ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Hukuk Genel Kurulu'nun 2022/244 E., 2023/700 K. sayılı kararı

Hukuk Genel Kurulu'nun 2022/244 E., 2023/700 K. sayılı kararı
1 Okunma

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 21.06.2023 tarihli, 2022/244 E., 2023/700 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

Hukuk Genel Kurulu

2022/244 E., 2023/700 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1168 E., 2021/1332 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulüne

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince hükmün birinci bendinin üçüncü paragrafı düzeltilmek suretiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararının taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince bozma kararına uyularak davanın kısmen kabulüne dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın davalı idare vekili ve davacı ... vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucu tekrar bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

Direnme kararı davalı idare vekili ve davacı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne ve temyiz incelemesi sırasında duruşmanın düzenlendiği 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin direnme kararının temyizini kapsamadığı, direnmenin düzenlendiği aynı Kanun’un 373 üncü maddesinde ise duruşmaya yer verilmediği gözetildiğinde direnme kararlarının temyiz incelemesinde duruşma yapılamayacağı kabul edilerek davacı ... vekilinin duruşma isteğinin reddine karar verildikten sonra Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan gündem ve dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin hissedarı oldukları Giresun ili Merkez ilçesi Teyyaredüzü Mahallesi 460 ada 476 ve 475 parsel sayılı taşınmazlara davalı idare tarafından enerji nakil hattı geçirilmek sureti ile kamulaştırılmaksızın el atıldığını, bunun karşılığında davacılara herhangi bir bedel ödenmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 15.000,00 TL tazminatının davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiş, talebini ıslah ile artırmıştır.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; davanın süresinde açılmadığını, kamulaştırma işlemlerinin tamamlandığını, noter tebligatlarının usulüne uygun yapıldığını, irtifak hakkının tesciline dair kararın usulüne uygun şekilde davacıya tebliğ edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 02.12.2016 tarihli ve 2016/25 Esas, 2016/484 Karar sayılı kararıyla; bilirkişi raporlarına göre dava konusu 460 ada 475 nolu parselden 486,72 m2 ve 460 ada 476 nolu parselden 3.278,29 m2 alana davalı idare tarafından fiilen kamulaştırmasız el atıldığı, Giresun 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/404 Esas sayılı dosyasında; o zamanki paydaşlardan ...ve ...'ya yönelik tescil davasının reddedildiği, davacı ...'a yapılan noter tebligatının dayısı ...'a tebliğ edildiği, ancak yapılan araştırmada davacının ... adında dayısı olmadığı anlaşılmakla; davalılara ve murislerine herhangi bir kamulaştırma evrakının tebliğ edilmediği ve kamulaştırma bedelinin ödenmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile dava konusu 460 ada 475 sayılı parselde davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ... için her biri (1/6) hisseleri karşılığı 4.188,44 TL olmak üzere toplam 25.130,69 TL kamulaştırmasız el atma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı idareden alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine, dava konusu 460 ada 476 parsel için ..., ..., ..., ..., ..., ... için 1/27 şer hisselerine karşılık her biri için 12.106,65 TL ve ... için 2672/7116 hissesine karşılık 122.740,59 TL ve ... için 2147/5337 hissesine karşılık 131.499,03 TL kamulaştırmasız el atma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı idareden alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, fen bilirkişileri tarafından düzenlenen 21.06.2016 tarihli bilirkişi raporunda 475 sayılı parsel üzerinde kırmızı renkle gösterilen 486,72 m2 ve 476 parsel üzerinde kırmızı renkle gösterilen 3278,29 m2’lik alanlar üzerinde davalı kurum lehine irtifak hakkı tesisi ile tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 24.01.2017 tarihli ve 2017/108 Esas, 2017/116 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazlardan 460 ada 476 parsel (eski 170 parsel) sayılı taşınmaz hakkında 1987 yılında irtifak kamulaştırması yapıldığı, taşınmazın tapu kaydına 05.07.1989 tarihinde irtifak şerhi düşüldüğü, taşınmazın o dönem maliklerine noter aracılığı ile tebligat gönderildiği, tebligatların usulsüz olduğu, kök muris ...'un 03.07.1995 tarihli ve 2072 ve 2073 yevmiye no'lu senetlerle önalım hakkından feragat ettiğinin belirtildiği, söz konusu bu senetlerin tapu müdürlüğünden temin edilerek, bu senetlerde, dava konusu taşınmaz üzerinde davalı idare lehine irtifak hakkı bulunduğuna dair bir meşruhat mevcut ise, yukarıda belirtilen ilkeler ışığında kök muris ... ve dolayısıyla yasal mirasçıları bakımından 30 günlük hak düşürücü sürenin geçip geçmediğinin mahkemece değerlendirilmesi gerektiği, davacılardan ...'ın ise anılan taşınmazdaki hissesini 26.09.2002 tarihinde 2973 yevmiye no'lu satış senedi ile ...'dan satın aldığı, bu tarih itibarı ile irtifak hakkının tapuya kayıtlı olduğu, dolayısıyla davacılardan ...'ın 460 ada 476 parsel sayılı taşınmaz bakımından 30 günlük hak düşürücü süreyi geçirdiğinin kabulü ve bu davacı yönünden davanın reddi gerektiği, taşınmaz üzerinde 1,5 katlı bir bina bulunduğu, ancak binanın el atma tarihinden önce mi yoksa sonra mı yapıldığının araştırılmadığı gerekçesiyle davalı tarafın istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a (6) maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın eksikliklerin yerine getirilmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

V. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 01.02.2018 tarihli ve 2017/48 Esas, 2018/32 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazlardan 475 parsel üzerinde irtifak hakkı tesis edilmediği, 476 parsel üzerine 05.07.1989 tarihinde 4745 m2 irtifak hakkının tescil edildiği ancak fiilen 3278,29 m2 üzerinden el atmanın gerçekleştiği, ... ile bir kısım davacılar murisi ...'a usulüne uygun olarak tebligatın yapıldığı, davacı ...'ın taşınmazı irtifak hakkı tescilli olarak satın aldığı, süresinde dava açmadığı, bu davacı yönünden istinaf kararı da göz önünde bulundurularak davanın reddedildiği, diğer davacılar yönünden ise davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; 460 ada 475 parsel sayılı taşınmaz yönünden 24.278,15 TL tazminatın (4.046,35 TL'sinin ...'a, 4.046,35 TL'sinin ...'ya, 4.046,35 TL'sinin ..., 4.046,35 TL'sinin ...'a, 4.046,35 TL'sinin ...'a, 4.046,35 TL'sinin ...'a) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'tan alınarak davacılara verilmesine, 460 ada 476 parsel sayılı taşınmaz yönünden 195.380,49 TL tazminatın (122.740,59 TL'sinin ...'a, 12.106,65 TL'sinin ...'a, 12.106,65 TL'sinin ...'ya, 12.106,65 TL'sinin ..., 12.106,65 TL'sinin ...'a, 12.106,65 TL'sinin ...'a, 12.106,65 TL'sinin ...'a) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'tan alınarak davacılara verilmesine, ...'a ilişkin talebin reddine, dosyada mevcut 21.06.2016 tarihli fen bilirkişisi tarafından düzenlenen kırmızı renkte taralı krokide gösterilen 475 parsel sayılı taşınmaz için 486,72 m2'lik, 476 parsel için 3278,29 m2'lik kısmı üzerinde davalı ... lehine irtifak hakkı tesis ve tesciline karar verilmiştir.

VI. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 17.04.2018 tarihli ve 2018/1697 Esas, 2018/1748 Karar sayılı kararıyla; ilk derece mahkemesi kararında, taraf vekillerinin istinaf nedenleri yönünden mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı, ancak hükmün birinci bendinin üçüncü paragrafının başına "davaya konu Giresun ili, Merkez, Teyyaredüzü Mahallesi 460 ada 476 parsel nolu taşınmazın 4745 m2'lik kısmı üzerine Türkiye Elektrik Kurumu lehine tesis edilen 05.07.1989 tarih 1832 yevmiye nolu irtifak hakkının terkinine" ibaresinin yazılması suretiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

VII. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 03.10.2019 tarihli ve 2018/5771 Esas, 2019/15448 Karar sayılı kararı ile;

"…Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; Mahallinde yapılan keşif sonucu Giresun ili, Merkez ilçesi, Teyyaredüzü Mahallesi 460 ada 475 ve 476 parsel sayılı taşınmazların dava tarihindeki değerinin biçilmesinde ve alınan rapor uyarınca bedelinin tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;

1-Dava konusu taşınmazlardan 476 parselin tapu kaydına göre üzerinde TEK Genel Müdürlüğü lehine daimi irtifak hakkı bulunduğu anlaşıldığından, irtifak hakkına ilişkin tüm bilgi ve belgeler ilgili idare ve tapu müdürlüğünden getirtilip irtifak hakkı nedeniyle meydana gelecek değer düşüklüğü oranına göre belirlenecek miktarın, kamulaştırma bedelinden indirilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,

2-6100 sayılı HMK'nun 353/1-b-2 nolu bendinde "Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında duruşma yapılmadan karar verileceği düzenlenmiştir.

