ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Hukuk Genel Kurulu'nun 2023/902 E., 2023/1393 K. sayılı kararı

Hukuk Genel Kurulu'nun 2023/902 E., 2023/1393 K. sayılı kararı
3 Okunma

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 21.12.2023 tarihli, 2023/902 E., 2023/1393 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

Hukuk Genel Kurulu

2023/902 E., 2023/1393 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Yargıtay 7. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)

SAYISI : 2023/2 E., 2023/4 K.

KARAR : Davanın reddine

1. Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı Yargıtay 7. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiştir.

2. Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi

4. Davacı tereke temsilcisi dava dilekçesinde; eski tereke temsilcisinin yönetiminde olan gayrimenkullerin sayısının altmış beşten dörde düştüğünü, bu durumun eski tereke temsilcisinin 29.01.2015 tarihli faaliyet raporu ve 11.12.2015 tarihli beyanı ile 08.04.2015 ve 10.08.2018 tarihli kendi beyanlarında mahkemeye bildirilmiş olduğunu, 11.11.2014 tarihinden itibaren gayrimenkul sayısının düşmesinden dolayı eski tereke temsilcisinin ücretinin tereke toplam gelirinin üç katından fazlasına çıktığını, bu sebeple tereke hissedarlarına gelir dağıtılmadığını, eski tereke temsilcisinin terekenin icazet verdiği iki davanın yirmi altı duruşmasına katıldığı ancak davaya beş defa katılmayarak davanın açılmamış sayılmasına sebep olduğu, Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 457 nci maddesinin şartları oluştuğu hâlde Konya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/984 Esas sayılı dosyasında hâkimin görevi ihmalinden dolayı 11.11.2014-15.09.2020 tarihleri arasında eski tereke temsilcisinin haksız kazanç sağlayarak terekenin maddi zararına sebebiyet verdiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi tazminatın zararın oluştuğu günden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabı

5. Davalı ... Bakanlığına izafeten Maliye Hazinesi vekili cevap dilekçesinde; haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın zamanaşımı, husumet ve esastan reddine ve ayrıca davacının disiplin para cezasına mahkum edilmesine karar verilmesini savunmuştur.

Özel Dairenin Birinci Kararı

6. Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 11.05.2022 tarihli ve 2022/2 Esas, 2022/3 Karar sayılı kararı ile;

“…Davacı Tereke temsilcisi ...’nin Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığı ile Dairemize göndermiş olduğu 31/03/2022 havale tarihli dava dilekçesinde; davayı açarken dava harcını ve gider avansını ikmal etmediği, davacıya muhtıra yazılarak gider avansının ve harçların ikmal edilmesi için 2 haftalık kesin süre verildiği, muhtıranın 19/04/2022 tarihinde tebliğ edildiği, ancak davacının belirtilen kesin süre içerisinde gider avansını ve dava harcını ikmal etmediği, kesin süre geçtikten sonra yatırdığı anlaşıldığından açılan davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1- Davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE,…” karar verilmiştir.

Kararın Temyizi

7. Özel Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı tereke temsilcisi tarafından yasal süresi içinde temyiz isteminde bulunulmuştur.

Hukuk Genel Kurulu Kararı

8. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.12.2022 tarihli ve 2022/7-675 Esas, 2022/1839 Karar sayılı kararı ile;

“…15. Somut olayda davacı tereke temsilcisi tarafından dava dilekçesi ve ekleri 31.03.2022 tarihinde Konya Hukuk Mahkemeleri Ön Bürosuna sunulmuş ve muhabere kanalıyla Yargıtay 7. Hukuk Dairesine gönderilmiştir. Dilekçenin Konya Hukuk Mahkemeleri Ön Bürosunca kabulü aşamasında Yönetmeliğin 197. maddesine uygun olarak davacı tereke temsilcisinden harç ve gider avansı alınmamıştır.

16. Özel Dairece, davacı tereke temsilcisinin sunduğu dava dilekçesi 2022/2 sayılı esasa kaydedildikten sonra 05.04.2022 tarihli tensip tutanağında harç için “4- Dava dilekçesi ve eklerinin incelenmesinde, dava açılırken yatırılması gereken harçların yatırılmadığı anlaşıldığından ve hesaplanan Yargıtay İlk Derece Başvuru harcı: 124,00 TL, nispi harç (1/4) 170,00 TL. toplamı olan 294,00 TL harcın davacıya çıkartılacak muhtıranın tebliğinden itibaren başlamak üzere iki haftalık kesin süre içerisinde Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'ne (İlk Derece Mahkemesi'ne) gönderilmesine, aksi halde davanın reddedileceğinin ihtar edilmesine,” gider avansı için “5- Davacının dava açılırken gider avansını yatırmadığı anlaşıldığından dava şartı olan gider avansının yatırılması için; Gider Avansı Tarifesi’ne göre 3 (taraf sayısı) *5 katı =15 adet tebligat gideri olan 465,00 TL ve 200,00 TL diğer avans olmak üzere toplam 665,00 TL gider avansının (pul olarak veya PTT. havalesi ile) davacıya çıkartılacak muhtıranın tebliğinden itibaren başlamak üzere iki haftalık kesin süre içerisinde Yargıtay 7.Hukuk Dairesi'ne (İlk Derece Mahkemesi'ne) gönderilmesine, aksi halde dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddedileceğinin ihtar edilmesine,” şeklinde kurulan ara kararlar doğrultusunda “Davacı ...” başlığı ile tensip içeriğine uygun hazırlanan muhtıralar yine tebligat mazbatasında “DAVACI ...” yazılmak suretiyle davacı ... ... ...’ın tereke temsilcisi ...’ye 19.04.2022 tarihinde tebliğ edilmiştir.

