ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

GENEL KURUL KARARLARININ İPTALİ -ÖN İNCELEME AŞAMASI TAMAMLANMADAN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLEMEYECEĞİ

GENEL KURUL KARARLARININ İPTALİ -ÖN İNCELEME AŞAMASI TAMAMLANMADAN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLEMEYECEĞİ
3 Okunma

Mahkemece Yapılan Ön İnceleme Duruşmasında Ön İnceleme Aşamasında Dava Şartları Yönünden İnceleme Yapıldığı ve Ön İnceleme Aşaması Tamamlanmadan Birleşen Davadaki Yokluk İddiası Hususunda Esastan Bir Karar Verildiği Bu Durumda Mahkemece Ön İnceleme Tamamlanmadan ve Gerekli Kararlar Alınmadan Tahkikata Geçilemeyeceği Nazara Alındığında Bu Hususlara Riayet Edilmeden Esas Hakkında Verilen Hüküm Anılan Emredici Nitelikteki Yasal Düzenlemelere Aykırı Olduğundan Anılan Kararın...

T.C.

SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

7. HUKUK DAİRESİ

E. 2024/424

K. 2025/1225

T. 3.7.2025

GENEL KURUL KARARLARININ İPTALİ ( Davacının Oy Hakkı Olmadığı Genel Kurul Oylamasına Katılmış Olması 6102 Sayılı Kanun’un 436. Maddesi Gereğince İptal Davasının Şartlarını Ortadan Kaldırmayacağı - Ön İnceleme Aşaması Tamamlanmadan Esas Hakkında Karar Verilemeyeceği )

ÖN İNCELEME ( Mahkemece Yapılan Ön İnceleme Duruşmasında Ön İnceleme Aşamasında Dava Şartları Yönünden İnceleme Yapıldığı ve Ön İnceleme Aşaması Tamamlanmadan Birleşen Davadaki Yokluk İddiası Hususunda Esastan Bir Karar Verildiği Bu Durumda Mahkemece Ön İnceleme Tamamlanmadan ve Gerekli Kararlar Alınmadan Tahkikata Geçilemeyeceği Nazara Alındığında Bu Hususlara Riayet Edilmeden Esas Hakkında Verilen Hüküm Anılan Emredici Nitelikteki Yasal Düzenlemelere Aykırı Olduğundan Anılan Kararın Kamu Düzeni Yönünden Kaldırılması Gerektiği )

6102/m.436/2

6100/m.114,115,139,297

ÖZET: Dava, davalı şirkete ait 18.07.2023 tarihli genel kurul kararlarının iptali ve yoklukla malul olduklarının tespiti istemlerine ilişkindir.

Mahkemece;09.10.2023 tarihli tensip tutanağı ile tarafların ön inceleme duruşmasına davet edildikleri, taraflara gönderilen ihtarda “HMK 139 madde uyarınca; "tarafların sulh için gerekli hazırlığı yapmaları", "duruşmaya sadece taraflardan birinin gelmesi ve yargılamaya devam etmek istemesi durumunda gelmeyen tarafın yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemeyeceği" ve " HMK'nın 139.maddesi uyarınca yapılan ihtara rağmen dilekçelerinde gösterdikleri belgeleri sunmayan veya belgelerin getirtilmesi için gerekli açıklamayı yapmayan tarafın bu delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verileceği”nin bildirildiği, mahkemece 12.14.2023 tarihinde yapılan ön inceleme duruşmasında ön inceleme aşamasında dava şartları yönünden inceleme yapıldığı ve ön inceleme aşaması tamamlanmadan birleşen davadaki yokluk iddiası hususunda esastan bir karar verildiği, bu durumda mahkemece ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemeyeceği nazara alındığında bu hususlara riayet edilmeden esas hakkında verilen hüküm anılan emredici nitelikteki yasal düzenlemelere aykırı olduğundan anılan kararın kamu düzeni yönünden kaldırılması gerekmiştir.

O halde mahkemece yapılacak iş; birleşen dosyada genel kurul kararlarının yokluğu iddiası yönünden esastan bir inceleme yapılması için öninceleme aşamasının usulüne uygun yapılarak ve gerekli kararlar alınarak tahkikata geçilerek yokluk iddialarının esasının bu aşamadan sonra incelenmesi ve esas hakkında bir karar verilmesi, yokluk iddiaları hakkında istinaf denetimine uygun 6100 Sayılı yasanın 297.maddesine uygun bir gerekçe oluşturulması, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesinden ibarettir.

