ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Hukuk Genel Kurulu'nun 2024/47 E., 2024/648 K. sayılı kararı

Hukuk Genel Kurulu'nun 2024/47 E., 2024/648 K. sayılı kararı
1 Okunma

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 04.12.2024 tarihli, 2024/47 E., 2024/648 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

Hukuk Genel Kurulu

2024/47 E., 2024/648 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Yargıtay 9. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)

SAYISI : 2023/2 E., 2023/3 K.

KARAR : Davanın esastan reddine

1. Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Hukuk Dairesince davanın esastan reddine dair verilen 17.10.2023 tarihli ve 2023/2 Esas, 2023/3 Karar sayılı karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2. Hukuk Genel Kurulunca incelenerek kararın temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği düşünüldü:

3. Dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 46 ncı maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.

4. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında öncelikle, dava ve temyiz dilekçeleri birlikte değerlendirildiğinde davacı vekilince fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmadan 59.334,51 TL maddi tazminatın tahsilinin talep edilmesi ve davanın esastan reddine karar verilmesi karşısında davacı vekili tarafından temyize konu edilen kararın miktar itibari ile temyizi kabil nitelikte olup olmadığı hususu ön sorun olarak tartışılmış ve değerlendirilmiştir.

5. Bu aşamada istinaf ve temyize ilişkin yasal düzenlemelerin açıklanmasında yarar vardır.

6. Bölge adliye mahkemeleri 20.07.2016 tarihinde faaliyete geçmiş olup bu tarihten itibaren 6100 sayılı Kanun’un istinaf ve temyiz hükümleri uygulanmaya başlanmıştır.

7. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun istinaf yoluna başvurulabilen kararları düzenleyen 341 inci maddesi;

"(1) (Değişik:22/7/2020-7251/34 md.) İlk derece mahkemelerinin aşağıdaki kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulabilir:

a) Nihai kararlar.

b) İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlar.

(2) Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. (Ek cümle: 24/11/2016-6763/41 md.) Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir…” düzenlemesini içermektedir.

8. İlk derece mahkemeleri tarafından verilen ve miktar veya değeri 3.000,00 (6100 sayılı Kanun'un ek 2 nci maddesi uyarınca yeniden değerleme oranlarına göre hesaplandığında 2023 yılı için 17.800,00) Türk Lirasını geçmeyen mal varlığına ilişkin davalardaki kararlar kesindir. Kesinlik sınırı bakımından manevi tazminat istemleri için bir istisna getirilmiş ve miktarı ne olursa olsun manevi tazminata ilişkin kararlara karşı istinaf yoluna başvurunun mümkün olduğu belirtilmiştir.

9. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun temyiz edilemeyen kararları düzenleyen 362 nci maddesinde ise;

“(1) Bölge adliye mahkemelerinin aşağıdaki kararları hakkında temyiz yoluna başvurulamaz:

a) Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar…” şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiştir.

10. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince manevi tazminat davaları yönünden kesinlik sınırı olmaksızın istinaf yoluna başvurulabilmesine rağmen temyize ilişkin olarak bu şekilde bir istisna yer almadığından manevi tazminat açısından temyiz kesinlik sınırı göz önüne alınarak kararın temyizinin mümkün olup olmadığı değerlendirilecektir.

11. Bir mahkeme kararının temyiz edilip edilemeyeceği belirlenirken temyiz hakkının doğduğu (kararın verildiği) tarihteki hukuksal durum esas alınmalı, karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmü temyiz sınırı yönünden hangi düzenlemeyi içeriyor ise ona bağlı kalınmalıdır.

12. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 02.01.2017 tarihli ve 680 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile değiştirilen (08.03.2018 yayım tarihli ve 7072 sayılı Kanun ile kanun hükmü olarak kabul edilen) “Hukuk ve Ceza Genel Kurullarının görevleri” başlıklı 15 inci maddesinin üçüncü fıkrasında;

“İlk derece mahkemesi olarak ilgili dairelerce verilen hükümlerin temyiz yoluyla incelemesini yapmak” hükmü yer almaktadır.

13. Bu hükümde Özel Dairelerce ilk derece mahkemesi sıfatıyla verilen kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabileceği ve Hukuk Genel Kurulunun bu kararları temyiz yoluyla inceleyeceği belirtilmektedir.

