/223 karar sayılı kararıyla reddedilmiş; bu karar taraflarca temyiz edilmediğinden kesinleşmiştir. Asıl davaya ilişkin verilen karar ise davacısı tarafından temyiz edildiğinden Özel Dairece yalnızca asıl dava yönünden değerlendirme yapılmak suretiyle bozulmuş; Mahkemenin önceki kararda direnmesi suretiyle Hukuk Genel Kurulunca direnme incelemesi de yalnızca asıl dava yönünden yapılmıştır. Bu nedenle birleşen dava davalısı olan ... vekilinin karar düzeltme talebinde hukuki yararı bulunmamaktadır.
3. O hâlde, davalı ... vekilinin karar düzeltme isteminin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmelidir.
II-Davalı ... vekilinin karar düzeltme istemi yönünden yapılan değerlendirmede:
1. Davalı ... vekili karar düzeltme talebinde, davanın reddine ilişkin direnme kararının yerinde ve bozulmasının isabetsiz olduğunu, ayrıca davacının davaya konu taşınmazı yargılama sırasında dava dışı oğluna tapuda devrettiğini, bu nedenle davacının aktif dava ehliyetinin kalmadığını, davanın reddi gerektiğini ileri sürmüş; davacı vekili bu durumun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 125/2 nci maddesi kapsamında değerlendirilmesi ve davaya kaldığı yerden devam edilmesi gerektiğini belirtmiştir.
2. Bu aşamada dosya arasına giren tapu kaydından davaya konu taşınmazın davacı tarafından 23.10.2018 tarihinde dava dışı İsmail Sahiller’e devredildiği anlaşılmıştır.
3. Belirtilmelidir ki, dava açıldıktan sonra sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu mal veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanın da doğal bir sonucudur.
4. Böyle bir durumda, başlamış bir yargılama olmasına karşın, dava konusu yapılan mal veya hakkın sahibinde bir değişiklik meydana gelmektedir. Dava hakkının asıl hakka bağlı bir hak olduğu dikkate alındığında, maddi hukuk bakımından dava konusu (müddeabih) el değiştirdiğinde bunun yargılama sırasında dikkate alınmaması düşünülemez.
5. Usul hukukumuzda ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın, davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş ve 6100 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki hâlinde yapılacak usulî işlemler düzenlenmiştir. Söz konusu madde;
"(1) Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir:
a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.
b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür.
(2) Davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder" şeklindedir.
6. Görüleceği üzere davacının dava konusunu devri hâlinde, devralan kişinin karşı tarafın rızasına veya hâkimin iznine gerek kalmaksızın davacının yerine geçerek davaya kaldığı yerden devam edeceği düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre dava konusunun devrinden sonra davanın devralan kişi tarafından takip edilmesi gerektiği açıktır.
7. Dava konusunun davacı tarafından üçüncü bir kişiye devri hâlinde bu husus mahkemece kendiliğinden (resen) gözetilmeli ve yargılama sonucunda devralan kişi hakkında hüküm kurulmalıdır.
8. Somut olayda, davaya konu taşınmazın davacı tarafından üçüncü kişiye 23.10.2018 tarihinde devredildiğine ilişkin bilgi, her ne kadar 23.01.2020 tarihli ve 2019/358 Esas, 2020/22 Karar sayılı Mahkemenin direnme kararından ve Hukuk Genel Kurulunun 08.11.2023 tarihli ve 2021/8-467 Esas, 2023/1063 Karar sayılı kararından sonra dosya içerisine sunulmuş ise de anılan hususun yargılama devam ettiği sürece resen gözetilmesi gerekir.
9. Bu itibarla, 6100 sayılı Kanun’un 125/2 nci maddesi uyarınca işlem yapılması ve ondan sonra bir karar verilmesi için sair yönlere ilişkin karar düzeltme itirazları incelenmeksizin direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerle değil de açıklanan bu değişik gerekçe ve nedenlerle bozulması gerekmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1) Davalı ... vekilinin karar düzeltme isteminin hukuki yarar yokluğundan REDDİNE (I),
2) Davalı ... vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Hukuk Genel Kurulunun 08.11.2023 tarihli ve 2021/8-467 Esas, 2023/1063 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, direnme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçe ve nedenlerle BOZULMASINA (II),
İstek hâlinde karar düzeltme harcının yatıranlara iadesine,
02.10.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.