DAVA : İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK'nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:

Asıl dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ... her türlü alacak ve tazmin hakkını saklı tutmak kaydıyla; 18.07.2023 tarihinde yapılan 2022 yılı Genel Kurulunda ibra edilmemiş olması sebebi ile 2022 yılında yönetim kurulu üyesi olarak görev almış olduğunu dönem için Genel Kurul kararının kısmen (2022 Genel Kurul Toplantı tutanağı 'yönetim kurulu üyelerinin ibrası' başlıklı madde 5) iptaliyle pay sahibi ve yönetim kurulu üyesi ...'nun ibrasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Asıl dosyada davalılar vekili cevap dilekçelerinde özetle; gerçek kişi müvekkiller bakımından husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, davacının dava dilekçesindeki talepleri gözetilerek talep konusunun açıklattırılmasına karar verilmesini, ya da talep konusunun muğlaklığı gözetilerek dava şartının yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, müvekkili şirket bakımından ileri sürülen iddiaların gerçek dışı ve mesnetsiz olması, davacının herhangi zararının söz konusu olmaması, ihtimaller üzerinde kurgulanmış iddialarla müvekkillerin bu davada taraf kılındığı ayrıca, bizzat ve sadece davacı vekillerinin oyları ile şirket genel kurulunda davacının da içinde olduğu tüm yönetim kurulunun ibra edilmeme kararının verildiğini beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Birleşen dosyada davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; öncelikle genel kurulda alınan usulsüz kararların iptalini, şirketin yönetiminin kayyıma devredilmesini, alınan kararların icrasının durdurulmasını ve iş bu davanın da açıldığını Ticaret sicil gazetesinde ilan edilmesine karar verilmesini istemek gerektiğini beyanla, her türlü tazminat ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, öncelikle davalı Match Gayrimenkul ve Emlak Danışmanlığı Turizm İnşaat San. ve Tic. A.Ş.'nin 18.07.2023 tarihli olağan genel kurulda alınan yönetim kuruluna ücret ödenmesine ilişkin kararların yürütülmesinin ihtiyaten durdurulmasına, davalı Match Gayrimenkul ve Emlak Danışmanlığı Turizm İnşaat San. ve Tic. A.Ş.'ye tedbiren yönetim ve denetim kayyımı atanmasına, davalı Match Gayrimenkul Ve Emlak Danışmanlığı Turizm İnşaat San. ve Tic. A.Ş.'nin ticari kayıtları mali ve finansal tabloları üzerinde bağımsız denetim raporu alınmasına, dava konusu 18.07.2023 tarihli genel kurulunda alınan tüm kararların yok hükmünde olduğunun tespitine, dava konusu 18.07.2023 tarihli genel kurulunda alınan tüm kararların geçersiz olduğunu tespiti ile iptaline karar verilmesine, dava konusu 18.07.2023 tarihli genel kurulunda alınan tüm kararların ana sözleşmeye, kanuna, objektif iyi niyet kurallarına ve dürüstlük kuralına aykırı olması nedeniyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Birleşen dosyada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2023/781 E. sayılı dosyası ile birleştirme kararı verilmesini ve devamla, usule ilişkin itirazlarının değerlendirilmesini ve bildirdikleri gerekçelerle davanın usule ilişkin nedenlerle reddine karar verilmesini, davacıların dava dilekçesindeki taleplerinin genel kurul kararının iptali mi, yönetim kurulu kararının iptali mi, iptali istenen kararlarla ilgili olarak gözetilerek talep konusunun açıklattırılmasına karar verilmesini, ya da talep konusunun muğlaklığı gözetilerek dava şartının yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, müvekkili şirket bakımından ileri sürülen iddiaların gerçek dışı ve mesnetsiz olması, ihtimaller ve hissiyatlar üzerine kurgulanmış iddialarla müvekkili şirketin madden ve manen zarara uğratıldığını ayrıca, davacıların tamamının 18/07/2023 tarihli genel kurulda hukukçu vekillerce temsil edildikleri ve toplantı tutanağında hiçbir muhalefet şerhleri olmadığı halde huzurdaki davayı açtıkları gözetilerek davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:

İlk derece mahkemesince; "...ASIL DAVA 2023/781 ESAS SAYILI DOSYA YÖNÜNDEN;

1-)Davalılar ... ve ... aleyhine açılan davanın, 6100 Sayılı HMK'nın 114/1-d ve 115/2 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,

2-)Davalı Match Gayrimenkul ve Emlak Danışmanlığı Turizm İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi aleyhine açılan davanın, 6100 Sayılı HMK'nın 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,

BİRLEŞEN DAVA 2023/811 ESAS SAYILI DOSYA YÖNÜNDEN;

1-)Davacıların genel kurul kararının yoklukla malul olduğunun tespiti taleplerinin, REDDİNE,

2-)Davacı ... tarafından açılan 5 numaralı genel kurul kararının iptali davasında, iptal talebinin 6100 Sayılı HMK'nın 114/1-ı ve 115/2 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,

3-)Davacı ...'nun 5 numaralı genel kurul kararının iptali talebinin dışında kalan tüm genel kurul kararının iptali talebinin ve diğer davacıların genel kurul kararının iptaline yönelik tüm taleplerinin, 6100 Sayılı HMK'nın 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE, ..." şeklinde hüküm kurulmuştur.

İlk derece mahkemesince verilen karara karşı asıl ve birleşen dosya davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:

Birleşen dosyada davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; genel kurulda 446/1-a ve -b maddeleri ayrıca 447/1-a ve -b maddeleri gereğince davanın kabulünün gerektiğini, toplantıya davacılar vekili olarak katılan Suat Kamil Ulaş ve Ayşenur Avcı'nın her maddedeki muhalefet şerhlerinin toplantı tutanağında açıkça göründüğünü, buna rağmen muhalefet şerhinin görmezden gelinmesinin kabul edilemez bir durum olduğunu, dava dilekçesinde belirttikleri maddelerin hiç incelenmediğini, gerekçeli kararda bunlara ilişkin hiç bir ibarenin bulunmadığını, Medeni Usul Hukukunda hüküm mahkemesi kararının gerekçesiz olmasının mutlak bozma nedeni olarak kabul edildiğini, bu nedenlerle gerekçesiz kararın bozulmasını, tehiri icra kararı verilmesini talep ettiklerini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.

Asıl dosyada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yönetim kurulunun diğer üyelerinin hukuki ve cezai sorumluluğunun devam ettiğini, davalılar ... ve ... yönünden verilen ret kararının yerinde olmadığını, davacı ...'nun işbu davayı yönetim kurulu üyesi sıfatı ile açmış olduğu, genel kurulda yönetim kurulun ibrasında esasen oy hakkının bulunmadığını, dolayısıyla toplantıda olumsuz oy kullanma veya şerh düşme dava şartı diğer pay sahipleri için geçerli olup işbu davada usulden ret kararı verilmesini gerektirmeyeceğini, davacının istifa etmiş olduğu tarihe kadar yönetim kurulu üyeliği yapmış olduğu mahkemece davacının yönetim kurulu üyesi olmamasına ilişkin gösterilen gerekçenin kabul edilemeyeceğini, yönetim kurulu kararı ile şirket adına yapılmış işlemlerin mevcut olduğunu, halihazırda yönetim kurulunun sorumluluğunun gündeme gelmemesinin işbu davanın usulden reddini gerektirmediğini, tehiri icra kararı verilmesini talep ettiklerini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.

Asıl dosyada davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, alınan karar için olumlu oy kullandığı ve böylelikle Kanunun aradığı, toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy verme ve bu muhalefetini tutanağa geçirme şartının yerine gelmediğini, gerekçeli kararda, bu davanın esasına girilebilmesi için ön şart olan olumsuz oy kullanma ve muhalefet şerhini tutanağa geçirilmesi hususunun ayrıntılı olarak ve yasal dayanakları ile birlikte açıklandığını belirterek; haksız istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 14/12/2023 tarih, 2023/781 Esas - 2023/1154 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Asıl dava davalı şirketin 18.07.2023 tarihli genel kurulunun 5 numaralı maddesinin kısmen iptaline, birleşen dava davalı şirketin 18.07.2023 tarihli genel kurulunda alınan tüm kararların yok hükmünde olduğunun tespiti veya alınan tüm kararlarının iptali istemlerine ilişkindir.

