ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Hukuk Genel Kurulu'nun 2023/762 E., 2023/1275 K. sayılı kararı

Hukuk Genel Kurulu'nun 2023/762 E., 2023/1275 K. sayılı kararı
2 Okunma

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 20.12.2023 tarihli, 2023/762 E., 2023/1275 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

Hukuk Genel Kurulu

2023/762 E., 2023/1275 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Yargıtay 4. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)

SAYISI : 2021/65 E., 2023/11 K.

KARAR : Davanın reddine

1. Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 4. Hukuk Dairesince davanın esastan reddine karar verilmiştir.

2. Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi

4. Davacı dava dilekçesinde; ticaret ile uğraştığı ve ekonomik olarak sıkıntı çektiği bir dönemde hakkında başlatılan icra işlemlerinden korunmak amacıyla eşi ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, ancak birlikte yaşamaya devam ettiklerini, bu süreçte bedeli ödenerek alınan yazlığın satıldığını ve buradan gelen para ile 4731 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 4 No.lu bağımsız bölümün alındığını, tescil işleminin eşi adına yapıldığını, 25272 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 11 No.lu bağımsız bölümün mülkiyeti kendisine ait iken boşanmalarına esas ... 1. Aile Mahkemesinin 09.05.2008 kesinleşme tarihli ve 2008/471 Esas 2008/426 Karar sayılı kararı ile aralarında düzenledikleri protokol uyarınca davalıya verildiğini ve tescil işleminin sağlandığını, evlilik birliği içerisinde ortak olarak edinilen ... plakalı aracın eşi adına kayıtlı iken kendisine haber verilmeksizin satıldığını, kendisine bir bedel ödenmediğini, ortak olarak yaşadıkları konuttan hiç bir şey almadan ayrılmak zorunda kaldığını, yine ... 23. İcra Müdürlüğünün 2007/22837 Esas sayılı takip dosyasında toplamda 100.000,00 TL alacağını eski eşine danışıklı olarak devrettiğini, bu durumun eski eşinin de bilgisi dâhilinde olduğunu, eşinin evlenmeden önce ev hanımı olduğunu ve gelirinin bulunmadığını, evlilik birliği içerisinde edindikleri taşınır ve taşınmaz malların tamamının kendi çalışması neticesinde edinildiğini, dava konusu 25272 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 11 No.lu bağımsız bölümün tamamının, 4731 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 4 No.lu bağımsız bölümün ise ½ oranında tapu kaydının iptali ile adına tesciline, ... plakalı aracın satışından elde edilen bedelin tamamının, 4731 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 4 No.lu bağımsız bölümde yer alan eşyaların bedelinin 1/2’sine, 25272 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 11 No.lu bağımsız bölüm yönünden iptal ve tescile karar verilmesi hâlinde 01.09.2014 tarihinden karar tarihine kadar tespit edilecek haksız işgal tazminatına hükmedilmesine, ... 23. İcra Müdürlüğünün 2007/22837 Esas sayılı takip dosyasında eski eşine devredilen 100.000,00 TL senetli icra alacağının tahsiline karar verilmesi istemli dava açtığını, tüm talepleri hakkında mahkemece, ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, istinaf başvurusu üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiğini, kararın temyizi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesince onandığını, karar düzeltme isteminin de reddedilerek kesinleştiğini, Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/683 Esas sayılı dosyasında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 46/1-(a), (c) ve (e) maddeleri koşullarının gerçekleştiğini, verilen kararlar nedeniyle mağdur olup karşı tarafın sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek 650.000,00 TL tazminatın davalı Hazineden tahsilini talep etmiştir.

