Hukuk Genel Kurulu'nun 2022/1276 E., 2023/1132 K. sayılı kararı
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 22.11.2023 tarihli, 2022/1276 E., 2023/1132 K. sayılı kararı
T.C.
Yargıtay
Hukuk Genel Kurulu
2022/1276 E., 2023/1132 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1561 E., 2022/1970 K.
KARAR : İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine
ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 13.04.2022 tarihli ve
2022/3327 Esas, 2022/4473 Karar sayılı BOZMA kararı
Taraflar arasındaki işçilik alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılıp yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
Direnme kararı davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan gündem ve dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin 17.09.1993 tarihinde İzmir İl Özel İdaresi bünyesinde çalışmaya başladığını, çalışması devam ederken İzmir İl Özel İdaresinin tüzel kişiliğinin 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (6360 sayılı Kanun) gereğince sona ermesi sonucunda İzmir Valiliği Devir, Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonu kararı ile tüm haklarıyla birlikte davalı İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğüne devredildiğini ve inşaat ustası olarak çalışmasına devam ettiğini, devirden önce İzmir İl Özel İdaresi ile o dönem üyesi olduğu Türkiye Yol, Yapı ve İnşaat İşçileri Sendikası (Türkiye Yol-İş Sendikası) arasında imzalanan 01.01.2013-28.02.2015 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinden yararlandığını, daha sonra Türkiye Yol-İş Sendikasından istifa ederek devredildiği yeni işyerinde yetkili olan Türkiye Belediyeler ve Genel Hizmetler İşçileri Sendikasına (Belediye-İş Sendikası) üye olduğunu, davalı ile Belediye-İş Sendikası arasında imzalanan 15.03.2014-14.03.2016 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinden yararlanma hakkını kazandığını ancak davalı işverenin müvekkilini bu toplu iş sözleşmesindeki ücret zammından ve 06.09.2016 tarihinde imzalanan 15.03.2016-14.03.2018 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesindeki ücret zammından yararlandırmadığını ileri sürerek davalı ile Belediye-İş Sendikası arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya başladığı tarih ve dava tarihi itibarıyla çıplak brüt yevmiyesinin tespiti ile ücret farkı alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... (İZSU/İdare) vekili; 6360 sayılı Kanun gereği İzmir İl Özel İdaresinin tüzel kişiliğinin sona ermesi üzerine davacının 01.04.2014 tarihinde müvekkili İdareye devredildiğini ve Makine İkmal ve Tesisler Dairesi Bina ve Tesisler Bakım Onarım Şube Müdürlüğünde usta işçi olarak çalıştığını, davacıya nakil tarihi itibarıyla 01.01.2013-28.02.2015 tarihlerini kapsayacak şekilde İzmir İl Özel İdaresi ile Türkiye Yol-İş Sendikası arasında imzalanan toplu iş sözleşmesi hükümlerinin 2015 yılının Şubat ayına kadar eksiksiz şekilde uygulandığını, Türkiye Yol-İş Sendikasından istifa ederek müvekkili İdarede yetkili olan Belediye-İş Sendikasına 13.01.2015 tarihinde üye olan ve üyeliği müvekkili İdareye 09.02.2015 tarihinde bildirilen davacıya 2015 yılının Şubat ayına ait aylık ücret tahakkuk bordrosundan başlanılarak yeni üye olduğu sendikanın imzaladığı toplu iş sözleşmesi hükümlerinin uygulandığını ancak toplu iş sözleşmesi düzenlemesiyle işyerinde barem ücret sistemi uygulandığını, davacının ücreti barem ücret seviyesinin üzerinde olduğundan ücretinde herhangi bir değişiklik yapılmayıp almakta olduğu ücretin ödenmeye devam edildiğini, bunun aksine bir uygulamaya gidildiğinde işyerinde çalışan aynı nitelikteki işçiler arasında ayrım yapmış olacaklarını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 16.05.2018 tarihli ve 2017/543 Esas, 2018/269 Karar sayılı kararı ile; davacının 15.03.2015 - 20.07.2017 (dava tarihi) tarihleri arasında fark ücret alacağına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
B. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Bölge Adliye Mahkemesinin Birinci Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin 27.05.2019 tarihli ve 2018/1662 Esas, 2019/890 Karar sayılı kararı ile; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297 nci maddesi kapsamında denetime elverişli bir karar bulunmadığı gerekçesi ile davalının istinaf başvurusu esas yönünden incelenmeksizin İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
D. İlk Derece Mahkemesinin İkinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 27.08.2019 tarihli ve 2019/341 Esas, 2019/416 Karar sayılı kararı ile; davacının devrolduğu işyerindeki 15.03.2014-14.03.2016 tarihleri arasında yürürlükte olan toplu iş sözleşmesinin "ücret zammı" başlıklı 55 inci maddesinin ikinci yıl ücret zammına ilişkin hükmünde tüm işçilere sınırlama olmaksızın sözleşmenin ikinci yılı için 14.03.2015 tarihindeki ücretine yıllık TÜFE oranında zam yapılması gerektiğinin belirtildiği, maddenin son fıkrasındaki kıdem zammı düzenlemesinin ise her yıl uygulanacak bir zam olmayıp sözleşme döneminin başında işyerinde çalışan işçilere kıdemlerine göre tek seferde verilen bir zam olduğu, davacının da toplu iş sözleşmesinden ikinci yıldan itibaren yararlanması nedeniyle kıdem zammından faydalanamayacağı, 15.03.2016-14.03.2018 tarihleri arasında yürürlükte olan toplu iş sözleşmesinin "ücret zammı" başlıklı 55 inci maddesinin düzenlemesinde birinci yıl işyerinde çalışan işçilerin ücretlerinin unvanlarına göre kademelendirilmek suretiyle tespit edildiği, belirlenen kademenin üzerinde ücret alan işçilerin ücretlerine artış yapılmayacağının kararlaştırıldığı, usta olan davacının ücretinin de işyerinde çalışmakta olan usta işçiler için belirlenen taban ücret seviyesinin üzerinde olduğundan birinci yıl ücretinin arttırılmasının söz konusu olmadığı fakat maddenin 2/b fıkrası uyarınca tüm işçilere ödenecek kıdem zammından yararlanması gerektiği, maddenin 2/a fıkrasında ikinci yıl tüm işçilerin 14.03.2017 tarihindeki ücretlerine 15.03.2017 tarihinden itibaren yıllık TÜFE oranında zam yapılacağı kararlaştırıldığından davacının ücretinin enflasyon oranında arttırılması gerektiği, davacının 15.03.2015-20.07.2017 (dava tarihi) tarihleri arasında fark ücret alacağına hak kazandığı belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 27.01.2022 tarihli ve 2019/3198 Esas, 2022/105 Karar sayılı kararı ile; 6360 sayılı Kanun ile İl Özel İdarelerinin kapatılması sonrasında davacının yasal mevzuat gereğince devredildiği davalı İZSU nezdinde inşaat ustası olarak çalıştığı, Belediye-İş Sendikası ile İZSU arasında imzalanan 15.03.2014-14.03.2016 tarihleri arasında yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesinin 55 inci maddesine göre taban ücretlerin kararlaştırıldığı, aynı maddenin ikinci yıl ücret zammı kapsamında kapsam içindeki sendika üyesi işçilerin 14.03.2015 tarihinde almakta oldukları ücretlerine T.C. Başbakanlık TÜİK 2003:100 temel yılı fiyat endeksi sonuçlarına göre TÜFE Mart 2014-Şubat 2015 yılı genel endeks sayıları arasındaki bir önceki yılın aynı ayına göre oluşan yıllık enflasyon oranında ücret zammı yapılacağı ve bu oranın 15.03.2015 tarihinden itibaren paraya taalluk eden bütün ödemeler için dikkate alınacağının kararlaştırıldığı, 15.03.2016-14.03.2018 tarihleri arasında yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesinin 55 inci maddesinde taban yevmiyelerin sınıflara göre kararlaştırıldığı, taban yevmiyelerin altında kalan işçilere vasıflarına göre (a) maddesinde belirtilen taban yevmiyelerin