Hukuk Genel Kurulu'nun 2023/76 E., 2024/438 K. sayılı kararı

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 18.09.2024 tarihli, 2023/76 E., 2024/438 K. sayılı kararı
T.C.
Yargıtay
Hukuk Genel Kurulu
2023/76 E., 2024/438 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1627 E., 2021/1654 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulüne
ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 17.05.2021 tarihli ve
2021/4733 Esas, 2021/6401 Karar sayılı BOZMA kararı
Taraflar arasındaki hizmet ve prime esas kazancın tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ve fer'î müdahil Sosyal Güvenlik Kurumu vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılıp düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ve fer'î müdahil Sosyal Güvenlik Kurumu vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 10. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince bozma kararına uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin bozmaya uyarak verdiği karar taraflar ve fer'î müdahil Sosyal Güvenlik Kurumu vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 10. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
Direnme kararı taraflar ve fer'î müdahil Sosyal Güvenlik Kurumu vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan gündem ve dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin 2008 yılının başından 21.01.2014 tarihine kadar davalıya ait işyerinde kartonpiyer ve asma tavan ustası olarak kesintisiz çalışmasına rağmen çalışmalarının Kuruma eksik bildirildiğini, son ücretinin 1.560,00 TL olduğunu ileri sürerek sözü edilen tarihler arasında kesintisiz çalıştığının ve prime esas kazancının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı vekili; davacının müvekkiline ait işyerinde 11.10.2010-21.01.2014 tarihleri arasında kesintili çalıştığını, bu çalışmasının Kuruma bildirildiğini, yapılan işin niteliği gereği davacının havanın soğuk olduğu günlerde çalışmasının mümkün olmadığını ayrıca davalı işverenin her zaman iş alamadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Fer’î müdahil Sosyal Güvenlik Kurumu vekili; davalı işverene ait farklı sicil numaralı işyerlerinden davacının kesintili çalışmasının Kuruma bildirdiğini, davanın kamu düzenini ilgilendirdiğini, bu nedenle resen araştırma yapılması ve fiili çalışma olgusunun ispatlanması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 26.10.2016 tarihli ve 2015/145 Esas, 2016/252 Karar sayılı kararı ile; Kurum kayıtları, tanık beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre istemin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının 02.01.2008-21.01.2014 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespiti ile 2008 yılında 33,00 TL; 2009 yılında 36,37 TL, 2010 yılında 37,50 TL, 2011 yılında 39,75 TL, 2012 yılında 43,87 TL, 2013 yılında 48,00 TL ve 2014 yılında 53,25 TL ücretle çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ve fer'î müdahil Sosyal Güvenlik Kurumu vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 22.03.2017 tarihli ve 2016/385 Esas, 2017/333 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesince hizmet tespiti istemi yönünden verilen kararın yerinde olduğu, prime esas kazancın tespiti istemi yönünden ise davalı işveren ile Kurum kayıtlarının aksini ispatlayan kayıt ve yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belge sunulmadığı gözetildiğinde davacının uyuşmazlık konusu çalışma döneminde asgari ücretle çalıştığı yönünde hüküm kurulmaması, kabule göre de fer’î müdahil Kurum vekilinin yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının hatalı olduğu ayrıca davalı işverence Kuruma tam bildirilen çalışma sürelerinin hükme yazılmasının yerinde olmadığı gerekçesiyle davalı ve fer’î müdahil Kurum vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılıp düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne, davacının 02.01.2008-21.01.2014 tarihleri arasında davalı işverene ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının asgari ücret üzerinden tespitine, davacının son ücretinin net 1.560,00 TL olduğuna ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ve fer'î müdahil Sosyal Güvenlik Kurumu vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 09.03.2020 tarihli ve 2019/7013 Esas, 2020/2151 Karar sayılı kararı ile “... A)Mahkemece, davacının istemine ilişkin 10.12.2010 tarihi sonrası dönem yönünden verilen kabul kararı yerindedir.
B)01.02.2008 - 27.06.2010 ve 23.08.2010 - 10.11.2010 tarihleri arasındaki dönem yönünden ise; eksik araştırmanın söz konusu olduğu anlaşılmaktadır.