İlk derece mahkemesince asıl davanın usulden reddine, birleşen davanın yokluk istemi yönünden esastan reddine, terditli istem olan iptal istemi yönünden usulden reddine, 5 numaralı karar yönünden derdestlik dava şartı yönünden usulden reddine karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesi kararına karşı asıl ve birleşen dosya davacıları vekillerince istinaf başvurusu yapılmıştır.

İnceleme; 6100 Sayılı HMK.'nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

Dosyanın incelenmesinde; asıl davada davacı ... tarafından davalı şirketin 18.07.2023 tarihli genel kurulunun 5 numaralı maddesinin, davalı şirkette 22.12.2022 tarihine kadar yönetim kurulu üyeliği yapan davacı yönünden kısmen iptali için eldeki davanın açıldığı, yine birleşen davada ise anılan genel kuruldaki tüm kararların yok hükmünde olduğunun tespiti, bu mümkün değilse tüm kararların iptali için eldeki davanın açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonunda davalılar ... ve ... aleyhine açılan davanın, 6100 Sayılı HMK'nın 114/1-d ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine, davalı Match Gayrimenkul ve Emlak Danışmanlığı Turizm İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi aleyhine açılan davanın, 6100 Sayılı HMK'nın 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine; birleşen davanın davacıların genel kurul kararının yoklukla malul olduğunun tespiti taleplerinin esastan reddine, davacı ... tarafından açılan 5 numaralı genel kurul kararının iptali davasında, iptal talebinin 6100 Sayılı HMK'nın 114/1-ı ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine, Davacı ...'nun 5 numaralı genel kurul kararının iptali talebinin dışında kalan tüm genel kurul kararının iptali talebinin ve diğer davacıların genel kurul kararının iptaline yönelik tüm taleplerinin, 6100 Sayılı HMK'nın 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine karar verildiği, karara karşı asıl ve birleşen dosya davalılar vekillerinin istinaf isteminde bulundukları görülmüştür.

1-)Asıl dava yönünden; TTK'nın 436/2. maddesi “Şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz.” hükmünü haizdir. Buna göre şirket yönetim kurulu üyeleri ile yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamazlar.

Eldeki davada davacının da 22.12.2022 tarihine kadar yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı, anılan tarihte görevinden ayrıldığı, anılan dönemi de içine alan faaliyet dönemi olan 2022 yılına ilişkin ibra oylamasında davacının da oy kullandığı, oylamada davacının ibra edilmeme yönünde oy kullanması nedeniyle Kanunun aradığı, toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy verme ve bu muhalefetini tutanağa geçirme şartı yerine getirilmediğinden davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Ancak davacının da 22.12.2022 tarihine kadar yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı, anılan tarihte görevinden ayrıldığı, anılan dönemi de içine alan faaliyet dönemi olan 2022 yılına ilişkin ibra oylamasında oy kullandığı görülmüş; davacının 2022 yılında istifa edene kadar yönetim kurulunda bulunması ve ibra oylamasının anılan dönemi de kapsaması nedeniyle davacının 6102 Sayılı yasanın 436/2.maddesi gereği anılan oylama yönünden oy hakkının bulunmadığı (Benzer yönde Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2019/3143 esas 2020/1127 karar sayılı ilamı) nazara alındığında, davacının oylamada olumsuz oy kullanmadığından dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi isabetli değildir.

2-)Birleşen dava yönünden;

Kamu düzeni yönünden yapılan incelemede; 6102 Sayılı yasanın 1521.maddesine göre; Ticaret şirketlerinde, ortakların veya pay sahiplerinin şirketle veya birbirleriyle şirket ortaklığından veya pay sahipliğinden kaynaklanan davalarda veya şirketin yönetim kurulu üyeleri, yöneticileri, müdürleri, tasfiye memurları ya da denetçilerine karşı açılacak davalarda basit yargılama usulü uygulanır.

