ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Hukuk Genel Kurulu'nun 2021/606 E., 2023/800 K. sayılı kararı

Hukuk Genel Kurulu'nun 2021/606 E., 2023/800 K. sayılı kararı
1 Okunma

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 13.09.2023 tarihli, 2021/606 E., 2023/800 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

Hukuk Genel Kurulu

2021/606 E., 2023/800 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

KARAR : Şikayetin reddine

Taraflar arasındaki şikâyet isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince şikâyetin kabulüne karar verilmiştir.

Kararın alacaklı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle şikâyetin reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlular vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

Direnme kararı borçlular vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan gündem ve dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. TALEP

Borçlular vekili; müvekkili ... Bilişim Teknoloji Ürünleri Gıda Teks. Petr. İnş. Sağl. ve Med. Otomotiv İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti. nin alacaklı bankadan kullandığı krediye istinaden şirket adına kayıtlı taşınmaza ipotek tesis edildiğini, daha sonra müvekkilleri aleyhine Mardin İcra Müdürlüğünün 2019/7977 Esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilâmlı icra takibi başlatıldığını, ayrıca aynı borca ilişkin olarak müvekkillerinden 750.000,00 TL bedelli senet alındığını ve Mardin İcra Müdürlüğünün 2019/8044 Esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, kredi borcunun ipotek ile teminat altına alınmasına ve ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe girişilmesine rağmen aynı borca ilişkin olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatılmasının hukuka aykırı ve kötüniyetli olduğunu ileri sürerek Mardin İcra Müdürlüğünün 2019/8044 Esas sayılı dosyasında müvekkilleri aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinin iptaline, alacak miktarı üzerinden %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Alacaklı vekili; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 45 inci maddesinin üçüncü fıkrası ile 167 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca alacağı rehinle teminat altına alınan alacaklının rehnin paraya çevrilmesi yoluna başvurmadan doğrudan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibi tercih edebileceği gibi, rehne müracaatın akabinde dilerse aynı zamanda kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe başvurabileceğini belirterek şikâyetin reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 10.10.2019 tarihli ve 2019/152 Esas, 2019/271 Karar sayılı kararı ile; 2004 sayılı Kanun’un 45 inci maddesinde rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusunun iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceği, poliçe ve emre muharrer senetlerle çekler hakkındaki 167 nci madde hükmünün mahfuz olduğu, aynı Kanun’un 167 nci maddesinde ise; alacağı çek, poliçe veya emre muharrer senede müstenit olan alacaklının, alacak rehinle temin edilmiş olsa bile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte bulunabileceğinin düzenlendiği, somut olayda 26.09.2019 tarihli duruşmada alacaklı vekilinin ''takipler aynı borç ilişkisinden kaynaklansa da açtığımız takipte tahsilde tekerrür olmamak kaydına yer verdiklerini'' belirterek Mardin İcra Müdürlüğünün 2019/7977 Esas ve 2019/8044 Esas sayılı dosyalarındaki alacağın aynı borç ilişkisinden kaynaklandığını kabul ettiği, alacaklı vekili tarafından öncelikle ipoteğe dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile 23.07.2019 tarihinde takibe geçildiğinden, alacaklının tercih hakkını bu takip türünden yana kullanmış olup aynı borca ilişkin olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapamayacağı, mükerrer takip dolayısıyla takibin iptaline karar verilmesi hâlinde tazminata hükmedileceğine dair yasal düzenleme bulunmadığı gerekçesiyle şikâyetin kabulü ile Mardin İcra Müdürlüğünün 2019/8044 Esas sayılı dosyasındaki takibin iptaline, borçlu tarafın tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 18.12.2019 tarihli ve 2019/86 Esas, 2019/93 Karar sayılı kararı ile; 2004 sayılı Kanun’un 167 nci maddesinin birinci fıkrası metninden, alacaklıya seçimlik hak verildiği sonucunun çıkarılamayacağı, verilen borç karşılığında borçludan veya borçlu lehine üçüncü kişilerden alınan rehin ya da ipotek ile ödeme yahut yine teminat amacı ile alınan kambiyo senedinin borcun ödenmesini kolaylaştırmak amacı ile verilmiş olduğu düşünüldüğünde alacaklıdan, elinde bulunan takip imkânlarını sıraya koymasını beklemenin "asıl olan borcun ödenmesi, bir diğer ifade ile alacaklının alacağına kavuşmasıdır" ilkesine aykırı düştüğü, "tahsilde tekerrür olmama" kaydını belirttiği için alacaklının başlatmış olduğu takibin, borçlunun mükerrerlik şikâyeti sonucu iptal edilmesinin 2004 sayılı Kanun’un ve icra hukukunun amacına uygun düşmediği, alacağı ipotek ile teminat altına alınmış olan alacaklının ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe başladıktan sonra ''tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile'' başlatmış olduğu bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibin mükerrer olmadığı gerekçesiyle alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle şikâyetin reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ İNCELEME SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlular vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