… Eldeki dava dosyası incelendiğinde, davacının 01.02.2008 - 21.01.2014 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak asgari ücretle 1318 gün çalıştığı, 107 günlük çalışmasının Kuruma bildirildiği, 1211 günlük çalışmasının ise bildirilmediğine dair tespit yapılmış ise de; 01.02.2008 -27.06.2010 ve 23.08.2010 - 10.11.2010 tarihleri arasındaki dönem yönünden eksik araştırmanın söz konusu olduğu anlaşılmakla, bu tarihler arasında davalı işyerinden bildirimi bulunan bordrolu tanıklar dinlenilmeli, gerektiğinde komşu işyeri tanık beyanlarına başvurulmalı, kurum ve işyeri kayıtlarında bu döneme ilişkin bilgi ve belge bulunup bulunmadığı araştırılmak suretiyle uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; davacıya açıklama yaptırılarak ve kimler ile çalıştığı tespit edilerek bu süreler yönünden çalışmanın varlığı usulünce araştırılmalıdır. Ayrıca davacının başka işyerlerindeki çalışmanın varlığı karşısında işten ayrılış ve tekrar giriş zamanlarına, ara verip vermediği, günü gününe kesintisiz çalışmanın nasıl gerçekleştiği sorularak deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir...” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Birinci Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin 29.01.2021 tarihli ve 2020/770 Esas, 2021/141 Karar sayılı kararı ile; ilk hükmün gerekçesi tekrar edildikten sonra 01.02.2008 tarihinden sonraki çalışma dönemine ilişkin fiili çalışma iddiasının araştırılması için komşu işyeri ve işverenlerinin tespitine ilişkin yazılan müzekkerelere verilen cevap yazılarında başkaca tanığın ve delilin bildirilmediği, davacının isticvap daveti üzerine 04.11.2010 tarihli duruşmada beyanda bulunduğu, daha önce dinlenmeyen bordro tanıkları ..., ve ... ile ...’ın davacının 01.02.2008-27.06.2010 ve 23.08.2010-10.11.2010 tarihleri arasında davalı işyerinde sürekli çalıştığına ilişkin iddiasını destekleyen yönde beyanda bulunmadıkları, bozma kararı kapsamı dışında kalan taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış haklar gözetilerek yapılan araştırma ve inceleme sonucu 01.02.2008-27.06.2010 ve 23.08.2010-10.11.2010 tarihleri arasındaki çalışma dönemi yönünden talebin reddi, kalan kısma ilişkin talebin kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının 10.12.2010-21.01.2014 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen hizmetlerinin tespitine ve 2010 yılı için 37,50 TL, 2011 yılı için 39,75 TL, 2012 yılı için 43,87 TL, 2013 yılı için 48,00 TL, 2014 yılı için 53,25 TL günlük net ücret karşılığı çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı süresi içinde taraflar ve fer'î müdahil Sosyal Güvenlik Kurumu vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
2. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...Eldeki dava dosyası incelendiğinde; Mahkemece, davacının istemine ilişkin 10.12.2010 tarihi sonrası dönem yönünden kabul kararı verdiği, bozma gereğince yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda çalışma iddiasının kanıtlanamadığı 01.02.2008 - 27.06.2010 ve 23.08.2010 - 10.11.2010 dönemleri yönünden istemin reddi karar vermiş ise de; 04.11.2020 tarihli oturumda isticvap edilen davacının, beyanlarında ismi geçen ..., Baki Dayan, ..., ... ve ...'ın tanık olarak dinlenmeleri ve davacının çalışmaları ile ilgili bilgilerine başvurulması gerekirken bu hususun eksik bırakılması yerinde değildir.