uygulanacağı, taban yevmiyelerin üzerinde bulunan işçilerin yevmiyelerinde herhangi bir artış uygulanmayacağının kararlaştırıldığı, ikinci yıl zammı 15.03.2017 tarihinden itibaren 1 inci maddenin (a) bendi kapsamında değerlendirilmiş olan işçilerin mevcut taban yevmiyelerinin TÜİK Tüketici Fiyat Endeksine göre 01.03.2016-28.02.2017 tarihleri arasında gerçekleşen bir önceki yılın aynı ayına göre TÜFE değişim oranında artış uygulanacağının kararlaştırıldığının anlaşıldığı, Yargıtay içtihatları ile işçilerin kıdeminin eşit işlem borcu kapsamında belirleyici unsur olarak kullanıldığı, davacının üye olduğu sendikanın da bu düzenlemeleri bilerek ve öngörerek kabul edip imzaladığı, toplu iş sözleşmesi hükümlerine uygun olarak davalı tarafça davacı işçiye ücret ve sosyal haklarının ödenmesi nedeniyle işverenin eşit davranma borcunu ihlâl ettiğinin kabul edilemeyeceği, davacının talep konusu dönemlerde aynı işi yapan diğer işçilerden daha fazla ücret aldığı, davacının toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre alabileceği en yüksek ücret miktarının artışa ilişkin hükümlerinin toplu iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümleri ile birlikte değerlendirilmesi gerektiği, toplu iş sözleşmesinin 55 inci maddesinin ikinci fıkrasının 55 inci maddenin birinci fıkrasına göre düzenlenen, ödenen ücretlere yapılacak artışları düzenlediği, dışarıdan gelecek bir işçinin bilinmeyen, tahmin edilemeyen farazi ücreti üzerinden bir değerlendirme yapılamayacağı için işçinin sözleşmesindeki ücreti de dikkate alınarak bu hüküm uygulanamayacağı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davacının, davalının taraf olduğu Toplu İş Sözleşmesindeki ücret zamlarından yararlanıp yararlanamayacağı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Dosya içeriğinden, davacı işçinin İl Özel İdaresinde çalışmakta iken 6360 sayılı Kanun hükümleri gereğince nihai olarak 01.04.2014 tarihinde davalı ...’ne devredildiği ve halen usta vasfıyla çalıştığı, davacının devirden önce İl Özel İdarede yürürlükte bulunan Toplu İş Sözleşmesinden yararlandığı ve bu Toplu İş Sözleşmesinin 01.01.2013 ilâ 28.02.2015 yürürlük tarihli olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının devirden sonra çalışmaya devam ettiği davalı ... işyerinde ise 15.03.2014-14.03.2016 tarihleri arasında geçerli Toplu İş Sözleşmesinin yürürlükte olduğu ve daha sonra da 15.03.2016-14.03.2018 yürürlük tarihli yeni Toplu İş Sözleşmesinin bağıtlandığı görülmektedir. Davacı, nakilden sonra 13.01.2015 tarihinde Toplu İş Sözleşmesinin tarafı Belediye-İş Sendikasına üye olmuş ve üyeliği de işverene 09.02.2015 tarihinde bildirilmiştir.
Davacının nakil gittiği davalı işyerinde imzalanan ve 15.03.2016-14.03.2018 tarihleri arasında yürürlükte bulunan Toplu İş Sözleşmesinin “ücret zammı” başlıklı 55. maddesinde;
"1.Yevmiye:1/a)-1.yıl zammı: 15.03.2016 tarihinden itibaren işçilerin taban yevmiyeleri aşağıdaki gibi belirlenmiştir.
A grubu vasıfsız işçi 90,45-TL
B grubu vasıflı işçi 95,20-TL
C grubu usta ve hizmet süresi 0-10 yıl arasında olan şoförler 99,90-TL
D grubu hizmet süresi 10 yıl ve daha fazla olan deneyimli şoförler 104,65-TL
E grubu ustabaşı 104,65-TL
F grubu teknisyen ve iş makinesi operatörleri 109,50-TL
G grubu üstün vasıflı personel (ön lisans ve lisans düzeyinde eğitim alanlar)114,75-TL
1/b)-6360 sayılı kanunun 1. maddesi 1. fıkrası gereği İdaremize, İzmir İl Özel İdaresinden ve İlçe Belediyelerinden nakil olan sürekli işçilerin yevmiyelerinin (a) maddesinde belirtilmiş olan taban yevmiyelerinin altında kalan işçilere vasıflarına göre (a) maddesinde belirtilen taban yevmiyeler uygulanır, (a) maddesinde belirtilen taban yevmiyeler üzerinde bulunan işçilerin yevmiyelerine herhangi bir artış uygulanmaz.
