Hukuk Genel Kurulu'nun 2024/422 E., 2024/485 K. sayılı kararı

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 02.10.2024 tarihli, 2024/422 E., 2024/485 K. sayılı kararı
T.C.
Yargıtay
Hukuk Genel Kurulu
2024/422 E., 2024/485 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2019/355 E., 2019/793 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulüne
ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 11.06.2019 tarihli ve
2017/10932 Esas, 2019/13012 Karar sayılı BOZMA kararı
1. Taraflar arasındaki işçilik alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Antalya 5. İş Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin asıl işveren olan davalı Belediyeye ait park ve bahçelerde alt işveren işçisi olarak 01.01.2007-05.08.2009 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin haklı neden olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek bir kısım işçilik alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı
5. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin taraf sıfatının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, diğer davalı şirket ise usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir.
Mahkeme Kararı
6. Antalya 5. İş Mahkemesinin 04.02.2015 tarihli ve 2013/379 Esas, 2015/36 Karar sayılı kararı ile; davacının kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına hak kazandığı, haftada 12 saat fazla çalışma yaptığı ve 1.667,30 TL fazla çalışma ücreti bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı
7. Antalya 5. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 11.06.2019 tarihli ve 2017/10932 Esas, 2019/13012 Karar sayılı kararı ile; "..1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalılardan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava kısmi dava olarak açılmış, yargılama sırasında davacı vekili fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil talebi yönünden arttırıma gitmeden diğer alacaklar yönünden 09.04.2014 harç tarihli dilekçe ile taleplerini arttırmış, bilahare 20.10.2014 harç tarihli dilekçe ile de fazla mesai talebini ıslah ederek arttırdığını belirtmiştir.
“Aynı davada, her bir taraf ıslah yoluna ancak bir kez başvurabilir (m.176/2).......Bu hak bir defa kullanılarak tüketilmişse artık ikinci bir imkan tanınmayacaktır. İkinci kez ıslah yoluna başvurulursa mahkeme bu beyanı kendiliğinden reddeder.
....Bu hakkın kullanılması bakımından ıslah iradesinin açıklanması yeterlidir. Farklı sebeplerle ıslahın sonuç doğurmaması veya geçerli olmaması halinde dahi bu imkan tekrar kullanılamayacaktır. Islah yapan tarafın ıslahın gereklerini yerine getirmemesi ya da bu konudaki gerekli giderleri vs. vermemesi halinde dahi bu hak kullanılmış olacaktır...” (Prof.Dr.Hakan Pekcanıtez/Prof.Dr.Muhammet Özekes/Doç.Dr.Mine Akkan/ Doç.Dr.Hülya Taş Korkmaz, Medeni Usul Hukuku,Cilt II, İstanbul 2017,syf 1528 vd.)
Yukarıda belirtildiği üzere HMK.nın 176/2. maddesine göre aynı davada ancak bir kez ıslah yapılabilir ve ikinci ıslaha değer verilemez.
Bu açıklamalar ve yasal düzenlemeler karşısında davacının ikinci ıslah işleminin hükümsüz olduğu dikkate alınarak mahkemece ikinci ıslaha değer verilmeden hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir...." gerekçesiyle karar oy çokluğuyla bozulmuştur.
Direnme Kararı
9. Antalya 5 İş Mahkemesinin 06.11.2019 tarihli ve 2019/355 Esas, 2019/793 Karar sayılı kararı ile; önceki gerekçeye ilaveten davaların yığılması şeklinde açılan davalarda birden fazla dava olduğu ve her dava yönünden ıslah hakkının bir kez kullanılabileceğinin kabulü gerektiği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda ıslahın yargılamada değil aksine her dava yönünden bir defa yapılmasının amaçlandığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi
10. Direnme kararı süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacı işçinin 09.04.2014 harç tarihli ıslah dilekçesi ile fazla çalışma ücreti dışındaki alacaklarına, 20.10.2014 harç tarihli dilekçesi ile de fazla çalışma ücreti alacağına ilişkin olarak ıslah talebinde bulunduğu eldeki davada, 20.10.2014 tarihli ıslahın ikinci ıslah olup olmadığı ve bu ıslaha değer verilmesinin mümkün olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre Mahkemece ikinci ıslaha değer verilmeden hüküm kurulmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
12. Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce, davalı ... vekilinin temyiz isteminin miktardan reddinin gerekip gerekmediği hususu ön sorun olarak tartışılmıştır.