Bu itibarla; Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesinden verilen karara dava konusu 460 ada 476 parsel yönünden tapu kaydında bulunan önceki irtifakın infazda tereddüte yol açabileceğinden bahisle terkin edilmek suretiyle yapılan düzeltmenin yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle yapılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde ilk derece mahkemesi kararına şerh verilmesi ile yetinilmesi,

Doğru görülmemiştir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin 04.12.2019 tarihli ve 2019/4697 Esas, 2019/4792 Karar sayılı kararı ile; bozma kararına uyularak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle ilk derece mahkemesi kararı düzeltilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili ve davacı ... vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

“…Dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre; mahallinde yapılan keşif sonucu dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değerinin biçilmesinde ve alınan rapor uyarınca davacılar ... mirasçıları ile ... yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Bu itibarla davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.

Davacı ...’ın temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Dava konusu Giresun ili, Merkez, Teyyaredüzü mahallesi 460 ada 475 (eski 170) parsel sayılı taşınmaz hakkında, üzerinden geçen 154 kV Ordu-Giresun enerji nakil hattı sebebiyle 27.06.1984 tarih ve 36-706 sayılı kamu yararı kararına istinaden irtifak kamulaştırması yapıldığı; TEK Genel Müdürlüğü tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunun 17. maddesi uyarınca irtifak hakkının idare adına tescili istemi ile açılan Giresun 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/404-411 E/K sayılı dava dosyasında kendilerine usulüne uygun noter tebligatı yapılmayan davalılar ...ve ... yönünden davanın reddine, davalı ... Tozlu yönünden ise kabulü ile kabul edilen hisse yönünden TEK lehine irtifak hakkının tapuya tesciline karar verilmiş, karar 01.06.1989 tarihinde kesinleşmiştir.

Mahkemece tescil işleminin kabul edilen hissedar yönünden infazı için ilgili Tapu Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmış, ancak tapu kayıtlarının incelenmesinde; yalnızca ... hissesi üzerine işlenmesi gereken irtifak şerhinin dava konusu taşınmazın tamamı üzerine işlendiği anlaşılmıştır.

2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 25.maddesi uyarınca hakların kullanılması ve borçların yerine getirilmesi bakımından kamulaştırma işlemi mal sahibi açısından usulüne uygun olarak yapılan tebligatla başlar. Aynı yasanın 13. maddesi gereğince mal sahibine noter aracılığı ile tebligat yapılması zorunludur.

Yapılan incelemede; davacı ...’ın dava konusu taşınmazdaki hissesini 26.09.2002 yılında ...’dan satın aldığı, kamulaştırma tarihindeki malik ... adına çıkartılan noter tebligatının adresi belli olmadığından iade edildiği ve yine ... aleyhinde 17. madde uyarınca tescil davası açıldığı ve davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

Usulüne uygun kamulaştırma tebligatı yapılmamış kişi açısından kamulaştırma işlemi başlamayacağı gibi, tapuda ferağ verilmediği ve kamulaştırma bedelinin ödendiğine dair herhangi bir belge de ibraz edilemediğinden kesinleşmiş bir kamulaştırma işleminin varlığından söz edilemez.

Davacı ... hissesi üzerine usulüne uygun olarak tecsil edilmiş bir irtifak şerhi bulunmadığı bu kez yapılan inceleme de anlaşılmakla, uyulan bozma ilamının maddi hataya dayandığı ve maddi hataya dayalı bozma kararının taraflar bakımından usulü kazanılmış hak oluşturmayacağı gözetilerek; usulüne uygun olarak tescil edilmeyen irtifak hakkı şerhleri ile birlikte taşınmazı sonradan satın alan davacının; bu haklar nedeniyle kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat isteminde bulunma imkanı olduğu kabul edilerek, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği düşünülmeden, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi,

Kabule göre;

Dava konusu taşınmaza üzerinden enerji nakil hattı geçirilmek suretiyle 04.11.1983 tarihinden sonra el atıldığı gözetildiğinde, reddedilen kısım üzerinden davalı idare lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,