17. Özel Dairece, davacı tereke temsilcisinin harç ve gider avansını iki haftalık kesin sürede yatırmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

18. Öncelikle tereke adına temsilci atanması durumunda, davanın sürdürülmesinin onun veya vekil kıldığı avukatı huzuru ile sürdürüleceği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi temsilciye geçmektedir. Eldeki davada dava dilekçesinde davacı “... ... ... terekesi temsilcisi ...” olarak belirtilmiş olup “...” davacı sıfatıyla değil tereke temsilcisi sıfatıyla davada yer almaktadır. Bu durumda gerek muhtıra başlığında gerekse de tebligatta davacı olarak bizzat “...” ismine yer verilmesi doğru değildir.

19. Öte yandan, Harçlar Kanunu’nun yukarıda bahsi geçen 30. maddesi hükmü gereğince hiç harç alınmaması durumunda açılmış bir davadan söz edilemeyeceğinden Özel Dairece davacıya dava açılırken yatırılması gereken harcı yatırmak için verilen kesin süre sonunda harç yatırılmazsa davanın reddine değil davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği ihtar edilmelidir. Bu nedenle harcın yatırılmasına ilişkin tensip tutanağında belirtilen ihtarın hatalı olduğu gibi, harcın yatırılması için gönderilen muhtırada da harcın yatırılmamasının sonuçları kanuna uygun olarak ihtar etmediğinden sonuç doğurmayacaktır.

20. Tüm bu açıklamalar karşısında davacı tereke temsilcisi tarafından dosyaya başvurma ve peşin harç ile gider avansının yatırıldığı da dikkate alındığında harç ve gider avansı ödemelerinin süresinde yapıldığı kabul edilerek işin esasına girilmesi gerekirken, Özel Dairece harç ve gider avansının yatırılmaması nedeniyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi yerinde değildir.

21. Hâl böyle olunca, usul ve yasaya aykırı olduğu tespit edilen Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın bozulması gerekir,…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Özel Dairenin İkinci Kararı

9. Yargıtay 7. Hukuk Dairesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda 20.06.2023 tarihli ve 2023/2 Esas, 2023/4 Karar sayılı kararı ile; “…Tarafta iradi değişiklik 6100 sayılı HMK'nın 124. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre;

"Bir davada taraf değişikliği ancak karşı tarafın açık rızasıyla mümkündür.

Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır.

Ancak maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişlikliği talebi karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir" şeklindedir.

Bu madde metnine göre tarafta iradi değişiklik ancak karşı tarafın açık rızası ile ya da maddi bir hatadan kaynaklanıyorsa karşı tarafın rızası aranmaksızın kabul edilebilir. Dava, HMK'nın 46. maddesi uyarınca hâkimlerin hukuki sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkindir.

Hâkimlerin hukuki sorumluluğu Hukuk Muhakemeleri Kanununun 46-49. maddelerinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Kanunda gösterilen sorumluluk nedenleri, örnek niteliğinde olmayıp, sınırlı ve sayılı durumları ifade etmektedir.

Davada, davacı tereke temsilcisinin Konya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/984 Esas sayılı dosyasında MK. 457. maddeyi zamanında uygulamayan hakimliğin görevi ihmal kusurundan dolayı oluşan terekenin maddi zarar miktarının tespit edilerek maddi zararın oluştuğu günden itibaren yasal faiziyle karşılanmasına istemiştir.

Dava konusu olayda HMK’nun 46 ncı maddesinde yer alan nedenler bulunmamaktadır.

Tazminat istemi, yasa yolları düzenlenmiş bulunan yargısal işlem ve kararlara ilişkindir. Hatalı olduğu ileri sürülen yargısal işlemlerde, özel amaç ile davranıldığı yönünde bir delil de bulunmamaktadır.

Dava edilen talebin konusu, Hukuk Muhakemeleri Usulu Kanununda sınırlı sayıda yazılı sorumluluk gerektiren hususlardan olmadığından davanın reddine, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 49. maddesi gereğince davacı aleyhine disiplin para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;

1- Davanın REDDİNE,

2- 6100 sayılı HMK'nun 49. maddesi gereğince disiplin para cezasının takdirine yer olmadığına,

3- Davacı tereke temsilcisi tarafından yatırılan 294,00 TL harçtan alınması gereken 276,40 TL'nin mahsubu ile kalan 17,60 TL'nin istek halinde davacı tereke temsilcisine iadesine,

4- Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 17.800,00 TL vekalet ücretinin, davacı tereke temsilcisinden alınıp kendisini vekil ile temsil eden davalı Maliye Hazinesine verilmesine,

5-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 6100 sayılı HMK'nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra yatırılan avanstan kullanılmayan kısmın davacı tereke temsilcisine iadesine,

6-Davalının yaptığı yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,…” karar verilmiştir.

Kararın Temyizi

10. Özel Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı tereke temsilcisi tarafından yasal süresi içinde temyiz isteminde bulunulmuştur.

II. GEREKÇE

11. Dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 46 ncı maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.

12. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46 ncı maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. Anılan maddede “(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:

a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.

ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.

d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.

e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.” düzenlemesi bulunmaktadır.

13. Somut olayda 6100 sayılı Kanun’un 46 ncı maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat şartları oluşmadığından Özel Dairece davanın reddine karar verilmesi yerindedir.

14. Hâl böyle olunca, yapılan açıklamalara, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, Daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.

III. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacının temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın ONANMASINA,

Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,

21.12.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/hukuk-genel-kurulunun-2023902-e-20231393-k-sayili-karari