"...Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile ilamsız icra takibinde, borçluların aynı ilişkiden kaynaklanan borcun tahsili için daha önceden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi yapıldığını ileri sürerek mükerrerlik itirazında bulunduğu, mahkemece, istemin kabulüyle tüm borçlular yönünden takibin iptaline karar verildiği, alacaklı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince ipotekli takibin yanı sıra kambiyo takibi yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığından bahisle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak, şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.

İİK' nun 45. maddesinde rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusunun iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklının yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceği, poliçe ve emre muharrer senetlerle çekler hakkındaki 167 nci madde hükmü mahfuz olduğu, aynı kanunun 167. maddesinde ise alacağı çek, poliçe veya emre muharrer senede müstenit olan alacaklının, alacak rehinle temin edilmiş olsa bile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte bulunabileceği düzenlenmiştir.

Somut olayın incelenmesinde; 23/07/2019 tarihinde başlatılan Mardin İcra Müdürlüğü’nün 2019/7977 Esas sayılı takip dosyasında; alacaklı tarafından asıl kredi borçlusu ...….Ltd. Şti. hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi başlatıldığı, mükerrer olduğu iddia edilen ve 24/07/2019 tarihinde başlatılan Mardin İcra Müdürlüğü’nün 2019/8044 Esas sayılı takip dosyası ile de muteriz borçlular hakkında bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte bulunduğu, her iki takibe ilişkin takip talebinde de “tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla tahsili talebidir” ibarelerinin yazılı olduğu, alacaklı vekilinin 26/09/2019 tarihli duruşmada takiplerin aynı borç ilişkisinden kaynaklandığına ilişkin beyanda bulunduğu görülmüş olup her iki takip dosyasına konu borcun aynı borç olduğu anlaşılmaktadır.

Her ne kadar yukarıda anılan kanun hükümleri uyarınca borç ipotek ile temin edilmiş olsa bile elinde kambiyo senedi bulunan alacaklı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapabilirse de öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiğinden alacaklı tercih hakkını bu takip türünden yana kullanmış olup aynı borca ilişkin olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapamaz. Bu durumda İİK'nun 45/1 hükmü uyarınca rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip sonucunda rehin tutarı borcu ödemeye yetmez ise alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yolu ile takip edebilir. Bu husus kamu düzeni ile ilgili olup süresiz şikayete tabidir.

Somut olayda, asıl kredi borçlusu ve ipotek veren ... … Ltd. Şti. hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip başlatılması usulüne uygun olup, bu borçlu yönünden İİK 167. ve 45. maddeleri uyarınca aynı alacağa dayalı başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibin iptaline ilişkin ilk derece mahkemesi kararında isabetsizlik görülmemiştir.

Öte yandan, diğer borçlular ... ve ...’ın alacaklı ile borçlu şirket arasındaki kredi sözleşmesinde müteselsil kefil olarak yer aldıkları, ipotek veren sıfatlarının bulunmadığı ve haklarında aynı alacağa ilişkin olarak şikayete konu kambiyo takibi dışında bir takip başlatılmadığı görülmüş olup bu borçlular yönünden şikayete konu kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatılmasında usulsüzlük bulunmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile ret kararı verilmesi de doğru bulunmamıştır.

O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, asıl borçlu ... … Ltd. Şti. yönünden şikayete konu mükerrer takibin iptali ile diğer borçlular yönünden yukarıda yazılı nedenlerle şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir ..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; borçlular ... ile ... yönünden bozma kararını uyulmasına karar verildikten sonra, borçlu ... Bilişim Teknoloji Ürünleri Gıda Teks. Petr. İnş. Sağl. ve Med. Otomotiv İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti. yönünden önceki gerekçe tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Direnme kararına karşı süresi içinde borçlular vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Borçlular vekili; 2004 sayılı Kanun’un 45 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip sonucunda rehin tutarı borcu ödemeye yetmez ise kalan alacağın talep edilebileceğini, bu hususun kamu düzeni ile ilgili olduğunu, 2004 sayılı Kanun’da alacaklının alacağına kavuşması için kurallar getirildiği gibi borçlunun da haklarını korumak için çeşitli düzenlemeler olduğunu, ipoteğin alacaklının alacağına kavuşmasına fazlasıyla yettiğini, buna rağmen kambiyo senedinin işleme konulup müvekkillerin diğer mal varlıklarına yönelinmesinin kötüniyetli bir yaklaşımdır olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Uyuşmazlık