14. Yargıtay ilgili hukuk dairesinin tazminat davası sonucunda vermiş olduğu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabilir; temyiz incelemesi, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılır (Kuru, Baki: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medenî Usul Hukuku, 2. Baskı, Kasım 2018 s. 645).

15. Öte yandan bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla veya istinaf incelemesi sonucu verdiği kararlar için dahi ayrım yapılmaksızın 6100 sayılı Kanun’un 362 nci maddesinde belirtilen temyiz kesinlik sınırı uygulandığından Yargıtay Hukuk Dairelerince ilk derece mahkemesi sıfatıyla verilen kararların temyizi için de bu parasal sınırın esas alınması ve bu miktarı geçen kararlara karşı temyiz yolunun açık olduğunun kabul edilmesi gerekir. Aksinin kabulü hâlinde Kanun’un bölge adliye mahkemesi için ilk derece mahkemesi veya istinaf incelemesi yapan mahkeme olarak tanıdığı parasal sınır dâhilinde kesin karar verme yetkisini Yargıtay Hukuk Dairelerine tanımadığı gibi bir sonuç ortaya çıkar ki, kanun koyucunun bunu amaçladığından bahsedilemez.

16. Yukarıda belirtildiği üzere miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar temyiz edilemez. 6100 sayılı Kanun’un Ek Madde 1 hükmüne göre de 362 nci maddedeki parasal sınırların her takvim yılı başından geçerli olmak üzere Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı belirtilmiştir. Bu hükümlere göre hesaplama yapıldığında 2023 yılı için temyiz kesinlik sınırı 238.730,00 TL’dir.

17. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 366 ncı maddesinin yollaması ile temyiz yolunda da uygulanan 346 ncı maddesi uyarınca temyiz dilekçesi kesin olan bir karara ilişkin olursa kararı veren mahkeme temyiz dilekçesinin reddine karar verir. Ancak bu hükme rağmen temyiz edilen karar kesin olduğu hâlde bu konuda inceleme yapılıp karar verilmeksizin dosya Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiş ise 01.06.1990 tarihli ve 1989/3 Esas, 1990/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince dosyanın mahalline geri çevrilmesine gerek olmaksızın Hukuk Genel Kurulu tarafından temyiz talebinin reddine karar verilebilecektir. Bu İçtihadı Birleştirme Kararı 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümleri nedeniyle verilmiş olsa da 6100 sayılı Kanun’daki benzer düzenlemeler de aynı yorum ve sonucu doğurduğu için 6100 sayılı Kanun hükümlerine göre temyiz yönünden de uygulanması gerekir.

18. Tüm bu açıklama ve yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde; somut olayda davacı vekili tarafından fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmadan 59.334,51 TL maddi tazminat talep edilmiş, Özel Dairece davanın esastan reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur. Bu durumda dava değerinin 2023 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla anılan karara karşı temyiz yoluna başvurulması miktar itibariyle mümkün bulunmadığından kararın miktar itibariyle temyizi kabil olmadığı sonucuna varılmıştır.

19. Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında, 6100 sayılı Kanun'un sistematiğinde temyizi kabil olmanın asıl, temyiz edilememenin ise istisna olarak düzenlendiği, istisna hükümlerinin dar yorumlanması gerektiği, bölge adliye mahkemelerinin kararlarına dair temyizi kabil olmama hâlinin kıyas yoluyla, ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan Hukuk Dairesi kararlarına teşmil edilmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle kararın temyizinin kabil olduğu görüşü ile, maddi tazminat istemiyle açılan eldeki davada, Özel Dairece ilk derece mahkemesi sıfatıyla karar verildiği, bu nedenle HMK’nın 341 inci maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiği, 6100 sayılı Kanun'un 341/2 nci maddesi gereğince maddi tazminat isteminin 2023 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 17.830,00 TL'nin üzerinde olduğu, kararın kesin olmadığı ve temyiz incelemesinin yapılması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de bu görüşler Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.

20. Hâl böyle olunca davacı vekilinin temyiz başvurusunun miktardan reddine karar verilmelidir.

KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz başvurusunun miktardan REDDİNE,

İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,

04.12.2024 tarihinde oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/hukuk-genel-kurulunun-202447-e-2024648-k-sayili-karari