ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Hukuk Genel Kurulu'nun 2023/1074 E., 2023/1262 K. sayılı kararı

Hukuk Genel Kurulu'nun 2023/1074 E., 2023/1262 K. sayılı kararı
2 Okunma

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 20.12.2023 tarihli, 2023/1074 E., 2023/1262 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

Hukuk Genel Kurulu

2023/1074 E., 2023/1262 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/133 E., 2022/1987 K.

1. Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Antalya 2. Sulh Hukuk Mahkemesince verilen davanın zamanaşımından reddine ilişkin 22.11.2007 tarihli ve 2004/2239 Esas, 2007/2086 Karar sayılı karar davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 15.07.2008 tarihli ve 2008/10711 Esas, 2008/13458 Karar sayılı ilâmıyla bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

2. Hukuk Genel Kurulunca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda gereği düşünüldü:

3. Dava alacak istemine ilişkindir.

4. Mahkemece davanın zamanaşımından reddine ilişkin verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece; yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karar ile bozulmuştur. Mahkemece direnme kararı verilmiştir.

5. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

6. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş, anılan Kanun’un 450 nci maddesiyle de 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ek ve değişiklikleri ile birlikte tümüyle yürürlükten kaldırılmıştır. Bununla birlikte kanun koyucu uygulamada birtakım sorunların ortaya çıkmasını engellemek için HMK’da geçiş hükümlerini ayrıca düzenlemiştir.

7. Bu bağlamda HMK’nın Geçici 3 üncü maddesi;

“(1) Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun Geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazetede ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.

(2) Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 444 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemez (Değişik fıkra: 22.07.2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanun, m.47).

(3) Bu Kanunda bölge adliye mahkemelerine görev verilen hallerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun bu kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.

8. Yukarıdaki madde metninden, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilmiş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 444 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı açıkça anlaşılmaktadır.

9. Bilindiği üzere, 21.07.2004 tarihli ve 25529 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.07.2004 tarihli ve 5219 sayılı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” yürürlük tarihinden sonra yerel mahkemelerce verilen hükümler yönünden 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427 nci maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını bir milyar TL; yine yürürlük tarihinden sonra Yargıtay Daireleri ve Hukuk Genel Kurulunca temyiz incelemesi sonucunda verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilebilmesi için 440/III-1 inci maddesinde aranan parasal sınırı da altı milyar TL olarak değiştirmiştir. 5219 ve 5236 sayılı Kanunlara göre katsayı artışı uygulanarak bu sınırlar arttırılmıştır.

10. Direnme kararının verildiği 14.12.2022 tarihinde bu miktar 5.810,00 TL’dir.

11. 16.07.1981 tarihli ve 2494 sayılı Kanun’un geçici maddesi ile temyiz ve karar düzeltme sınırlarına ilişkin değişikliklerin, Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra verilecek nihai kararlara yönelik temyiz ve karar düzeltme istemleri hakkında uygulanacağı belirtilmiş; dolayısıyla, dava hangi tarihte açılmış olursa olsun, temyiz ve karar düzeltme sınırlarının saptanmasında, hakkında bu yollara başvurulan hükmün verildiği tarihteki yasal durumun esas alınacağı kabul edilmiştir.

12. Bir mahkeme kararının temyiz edilip edilemeyeceği belirlenirken, temyiz hakkının doğduğu (kararın verildiği) tarihteki hukuksal durum esas alınmalı; karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmü temyiz sınırı yönünden hangi düzenlemeyi içeriyor ise, ona bağlı kalınmalıdır. Buradaki “karar” teriminin, yerel mahkemenin, Özel Daire bozmasına karşı verdiği direnme kararını da kapsayacağında duraksama bulunmamaktadır.

13. Bu noktada dava konusu somut olayda temyize konu alacak miktarının ne olduğunun açıklanmasında yarar vardır.

14. Davacı vekili dava dilekçesinde; icra müdürlüğü ve tapu müdürlüğü görevlileri olan davalıların hata ve kusurları nedeniyle açılan tazminat davaları sonunda toplam 1.858.870.000 ETL tazminat ödemek zorunda kalındığını, ödenen tazminatın anılan görevlilere rücu edilmesi gerektiğini ileri sürerek 1.858.870.000 ETL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

15. Yerel Mahkemece bir yıllık zamanaşımı süresi içinde açılmayan davanın reddine karar verilmiş; Özel Dairece 31.03.1998 tarihinde ödenen 96,17 YTL tazminatın rücuen tahsili istemine ilişkin temyiz itirazlarının yerinde olmadığı, 1.762,70 YTL tazminat yönünden ise zamanaşımı savunmasının reddiyle işin esasının incelenmesi gerektiğinden bahisle karar bozulmuş, bozma kararına karşı mahkemece direnme kararı verilmiştir.

16. Özel Daire ile Mahkeme arasında direnmeye konu 1.762,70 YTL davada kararın verildiği 14.12.2022 tarihinde temyiz kesinlik sınırı olan 5.810,00 TL’nin altındadır.

17. O hâlde direnme kararı miktar itibariyle açık biçimde temyiz edilebilirlik sınırı altında olduğundan, anılan karara karşı temyiz kanun yoluna gidilmesi miktar itibariyle mümkün değildir.

18. Hâl böyle olunca, davacı vekilinin temyiz başvurusunun miktardan reddi gerekir.

KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz başvurusunun miktardan REDDİNE,

20.12.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/hukuk-genel-kurulunun-20231074-e-20231262-k-sayili-karari