Hukuk Genel Kurulu’nun 2024/381 E., 2025/202 K. sayılı kararı

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26.03.2025 tarihli, 2024/381 E., 2025/202 K. sayılı kararı
T.C.
Yargıtay
Hukuk Genel Kurulu
2024/381 E., 2025/202 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Yargıtay 11. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla )
SAYISI : 2021/6 E., 2024/2 K.
1. Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 11. Hukuk Dairesince davalı ... Hazinesi aleyhine açılan davanın reddine, davalılar Adalet Bakanlığı, Avukat ..., ..., ... ve ... Kozmetik Ltd. Şti. aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.
2. Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi
4. Davacı dava dilekçesinde; kendisinin dava dışı ... ve Dış. Tic. Ltd. Şti'nin hâkim ortağı olduğunu, İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1428 Esas sayılı dosyasında ihbar olunan hâkimler ..., ... ve ...’ın bariz keyfi tutumları ile kamu gücünü kullanarak mülkiyet ve adil yargılanma hakkını ihlâl ettiklerini, geçici ödeme talebinin reddedildiğini, açılan davalar nedeniyle şahsî geçimini sağlayamadığını, dosyada verilen tedbir kararlarının ve ihtiyatî tedbire itiraz edilmesi sonucu verdikleri kararların haksız olduğunu, hâkimlerin bu nedenle Hâkimler ve Savcılar Kurulu nezdinde de şikâyet edildiğini, bahsi geçen dosyanın derdest olduğunu, adı geçen mahkemece 01.04.2021 tarihli duruşmada 10.01.2021, 12.03.2021 ve 22.03.2021 tarihli dilekçeleri nedeniyle kendisi hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, oysa bu dilekçelerde hakaret kelimelerinin bulunmadığını, ayrıca avukat ...’ın avukatlık görevini kötüye kullanmasına karşın davalardan el çektirilemediğini, kendisine ait şirketlerin batmasına neden olduğunu ileri sürerek ihtiyati tedbir kararının haksız kaldırılması nedeniyle 293.000,00 TL maddi tazminat ile 250.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek oranda ticari faiziyle birlikte davalı ... ... dışındaki davalılardan tahsiline; davalı ... ... yönünden ise 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı
5. Davalı ... Hazinesi vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığını, davacı tarafça iddianın somutlaştırılması yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 46. maddesinde tahdidi olarak sayılan sorumluluk koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Özel Daire Kararı
6. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 26.03.2024 tarihli ve 2021/6 Esas, 2024/2 Karar sayılı kararı ile;
“…Hakimlerin verdikleri kararlardan dolayı ilke olarak sorumlu tutulmayacakları esas olmakla birlikte, hakimin bağımsızlığı kadar tarafsızlığını da teminat altına almak amacıyla hukuki sorumluluğunun tespiti özel bir usule tabi tutulmuştur. Kanunun öngördüğü sorumluluk sebepleri sınırlı sayılmıştır (numerus clausus) ve bunların varlığının kabul edilebilmesi için hakimlerin genel olarak kasıtlı veya ağır kusurlu tutum ve davranışlarının varlığı gerekmektedir. Hakimin sorumluluğu nedeniyle dava açılabilmesi için kanunda sayılan sebeplerin varlığı gerekmekte olup, kanunda sayılmayan sebeplerden dolayı tazminat davası açılamaz. Bu tür davalarda davacı, hakimin yargılama faaliyetinin 6100 sayılı HMK'nın 46. maddesinde sayılan sebeplerden birisine girdiğini, yani hakim tarafından hukuka aykırı (haksız) yargısal işlem/eylem yapıldığını, hakimin ağır kusuru veya kastı olduğunu, bundan dolayı zarar gördüğünü ve hakimin davranışıyla zarar arasındaki illiyet (nedensellik) bağının varlığını ispatla yükümlüdür. (Yılmaz Ejder, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, 2. cilt, madde 34-125, Ankara 2021, s. 1532, 1560, 1637)
Hakimlerin yargılama faaliyetinden dolayı devlet aleyhine açılan eldeki tazminat davasında davaya dayanak yapılan olgular özetle; TBK. gereğince geçici ödeme talebinin reddedilmesi nedeniyle kendisinin açılan davalar nedeniyle şahsi geçimini sağlayamadığı, dosyada verilen tedbir kararlarının ve ihtiyati tedbire itiraz edilmesi sonucu verdikleri tedbirin kaldırılması kararlarının haksız olduğu iddialarıdır. Hakimin takdir yetkisi kapsamında kalan delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin hususlar tazminata konu edilemez. Zira HMK'nın 46. maddesindeki koşullar hakimin takdir yetkisinin ötesinde kasıt veya kasta yakın ağır kusur hallerinde başka türlü yorumlanması mümkün olmayan hukuk kurallarının yanlış uygulanması söz konusu olduğunda oluşabilecektir. Somut olayda HMK'nın 46. maddesindeki koşullardan hiçbirisi gerçekleşmemiştir. Davacı, HMK'nın 46. maddesinde sayılan sınırlı hukuki sorumluluk nedenlerinin eldeki davada gerçekleştiğini kanıtlayamamıştır. Bu itibarla davalı ... Hazinesi hakkındaki davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Ayrıca davalı ... Hazinesi vekilinin zamanaşımı def’inin reddine karar verilmiştir.