2/a)-2. yıl zammı: 15.03.2017 tarihinden itibaren 1. maddenin (a) bendi kapsamında değerlendirilmiş olan işçilerin mevcut taban yevmiyelerine T.C. Başbakanlık TÜİK Tüketici Fiyat Endeksine göre 01.03.2016-28.02.2017 tarihleri arasında gerçekleşen bir önceki yılın aynı ayına göre (TÜFE) değişim oranında artış uygulanır.
2/b)-Kıdem Zammı: Tüm sürekli işçilere 15.03.2016-14.03.2018 dönemi için çıplak taban yevmiyelerine, her tam hizmet yılı için 0,19-TL kıdem zammı uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen Toplu İş Sözleşmesinin 55. maddesinin birinci fıkrasında, vasıflarına göre işçilerin günlük taban ücretlerinin belirlendiği, nakil olan işçilerden taban ücretlerin altında kalan işçilere vasıflarına göre “a” bendinde belirtilen taban ücretlerin uygulanacağının kararlaştırıldığı, “a” bendinde belirtilen taban ücretlerin üzerinde bulunan işçilerin ücretlerinde ise herhangi bir artış uygulanmayacağının kararlaştırıldığı görülmüştür. Aynı maddede ikinci yıl zammı olarak “1/a” bendi kapsamında değerlendirilen işçilerin mevcut taban ücretlerine TÜFE değişim oranında artış uygulanacağı belirtilmiştir.
İl Özel İdaresinde çalışmakta iken Toplu İş Sözleşmesinden yararlanması sebebiyle davacının günlük brüt ücretinin 114,98 TL olduğu, davacının Toplu İş Sözleşmesinin yürürlük süresi bitene kadar 02/2015 dönemi de dahil olmak üzere ücretinin bu miktardan tahakkuk ettirildiği, davacının nakil gittiği işyerinde davacı ile aynı işi yapan usta vasıflı çalışanın günlük ücretinin ise 104,65 TL olduğu anlaşılmaktadır. Şu halde, davacının ücretinin Toplu İş Sözleşmesinde belirlenen taban ücretlerin üzerinde olduğu dikkate alındığında Bölge Adliye Mahkemesince davacının birinci ve ikinci yıl zamlarından yararlandırılmaması gerektiğine yönelik kararı yerindedir. Ancak, Toplu İş Sözleşmesinde kıdem zammının herhangi bir sınırlama olmaksızın “tüm sürekli işçilerin” 15.03.2016-14.03.2018 dönemi için çıplak taban ücretlerine her tam hizmet yılı için 0,19 TL olarak uygulanacağı kararlaştırıldığından davacının kıdem zammına yönelik talebinin reddine karar verilmesi hatalıdır.