Doğru görülmemiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

D. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı ...’ın davaya konu 460 ada 476 parselin bir kısım payını 26.09.2002 tarihinde ...'dan satın aldığı, o tarihte tapu kaydında TEK Genel Müdürlüğü lehine 4.745 m2’lik irtifak hakkının mevcut olduğu ve davacı ...’ın resmi akitte taşınmazı söz konusu irtifak hakkı ile yükümlü olarak satın aldığı, dolayısıyla davaya konu 476 parsel sayılı taşınmazla ilgili dava açmaya yarar sağlıklı bilgileri (irtifak hakkını geçiren kurumu ve irtifak miktarını) 26.09.2002 tarihi itibariyle öğrendiği ancak 30 günlük hak düşürücü süre içerisinde dava açmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

VIII. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili ve davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı idare vekili; davacı ... yönünden dosyanın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, açılan davanın bedel artırım davası olması nedeniyle hak düşürücü sürenin geçtiğini, taşınmazın gerçek değerinin çok üstünde değer tespiti yapıldığını, değer düşüklüğü konusunda bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, mahkemece belirlenen bedel ile kıymet takdir komisyonunca belirlenen bedel arasında çok fazla fark olduğunu, davacıların taşınmazı fındık bahçesi olarak kullandıklarını, davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen davalı taraf yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davacı ... vekili, müvekkilin hissesini satın aldığı ... hakkında kamulaştırma tebligatı veya irtifak hakkı tescilinin bulunmadığını, ... hakkında irtifak hakkı tescil talebinin reddedildiğini, hesaplamanın 4745 m2 üzerinden yapılması gerektiğini, bozma kararı sonrası karara uyup uymama hususunun ilk derece mahkemesi tarafından verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Uyuşmazlık

Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı tazminat istemine ilişkin eldeki davada, davacı ... hissesi yönünden irtifak kamulaştırma işleminin kesinleşip kesinleşmediği noktasında toplanmaktadır.

D. Gerekçe

1. İlgili Hukuk

2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 4650 sayılı Kanunla değişiklik öncesi 13, 14, 17 ve 25 inci maddeleri

2. Değerlendirme

a) Davalı idare vekilinin temyiz talebi yönünden yapılan incelemede;

1. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce, bölge adliye mahkemesince direnme kararı öncesinde verilen kararın davalı idare vekili ve davacı ... vekili tarafından temyiz edildiği, Özel Dairece davalı idare vekilinin temyiz itirazları reddedilerek bozma kararı verildiği, direnme kararının ise yeniden davalı idare vekili ve davacı ... vekili tarafından temyiz edildiği dikkate alındığında, direnme öncesi verilen kararı temyiz eden ve temyiz itirazları reddedilen davalı idare vekilinin direnme kararını temyizinde hukuki yararının bulunup bulunmadığı, bu bağlamda temyiz isteminin reddine karar verilmesinin gerekip gerekmediği hususu tartışılmıştır.

2. Hukuki yarar, dava şartı olduğundan temyiz incelemesi yapılabilmesi için de gerekli bir şarttır.

3. Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz edip, bu istemi Özel Dairece reddedilen taraf yönünden karar kesinleşmiş olmakla, artık bu tarafın direnme kararını temyizde hukuki yararı bulunmamaktadır.

4. O hâlde davalı idare vekilinin direnme hükmüne yönelik temyiz isteminin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmelidir.

b) Davacı ... vekilinin temyiz talebi yönünden yapılan incelemede;

5. Uyuşmazlığın çözümüne geçilmeden önce, 6830 sayılı İstimlak Kanunu’nu yürürlükten kaldıran ve 08.11.1983 tarihinde yürürlüğe giren 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun ilgili hükümlerinin açıklanmasında yarar bulunmaktadır.

6. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 05.05.2001 tarihinde 4650 sayılı Kanunla yapılan değişiklik öncesi 25 inci maddesinin birinci fıkrasında; "Hakların kullanılması ve borçların yerine getirilmesi bakımından kamulaştırma işlemi mal sahibi için 13. madde uyarınca yapılan tebligatla başlar" hükmü öngörülmüş; 14 üncü maddesinde ise, taşınmaz mal sahibi, zilyet ve diğer ilgililer yönünden 30 günlük dava açma süresinin, noter vasıtasıyla tebligat yapılmış olanlar hakkında tebliğ tarihinden, tebligat yapılamayanlar hakkında noter tebligatı yerine geçmek üzere gazete ile yapılan ilân tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı hüküm altına alınmıştır.