Basit yargılama usulünde, dava ve davaya cevap verilmesi yazılı yargılama usulünde olduğu gibi dilekçeyle olur (6100 Sayılı Kanun madde 317/1). Cevap süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Ancak mahkeme duruma göre bu süre içinde cevap dilekçesi verilmesi zor ise bu süre içinde başvurulmak kaydıyla davalıya bir defaya mahsus olmak ve iki haftayı geçmemek üzere ek bir süre verebilir (6100 Sayılı Kanun madde 317/2). Belirtmek gerekir ki, 28.07.2020 tarihli ve 31199 Sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un (7251 Sayılı Kanun) 31. maddesiyle bu fıkrada yer alan “davalıya, bir defaya mahsus” ibaresi “davalıya, cevap süresinin bitiminden itibaren işlemeye başlamak, bir defaya mahsus olmak” şeklinde değiştirilmiştir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 317. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca basit yargılama usulünde dava ve cevap dilekçesi dışında cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçesi verilemez. Bu çerçevede taraflar dilekçeleriyle birlikte tüm delillerini açıkça ve hangi vakıanın delili olduğunu da belirterek bildirmek, ellerinde bulunan delillerini dilekçelerine eklemek ve başka yerlerden getirtilecek belge ve dosyalar için de bunların bulunabilmesini sağlayan bilgilere dilekçelerinde yer vermek zorundadırlar (6100 Sayılı Kanun madde 318). Dilekçe sayısı, bu yargılama usulünde görülecek işlerin basit olması ve kısa sürede karara bağlanmasını sağlamak amacıyla sınırlandırıldığından birer defa dilekçe vermek durumunda olan tarafların daha dikkatli davranmaları gerekmektedir.

Basit yargılama usulünde iddia ve savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı, yazılı yargılama usulünden farklı olarak dava açılmasıyla ve cevap dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle başlar (6100 Sayılı Kanun madde 319).

Öte yandan yargılamanın gereksiz yere uzamasının engellenmesi, mahkemenin ve tarafların yargılamada gereken hazırlığı davanın başında yapmasının sağlanması bakımından Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile dilekçelerin verilmesinden sonra ancak tahkikat aşamasından önce gelmek üzere ön inceleme adıyla yeni bir yargılama aşaması kabul edilmiştir.

Ön inceleme aşaması (6100 Sayılı Kanun madde 140), yargılamada özel bir öneme sahiptir. Bu aşamanın başarısı, esasen bu duruşmaya doğru bir şekilde hazırlanılması ve yapılması gereken işlemlerin mahkemece ve taraflarca doğru bir şekilde yapılmasına bağlıdır (Ejder Y., Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, Ankara, 4. Baskı, 2021, s. 2994 vd.).

Ön inceleme, dilekçeler aşaması ile tahkikat aşaması arasında ayrı ve bağımsız bir aşama olacak şekilde beş yargılama aşamasından biri olarak öngörülmüştür. Bu aşamada ilk itirazlar ve dava şartları yönünden dosyanın incelemeye tâbi tutulması ve tarafların uyuşmazlık içerisinde olduğu konular ile anlaştıkları konuların ayrılarak delillerin toplandığı ve değerlendirildiği tahkikat aşamasına eksiksiz ve hazır bir şekilde geçilmesi amaçlanmıştır.

Bu çerçevede ön inceleme duruşmasında tahkikat işlemleri değil, tahkikata götüren hazırlık işlemleri yapılır. Tahkikat aşamasından farklı olarak ön inceleme aşamasında işin esasına girilmeyeceğinden kural olarak delillerin incelenmesi söz konusu olmayacaktır. Bu aşamada delillerin toplanması için hazırlık işlemleri yapılacak ve bu sayede dosyanın tekemmül etmesi sağlanacaktır.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun “Ön inceleme duruşmasına davet” başlıklı 139. maddesi, 7251 Sayılı Kanun'un 13. maddesiyle yapılan değişiklikten önceki hâliyle; “(1) Mahkeme, dilekçelerin karşılıklı verilmesinden ve yukarıdaki maddelerde belirtilen incelemeyi tamamladıktan sonra, ön inceleme için bir duruşma günü tespit ederek taraflara bildirir. Çıkarılacak davetiyede, duruşma davetiyesine ve sonuçlarına ilişkin diğer hususlar yanında, taraflara sulh için gerekli hazırlığı yapmaları, duruşmaya sadece taraflardan birinin gelmesi ve yargılamaya devam etmek istemesi durumunda, gelmeyen tarafın yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemeyeceği ve diğer tarafın, onun muvafakati olmadan iddia ve savunmasını genişletebileceği yahut değiştirebileceği ayrıca ihtar edilir.” şeklinde düzenlenmiştir.