Açıklanan maddi ve hukuki olgular karşısında, davalının taraf olduğu 15.03.2016-14.03.2018 tarihleri arasında yürürlükte bulunan Toplu İş Sözleşmesindeki düzenleme dikkate alındığında davacı işçinin kıdem zammından yararlanacağı açıktır. Bu nedenle, Bölge Adliye Mahkemesince eksik inceleme ile davanın tamamen reddine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; önceki gerekçeye ilaveten aynı konuda, aynı işyeri ve aynı toplu iş sözleşmesi ile ilgili olarak açılan davada verilen davanın reddine ilişkin kararın davacı tarafça temyizi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2022/6304 Esas, 2022/7029 Karar sayılı kararı ile onandığı, hukuki güvenilirlik ilkesi dikkate alındığında davanın reddine dair verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; aynı uyuşmazlık konusu ile ilgili olarak verilen kabul kararlarının kesinleştiğini, davacı işçinin her ay ödenen ve yüksek denilen ücretle 4 aya yakın (31.03.2014-18.07.2014 arası) davalı işyerinde çalıştırıldığının uyuşmazlık konusu olmadığını, toplu iş sözleşmesinin imzalandığı tarihte de davalı işveren tarafından bu durumun açıkça bilindiğini, bu durumda davacı işçinin toplu iş sözleşmesi öncesi aldığı ücretin bilinmeyen, tahmin edilemeyen ve farazi bir ücret olmadığını, Bölge Adliye Mahkemesi kararında 2014-2016 dönemini kapsayan toplu iş sözleşmesinin 55 inci maddesindeki objektif düzenleme ile 2016-2018 dönemi toplu iş sözleşmesinin 55 inci maddesindeki subjektif-ayrımcı düzenleme arasındaki farkın dikkate alınmadığını ve tartışılmadığını, sözleşme hükümlerinin hukuksal değerlendirme ve hesaplamasının her dönem için ayrı ayrı yapılması gerektiğini, bilirkişi raporunda bu yönde inceleme ve değerlendirme yapıldığını, Bölge Adliye Mahkemesinin bilirkişi raporundaki değerlendirmeye rağmen toplu iş sözleşmeleri arasındaki farklılığı hiç tartışmadığını, özellikle objektif nitelikteki ilk sözleşmeye göre zam konusu daha açık bir şekilde ortada iken talebi tümüyle reddettiğini, red gerekçesinin kanuni ve sözleşmesel düzenleme yerine sadece işçiler arasındaki ücret farkına, özellikle davacının müktesebi olan yevmiyesinin diğer işçilere göre yüksek olduğu sebebine dayandırılmasının hukuken kabul edilemeyecek bir yorum olduğunu, 15.03.2014-14.03.2016 dönemi toplu iş sözleşmesinin 55 inci maddesindeki ikinci yıl zammının gerek bu sözleşme gerekse bir sonraki 2016-2018 dönemi toplu iş sözleşmesinin aynı maddelerinde yer alan kıdem zammına ilişkin objektif düzenleme ile sadece kazanılmış önceki ücreti sebebiyle uygulanmadığını, objektif olarak tüm işçilere yönelik yapılan bu düzenlemenin uygulanmamış olmasının sözleşmeye aykırı olduğunu, sözleşmede kullanılan ve kararda ısrarla söz edilen taban yevmiyenin eski işçiler için süreç içinde belirlenen fakat tüm işçilerin zam tarihinde almakta oldukları ücret demek olduğunu, davacının devir sebebiyle yeni bir talep ileri sürmediğini, yeni hak kazanma yoluna başvurmadığını, sadece müktesebini koruyarak toplu iş sözleşmesinin getirdiği rutin zamların uygulanmasını talep ettiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Uyuşmazlık
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 6360 sayılı Kanun kapsamında tüzel kişiliği sona eren İzmir İl Özel İdaresinden davalı İdareye devredilen davacının davalı İdare ile Belediye-İş Sendikası arasında imzalanan 15.03.2016-14.03.2018 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin 55 inci maddesinin ikinci yıl ücret zammını düzenleyen ikinci bendinin (b) alt bendinde kararlaştırılan kıdem zammından yararlanıp yararlanamayacağı noktasında toplanmaktadır.
D. Gerekçe
1. İlgili Hukuk
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 39 uncu maddesi.
2. Değerlendirme
1. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle konuyla ilgili kavramları ve mevzuat hükümlerini incelemekte yarar bulunmaktadır.
2. Toplu iş sözleşmesi, işçi kuruluşları ile işveren kuruluşları veya işveren arasında iş (hizmet) sözleşmesine uygulanabilecek çalışma şartlarını belirleyen ya da düzenleyen sözleşmedir. Toplu iş sözleşmesi işçilerle işverenler arasındaki iş ilişkisini değil sadece bir veya birçok işyerinde, bir işletmede ya da işkolunda uygulanabilecek çalışma/çalıştırma şartlarını düzenlemektedir. Öte yandan toplu iş sözleşmesi onu bağıtlayanlar arasında da hukuki ilişkiler doğurmaktadır (Ünal Narmanlıoğlu, İş Hukuku II Toplu İş İlişkileri, İstanbul, Yeni Mevzuata Göre Yazılmış 2. Baskı, 2013, s.292).