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda alacaklı tarafından borçlu ... Bilişim Teknoloji Ürünleri Gıda Teks. Petr. İnş. Sağl. ve Med. Otomotiv İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilâmlı icra takibine ve kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine konu borcun aynı borç ilişkisinden kaynaklanması karşısında 2004 sayılı Kanun’un 45 ve 167 nci maddeleri uyarınca kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibin iptalinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

D. Gerekçe

1. İlgili Hukuk

2004 sayılı Kanun'un 45 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 167 nci maddesinin birinci fıkrası.

2. Değerlendirme

A. Borçlu ... Bilişim Teknoloji Ürünleri Gıda Teks. Petr. İnş. Sağl. ve Med. Otomotiv İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

1. 2004 sayılı Kanun’un 45 inci maddesinin birinci fıkrası “önce rehne müracaat zorunluluğu” olarak ifade edilen kuralı düzenlemektedir. İcra ve İflas hukuku sistemimize göre kural olarak alacağı rehinle temin edilmiş olan alacaklı, borcun ödenmemesi hâlinde öncelikle rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmak zorundadır. İcra ve iflas hukukunda kural önce rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılması olmakla birlikte, bu kuralın istisnaları da bulunmaktadır. 2004 sayılı Kanun’un 45 inci maddesinin üçüncü fıkrası ile 167 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca alacağı bir kambiyo senedine bağlı olan alacaklı alacak rehinle temin edilmiş olsa bile, doğruca kambiyo senetlerine mahsus haciz veya (borçlu iflasa tabi ise) iflas yoluna başvurabilir. 2004 sayılı Kanun’un 45 inci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü nedeniyle ayrıca 167 nci maddesinin birinci fıkrasında “alacak rehinle temin edilmiş olsa bile” ibaresine yer verilmesi sadece bir tekrardan ibarettir.

2. Alacaklının alacağı hem rehin ile teminat altına alınmış hem de kambiyo senedine bağlanmış ise alacaklı sıra gözetilmeksizin rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yollarına veya kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yollarından birine başvurabilir. 2004 sayılı Kanun’un 45 inci maddesinde önce rehne başvurulması kuralına yer verildikten sonra istisnalarına yer verilmiş olması karşısında, aynı anda tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla da olsa aynı alacaktan dolayı aynı borçluya karşı her iki takibe de aynı anda başvurulabileceği sonucuna varılamaz. Bu durumda alacaklı her iki takip yolundan birini tercih etmek bakımından serbesttir. Dolayısıyla alacaklı bu takip yollarından birini tercih ederek takip başlattığında bu icra takibi devam ederken aynı alacak için “tahsilde tekerrür olmamak” kaydı içerse bile diğer takip yoluna başvuramaz. Aksi halde aynı alacak için aynı borçluya karşı derdest bir icra takibi var iken mükerrer olarak ikinci bir takibin yapılması söz konusu olur. İcra takibinin türleri farklı olsa bile her iki icra takibindeki para alacağı da aynı hukuki ilişkiden doğmuş olduğundan mükerrerlik meydana gelir.

3. İcra ve İflas Kanunu sistemimizde alacaklı tarafından aynı borçlu aleyhine, aynı alacaktan dolayı tek takip yapılması asıl olup, “tahsilde tekerrür” kaydı içerse bile aynı anda iki takip yapılabileceğine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Alacaklı tercih hakkını kullanarak rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapması durumunda bu icra takibi sonucunda rehin tutarı borcu ödemeye yetmezse kalan alacağını haciz (veya iflas) yolu ile isteyebilir.

4. Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılması hâlinde borçlu şikâyet yolu ile icra mahkemesine başvurarak aleyhine başlatılan ikinci takibin iptalini isteyebilir. Bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, süresiz şikâyete tabidir.

5. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunca 20.01.2023 tarihli ve 2021/2 Esas, 2023/1 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararı ile “Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra gözetilmeksizin hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı” şeklinde karar verilmiştir.

6. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun (2797 sayılı Kanun) 45 inci maddesi uyarınca içtihadı birleştirme kararları benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, dairelerini ve adliye mahkemelerini bağlar. Bu yasal düzenleme gereğince, içtihadı birleştirme kararlarının benzer hukuki konularda Yargıtay genel kurulları, daireleri ve adliye mahkemeleri için gerekçeleri ile açıklayıcı, sonucu ile bağlayıcı olduğunda kuşku bulunmamaktadır.

7. Somut olayda ise; 23.07.2019 tarihinde Mardin İcra Müdürlüğünün 2019/7977 Esas sayılı takip dosyasında alacaklı vekili tarafından borçlu ... Bilişim Teknoloji Ürünleri Gıda Teks. Petr. İnş. Sağl. ve Med. Otomotiv İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilâmlı icra takibi başlatılmış, takip talebinde ve icra emrinde; “açılmış ve sonradan açılacak takiplerde tahsilde tekerrür olmamak” kaydına yer verilmiştir. Mükerrer olduğu iddia edilen Mardin İcra Müdürlüğünün 2019/8044 Esas sayılı takip dosyasında ise 24.07.2019 tarihinde borçlular ... Bilişim Teknoloji Ürünleri Gıda Teks. Petr. İnş. Sağl. ve Med. Otomotiv İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti., ... ve ... aleyhine bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatılmış, takip talebinde ve ödeme emrinde “tahsilde tekerrür olmamak” kaydına yer verilmiştir.

8. Alacaklı vekili 26.09.2019 tarihli duruşmada "...hem rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip hem de kambiyo senetlerine mahsus takip yapmamızda yasal bir engel yoktur. Ayrıca takipler aynı borç ilişkisinden kaynaklansa da açtığımız takipte tahsilde tekerrür olmamak şartıyla açtığımız görülmektedir" şeklinde beyanda bulunmuştur. Bu durumda alacaklı vekilinin beyanı ve takip talebinde yazılı ibareler ile her iki takip dosyasına konu borcun aynı borç olduğu anlaşılmaktadır.

9. O hâlde 2004 sayılı Kanun'un 45 inci maddesinin üçüncü fıkrası ve 167 nci maddesinin birinci fıkrası hükümleri ile 2797 sayılı Kanun'un 45 inci maddesi gereğince bağlayıcı olan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 20.01.2023 tarihli ve 2021/2 Esas, 2023/1 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince alacaklı tarafından borçlu ... Bilişim Teknoloji Ürünleri Gıda Teks. Petr. İnş. Sağl. ve Med. Otomotiv İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilâmlı icra takibine ve kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine konu borcun aynı borç ilişkisinden kaynaklanması karşısında mükerrer olan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibin iptali gerekir.

10. Hâl böyle olunca direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen ve yukarıda açıklanan ilave gerekçe ve nedenlerden dolayı bozulması gerekmiştir.

B. Borçlular ... ve ... vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;

1. Bölge Adliye Mahkemesince Özel Dairenin bozma kararında yer alan ve "...Öte yandan, diğer borçlular ... ve ...’ın alacaklı ile borçlu şirket arasındaki kredi sözleşmesinde müteselsil kefil olarak yer aldıkları, ipotek veren sıfatlarının bulunmadığı ve haklarında aynı alacağa ilişkin olarak şikayete konu kambiyo takibi dışında bir takip başlatılmadığı görülmüş olup bu borçlular yönünden şikayete konu kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatılmasında usulsüzlük bulunmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile ret kararı verilmesi de doğru bulunmamıştır…” gereğine işaret eden bozma nedenine uyularak yeni bir karar verilmiştir.

2. Bu durumda, borçlular ... ve ... yönünden bozma kararına uyularak oluşturulan yeni hüküm Özel Dairece inceleneceğinden, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

I- A bendinde (§1-10) gösterilen gerekçeyle borçlu ... Bilişim Teknoloji Ürünleri Gıda Teks. Petr. İnş. Sağl. ve Med. Otomotiv İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen ve yukarıda açıklanan ilave gerekçe ve nedenlerden dolayı 5311 sayılı Kanun ile değişik 2004 sayılı Kanun'un 364 üncü maddesinin ikinci fıkrasının göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

II- B bendinde (§1-2) gösterilen gerekçeyle borçlular ... ve ... vekilinin Bölge Adliye Mahkemesince uyulan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,

İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,

Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/hukuk-genel-kurulunun-2021606-e-2023800-k-sayili-karari