7. Kanun koyucunun kamulaştırmada özel bir önem gösterdiği tebligatın ne şekilde yapılacağı 13 üncü maddede açıklanmış, prensip itibariyle doğrudan doğruya ve mal sahibinin tespit olunan adresine noter vasıtasıyla tebligat yapılması esası kabul edilmiştir. İdare tarafından noter vasıtası ile yapılacak olan tebligata; kamulaştırması kararlaştırılan taşınmazın kamulaştırılmasına esas uygun ölçekli bir plan ya da krokisi, kamulaştırma kararı, idarece takdir olunan kıymeti, kamulaştırma karşılığının veya ilk taksidinin milli bankalardan birine hak sahibi adına yatırıldığına dair belge, kamulaştırmanın hangi idare yararına yapıldığı ve açılacak davalarda husumetin kime yöneltileceği hususlarına ilişki belgeler eklenmelidir.

8. Burada noter kanalı ile çıkarılan tebligatın, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre mal sahibine tebliğ edilmesi gerektiği; aksi hâlde tebligatın geçersiz olacağı ve dava açma için zorunlu olan 30 günlük hak düşürücü sürenin mal sahibi yönünden başlamayacağı her türlü duraksamadan uzaktır.

9. Bu hâliyle mal sahibi yönünden açılacak davalarda, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin başlangıcında ilke olarak tebliğ tarihinin esas alınması gerektiği açıktır. Anılan ilkeye tek istisna Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 24.06.1994 tarihli ve 1993/3 Esas, 1994/2 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararı ile getirilmiştir. Anılan kararda, mal sahibine daha önce kamulaştırma işlemi ile ilgili yasaya uygun bir bildirim yapılmamış olması hâlinde, Kamulaştırma Kanunu’nun 14 üncü maddesinde öngörülen 30 günlük hak düşürücü sürenin tapuda ferağ işleminin yapıldığı tarihte başlayacağı benimsenmiştir.

10. Açıklanan yasal durum çerçevesinde; mal sahibi takdir edilen bedele ve maddi hatalara karşı kamulaştırma işlemi tebliğ edilmiş ise tebliğ tarihinden, yasaya uygun bir tebligat yapılmamış ise tapuda ferağ işleminin yapıldığı tarihten itibaren ancak 30 günlük hak düşürücü süre içerisinde dava açabilecektir.

11. Yukarıda açıklanan mevzuat hükümleri ışığında somut olay incelendiğinde, dava konusu 460 ada 476 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçen enerji nakil hattı nedeniyle 1984 tarihli kamu yararı kararına istinaden irtifak kamulaştırması yapıldığı, maliklere noter aracılığı ile tebligat gönderildiği, kamulaştırma tarihindeki maliklerden ...'ya çıkartılan noter tebligatının adresi belli olmadığından bahisle bila tebliğ iade edildiği, TEK Genel Müdürlüğü tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (mülga) 17 nci maddesi uyarınca irtifak hakkının idare adına tescili istemi ile açılan davada, Giresun 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/404 Esas, 1988/411 Karar sayılı kararı ile kendilerine usulüne uygun noter tebligatı yapılmayan davalılar ...ve ... yönünden davanın reddine, davalı ... (Tozlu) yönünden ise kabulü ile kabul edilen hisse yönünden TEK lehine irtifak hakkının tapuya tesciline karar verildiği, ancak yalnızca ... (Tozlu) hissesi üzerine işlenmesi gereken irtifak şerhinin dava konusu taşınmazın tamamı üzerine işlendiği, davacı ...'ın da dava konusu taşınmazdaki ... hissesini satış suretiyle 26.09.2002 tarihinde temlik aldığı anlaşılmaktadır.

12. Bu durumda kamulaştırma tarihindeki taşınmaz maliklerinden ...'ya usulüne uygun kamulaştırma işlemi tebliği yapılmadığı, ... aleyhine 2942 sayılı Kanunun (mülga) 17 nci maddesi uyarınca açılan tescil davasının reddedildiği, tapuda ferağ verilmediği, kamulaştırma bedelinin ödendiğine ilişkin belge ibraz edilemediği, ayrıca şerhi görerek satın alma olgusunun tebliğ veya ferağ niteliğinde bulunmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacı ... açısından kesinleşmiş bir kamulaştırma işleminden söz etmenin mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.

13. Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

14. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

IX. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1- a bendinde (§1-4) belirtilen gerekçelerle davalı idare vekilinin direnme kararına yönelik temyiz isteminin hukuki yarar yokluğundan REDDİNE,

İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,

2- b bendinde (§5-14) belirtilen gerekçelerle davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA,

İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,

Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesine gönderilmesine,21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/hukuk-genel-kurulunun-2022244-e-2023700-k-sayili-karari