Hukuk Genel Kurulu'nun 2022/619 E., 2023/1134 K. sayılı kararı
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 22.11.2023 tarihli, 2022/619 E., 2023/1134 K. sayılı kararı
T.C.
Yargıtay
Hukuk Genel Kurulu
2022/619 E., 2023/1134 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/338 E., 2020/140 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulüne
ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 21.03.2017 tarihli ve
2016/2840 Esas, 2017/1693 Karar sayılı BOZMA kararı
1. Taraflar arasındaki kanunî rehin hakkı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar taraf vekilleri ile ''...'' gemisi eski donatanı ... ... Co. Ltd. vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesine göre uygulanmakta olan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la değişikliği öncesi hâliyle 438 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince direnme kararlarının temyiz incelemesinde duruşma yapılamayacağından davalı vekilinin duruşma isteğinin reddine karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili tarafından Kore Bayraklı ... isimli geminin 04.02.2010 tarihli çarter partiye göre davalıdan süreye tâbi sefer esasına göre kiralandığını, varılan anlaşmaya göre geminin Mersin'de kiraya girmesi ve Hindistan'da kiradan çıkmasının öngörüldüğünü, geminin kiranın başlamasından sonra Illychevsk Limanından 4903 ton parça yük alarak ilave olarak da 9782 ton ... demir yükünü almak üzere Novorossiysk Limanına gittiğini, ancak geminin bu limanda bulunduğu sırada ana makinesinde arızalar meydana geldiğini, bu arızaların tamir bedeli olarak 158.025,13 USD'nin kaptanın yazılı talebi üzerine müvekkili tarafından ödenerek geminin Novorossiysk Limanından hareket etmesinin sağlandığını, ancak limandan ayrıldıktan hemen sonra geminin makine ve jeneratör arızası nedeniyle yapılan römorkaj sözleşmesi ile geminin römorkör tarafından İstanbul Boğazı Türkeli girişine demirletildiğini, gemide yaşanan tüm bu problemlere rağmen müvekkilinin kira sözleşmesi yükümlülüklerini yerine getirmeye devam ettiğini, çeşitli tarihlerde gemiye 301.000 USD değerinde yakıt temin ettiğini, ayrıca geminin Illychevsk ve Novorossiysk'te kaldığı süre zarfında donatan adına toplam 180.457,45 USD ödeme yaptıklarını, donatan tarafından ödenmeyen 72.500 Euro çek ücretinin müvekkili tarafından ödendiğini, gemi kaptanının yazılı talebi üzerine müvekkilince çeşitli tarihlerde toplam 942.888,04 USD ödeme yapıldığını, gemi personelinin ücretlerinin ödenmemesi nedeni ile Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/134 D. İş sayılı dosyasından verilen ihtiyati tedbir kararı ile teminatsız olarak seferden men edildiğini, gemideki yük ilgililerinin başvurusuyla İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesinin 2010/102 D. İş sayılı kararı üzerine yükün başka bir gemiye aktarıldığını ileri sürerek geminin kendisinden ve donatanından kaynaklı sebeplerle seferini tamamlayamamasından dolayı peşin ödenmiş navlunu da içeren toplam 695.173,58 USD alacakları için 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6762 sayılı Kanun) 1235/7, 1236 ve 1241 inci hükümleri gereğince ... isimli gemi üzerinde asıl alacak, faizi ve masrafları da kapsayacak şekilde gemi alacaklısı ve kanunî rehin hakkının tespiti ve tanınmasına, alacak üzerine dava tarihinden itibaren kamu bankalarının bir yıllık USD mevduatına uyguladıkları en yüksek faiz oranının uygulanmasına ve hesaplanacak faiz için 6762 sayılı Kanun’un 1241 inci maddesi uyarınca kanunî rehin hakkı tanınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı
5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; ... isimli geminin müvekkiline ait olduğunu, davada 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un (5718 sayılı Kanun) 22 nci maddesi uyarınca Güney Kore Cumhuriyeti hukukunun uygulanmasının gerektiğini ve müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
6. ... Gemisi Eski Donatanı ... ... Co. Ltd. Şti. vekili; davacı tarafın navluna ve yakıta şamil olmak üzere müvekkiline peşin ödemeler yaptığını, gemi mülkiyetinin 01.06.2012 tarihinde Hankook şirketine devredildiğini, bu şirketin çarter partinin 8 inci maddesine göre davacının taleplerinden haberdar edildiğini ve gemi ile birlikte bu talepleri de üstlendiğini, davaya konu alacakların müvekkili tarafından kabul edildiğini beyan etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararı
7. Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesinin 07.07.2015 tarihli ve 2010/701 Esas, 2015/563 Karar sayılı kararı ile; 5718 sayılı Kanun’un 21 inci maddesine göre dava konusuna ilişkin uygulanacak hukukun Türk hukuku olduğu, davacının Novorossiysk Limanında gemiye ... firmasından aldığı yakıt henüz gemide durmakta iken geminin off-hire olduğu, davacının 231.300 USD yakıt bedelini talep hakkı olduğu, ancak davacının diğer alacak kalemlerini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, gemi üzerinde 231.000 USD alacağın dava tarihinden itibaren USD'ye kamu bankalarınca verilen en yüksek yıllık faiz oranı tahakkuku ile fiilî ödeme günündeki Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden karşılığı miktarınca kanunî rehin hakkı tesisine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı
8. Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri ile ''...'' gemisi eski donatanı ... ... Co. Ltd. Şti. vekili tarafından ayrı ayrı temyiz isteminde bulunmuştur.
9. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 21.03.2017 tarihli ve 2016/2840 Esas, 2017/1693 Karar sayılı kararı ile;
“…1- Bir davada kararı temyiz etme hakkı, yalnız taraflara veya hüküm ile kendisine mükellefiyet yüklenen veya bir hakkı ihlal edilen kimseye veya kanunun açıkça belirttiği mercilere aittir.
Temyiz isteminde bulunan ''...'' gemisi eski donatanı ... ... Co. Ltd. talebe konu davada taraf sıfatı bulunmadığı gibi, karar başlığında davalı olarak gösterilmemiş ve aleyhine de hüküm kurulmamıştır. O halde, ''...'' gemisi eski donatanı ... ... Co. Ltd. vekilinin kararı temyiz etmede hukuki yararı bulunmadığından temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
3- Dava, Güney Kore Cumhuriyeti Bayraklı gemi üzerinde kanuni rehin hakkının tespiti ve tanınması istemine ilişkindir. Davacı vekili, dava konusu geminin çarter partiye göre müvekkili tarafından süreye tabi sefer esasına göre kiralandığını, gemide meydana gelen arızalar nedeniyle geminin seferini sonlandırmak zorunda kaldığını ve sözleşme gereğinin yerine getirilmediğini, müvekkilinin geminin kirada kaldığı süre için gemi için bir kısım masraflar ve yakıt için bir kısım ödemeler yaptığını ileri sürmüştür. Mahkemece, davacının Novorossiysk Limanında gemiye ... firmasından aldığı yakıt henüz gemide durmakta iken geminin off-hire olduğu, davacının 231.300,00-USD lik yakıt bedelini talep hakkı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nın 1235. maddesinde gemi alacaklısı hakkını veren alacaklar düzenlenmiştir. Davacı gemi kiracısının, yakıt tedarikçisine yakıt bedelini ödemiş olması davacıya kanuni rehin hakkı bahşetmez. Mülga 6762 sayılı TTK hükümlerine göre gemiye verilen mal veya hizmetler nedeniyle kanuni rehin hakkı ancak malı veren veya hizmeti sunan tarafa aittir. Bu itibarla davacının yakıt bedeli için kanuni rehin hakkı talep etme hakkına sahip olmadığı nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir,…” gerekçesiyle (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle ''...'' gemisi eski donatanı ... ... Co. Ltd. vekilinin temyiz isteminin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
Direnme Kararı
10. Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 04.03.2020 tarihli ve 2019/338 Esas, 2020/140 Karar sayılı kararı ile; 6762 sayılı Kanun'un 1235/8 inci maddesinde “Kaptanın hususi bir vekaletle değil sırf kaptan sıfatiyle haiz bulunduğu kanuni salahiyetine (Madde 948, fıkra 1, bent 1) dayanarak yaptığı hukuki muamelelerden ve donatan tarafından aktedilmiş olup ifası kaptana düşen bir mukavelenin yerine getirilmemesinden yahut noksan veya fena ifasından ... (Madde 948, fıkra 1, bent 2) ve yukarıdaki bentlere girmeyen alacaklar gemi alacaklısı hakkı verir” hükmünün düzenlendiği, kaptanın özel bir vekaletle değil, sırf kaptan sıfatıyla sahip olduğu yasal yetkiye dayanarak yaptığı hukuki işlemlerden veya donatan tarafından yapılmış olup ifası kaptana düşen bir sözleşmenin yerine getirilmemesinden veya noksan yahut kötü ifasından ... ve maddenin diğer bentlerine girmeyen alacakların da gemi alacaklısı hakkını doğuracağı, bu durumda dava konusu edilip bilirkişi raporu ile tespit edilen ve mahkemece kabul edilen alacak kalemi bakımından davacının kanunî rehin hakkı talep etme hakkının olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi
11. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
12. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda 6762 sayılı Kanun’un 1235 inci maddesine göre davacı gemi kiracısının yakıt tedarikçisine yakıt bedelini ödemiş olmasının davacıya gemi üzerinde kanunî rehin hakkı bahşedip bahşetmediği noktasında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
13. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında öncelikle; davacı vekilince dava dilekçesinde kanunî rehin hakkı konusu alacak fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 695.173,58 USD olarak belirtilmiş olmasına rağmen, dava açılırken davanın değeri “0” olarak gösterilerek peşin harç ve başvurma harcı olarak 17,15’er TL’nin mahkeme veznesine yatırıldığı, yargılama sırasında harç tamamlatılması yoluna gidilmediği gözetildiğinde, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 11 ve 30 uncu maddesi çerçevesinde Mahkemece aynı Kanun’un 16 ncı maddesine göre (1) Sayılı Tarifedeki nispi esas üzerinden harç hesaplanıp ikmal edilmeden eldeki davaya devam edilmesi olanağının bulunup bulunmadığı hususu ön sorun olarak tartışılmıştır.
