ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Hukuk Genel Kurulu'nun 2023/365 E., 2023/1297 K. sayılı kararı

Hukuk Genel Kurulu'nun 2023/365 E., 2023/1297 K. sayılı kararı
2 Okunma

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 20.12.2023 tarihli, 2023/365 E., 2023/1297 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

Hukuk Genel Kurulu

2023/365 E., 2023/1297 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Yargıtay 3. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)

SAYISI : 2022/8 E., 2022/26 K.

KARAR : Davanın reddine

1. Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı Yargıtay 3. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiştir.

2. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi

4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile dava dışı ... ... İthalat İhracat Ticaret Ltd. Şti. arasında 07.05.2012 imza, 01.07.2012 tedarik başlangıç ve 30.06.2013 bitiş tarihli elektrik tedarik sözleşmesi imzalandığını, anılan şirket tarafından geçerli bir fesih olmadan başka bir tedarik şirketi ile anlaşma sağlandığını, bu sebeple müvekkilinin sözleşme kapsamında ceza-i şart fatura bedeli alacağının oluştuğunu, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itiraz edilmesi üzerine İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1153 Esas sayılı dosyasında itirazın iptali davası açıldığını, davanın kabul edilmesi üzerine hükmün ... ... İthalat İhracat Ticaret Ltd. Şti. tarafından istinaf edildiğini, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi kararının kaldırıldığını ve davanın tümüyle reddine karar verildiğini, müvekkilinin talebinin erken fesih nedeniyle ceza-i şart bedelinin tahsili olduğu dava dilekçesinde ve ilk derece mahkemesi kararında belirtilmesine rağmen Bölge Adliye Mahkemesinde dosyayı inceleyen heyetteki ihbar olunan hâkimlerin teminata ilişkin hüküm kurduğunu, bu durumun açıkça 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 355 ve 266 ncı maddelerine aykırılık teşkil ettiğini, abonenin normal şartlarda sözleşme bitiş tarihinden en az iki ay evvel fesih bildiriminde bulunması ve sözleşme süresi sonuna kadar müvekkili şirketten hizmet alması gerekirken sözleşme bitiş tarihi olan 30.06.2016 tarihinden önce 01.06.2016 tarihinde sözleşmeyi feshederek başka bir tedarikçi ile anlaşmasının sözleşmenin 7.1 maddesine aykırı olduğunu ve ceza-i şartın oluştuğunu, yapılan tüm yazılı savunmalar ve delillere rağmen Bölge Adliye Mahkemesince bu savunma ve deliller yok sayılarak mülkiyet hakkı açısından mağduriyete sebep olunduğunu, bu karar üzerine müvekkilinin ... Genel İcra Müdürlüğünün 2022/5841 Esas sayılı dosyasına 26.01.2022 tarihinde 6.184,13 TL ödeme yapmak zorunda kalındığını, ihbar olunan hâkimlerin açıkça kanuna aykırı olarak hareket ederek müvekkilini zarara uğrattığını ileri sürerek, İstanbul 13. İcra Müdürlüğünün 2016/24162 Esas sayılı dosyasından tahsil edilemeyen ve mahrum kalınan dosya bedeli 112.054,61 TL'nin 28.01.2022 tarihinden işleyecek, ... Genel İcra Müdürlüğünün 2022/5841 Esas sayılı dosyasına ödenen 6.184,13 TL'nin ise 26.01.2022 tarihinden başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabı

5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımının dolduğunu, Kanun’un açık hükmüne aykırılık olmadığını, sorumluluk koşullarının oluşmadığını, 6100 sayılı Kanun’un 48 inci maddesine göre dayanılan sorumluluğun açıkça belirtilmesi gerektiği gibi sorumluluğu ispatlayacak yeterli delil sunulmadığını, davanın yersiz ve mesnetsiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

Özel Daire Kararı

6. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 06.12.2022 tarihli ve 2022/8 Esas, 2022/26 Karar sayılı kararı ile;