Davalı Cevabı

5. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın süresinde açılmadığını, sorumluluğu ispatlayacak yeterli delil sunulmadığını, 6100 sayılı Kanun’un 46 ncı maddesindeki şartların oluşmadığını, davacının muvazaalı işlemin tarafı olduğunu, hiç kimsenin kendi muvazaasından yararlanamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Özel Daire Kararı

6. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 17.01.2023 tarihli ve 2021/65 Esas, 2023/11 Karar sayılı kararı ile;

“…Hakimlerin verdikleri kararlardan dolayı ilke olarak sorumlu tutulmayacakları esas olmakla birlikte, hakimin bağımsızlığı kadar tarafsızlığını da teminat altına almak amacıyla hukuki sorumluluğunun tespiti özel bir usule tabi tutulmuştur. Kanunun öngördüğü sorumluluk sebepleri sınırlı sayılmıştır (numerus clausus) ve bunların varlığının kabul edilebilmesi için hakimlerin genel olarak kasıtlı veya ağır kusurlu tutum ve davranışlarının varlığı gerekmektedir. Hakimin sorumluluğu nedeniyle dava açılabilmesi için kanunda sayılan sebeplerin varlığı gerekmekte olup, kanunda sayılmayan sebeplerden dolayı tazminat davası açılamaz. Bu tür davalarda davacı, hakimin yargılama faaliyetinin 6100 sayılı HMK'nın 46.maddesinde sayılan sebeplerden birisine girdiğini, yani hakim tarafından hukuka aykırı (haksız) yargısal işlem/eylem yapıldığını, hakimin ağır kusuru veya kastı olduğunu, bundan dolayı zarar gördüğünü ve hakimin davranışıyla zarar arasındaki illiyet (nedensellik) bağının varlığını ispatla yükümlüdür. (... Ejder, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, 2.cilt, madde 34-125, Ankara 2021, s. 1532,1560,1637) Hakimlerin yargılama faaliyetinden dolayı Devlet aleyhine açılan eldeki tazminat davasında davaya dayanak yapılan olgular özetle; ihbar olunanların görev yaptığı üç ayrı mahkemenin verdiği hatalı kararlar nedeniyle mağdur olup karşı tarafın sebepsiz zenginleştiği ve bu nedenle maddi zarara uğradığı iddiasıdır. 6100 sayılı HMK'nın 46.maddesinde sayılan sebeplere bakıldığında bu sebeplerin tamamının nitelikleri gereği hukuka aykırılık taşıdığı ve hakimin ağır kusuruna (hatta kastına) dayalı olduğu (örneğin; taraf tutma, duruşma tutanağında yazılı olmayan sebeple karar verme, menfaat karşılığı karar verme, kanuna açık aykırılık, adalet dağıtmaktan kaçınma, duruşma tutanağını tahrif vs.) görülmektedir. (... Ejder, a.g.e, s.1556) Davacının ileri sürdüğü hususlar ise 6100 sayılı HMK'nın 46.maddesinde sayılan sınırlı hukuki sorumluluk nedenleri arasında yer almayıp davacı davasını kanıtlayamamıştır. Hal böyle olunca davanın reddine karar vermek gerekmiştir.

Öte yandan HMK’nın 49. maddesi uyarınca, davanın esastan reddi halinde disiplin para cezasına hükmedilmesi gerektiğinden, bu konuda dava konusu olayın gelişim biçimi ve dosyaya yansıyan olgular göz önünde bulundurulmuş, 1.000,00 TL disiplin para cezasının verilmesinin uygun olacağı değerlendirilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda gösterilen nedenlerle;

1-HMK'nın 46. maddesindeki şartlar oluşmadığından davanın esastan reddine,

2-HMK'nın 49.maddesine göre takdiren 1.000,00-TL disiplin para cezasının davacıdan tahsiline ve hazineye gelir kaydedilmesine,

3-Alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 11.100,37 TL'den mahsubuna, kalan 10.920,47 TL'nin istek halinde davacıya iadesine,

4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi uyarınca 17.800,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

5-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,…” karar verilmiştir.

Kararın Temyizi

7. Özel Daire kararı davacı tarafından temyiz edilmiştir.

II. GEREKÇE

8. Dava, 6100 sayılı Kanun’un 46 ncı maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.

9. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46 ncı maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. Anılan maddede “(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:

a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.

ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.

d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.

e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.” düzenlemesi bulunmaktadır.

10. Somut olayda 6100 sayılı Kanun’un 46 ncı maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat şartları oluşmadığından Özel Dairece davanın reddine karar verilmesi yerindedir.

11. Hâl böyle olunca, yapılan açıklamalara, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, Daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacının temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın ONANMASINA,

Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,

20.12.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/hukuk-genel-kurulunun-2023762-e-20231275-k-sayili-karari