Ancak 7251 Sayılı Kanun'un 13. maddesiyle yapılan değişiklikle anılan madde;

“(1) Mahkeme, dilekçelerin karşılıklı verilmesinden ve yukarıdaki maddelerde belirtilen incelemeyi tamamladıktan sonra, ön inceleme için bir duruşma günü tespit ederek taraflara bildirir. (Değişik cümle:22/7/2020-7251/13 md.) Çıkarılacak davetiyede aşağıdaki hususlar ihtar edilir:

a-) Duruşma davetiyesine ve sonuçlarına ilişkin diğer hususlar.

b-) Tarafların sulh için gerekli hazırlığı yapmaları.

c-) Duruşmaya sadece taraflardan birinin gelmesi ve yargılamaya devam etmek istemesi durumunda gelmeyen tarafın yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemeyeceği.

ç) Davetiyenin tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içinde tarafların dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları, bu hususların verilen süre içinde yerine getirilmemesi hâlinde o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklarına karar verileceği.” şeklinde düzenlenmiştir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 139. maddesinin yeni düzenlemesine bakıldığında dilekçelerin teatisi aşamasının tamamlanması ve tarafların ön inceleme duruşmasına davet edilmesi yine iki farklı aşama olarak korunmaya devam edilmiştir. Fakat değişiklikle birlikte eksik delillerin sunulması ve başka yerden getirtilecek delillere ilişkin açıklama yapılması ihtarının artık ön inceleme duruşması davetiyesi ile birlikte yapılacağı düzenlenmiştir.

Basit yargılama usulünde ise 6100 Sayılı Kanun'un “Ön inceleme ve tahkikat” başlıklı 320. maddesi;

“(1) Mahkeme, mümkün olan hâllerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir.

(2) Daha önce karar verilemeyen hâllerde mahkeme, ilk duruşmada dava şartları ve ilk itirazlarla hak düşürücü süre ve zamanaşımı hakkında tarafları dinler; daha sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tek tek tespit eder. Uyuşmazlık konularının tespitinden sonra hâkim, tarafları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder. Tarafların sulh olup olmadıkları, sulh olmadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanağa yazılır; tutanağın altı hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür.

(3) Mahkeme, tarafların dinlenmesi, delillerin incelenmesi ve tahkikat işlemlerinin yapılmasını yukarıdaki fıkrada belirtilen duruşma hariç, iki duruşmada tamamlar. Duruşmalar arasındaki süre bir aydan daha uzun olamaz. İşin niteliği gereği bilirkişi incelemesinin uzaması, istinabe yoluyla tahkikat işlemlerinin yürütülmesi gibi zorunlu hâllerde, hâkim gerekçesini belirterek bir aydan sonrası için de duruşma günü belirleyebilir ve ikiden fazla duruşma yapabilir.

(4) Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır” şeklinde düzenlenmiştir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 322. maddesindeki atıf nedeniyle basit yargılama usulünde de uygulama alanı bulan “Ön İnceleme duruşması” başlıklı 140. maddesinin 7251 Sayılı Kanun'un 14. maddesiyle değiştirilmeden önceki beşinci fıkrasına göre “Ön inceleme duruşmasında, taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık kesin süre verilir. Bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi hâlinde, o delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmasına karar verilir.” 7251 Sayılı Kanun ile maddenin beşinci fıkrası; “139. madde uyarınca yapılan ihtara rağmen dilekçelerinde gösterdikleri belgeleri sunmayan veya belgelerin getirtilmesi için gerekli açıklamayı yapmayan tarafın bu delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verilir.” şeklinde değiştirilmiştir. (Yargıtay Hukuk Dairesinin 2023/9-259 esas 2023/1347 karar sayılı ilamı)

Somut olayda; birleşen davanın şirket ortaklarının şirkete açtığı bir dava olduğu nazara alındığında 6102 Sayılı yasanın 1521.maddesine göre basit yargılama usulüne tabi olduğu anlaşılmıştır.