“…Somut olayın incelenmesinde; davacı şirketin 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu kapsamında kurulmuş tedarik şirketi olduğu, dava dışı ... ... ... Ltd. Şti ile 07/05/2012 imza tarihli, 01/07/2012 tedarik başlangıç, 30/06/2013 tedarik bitiş tarihli elektrik tedarik sözleşmesi imzaladıkları, dava dışı ... ... ... Ltd. Şti tarafından geçerli bir fesih olmadan başka bir şirket ile anlaşmaya vardığı, bunun üzerine davacı şirketin ceza-i şart faturası düzenleyerek dava dışı şirket aleyhine İstanbul 13. İcra Müdürlüğünün 2016/24162 takip sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, davacı şirketin İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1153 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açtığı, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verildiği, dava dışı ... ... ... Ltd. Şti tarafından İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2020/1161 Esas sayılı dosyasında vermiş olduğu karar ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırıldığı ve davanın tümüyle reddine karar verildiği, davacının talebinin ceza-i şart bedelinin tahsili olduğu halde Bölge Adliye Mahkemesinde dosyayı inceleyen heyetin "teminata ilişkin" hüküm kurduğu, dolayısıyla ilgili Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi üyelerinin davaya konu olayı yanlış yorumlamalarından dolayı müvekkilinin aleyhine hareket ederek müvekkilini toplam 118.238,74 TL zarara uğrattığını belirtmiş ise de;

Yukarıda da belirtildiği gibi 6100 sayılı HMK'nın 46/1 maddesindeki düzenlemeler ve mevcut olgular karşısında; ihbar olunan hâkimin kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı, sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı, farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm vermiş olduğunu, duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak, duruşma tutanakları ile hüküm veya kararları değiştirmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözü hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi göstermiş ve buna dayanılarak hüküm vermiş olduğunu, hakkın yerine getirilmesinden kaçınmış olduğunu, kasıtlı hareketle veya ağır ihmal sonucu, yasaya ve adalete aykırı karar verdiğini veya memuriyet görevini savsadığını kabule yeterli delil bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Hatalı olduğu ileri sürülen yargısal işlemlerde, devletin sorumluluğu ve hakime rücuyu gerektirir herhangi bir somut delil davacı tarafça ortaya konulamamıştır. Sınırlı ve sayılı hukuki sorumluluk nedenlerinden hiçbirisi eldeki davada mevcut değildir. ...nun 46 ve devamı maddesindeki şartların hiç birisi oluşmamıştır. Şu durumda, davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca, davanın esastan reddi halinde disiplin para cezası taktir edilerek hüküm altına alınması gerekir. Bu konuda, para cezasında yeniden değerleme oranında yapılması gereken artırım miktarı ile dava konusu olayın gelişim biçimi ve dosyaya yansıyan olgular gözönünde tutularak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:

1-HMK'nın 46. maddesine göre açılan davanın REDDİNE,

2-6100 Sayılı HMK'nın 49. maddesi uyarınca yeniden değerleme oranında artışlar dikkate alınarak davacıdan takdiren 3.000 TL Disiplin Para Cezası ALINMASINA,

3-Davanın reddi nedeniyle alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 2.019,22 TL'den düşümü ile kalan 1.938,52 TL'nin istek halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine;

4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/3 ve İkinci Bölüm 19. maddesi uyarınca davalı yararına takdir olunan 18.735,81 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine;

5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına;

6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının HMK'nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine;…” karar verilmiştir.

Kararın Temyizi

7. Özel Daire kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. GEREKÇE

8. Dava, 6100 sayılı Kanun’un 46 ncı maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.

9. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46 ncı maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. Anılan maddede “(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:

a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.

ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.

d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.

e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.” düzenlemesi bulunmaktadır.

10. Somut olayda 6100 sayılı Kanun’un 46 ncı maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat şartları oluşmadığından Özel Dairece davanın reddine karar verilmesi yerindedir.

11. Hâl böyle olunca, yapılan açıklamalara, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, Daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.

III. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın ONANMASINA,

Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,

20.12.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/hukuk-genel-kurulunun-2023365-e-20231297-k-sayili-karari