3. Toplu iş sözleşmesinden yararlanma konusu ve şartları ise 6356 sayılı Kanun'un 39 uncu maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre;
"(1) Toplu iş sözleşmesinden taraf işçi sendikasının üyeleri yararlanır.
(2) Toplu iş sözleşmesinden, sözleşmenin imzalanması tarihinde taraf sendikaya üye olanlar yürürlük tarihinden, imza tarihinden sonra üye olanlar ise üyeliklerinin taraf işçi sendikasınca işverene bildirildiği tarihten itibaren yararlanır.
(3) Toplu iş sözleşmesinin imza tarihi ile yürürlük tarihi arasında iş sözleşmesi sona eren üyeler de, iş sözleşmelerinin sona erdiği tarihe kadar toplu iş sözleşmesinden yararlanır.
(4) Toplu iş sözleşmesinin imzası sırasında taraf işçi sendikasına üye olmayanlar, sonradan işyerine girip de üye olmayanlar veya imza tarihinde taraf işçi sendikasına üye olup da ayrılanlar veya çıkarılanların toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmeleri, toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasına dayanışma aidatı ödemelerine bağlıdır. Bunun için işçi sendikasının onayı aranmaz. Dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinden yararlanma, talep tarihinden geçerlidir. (İptal dördüncü cümle:Anayasa Mahkemesinin 30/12/2020 tarihli ve E.:2020/57; K.:2020/83 sayılı Kararı ile)
(5) Dayanışma aidatının miktarı, üyelik aidatından fazla olmamak kaydıyla sendika tüzüğünde belirlenir.
(6) Faaliyeti durdurulmuş sendikalara dayanışma aidatı ödenmez.
(7) Bu Kanun anlamında işveren vekilleri ile toplu iş sözleşmesi görüşmelerine işvereni temsilen katılanlar, toplu iş sözleşmesinden yararlanamaz.
(8) Grev sonunda yapılan toplu iş sözleşmesinden, 65 inci maddeye göre zorunlu olarak çalışanlar dışında işyerinde çalışmış olanlar aksine hüküm bulunmadıkça yararlanamaz" .
4. Somut olayda, davacı işçi İzmir İl Özel İdaresinde çalışmakta iken 6360 sayılı Kanun gereğince 01.04.2014 tarihinde davalı İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğüne devredilerek usta vasfıyla çalışmaktadır.
5. Özel Daire ile Bölge Adliye Mahkemesi arasında davacının birinci ve ikinci yıl ücret zamlarından yararlandırılmaması gerektiği konusunda ihtilâf olmayıp uyuşmazlık davalının taraf olduğu 15.03.2016-14.03.2018 tarihleri arasında yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesindeki düzenleme dikkate alındığında davacı işçinin kıdem zammından yararlanıp yararlanamayacağı noktasında toplanmaktadır.
6. Davacının nakledildiği davalı İdare ile Belediye-İş Sendikası arasında 06.09.2016 tarihinde imzalanan 15.03.2016-14.03.2018 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin "ücret zammı" başlığını taşıyan 55 inci maddesinin ikinci yıl ücret zammını düzenleyen ikinci bendinin (b) alt bendinde kıdem zammı düzenlenmiş olup sözü edilen bentte "Kıdem zammı: Tüm sürekli işçilere 15.03.2016-14.03.2018 dönemi için çıplak taban yevmiyelerine, her tam hizmet yılı için 0,19 TL kıdem zammı uygulanır." hükmüne yer verilmiştir.
7. Toplu iş sözleşmesinin ikinci yıl ücret zammını düzenleyen 55 inci maddesinin ikinci bendinin (b) alt bendinde kıdem zammından yararlanacak işçiler belirlenirken "tüm sürekli işçilere" ifadesi kullanıldığından ve davacı da davalıya ait işyerinde sürekli işçi konumunda çalıştığından kıdem zammından yararlanması gerektiği açıktır. Bu itibarla Bölge Adliye Mahkemesince kıdem zammına ilişkin talebin reddi usul ve yasaya aykırıdır.
8. Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki hükümde direnilmesi doğru olmamıştır.
9. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.11.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.