Yukarıda açıklandığı üzere; 6100 Sayılı yasanın 322.maddesi atfıyla basit yargılama usulünde de uygulama alanı bulan “Ön İnceleme duruşması” başlıklı 140. maddesinin 7251 Sayılı Kanun ile maddenin beşinci fıkrası; “139. madde uyarınca yapılan ihtara rağmen dilekçelerinde gösterdikleri belgeleri sunmayan veya belgelerin getirtilmesi için gerekli açıklamayı yapmayan tarafın bu delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verilir.” hükmündedir. Yine anılan yasal düzenlemeler göz önüne alındığında ön inceleme duruşmasında tahkikat işlemleri değil, tahkikata götüren hazırlık işlemleri yapılır. Tahkikat aşamasından farklı olarak ön inceleme aşamasında işin esasına girilmeyeceğinden kural olarak delillerin incelenmesi söz konusu olmayacaktır. Bu aşamada delillerin toplanması için hazırlık işlemleri yapılacak ve bu sayede dosyanın tekemmül etmesi sağlanacaktır. Ön inceleme aşaması bitirilmeden ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemeyeceği ve hüküm verilemeyeceği açıktır.

Mahkemece;09.10.2023 tarihli tensip tutanağı ile tarafların ön inceleme duruşmasına davet edildikleri, taraflara gönderilen ihtarda “HMK 139 madde uyarınca; "tarafların sulh için gerekli hazırlığı yapmaları", "duruşmaya sadece taraflardan birinin gelmesi ve yargılamaya devam etmek istemesi durumunda gelmeyen tarafın yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemeyeceği" ve " HMK'nın 139.maddesi uyarınca yapılan ihtara rağmen dilekçelerinde gösterdikleri belgeleri sunmayan veya belgelerin getirtilmesi için gerekli açıklamayı yapmayan tarafın bu delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verileceği”nin bildirildiği, mahkemece 12.14.2023 tarihinde yapılan ön inceleme duruşmasında ön inceleme aşamasında dava şartları yönünden inceleme yapıldığı ve ön inceleme aşaması tamamlanmadan birleşen davadaki yokluk iddiası hususunda esastan bir karar verildiği, bu durumda mahkemece ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemeyeceği nazara alındığında bu hususlara riayet edilmeden esas hakkında verilen hüküm anılan emredici nitelikteki yasal düzenlemelere aykırı olduğundan anılan kararın kamu düzeni yönünden kaldırılması gerekmiştir.

O halde mahkemece yapılacak iş; birleşen dosyada genel kurul kararlarının yokluğu iddiası yönünden esastan bir inceleme yapılması için öninceleme aşamasının usulüne uygun yapılarak ve gerekli kararlar alınarak tahkikata geçilerek yokluk iddialarının esasının bu aşamadan sonra incelenmesi ve esas hakkında bir karar verilmesi, yokluk iddiaları hakkında istinaf denetimine uygun 6100 Sayılı yasanın 297.maddesine uygun bir gerekçe oluşturulması, yukarıda bir numaralı kısımdaki eksiklik yönünden bir inceleme ve değerlendirme yapılması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesinden ibarettir.

3-)Kaldırma sebeplerine göre diğer istinaf istemleri bu aşamada incelenmemiştir.

Anılan nedenlerle, davacıların istinaf talebinin HMK'nın 353-(1)-a)-4)-6) maddeleri gereğince yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüne, diğer istinaf istemlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ilk derece mahkemesi kararının anılan sebeplerle kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyasının kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-)Davacıların istinaf başvurusunun bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,

2-)Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 14/12/2023 tarih, 2023/781 Esas - 2023/1154 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK'nın 353-(1)-a)-4)-6) ve 355. maddesi uyarınca kamu düzeni gereğince KALDIRILMASINA,

3-)Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,

4-)İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,

5-)İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,

6-)Kararın 6100 Sayılı HMK'nın 359/4 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,

7-)İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

İlişkin; 6100 Sayılı HMK'nın 362/1-g maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi. 03.07.2025

kazanci.com

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/genel-kurul-kararlarinin-iptali-on-inceleme-asamasi-tamamlanmadan-esas-hakkinda-karar-verilemeyecegi