Hukuk Genel Kurulu'nun 2023/264 E., 2024/37 K. sayılı kararı
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 31.01.2024 tarihli, 2023/264 E., 2024/37 K. sayılı kararı
T.C.
Yargıtay
Hukuk Genel Kurulu
2023/264 E., 2024/37 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/332 E., 2017/193 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulüne
ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 24.06.2013 tarihli ve 2013/6791
Esas, 2013/10498 Karar sayılı BOZMA kararı
1. Taraflar arasında birleştirilerek görülen araç kaydının iptal ve tescili, olmadığı takdirde tenkis ve ecrimisil davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, Beykoz 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen asıl ve birleşen davanın tenkis talebi bakımından kısmen kabulüne ilişkin karar davacılar ve davalı ... vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, bozma kararına karşı davacılardan ... Acun ve ... Bodur ile davalı ... vekillerinin karar düzeltme istemi üzerine hüküm farklı bir gerekçe ile bozulmuş, Mahkemece birleşen dava tefrik edildikten sonra asıl dava bakımından kısmen kabul birleşen dava bakımından ise Özel Dairenin ilk bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davacılar ... ve ... ile davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi
4. Davacılar vekili dava dilekçesinde; miras bırakan ...’ın 21.03.2008 tarihinde ölmesi üzerine müvekkilleri ile davalı ... ve dava dışı kişilerin mirasçı olarak kaldıklarını, miras bırakanın uzun yıllar minibüsçülük yaptığı Pendik-Kadıköy hatlı ... plaka sayılı aracını kız çocuklarından mal kaçırmak amacıyla 31.12.2003 tarihinde davalı oğlu ...’ye satış göstermek suretiyle devrettiğini, devrin bedelsiz olduğunu ileri sürerek ... plaka sayılı minibüs hattına ait satışların iptali ile terekeye iadesine, iptal taleplerinin yerinde görülmemesi hâlinde tasarrufun tenkisine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar Cevabı
5. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin liseyi bitirdikten sonra 1982 yılında babası olan murisi ile dava konusu minibüs hattında çalışmaya başladığını, miras bırakanın 1987 yılında çalışmayı bıraktığını, o tarihten itibaren müvekkilinin tek başına gece gündüz çalıştığını, müvekkilinin elde ettiği gelirle ailesine bakması yanında altı kız kardeşini okutup, düğünlerini yapıp ve ev sahibi olmalarına yardımcı olduğunu, tüm bu emek ve çalışma nedeniyle mirabırakan tarafından minibüs hattının müvekkiline satıldığını, satış bedeli için müvekkilinin iki daire satması yanında tüm birikimini verdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
6. Davalı ..., usulüne uygun şekilde yapılan tebliğe rağmen davaya cevap vermemiştir.
Mahkeme Kararı
7. Beykoz 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.10.2012 tarihli ve 2008/383 Esas, 2012/543 Karar sayılı kararı ile; davacılar tarafından açılan davanın muvazaa nedeniyle satışın iptali, tenkis ve ecrimisil isteğine ilişkin olduğu, murisin ölüme bağlı tasarrufunun tenkise tabi tasarruflardan olduğu, ne var ki davalı ...'ın davaya konu dolmuş hattını elden çıkarmış olması nedeni ile tercih hakkını nakit ödeme şeklinde kullandığı varsayımından hareketle her bir davacının 3/56 oranında saklı payına denk gelen 52.007,14 TL tenkis bedelinin davalı ...’den alınarak davacılara ödenmesine, 4721 sayılı Kanun’un “zilyetlikte geri verme” borcunu düzenleyen hükümleri çerçevesinde iade konusu mallardan elde edilen semerelerin “miras yoluyla iade davasına konu olacağı” gerekçesiyle davaya konu dolmuş hattının davalı ...’ye devredildiği 30.12.2003 tarihinden dava tarihi olan 19.12.2008 tarihine kadar 7.144,98 TL semere bedelinin davalı ...’den alınarak davacılara ödenmesine, her ne kadar davacılar tarafından ...’e karşı da talep yöneltilmiş ise de bu kişinin mirasçılardan mal kaçırma kastını bilen veya bilmesi gereken kişilerden olmaması nedeniyle davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Özel Dairenin Bozma Kararı
8. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı yasal süresi içinde asıl ve birleşen davanın davacılar ile davalı ... vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
9. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 24.06.2013 tarihli ve 2013/6791 Esas, 2013/10498 Karar sayılı kararı ile;
“…Somut olaya gelince, yukarıdaki ilkeler uyarınca bir araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Miras bırakanın tapu müdürlüğünce bildirilen taşınmazları ve dava dışı otomobili olduğu halde tenkis hesabı yapılırken bunlar gözetilmiş değildir.