IV. GEREKÇE
13. Hukuk Muhakemeleri Kanunu (6100 sayılı Kanun) 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş, anılan Kanun’un 450 nci maddesiyle de 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (1086 sayılı Kanun) ek ve değişiklikleriyle birlikte tümüyle yürürlükten kaldırılmıştır. Bununla birlikte kanun koyucu uygulamada birtakım sorunların ortaya çıkmasını engellemek için 6100 sayılı Kanun'da geçiş hükümlerini ayrıca düzenlemiştir.
14. Bu bağlamda 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi;
"(1) Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
(2) Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur (Ek cümle: 1/7/2016-6723/34 md.). Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemez.
(3) Bu Kanunda bölge adliye mahkemelerine görev verilen hallerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır." hükmünü içermekle birlikte, 28.07.2020 tarihli ve 31199 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 47 nci maddesi ile geçici 3 üncü maddenin ikinci fıkrasındaki "454" ibaresi "444" şeklinde değiştirilmiştir.
15. Yukarıdaki düzenlemelerden, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilmiş olan kararlar hakkında kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 444 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı açıkça anlaşılmaktadır.
16. Öte yandan 21.07.2004 tarihli ve 25529 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren 14.07.2004 tarihli ve 5219 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, yürürlük tarihinden sonra mahkemelerce verilen hükümler yönünden 1086 sayılı Kanun'un 427 nci maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını bir milyar TL ve karar düzeltme yoluna gidilebilmesi için 440/III-1 inci maddesinde öngörülen parasal sınırı da altı milyar TL olarak değiştirmiştir. 5219 ve 5236 sayılı Kanunlara göre katsayı artışı uygulanarak bu sınırlar arttırılmıştır.
17. Somut olayda, direnme kararının verildiği 06.11.2019 tarihinde bu miktar 3.200,00 TL’dir.
18. Hemen belirtilmelidir ki, 16.07.1981 tarihli ve 2494 sayılı Kanun’un geçici maddesi ile temyiz ve karar düzeltme sınırlarına ilişkin değişikliklerin, Kanun'un yürürlüğe girmesinden sonra verilecek nihai kararlara yönelik temyiz ve karar düzeltme istemleri hakkında uygulanacağı belirtilmiş, dolayısıyla dava hangi tarihte açılmış olursa olsun temyiz ve karar düzeltme sınırlarının saptanmasında hakkında bu yollara başvurulan hükmün verildiği tarihteki yasal durumun esas alınacağı kabul edilmiştir.
19. Bir mahkeme kararının temyiz edilip edilemeyeceği belirlenirken, temyiz hakkının doğduğu (kararın verildiği) tarihteki hukuksal durum esas alınmalı, karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmü temyiz sınırı yönünden hangi düzenlemeyi içeriyor ise ona bağlı kalınmalıdır. Buradaki karar teriminin, mahkemenin direnme kararını da kapsayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır.
20. Gelinen bu noktada eldeki davada temyize konu alacak miktarının ne olduğunun açıklanmasında yarar bulunmakta olup davacı fazla çalışma ücreti ile diğer bir kısım işçilik alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
21. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, Özel Daire tarafından davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra kısmi dava olarak açılan eldeki davada yargılama sırasında davacı vekilinin fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil talebi yönünden artırıma gitmeden diğer alacaklar yönünden 09.04.2014 harç tarihli dilekçe ile sonrasında ise 20.10.2014 harç tarihli dilekçe ile de fazla çalışma alacağını ıslah ederek arttırdığını, aynı davada ancak bir kez ıslah yapılabileceğinden davacı tarafından yapılan ikinci ıslaha değer verilmeden hüküm kurulması gerektiğinden bahisle bozulmuş, Mahkemece direnme kararı verilmiştir.
22. Bu durumda direnme kararını temyiz eden davalı aleyhine hükmedilen ve uyuşmazlık konusu olan fazla çalışma ücreti miktarı net 1.667,30 TL olmakla bu miktarın açık biçimde direnme kararının verildiği 06.11.2019 tarihi itibarıyla 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereğince uygulanması gereken 1086 sayılı Kanun'un 427 nci maddesi uyarınca geçerli olan 3.200,00 TL tutarındaki temyiz edilebilirlik sınırının altında olması nedeniyle anılan karara karşı temyiz yoluna gidilmesi miktar itibarıyla mümkün değildir.
23. Şu hâlde davalı ... vekilinin direnme kararına yönelik temyiz isteminin miktar itibarıyla reddine karar verilmelidir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... vekilinin direnme kararına yönelik temyiz isteminin miktar itibarıyla REDDİNE,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
02.10.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.