ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Hukuk Genel Kurulu'nun 2023/376 E., 2023/1350 K. sayılı kararı

Hukuk Genel Kurulu'nun 2023/376 E., 2023/1350 K. sayılı kararı
2 Okunma

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 21.12.2023 tarihli, 2023/376 E., 2023/1350 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

Hukuk Genel Kurulu

2023/376 E., 2023/1350 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Yargıtay 5. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)

SAYISI : 2021/13 E., 2022/18 K.

KARAR : Davanın reddine

1. Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı Yargıtay 5. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiştir.

2. Karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi

4. Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin kat maliki oldukları site yönetiminin ilgili mevzuat doğrultusunda sadece ortak yerlere ilişkin gider avansı toplaması gerekirken, müvekkilleriyle ilgilisi olmayan diğer ada ve parsel maliklerine ait yerler için de harcama yapmak üzere avans toplandığını, yapılan harcamanın hukuka aykırı olduğunu, itirazın iptaline ilişkin Çeşme Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/743 Esas ve 2015/742 Esas sayılı dosyaların görevsizlik nedeniyle reddedildiğini, kararın istinaf edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesince Çeşme Sulh Hukuk Mahkemesinin görevsiz olduğu kesinleşerek dosyaların görevli mahkemeye gönderildiğini, davaların görevli mahkeme olan Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesinde ... yönünden 2017/474 Esas, 2020/55 Karar; ... yönünden 2017/572 Esas, 2020/56 Karar sayılı dosyalar ile karara bağlandığını, kararı veren Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi Hâkiminin borcun ödenmiş olmasına rağmen tekrar ödenmesi için karar verdiğini, Yargıtay içtihatlarını dikkate almadığını, hataların sehven değil kasıtlı olarak yapıldığını, hâkimin kanunun yorum gerektirmeyen hükümlerini bilmemesinin ağır kusur olduğunu, vekâlet ücreti takdir edilmediğini, bilirkişi ücreti ve yargılama giderlerinin müvekkillere yüklenmesinin hukuka aykırı olduğunu, dosyaların yeterince incelemeden karar verildiğini ileri sürerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 46/a, c, ç ve e maddeleri kapsamında müvekkillerinin uğradığı zararın giderilmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere müvekkillerinin ödemek zorunda kaldıkları ödemeler ve kendilerine ödenmeyen vekâlet ücretlerinin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabı

5. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın süresi içerisinde açılmadığını, zarar miktarının belirtilmediğini, sorumluluğa ilişkin herhangi bir hukuka aykırı ya da kanun hükmüne aykırı bir durumun olmadığını, 6100 sayılı Kanun’un 46 ncı maddesindeki koşulların hiçbirinin gerçekleşmemesi nedeniyle kararı veren hâkimin ne açık ve kesin bir kanun hükmüne ve hukuka aykırı karar verdiğine ne de hakkın yerine getirilmesinden kaçınmış olduğuna dair en küçük bir emare bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Özel Daire Kararı

6. Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 21.06.2022 tarihli ve 2021/13 Esas, 2022/18 Karar sayılı kararı ile;

“…Mahkemece Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/474 Esas 2020/55 Karar sayılı dosyasının celp edilmiş, kooperatif aidat borcundan kaynaklanan itirazın iptali davası olduğu 25/12/2015 tarihinde açılıp 05/02/2020 tarihinde davanın kısmen kabulü ile Çeşme İcra Müdürlüğü'nün 2015/784 Esas sayılı icra takip dosyasındaki takibin 1514,00 TL üzerinden devamına karar verildiği 11/09/2022 tarihinde ek kararla davalı tarafa 11,12 TL vekalet ücreti takdir edildiği İzmir BAM 17. Hukuk Dairesi'nce 19/11/2020 tarih ve 2020/1675 Esas 2020/1291 Karar sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun kesin olarak reddedildiği anlaşılmıştır.

Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/572 Esas 2020/56 Karar sayılı dosyasının da aynı mahiyette olduğu ve 05/02/2020 tarihinde 2015/742 sayılı icra takip dosyasına davalı borçlunun yaptığı itirazların iptaline karar verildiği alacaklının ... ... Şengören Özgekent site yöneticiliği, davalının ise ... olduğu toplu yapıya geçilmediği yönündeki istinafın İzmir BAM 20. Hukuk Dairesi'nin 2020/2374 Esas 2020/159 Karar tarihli ilamıyla 22/10/2022 tarihinde reddedildiği anlaşılmıştır.

Dosyasının delileri ile birlikte değerlendirildiğinden;

HMK'nın 46. maddesine hakimlerin yargılama faaliyetlerinden dolayı ancak devlet aleyhine tazminat davası açılabileceği açıklandıktan sonra hakimin hukuki sorumluluğunu doğuracak sebepler sınırlı sayı ilkesine tabi olarak altı bent halinde sayılmıştır. Bu davalarda davacı, hakimin HMK 46'da belirtilen eylemlerden biri veya bir kaçını kusurlu olarak işlediğini, bunun sonucunda maddi veya manevi zarara uğradığını ve uğranılan zararlar ile hakimin eylemi arasında uygun illiyet bağının bulunduğunu ispat etmek durumundadır. Davacı tarafın dava dilekçesinde dayandığı kayırma ve taraf tuttuğu hukuka aykırı hüküm kurduğu, kanun hükümlerini bilmediği ve yanlış ücreti vekalet ve yeterince incelemeden duruşma tutanağında mevcut olmayan sebebe dayanarak hüküm verilmiş olması ve hakkın yerine getirilmesinden kaçınıldığına dair hakimin işlediği eylemlere ilişkin hakimin kasıtlı ve kusurlu hareket ettiği yönünde HMK 46 maddesi gereğince sorumluluk doğuracak herhangi bir eylemin mevcut olmadığı anlaşılmıştır.

Somut olaya gelince; celp edilen dava dosyaları ve icra dosyalarının taraflara açık denetimden geçen ve kooperatif aidat borcundan kaynaklanan icra takiplerine yönelik itirazın iptali davaları olduğu mahkemece verilen kısmen kabul/kabul kararlarına karşı yapılan istinaflarında reddedildiği görevsizlik kararı ya da kabul kararı verilmesinden yasanın herhangi bir emredici normuna aykırı hareket edilmediği alınan kararların hakimin takdir yetkisi kapsamında alınan kararlardan olduğu ve bu haliyle 46. madde de sayılan eylemlerden olmadığı ilk derece mahkemelerinin kararlarının yasaya ve hukuka uygun olduğu davacıların ileri sürdüğü hususların hakimlerin tazminat sorumluluğunu gerektiren HMK 46 maddesinde sınırlı sayılan hallerden hiçbirisine uymadığı ve hakimin kasıtlı bir şekilde hareket ettiğine dair herhangi bir delil bulunmadığı sonucuna varılmakla davanın esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulması yolunda yasal ve vicdani kanaat oluşmuştur.

HÜKÜM:

1-Davanın HMK'nın 46. maddesindeki koşullar oluşmadığından REDDİNE,

2-HMK'nın 49. maddesi uyarınca 1.000,00 TL disiplin para cezasının davacı taraftan tahsili ile Hazineye irad kaydedilmesine,

3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 7.425,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,

4-Mahkeme masraflarının davacı üzerinde bırakılmasına,…” karar verilmiştir.

Kararın Temyizi

7. Özel Daire kararı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. GEREKÇE

8. Dava, 6100 sayılı Kanun’un 46 ncı maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.

9. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46 ncı maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. Anılan maddede “(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:

a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.

ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.

d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.

e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.” düzenlemesi bulunmaktadır.

10. Somut olayda 6100 sayılı Kanun’un 46 ncı maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat şartları oluşmadığından Özel Dairece davanın reddine karar verilmesi yerindedir.

11. Hâl böyle olunca, yapılan açıklamalara, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, Daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.

III. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın ONANMASINA,

Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,

21.12.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/hukuk-genel-kurulunun-2023376-e-20231350-k-sayili-karari