IV. GEREKÇE
14. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 2 nci maddesinin birinci fıkrası “Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanları, yargı harçlarına tabidir” şeklindedir.
15. Aynı Kanun’un 15 inci maddesine göre yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı işlemlerden değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden, işlemin nev’i ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınır.
16. Yargı harçlarının konusunu oluşturan harçlardan ilki mahkemelerde ödenecek harçlar olup bunlar başvurma harcı, celse harcı ile karar ve ilâm harcıdır. Gereksiz davaların açılmasının ve diğer tarafın haksız yere ızrar edilmesinin önlenmesi için ihdas edilen karar ve ilâm harcı, yargılama giderlerinin de önemli bir kısmını oluşturmaktadır.
17. Karar ve ilâm harcı, maktu ve nispi olmak üzere iki çeşittir. Bu anlamda davanın maktu veya nispi harca tâbi olup olmaması, kural olarak dava konusunun para ile değerlendirilebilir olup olmamasına göre değişmektedir. Nispi harç, konusu belli bir değerle (para veya para ile değerlendirilebilen bir şey) ilgili davalarda, hüküm altına alınan değer üzerinden tarifedeki belli nispete göre alınan harçtır. Maktu harç ise, konusu belli bir değerle tesbit edilemeyen davalarda ve davanın reddine ilişkin kararlardan alınan harçtır.
18. Harçlar Kanunu’nun 16 ncı maddesinde “Değer ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerler esastır. Müdahelenin men'i tescil ve tapu kayıt iptali gibi gayrimenkulün aynına taallük eden davalarda gayrimenkulün değeri nazara alınır” hükmü öngörülmüştür.
19. Anılan Kanun’un “Nispi harçlarda ödeme zamanı” başlıklı 28 inci maddesinin birinci fıkrasında “(1) sayılı tarifede yazılı nispi harçlar aşağıdaki zamanlarda ödenir” denildikten sonra 23.07.2010 tarihli ve 6009 sayılı Kanun’un 18 inci maddesi ile değişik (a) bendinde “Karar ve ilam harcı” alt başlığı ile “Karar ve ilam harçlarının dörtte biri peşin, geri kalanı kararın verilmesinden itibaren iki ay içinde ödenir. Şu kadar ki, ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan maddi ve manevi tazminat davalarında peşin alınan harcın oranı yirmide bir olarak uygulanır. Bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olması, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmez” düzenlemesine yer verilmiştir.
20. Dava açılırken peşin olarak ödenmesi gereken harcın eksik ödenmesi hâlinde eksik harcın ne şekilde tamamlatılacağı 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 30 uncu maddesinde açıklanmıştır. Buna göre, yargılama sırasında tespit olunan dava değerinin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için yargılamaya devam olunacağı, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilâm harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunamayacağı açıktır.
21. Kanun’un “Harcı ödenmeyen işlemler” başlığını taşıyan 32 nci maddesinde ise, “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır” öngörülmektedir.
22. Görüldüğü üzere Harçlar Kanunu’nda, harç alınması veya tamamlanması tarafların isteklerine bırakılmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (resen) gözetilmesi hükme bağlanmış ve yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmıştır.
23. Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; gemi üzerinde gemi alacaklısı ile kanunî rehin hakkının tespiti ve tanınması istemine ilişkin eldeki davada dava değeri üzerinden peşin nispi harcın yatırılması gerektiği açıktır. Dava fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 695.173,58 USD üzerinden açılmış ve peşin harç ise maktu harç olarak 17,15 TL olarak alınmıştır. Ancak Mahkemece bu değerin dava tarihindeki Türk Lirası karşılığı üzerinden davacı tarafça eksik harcın tamamlanması sağlanmaksızın yargılamaya devam olunmuştur.
24. Bu hâlde yapılması gereken iş Harçlar Kanunu'nun 30 ve 32 nci maddeleri uyarınca eksik yatırıldığı tespit edilen nispi peşin harcın tamamlanmasına ilişkin davacı tarafa usulüne uygun ihtarat içerir şekilde kesin süre verilmesi, bu sürede harç tamamlanırsa yargılamaya devam edilerek işin esasına girilmesi, tamamlanmazsa 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 150 nci maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılması, süresi içerisinde harç tamamlanarak dosya yenilenmez ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği göz önünde bulundurularak sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir.
25. Kaldı ki mahkemece direnme kararının hüküm kısmının ikinci bendinde de “…Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 22.047,27-TL harçtan, peşin alınan 17,15-TL harcın mahsubu ile bakiye 22.030,12-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,” şeklinde belirtilerek nispi harca hükmedilmiştir.
26. Hâl böyle olunca, direnme kararının yukarıda açıklanan bu değişik gerekçe ile bozulması gerekmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle direnme kararının değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429 uncu maddesi gereğince BOZULMASINA,
Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Aynı Kanun’un 440 ıncı maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
22.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.