Ayrıca, dava dışı Hikmet Avcı Ltd. Şti. işyerine ait 2606.2010-22.08.2010 tarihinde bildirilen 55 günlük hizmetin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı, buradaki çalışmanın olmadığını bildirmesi karşısında bu işyerindeki bordro tanıkları dinlenerek davadışı Hikmet Avcı Ltd. Şti. işyerinin davaya dahil edilerek delilleri sorulmak suretiyle bu çalışmanın gerçek olup olmadığı araştırılıp davacının talep tarihinde davalı işyerinde sürekli çalışıp çalışmadığı hakkında karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerince bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
D. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararında dinlenmesi gerektiği belirtilen tanıklar ..., ..ve ... ile ...’in İlk Derece Mahkemesince beyanlarının alındığı, ...’ın bordro tanığı olmadığından uyuşmazlık konusu çalışma dönemi yönünden bilgisine başvurulacak nitelikte olmadığı ayrıca diğer bordro tanıkları dinlendiğinden bu kişinin dinlenilmesinin dosyaya katkısı olmayacağı, dosya kapsamı yönünden tanığın dinlenmesinin yarar sağlayıp sağlamayacağı konusunda denetime tabi tutulmaksızın sadece davacı tarafından gösterildiği için tanık olarak dinlenmesi gereğine dayanan bozma kararına uyulmasının mümkün olmadığı, öte yandan 6100 sayılı Kanun'un 357 nci maddesinde ilk derece yargılamasında incelenmeyen konuların istinaf aşamasında incelenmemesinin ve yargılamaya yeni kişilerin katılmasının engellenmesinin amaçlandığı, aksi hâlde davaya katılması sağlanan yeni kişilerin savunma ve delillerini sunmasının ve bu kişiler yönünden ilk derece mahkemesinde yerine getirilmesi gereken yargılama süreçlerinin istinaf yargılamasında gerçekleştirilmesi sonucunun doğacağı, bu nedenle dava dışı şirketin davaya dahil edilmesinin mümkün olmadığı, ayrıca birinci bozma kararında yer almayan yeni bozma gerekçelerine uyulamayacağı, zira bozma ilamı kapsamı dışında kalan yönlerin kesinleşerek taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşturduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Direnme kararına karşı süresi içinde taraflar ve fer'î müdahil Sosyal Güvenlik Kurumu vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; İlk Derece Mahkemesince dinlenen tanıkların Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gözden kaçan veya yeni ortaya çıkan bilgiler ışığında yeniden dinlenmesi gerektiği belirterek direnme kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili; davacının davalı işyerinde 11.11.2010-21.01.2014 tarihleri arasında çalıştığını, başkaca çalışmasının olmadığını, müvekkiline ait olmayan işyerlerine ilişkin olarak hizmet tespitine karar verilmesinin hatalı olduğunu, davalı tanıklarının beyanları ve yazılı deliller dikkate alınmadan sadece davacı tanıklarının beyanlarını gözeten bilirkişi raporunun hükme esas alınmaması gerektiğini belirterek direnme kararının bozulmasını talep etmiştir.
3. Fer’î müdahil Kurum vekili; uzun süreli çalışmayla ilgili bilgilerin tanıkların hafızasında eksiksiz kalmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, Kurum kayıtları ile yazılı deliller birbirini doğrulamasına rağmen tanık beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulmasının hatalı bulunduğunu, yapılan işin niteliği gözetildiğinde bu kadar uzun süreli çalışılamayacağının açık olduğunu, kamu düzenine ilişkin davanın yazılı belgelerle ispatlanması gerektiğini belirterek direnme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Uyuşmazlık
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; Somut olayda davacının 2008 yılının başından 21.01.2014 tarihine kadar davalıya ait işyerinde kesintisiz çalıştığı iddiasıyla sözü edilen tarihler arasında eksik bildirilen hizmetleri ve prime esas kazancının tespiti istemiyle açtığı eldeki davada 04.11.2020 tarihinde isticvap edilen davacının beyanında ismi geçen ..., ...ve ... ile ...’in tanık olarak dinlenilmesinin gerekip gerekmediği, ayrıca birinci bozma kararına uyulmakla usuli kazanılmış hak oluşup oluşmadığı ve 6100 sayılı Kanun'un 357 nci maddesindeki hüküm gözetildiğinde Bölge Adliye Mahkemesince, tespitine karar verilen dönemde davacı adına dava dışı Hikmet Avcı Ltd. Şti. tarafından 26.06.2010-22.08.2010 tarihleri arasında bildirilen 55 günlük hizmetlerin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı, bu çalışmanın olmadığının bildirilmesi hâlinde bu işyerindeki bordro tanıkları dinlenerek dava dışı Hikmet Avcı Ltd. Şti.nin davaya katılımı sağlandıktan sonra bozma kararında belirtilen araştırma ve incelemeler yapılarak sonucuna göre karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
D. Ön Sorun
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasına girilmeden önce Özel Dairenin ikinci bozma kararının maddi hataya dayanıp dayanmadığı, buradan varılacak sonuca göre direnme kararı ile Özel Dairenin ikinci bozma kararı kaldırılarak usulüne uygun temyiz incelemesi yapılması için dosyanın Özel Daireye gönderilmesinin gerekip gerekmediği ön sorun olarak tartışılmıştır.