Öte yandan, HMK'nın 46. maddesi gereğince Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı Devlet aleyhine dava açılabilir. Devlet aleyhine açılacak davada husumet Hazineye yöneltilmelidir. Davacı davasını ayrı tüzel kişiliği bulunan T.C. Adalet Bakanlığı ile Avukat ..., dava dışı şirket ortağı ..., ... ve ... Kozmetik Ltd. Şti'ye de yöneltmiştir. Bu nedenle T.C. Adalet Bakanlığı, Avukat ..., ..., ... ve ... Kozmetik Ltd. Şti. aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Ayrıca, HMK’nın 49. maddesi uyarınca, davanın esastan reddi halinde disiplin para cezasına hükmedilmesi gerektiğinden, bu konuda dava konusu olayın gelişim biçimi ve dosyaya yansıyan olgular göz önünde bulundurularak, 1.000,00 TL disiplin para cezasının verilmesinin uygun olacağı değerlendirilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-HMK'nın 46. maddesindeki şartlar oluşmadığından Maliye Hazinesi hakkında açılan davanın reddine,
2- T.C. Adalet Bakanlığı, Avukat ..., ..., ... ve ... Kozmetik Ltd. Şti. aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine,
3-HMK'nın 49. maddesine göre takdiren 1.000,00 TL disiplin para cezasının davacıdan tahsiline ve hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Alınması gereken 427,60 TL maktu karar ve ilam harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen manevi tazminat yönünden 32.000,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK'nun 335/1. maddesi uyarınca adli yardım yargılama giderlerinden geçici koruma sağladığından hazineden karşılanan 14 adet tebligat gideri olan 877,00 TL'nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,…” karar verilmiştir.
Kararın Temyizi
7. Özel Daire kararı davacı tarafından temyiz edilmiştir.
II. GEREKÇE
8. Dava, 6100 sayılı Kanun’un 46. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
9. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46. maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. Anılan maddede “(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:
a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.
ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.
d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.
e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.” düzenlemesi bulunmaktadır.
10. Somut olayda 6100 sayılı Kanun’un 46. maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat şartları oluşmadığından Özel Dairece davalı ... Hazinesi yönünden davanın reddine karar verilmesi yerindedir.
11. Öte yandan 6100 sayılı Kanun’un 46. maddesine göre hâkimlerin yargılama faaliyetlerinden dolayı ancak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir ve Devlet dışındaki gerçek ve tüzel kişilerin davalı olarak yer alması mümkün değildir.
12. Eldeki dava dilekçesinde, Maliye Hazinesi yanında Adalet Bakanlığı, Avukat ..., ..., ... ve ... Kozmetik Ltd. Şti. davalı olarak gösterilmiş, Özel Dairece de anılan davalılar yönünden davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir. Bu durumda Özel Dairece davalılar Adalet Bakanlığı, Avukat ..., ..., ... ve ... Kozmetik Ltd. Şti. yönünden davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi de yerindedir.
13. Hâl böyle olunca, yapılan açıklamalara, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, Daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.
III. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacının temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın ONANMASINA,
Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,
26.03.2025 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.