Hukuk Genel Kurulu'nun 2023/944 E., 2023/1239 K. sayılı kararı
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 13.12.2023 tarihli, 2023/944 E., 2023/1239 K. sayılı kararı
T.C.
Yargıtay
Hukuk Genel Kurulu
2023/944 E., 2023/1239 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/196 E., 2023/772 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulüne
ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 29.11.2022 tarihli ve 2022/7553
Esas, 2022/9728 Karar sayılı BOZMA kararı
Taraflar arasında birleştirilerek görülen boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-birleşen davacı kadının istinaf itirazlarının reddine, davacı-birleşen davalı erkeğin istinaf itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
Direnme kararı davalı-birleşen davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan gündem ve dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. ASIL DAVA
Davacı-birleşen davalı vekili 17.01.2019 tarihli dava dilekçesinde; tarafların 26.06.2018 tarihinde evlendiklerini, müvekkilinin ilk davalının ise ikinci evliliği olduğunu, davalının müvekkiline ilk eşinin tırnağı bile olamayacağı şeklinde sözler sarf ettiğini, sosyal medya platformlarında başka erkeklerle yazıştığını, bunlar ortaya çıkınca üste çıkmak için eşine ağza alınmayacak hakaretlerde bulunduğunu ileri sürerek davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına 30.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. BİRLEŞEN DAVA
Davalı-birleşen davacı vekili 24.01.2019 tarihli birleşen dava dilekçesinde; tarafların 26.06.2018 tarihinde evlendiklerini, ortak çocuklarının bulunmadığını, erkeğin eşine hakaret ettiğini, fiziksel ve cinsel şiddet uyguladığını, tehdit içerikli sözler söylediğini, aşırı kıskanç tavırlar sergilediğini ileri sürerek davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARLARI
İlk Derece Mahkemesinin 09.10.2020 tarihli ve 2019/50 Esas, 2020/559
Karar sayılı kararı ile; tarafların 26.06.2018 tarihinde evlenen tarafların ortak çocuklarının bulunmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığı, buna karşılık kadından kaynaklanan kusurlu bir davranışın ispat edilemediği gerekçesiyle erkeğin tam kusurlu olduğu kabul edilerek asıl davanın davanın reddine, kadının birleşen davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın eş yararına 400,00 TL tedbir-500,00 TL yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 10.06.2022 tarihli ve 2021/34 Esas, 2022/1318 Karar sayılı kararı ile; boşanmaya sebep olan olaylarda erkek eşe her ne kadar fiziksel şiddet uyguladığına ilişkin kusur yüklenmişse de şiddet olayından sonra eşlerin barıştığı, affedilen veya en azından hoşgörü ile karşılanan olayların boşanma davasında taraflara kusur olarak yüklenemeyeceği, dolayısıyla bu kusurlu davranış nedeniyle kadının davasının kabulünün doğru olmadığı, buna karşılık dosyaya yansıyan bilgi ve belgelerden kadının ... sarsıcı davranışlarda bulunduğunun anlaşıldığı, böyle olunca boşanmaya sebep olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle, kadının istinaf itirazlarının reddine, erkeğin istinaf itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın eş yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, kusur durumu gözetilerek kadın eşin tazminat ve yoksulluk nafaka taleplerinin reddine, erkek yararına 10.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine, istinaf incelemesinin iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla davacı-birleşen davalı erkeğin maddi tazminat talebinin 6100 sayılı Kanun’un 360 ve 167 nci maddeleri uyarınca bu dava dosyasından ayrılarak Dairenin farklı bir esasına kaydedilmesine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...Taraflarca evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı açılan boşanma davalarında, ilk derece mahkemesince erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı ve tam kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin davasının reddine ve kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine hükmedilmiş, ilk derece mahkemesinin bu kararı, davacı-davalı erkek tarafından her iki boşanma davası yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise nafakaların ve tazminatların miktarı ile vekalet ücreti yönünden istinaf edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince, erkeğe yüklenen şiddet olayından sonra kadının kendi ailesinin yanına gittiği, bir müddet sonra eşiyle barışarak tekrar ortak konuta döndüğü, kadın ile annesinin polis merkezi amirliğinde 15.04.2019 tarihinde vermiş oldukları ifadelerden anlaşıldığı gerekçesiyle kadın tarafından şiddet vakıasının affedildiği veya en azından hoşgörü ile karşılandığı, bu vakıanın erkeğe kusur olarak yüklenmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle kadının boşanma davasının reddine, kadının ise dosyaya yansıyan belgelere göre ... sarsıcı davranışlarda bulunduğu ve tam kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin boşanma davasının kabulüne ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf incelemesi, kamu düzenine aykırılık hali dışında, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dosyada yapılan incelemede, erkeğin istinaf dilekçesinde, emniyetteki tutanaklardan ve fiziksel şiddete dair af olgusundan bahsetmediği anlaşılmaktadır. Açıklanan sebeple, bölge adliye mahkemesinin erkeğin vakıa olarak değinmediği gibi delil dilekçesinde dahi dayanmadığı emniyet tutanaklarının dikkate alınarak af nedeniyle erkekten fiziksel şiddet kusurunun çıkarılması doğru olmamıştır. Gerçekleşen olaylara göre davacı- davalı erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, davalı- davacı kadının ise ... sarsıcı davranışlarda bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikle bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davalı-davacı kadın da dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, kadının davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile reddi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir,..."
gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile önceki karar gerekçesi genişletilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Direnme kararına karşı süresi içinde davalı-birleşen davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-birleşen davacı vekili temyiz dilekçesinde; her iki dava ve fer'îleri yönünden hükmün hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Uyuşmazlık
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, boşanmaya sebep olan olaylarda erkek eşten kaynaklanan kusurlu bir davranışın ispat edilip edilemediği, buradan varılacak sonuca göre davalı-birleşen davacı kadının da davasının kabulünün gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
D. Gerekçe
1. İlgili Hukuk
Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi.
2. Değerlendirme
1. Uyuşmazlık yukarıda açıklanan hususları taşımakla birlikte, direnme kararının temyizinden sonra tarafların Antalya 13. Aile Mahkemesinin kararı ile boşandıkları ve boşanma kararının 02.05.2023 tarihinde kesinleştiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
2. İlke olarak her dava açıldığı tarihteki fiilî ve hukuki sebeplere göre hükme bağlanır. Ne var ki, dava açıldıktan sonra meydana gelen bir olay nedeniyle dava konusunun ortadan kalkması, eş söyleyişle davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararın kalmaması hâlinde bu olayın hükümde göz önüne alınması ve böyle bir durumda mahkemenin, davanın konusuz kalması sebebiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermesi gerektiği her türlü duraksamadan uzaktır.
3. Dava açıldıktan sonra ortaya çıkan bir olgu nedeniyle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalmasından söz edilebilir.
4. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun "Esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri” başlıklı 331 inci maddesinin birinci fıkrasıyla “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder" hükmü düzenleme altına alınmıştır.
5. Dava, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma istemine ilişkindir. Mahkemece; davanın kabulüne dair verilen ilk kararın, davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece davanın reddedilmesi gerektiğine yönelik verilen bozma ilamına karşı direnilmiş ve direnme kararı davalı-birleşen davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6. Direnme kararı verildikten sonra, tarafların Antalya 13. Aile Mahkemesinin 02.05.2023 tarihli ve 2023/249 Esas, 2023/337 Karar sayılı kararı ile boşanmalarına karar verildiği, kararın 30.05.2023 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
7. Tüm bu genel açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; tarafların bir başka mahkeme kararı ile boşanmalarına karar verildiği, kararın kesinleştiği, bu nedenle eldeki boşanma davalarının konusuz hâle geldiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davanın esası hakkında bir karar verilemeyecektir. Ancak, davanın konusuz kalması sebebiyle esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve tayin eder (6100 sayılı Kanun md. 331/1). O hâlde yerel mahkemece yapılacak iş, her iki boşanma talebi hakkında konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm tesisi ile yargılama giderleri ve vekâlet ücreti konularında 6100 sayılı Kanun'un 331/1 inci maddesine göre bir karar verilmekten ibarettir.
8. Hâl böyle olunca direnme kararının, açıklanan bu değişik gerekçe ve nedenlerle bozulması gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı-birleşen davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373 maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararı veren Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
13.12.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.