E. Gerekçe
1. Somut olayda davacının davalıya ait işyerinde 2008 yılının başından 21.01.2014 tarihine kadar arasında kesintisiz çalıştığının tespiti istemiyle açtığı eldeki davada İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne dair karara karşı davalı ve fer'î müdahil Kurum vekillerinin istinaf başvurusunda bulunması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince hizmet tespiti istemi yönünden verilen kararın yerinde olduğu, prime esas kazancın tespiti istemi yönünden ise davacının davalı işveren ile Kurum kayıtlarının aksini ispatlayan yazılı delil ya da yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belge sunulmadığından davacının hizmetlerinin tespitine karar verilen dönemde asgari ücretle çalıştığının kabulü gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılıp düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne, davacının 02.01.2008-21.01.2014 tarihleri arasında davalı işverene ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının asgari ücret üzerinden tespitine, davacının son ücretinin net 1.560,00 TL olduğuna ilişkin talebin reddine karar verildiği, davalı ve fer'î müdahil Kurum vekilleri tarafından temyiz yoluna başvurulan bu kararın Özel Dairece tespitine karar verilen 01.02.2008-27.06.2010 ve 23.08.2010-10.11.2010 tarihleri arasındaki dönem yönünden eksik araştırma ve inceleme yapıldığı gerekçesiyle bozulduğu, Bölge Adliye Mahkemesince bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda ilk hükmün gerekçesi tekrar edildikten sonra bozma sonrası yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dinlenen bordro tanıklarının beyanlarına göre bozma kapsamı dışında kalarak taraflar yönünden usuli kazanılmış hak oluşturan durumlar da dikkate alınmak suretiyle davacının bozma konusu yapılan 01.02.2008-27.06.2010 ve 23.08.2010-10.11.2010 dönemde davalıya ait işyerinde çalıştığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının 10.12.2010-21.01.2014 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen hizmetlerinin tespitine ve 2010 yılı için 37,50 TL, 2011 yılı için 39,75 TL, 2012 yılı için 43,87 TL, 2013 yılı için 48,00 TL, 2014 yılı için 53,25 TL günlük net ücret karşılığı çalıştığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verildiği, kararın taraflar ve fer'î müdahil Kurum vekilleri tarafından temyiz edildiği, Kurum vekilinin prime esas kazanca ilişkin hükmü açıkça temyiz konusu yaptığı, bu kararın Özel Dairece 04.11.2020 tarihli duruşmada davacının beyanında geçen kişilerin tanık olarak dinlenmesi, dava dışı Hikmet Avcı Ltd. Şti. tarafından bildirilen hizmetlerin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı, bu çalışmanın olmadığının bildirilmesi hâlinde bu işyerindeki bordro tanıkları dinlenerek dava dışı Hikmet Avcı Ltd. Şti.nin davaya katılımı sağlandıktan sonra bozma kararında belirtilen araştırma ve incelemeler yapılarak sonucuna göre karar verilmesinin gerektiği belirtilerek bozulduğu ancak fer'î müdahil Kurum vekilinin prime esas kazanca ilişkin kurulan hükme yönelik temyiz itirazları hakkında inceleme yapılmadığı, Bölge Adliye Mahkemesince önceki kararda direnildiği, direnme kararının taraflar ve fer'î müdahil Kurum vekillerince temyiz edildiği, Kurum vekilinin yine prime esas kazanca ilişkin açık temyizinin bulunduğu anlaşılmıştır.
2. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde fer'î müdahil Kurum vekilinin prime esas kazanca ilişkin Bölge Adliye Mahkemesinin ikinci kararına yönelik temyiz itirazlarının Özel Dairece incelenmemesi karşısında usulüne uygun biçimde tamamlanmış bir temyiz incelemesinden söz edilmesi mümkün olmamakla Özel Dairenin ikinci bozma kararının maddi hataya dayandığı anlaşıldığından Özel Dairenin ikinci bozma kararı ile bu karara dayalı olarak verilen direnme kararı ortadan kaldırılarak usulüne uygun temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekmektedir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Özel Dairenin 17.05.2021 tarihli ve 2021/4733 Esas, 2021/6401 Karar sayılı ikinci bozma kararı ile bu karara dayalı olarak verilen Bölge Adliye Mahkemesinin 27.10.2021 tarihli ve 2021/1627 Esas, 2021/1654 Karar sayılı direnme kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
Bölge Adliye Mahkemesinin 29.01.2021 tarihli ve 2020/770 Esas, 2021/141 Karar sayılı ikinci kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,