Hal böyle olunca, murisin terekesinde bulunan tüm aktif ve pasifinin araştırılması, uzman bilirkişiden alınacak rapor ile tenkis miktarının belirlenmesi ve davanın mahiyeti itibariyle ecrimisil istenemeyeceğinden davacıların ecrimisil isteğinin de reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli değildir,…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
10. Özel Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı yasal süresi içinde davacılardan ... Acun ve ... Bodur ile davalı ... vekilleri tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
11. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 08.04.2014 tarihli ve 2013/18769 Esas, 2014/7396 Karar sayılı kararı ile;
“…Bu durumda, temlike konu edilen ticari araç olduğuna göre olayda 1.4.1974 tarih, ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı gözetilerek, Türk Borçlar Kanunun 19. maddesi gereğince yapılacak araştırma ve inceleme neticesinde temlikin muvazaalı olduğu sonucuna varılır ise davacılardan ... ve ... yönünden miras payları oranında bedele hükmedilmesi, bu isteğin yerinde görülmemesi halinde tenkis isteğinin değerlendirilmesi gerekirken dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.
Öte yandan miras bırakan tarafından davalı ...'ye yapılan temlikin muvazaalı olduğunun saptanması halinde davacılardan ... Bodur ve ... Acun'un ecrimisile de hak kazanacakları kuşkusuzdur. Kaldı ki ... ve ... yararına takdir edilen ecrimisil yönünden davalı ...'nin temyiz itirazı bulunmamaktadır. Dairece maddi yanılgıya dayalı olarak davanın mahiyeti gereği ecrimisil takdir edilemeyeceği yönünde bozma yapılmıştır.
Kabule göre de; miras bırakanın temlik dışı taşınmazları ve otomobili bulunduğu halde tenkis hesaplaması yapılırken bunlar terekeye dâhil edilmeden miras bırakanın terekesinde bulunan tüm aktif ve pasifler araştırılmadan tenkis hesaplaması yapılması da doğru değildir,...” gerekçesiyle ile davalı ...'nin karar düzeltme isteminin reddine, davacılardan ... Acun ve ... Bodur vekilinin karar düzeltme isteklerinin HUMK’nın 440 ncı maddesi gereğince kabulüyle Özel Dairenin 24.06.2013 tarihli ve 2013/6791 Esas, 2013/10498 Karar sayılı bozma kararının ortadan kaldırılmasına, Yerel Mahkemesi kararının açıklanan nedenden dolayı bozulmasına karar verilmiştir.
Direnme Kararı
12. Beykoz 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.04.2017 tarihli ve 2016/332 Esas, 2017/193 Karar sayılı kararı ile; Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 08.04.2014 tarihli ve 2013/18769 Esas, 2014/7396 Karar sayılı karar düzeltme ilâmına uyulmasına karar verildiği, karar düzeltme yoluna başvurmayan davacılar yönünden Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 24.06.2013 tarihli ve 2013/6791 Esas, 2013/10498 Karar sayılı bozma ilâmına uyulup uyulmayacağı yönünde herhangi bir karar verilmediği, diğer yandan Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 24.06.2013 tarihli bozma ilâmı ile karar düzeltme talebi üzerine verilen bozma kararının birbirinden farklı ve çelişkili olduğu, bu şekildeki farklı ve çelişkili kararların mahkemelere olan güven ilkesini zedeleyeceği gerekçesiyle 08.10.2012 tarihli ve 2008/383 Esas, 2012/543 Karar sayılı kararında direnilmesine karar verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi
13. Direnme kararına karşı yasal süresi davacılar ile davalı ... vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
II. UYUŞMAZLIK
14. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; muris muvazaası nedeniyle iptal olmadığı takdirde tenkis ve ecrimisil istemli eldeki davada, asıl davanın mirasçılardan ... ve ..., birleşen davanın ise yine mirasçı olan ... ve... tarafından kardeşleri olan ... aleyhine açıldığı, tenkis ve ecrimisil isteğinin kabulüne dair verilen ilk kararın tüm davacılar ve davalı tarafından temyiz edildiği, Özel Dairenin 24.06.2013 tarihli kararıyla “davanın mahiyeti gereği davacılar yararına ecrimisile hükmedilemeyeceği ve tenkis talebi yönün de eksik araştırma yapıldığı” gerekçesiyle bozulduğu, bu karara karşı asıl davanın davacıları tarafından karar düzeltme yoluna başvurulması üzerine Özel Dairenin 08.04.2014 tarihli kararıyla “karar düzeltme istemi kabul edilerek önceki bozma kararının ortadan kaldırılmasına ve hükmün karar düzeltme talebinde bulunanlar yararına” bozulmasına karar verilmesi karşısında; Özel Dairenin 24.06.2013 tarihli bozma kararına karşı karar düzeltme talebinde bulunmayan davacılar ... ve... bakımından, 24.06.2013 tarihli ilk bozma kararında benimsenen ilkeler yönünden davalı ... yararına usuli kazanılmış hak oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
15. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce; direnme adı altında verilen hükmün gerçekte yeni bir gerekçeye dayalı yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre temyiz itirazlarının Hukuk Genel Kurulunca mı, yoksa Özel Dairece mi incelenmesi gerektiği hususu ön sorun olarak ele alınıp incelenmiştir.
IV. GEREKÇE
16. Bilindiği üzere direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozma kararından esinlenerek yeni bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.
17. Başka bir anlatımla, mahkemenin yeni bir delile dayanmak veya bozmadan esinlenmek suretiyle gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması hâlinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
18. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarında mahkemece direnme kararı verilse dahi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp yeni hüküm olarak kabul edilmektedir.
19. Somut olayda; muris muvazaası nedeniyle iptal olmadığı takdirde tenkis ve ecrimisil istemli eldeki davanın asıl davanın mirasçılardan ... ve ..., birleşen davanın ise yine mirasçı olan ... ve... tarafından kardeşleri olan ... aleyhine açıldığı, tenkis ve ecrimisil isteğinin kabulüne dair verilen ilk kararın tüm davacılar ve davalı tarafından temyiz edildiği, Özel Dairenin 24.06.2013 tarihli kararıyla “davanın mahiyeti gereği davacılar yararına ecrimisile hükmedilemeyeceği ve tenkis talebi yönün de eksik araştırma yapıldığı” gerekçesiyle bozulduğu, bu karara karşı asıl davanın davacıları tarafından karar düzeltme yoluna başvurulması üzerine Özel Dairenin 08.04.2014 tarihli kararıyla “karar düzeltme istemi kabul edilerek önceki bozma kararının ortadan kaldırılmasına ve hükmün karar düzeltme talebinde bulunanlar yararına” bozulmasına karar verildiği, Mahkemece karar düzeltme ilâmına uyulduğu ancak Özel Dairenin 24.06.2013 tarihli bozma kararına karşı karar düzeltme talebinde bulunmayan davacılar ... ve... bakımından davanın tefrik edildiği, tefrik edilen birleşen dava dosyası üzerinden yapılan yargılamada ilk hükümden farklı olarak “Özel Dairenin 24.06.2013 tarihli bozma ilamı ile 08.04.2014 tarihli karar düzeltme ilamının birbirinden farklı ve çelişkili olduğu, bu şekildeki farklı ve çelişkili kararların mahkemelere olan güven ilkesini zedeleyeceği” gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
20. Bu durumda, mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; ilk kararda tartışılıp, değerlendirilmemiş yeni bir gerekçe ve olguya dayalı olarak kurulan hükmün, yeni hüküm niteliğinde olduğu kabul edilmelidir.
21. Hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
22. Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar ve davalı ... vekillerinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
Ancak karar düzeltme yolunun açık olması sebebiyle öncelikle mahkemesince Hukuk Genel Kurulu kararının taraflara tebliği ile karar düzeltme yoluna başvurulması hâlinde dosyanın Hukuk Genel Kuruluna, başvurulmaması hâlinde ise mahkemesince doğrudan YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440 ıncı maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
31.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.