ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Hukuk Genel Kurulu'nun 2023/1075 E., 2024/130 K. sayılı kararı

Hukuk Genel Kurulu'nun 2023/1075 E., 2024/130 K. sayılı kararı
1 Okunma

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 28.02.2024 tarihli, 2023/1075 E., 2024/130 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

Hukuk Genel Kurulu

2023/1075 E., 2024/130 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/25 E., 2023/161 K.

KARAR : Davanın reddine

ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 26.10.2022 tarihli ve

2022/5656 Esas, 2022/11020 Karar sayılı BOZMA kararı

Taraflar arasındaki üçüncü kişinin istihkak iddiası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı üçüncü kişi vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, İlk Derece Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

Direnme kararı davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmekle, Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan gündem ve dosyadaki belgeler incelendi;

I. ÖN SORUN

Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, işin esasının incelenmesine geçilmeden önce direnme kararına yönelik davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz isteminin kesinlik sınırının altında kalıp kalmadığı hususu ön sorun olarak ele alınıp değerlendirilmiştir.

II. GEREKÇE

1. İlgili Hukuk

2004 sayılı Kanun'un 96, 99, 364 ve ek (1) inci maddeleri.

2. Değerlendirme

1. Bu aşamada istinaf ve temyize ilişkin yasal düzenlemelerin açıklanması gerekmektedir.

2. 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yetkileri Hakkındaki Kanun (5235 sayılı Kanun) ile ilk derece mahkemeleriyle Yargıtay arasında istinaf incelemesi yapmakla görevli olmak üzere bölge adliye mahkemeleri kurulmuştur. 5235 sayılı Kanun’a paralel olarak 02.03.2005 tarihli ve 5311 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (5311 sayılı Kanun) ile temyiz ve karar düzeltmeye ilişkin hükümlerde değişiklik yapılmıştır.

3. İcra mahkemelerinin hukuka ilişkin kararları icra-iflas suçları (2004 sayılı Kanun md. 331-354) dışındaki bütün icra iflas işlerine ilişkin kararlarıdır. İcra mahkemelerinin hukuka ilişkin kararlarına karşı kanun yolları ise 2004 sayılı Kanun'un 5311 sayılı Kanun ile değişik 363, 364, 365 ve 366 ncı maddelerinde özel hükümlerle düzenlenmiştir.

4. 2004 sayılı Kanun'un 5311 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesi ile değişik 363 üncü maddesi, maddenin değişiklik öncesi hâlinin aksine icra mahkemesinin hangi kararlarına karşı istinaf yolunun kapalı olduğunu düzenlemiştir. Bu düzenlemeye göre 2004 sayılı Kanun'un 363 üncü maddesinde gösterilmeyen icra mahkemesi kararlarına karşı ait olduğu hak, alacak veya malın değer veya miktarının yasada öngörülen parasal miktarı geçmesi şartıyla istinaf yolu açıktır.

5. 2004 sayılı Kanun'un 5311 sayılı Kanun'un 25 inci maddesi ile değişik 364 üncü maddesinin birinci fıkrası "Bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen ve miktar ve değeri 10.000 lirayı geçen nihai kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabilir." hükmünü içermektedir. 02.12.2016 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 6763 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile “onbin lirayı” ibaresi “kırk bin Türk lirasını” şeklinde değiştirilmiştir. 20.02.2019 tarihli ve 7165 sayılı Kanun’un 1 inci maddesi ile “kırk bin” ibaresi “elli sekiz bin sekiz yüz” şeklinde değiştirilmiştir.

6. 2004 sayılı Kanun'un 7165 sayılı Kanun’un 2 nci maddesi ile değişik ek (1) inci maddesinin birinci fıkrasında 364 üncü maddesindeki parasal sınırın 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298 inci maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüş ve 01.01.2023 tarihinden itibaren bu miktar 238.730,00 TL olarak belirlenmiştir.

7. 2004 sayılı Kanun'un 7165 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi ile değişik ek (1) inci maddesinin ikinci fıkrasına göre aynı Kanun'un 363 ve 364 üncü maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınır.

8. Belirtilmelidir ki bir mahkeme kararının temyiz edilip edilemeyeceği belirlenirken, temyiz hakkının doğduğu (kararın verildiği) tarihteki hukuksal durum esas alınmalı, karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmü temyiz sınırı yönünden hangi düzenlemeyi içeriyor ise ona bağlı kalınmalıdır. Buradaki “karar” teriminin, İlk Derece Mahkemesinin Özel Daire bozmasına karşı verdiği direnme kararını da kapsayacağında duraksama bulunmamaktadır.

9. 2004 sayılı Kanun'un 5311 sayılı Kanun’un 25 inci maddesi ile değişik 364 üncü maddesinin ikinci fıkrasında ise temyiz yoluna başvurma ve incelemesinin 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (1086 sayılı Kanun) hükümlerine göre yapılacağı belirtilmiştir.

10. 6100 sayılı Kanun'un 447 nci maddesinin ikinci fıkrası "Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır." hükmünü içermektedir.

11. Açıklanan bu hükümlere göre 2004 sayılı Kanun'da icra mahkemelerinin hukuka ilişkin kararlarına karşı istinaf ve temyize ilişkin özel düzenlemeler yer almakta olup, özel düzenleme bulunmaması hâlinde kural olarak 6100 sayılı Kanun'un istinaf ve temyize ilişkin hükümleri uygulanır.

12. Somut olayda uyuşmazlık, üçüncü kişinin açmış olduğu istihkak davasına ilişkin olup temyiz kesinlik sınırının tespitinde davaya konu mahcuzların değeri esas alınmaktadır. Somut olayda dava konusu malın değeri 109.850,00 TL'dir.

13. İcra mahkemelerinin hukuka ilişkin kararlarına karşı kanun yolları özel hükümlerle düzenlenmiş olup, 7165 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi ile değişik 2004 sayılı Kanun'un ek (1) inci maddesinin ikinci fıkrasına göre, aynı Kanun'un 363 ve 364 üncü maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınması gerekir. İlk Derece Mahkemesince direnme kararının verildiği 09.03.2023 tarihinde temyiz edilebilirlik (kesinlik) sınırı 238.730,00 TL olmakla uyuşmazlık konusu değerin (109.850,00 TL) 2004 sayılı Kanun'un 364 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen kesinlik sınırını geçmediği anlaşıldığından İlk Derece Mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti yoktur.

14. Nitekim bu hususlar Hukuk Genel Kurulunun 05.07.2023 tarihli ve 2023/12-295 Esas, 2023/704 Karar sayılı kararında da benimsenmiştir.

15. O hâlde davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz başvurusunun 2004 sayılı Kanun'un 5311 sayılı Kanun’un 25 inci maddesi ile değişik 364 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile 6100 sayılı Kanun'un 366 ncı maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun’un 352 nci maddesi uyarınca miktardan reddine karar verilmesi gerekir.

III. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz başvurusunun 2004 sayılı Kanun'un 5311 sayılı Kanun’un 25 inci maddesi ile değişik 364 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile 6100 sayılı Kanun'un 366 ncı maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun’un 352 nci maddesi uyarınca miktardan REDDİNE,

İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

28.02.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/hukuk-genel-kurulunun-20231075-e-2024130-k-sayili-karari