ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Hukuk Genel Kurulu'nun 2024/350 E., 2024/689 K. sayılı kararı

Hukuk Genel Kurulu'nun 2024/350 E., 2024/689 K. sayılı kararı
1 Okunma

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 11.12.2024 tarihli, 2024/350 E., 2024/689 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

Hukuk Genel Kurulu

2024/350 E., 2024/689 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Yargıtay 6. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)

SAYISI : 2022/5 E., 2023/6 K.

KARAR : Davanın reddine

1. Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 6. Hukuk Dairesince yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiştir.

2. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi

4. Davacı vekili dava dilekçesinde; arsa sahibi tarafından müvekkili aleyhine sözleşmenin feshi istemiyle açılan davada mahkemece eksik harç tamamlatılmadan esas yönünden inceleme yapılarak hukukçu bilirkişinin raporuna göre kabul kararı verildiğini, hükme esas alınan raporu düzenleyen hukukçu bilirkişi ile davacının avukatının arkadaş olup sıkça ve uzunca görüşmeler yapmaları nedeniyle hazırlanan raporun şaibeli hâle geldiğini ve davacı lehine düzenlendiği konusunda şüphe oluşturduğunu, hukukçu bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının bir nevi hâkimlik görevinin yasalara aykırı şekilde hukukçu bilirkişi ile paylaşıldığı anlamına geldiğini, dava dilekçesinde sözleşmenin feshine karar verilmesi talep edildiği hâlde mahkemece sözleşmenin geriye etkili feshine karar verilerek taleple bağlılık ilkesine aykırı davranıldığını, bozma kararına uyan mahkemenin bozma gereklerini yerine getirmediğini, dolayısıyla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 46/1-c maddesinin ihlâl edildiğini ve müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek hukuka aykırılığın tespitine ve kararın Türkiye’nin en yüksek tirajlı gazetesinde ilân edilmesiyle birlikte 1.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabı

5. Davalı ... Hazinesi vekili cevap dilekçesinde; davanın süresinde açılmadığından zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, mahkemelerce verilen kararlara karşı yasa yollarının düzenlendiğini ve sadece lehte veya aleyhte karar verilmiş olmasının hâkimin sorumlu olduğunu göstermeyeceğini, davada 6100 sayılı Kanun’un 46 ncı maddesinde düzenlenen hâkimin hukuki sorumluluğunu gerektirecek koşulların oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Özel Daire Kararı

6. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin (İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla) 27.05.2022 tarihli ve 2022/37 Esas, 2022/34 Karar sayılı kararı ile; kat karşılığı inşaat sözleşmesine ilişkin görülen davalarda verilen hüküm ve kararlar sebebiyle temyiz inceleme görevinin Yargıtay 6. Hukuk Dairesine ait olup 6100 sayılı Kanun’un 47 nci maddesine göre Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin (İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla) görevli olduğu gerekçesiyle davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine, dosyanın görevli Yargıtay 6. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.

7. Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 06.11.2023 tarihli ve 2022/5 Esas, 2023/6 Karar sayılı kararı ile;

“…Somut olayda tazminat istemine ilişkin hakimin sorumluluğuna dayanan sebeplerden "farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması" sebebine dayanılmıştır. HMK'nın 46/1-c maddesi gereğince hakimin fiilinden hazinenin sorumlu tutulabilmesi için “farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması” gerekmektedir. Bir kanun hükmü şerhi bir anlam yüklenecek kadar açık ve kesin değilse, başka deyişle hakim, görüşünün hukuki dayanakları ve bilimsel görüşlere dayandırarak farklı bir bakış açısı getirmiş ve delillerin takdirinden elde ettiği kanaat ile uyuşmazlığı sonuçlandırmış ise artık burada hakimin sorumluğundan bahsetmek mümkün değildir.

Davaya konu olay İstanbul Anadolu 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/19 esas, 2018/55 karar sayılı dava dosyasında duruşma hakimi ...'in HMK 46/1-c fıkrasında belirtilen nedenlerle davacıların zararına yol açtığı iddiasına dayanan maddi tazminat istemine ilişkin olduğu anlaşılmakla, HMK'nın 46. maddesinin belirtilen sebeplerin ihlalinin gerçekleşmediği ve bu madde gereğince tazminat isteminin koşulları oluşmadığı anlaşıldığından tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca, davanın esastan reddi halinde disiplin para cezasının takdir edilerek hüküm altına alınması gerekir. Bu konuda dava konusu olayın gelişim biçimi ve dosyaya yansıyan olgular gözetilmiştir.

Belirtilen nedenlerle davanın esastan reddi gerektiği sonucuna varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın sabit olmadığından REDDİNE,

2-HMK'nın 49/1. maddesi gereğince takdiren 5.000 TL disiplin para cezasının davacıdan tahsiline,

3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/3. ve 13/2. maddesi uyarınca davalı yararına takdir edilen 1.000,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

4-Davacının davası red edildiğinden alınması gereken 269,85 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 80,70 TL harçtan mahsubu ile kalan 189,15 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,

5-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 6100 Sayılı Kanunun 338. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra yatırılan avanstan kullanılmayan kısmın davacıya iadesine,…” karar verilmiştir.

Kararın Temyizi

8. Özel Daire kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. GEREKÇE

9. Dava, 6100 sayılı Kanun’un 46 ncı maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.

10. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46 ncı maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. Anılan maddede;

“(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:

a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.

ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.

d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.

e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması” düzenlemesi bulunmaktadır.

11. Somut olayda 6100 sayılı Kanun’un 46 ncı maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat şartları oluşmadığından Özel Dairece davanın reddine karar verilmesi yerindedir.

12. Hâl böyle olunca, yapılan açıklamalara, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, Daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.

III. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın ONANMASINA,

Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,

11.12.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/hukuk-genel-kurulunun-2024350-e-2024689-k-sayili-karari