ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Ceza Genel Kurulu'nun 2025/100 E., 2025/353 K. sayılı kararı

Ceza Genel Kurulu'nun 2025/100 E., 2025/353 K. sayılı kararı
2 Okunma

Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 24.09.2025 tarihli, 2025/100 E., 2025/353 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

Ceza Genel Kurulu

2025/100 E., 2025/353 K.

"İçtihat Metni"

İtirazname No : 2023/57939

KARARI VEREN

YARGITAY DAİRESİ : 2. Ceza Dairesi

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi

SAYISI : 2021/486 değişik iş

I. HUKUKİ SÜREÇ

Hükümlünün, hırsızlık suçundan TCK’nın 142/2-d, 62, 53 ve 58. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin İstanbul 25. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 07.05.2019 tarihli ve 724-386 sayılı hükmün, sanık tarafından istinaf edilmesi üzerine dosyayı inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesince 14.01.2020 tarih ve 2018-109 sayı ile istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.

Kesin olarak verilen hükme yönelik hükümlünün, yargılamanın yenilenmesi ve infazın durdurulmasına ilişkin 07.06.2021 tarihli talebinin İstanbul 25 Asliye Ceza Mahkemesince 21.06.2021 tarih ve 724-386 sayılı ek karar ile reddine, hükümlünün bu karara yönelik itirazının da itiraz mercisi İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesince 07.07.2021 tarih ve 2021/486 değişik iş sayı ile reddine kesin olarak karar verilmiştir.

Merci kararına karşı Adalet Bakanlığınca 12.05.2023 tarih ve 94660652-105-34-25437-2022 Kyb sayı ile kanun yararına bozma isteminde bulunulması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 21.06.2023 tarih ve 57939 60938 sayı ile; "5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 23/3. maddesinde yer alan ‘Yargılamanın yenilenmesi hâlinde önceki yargılamada görev yapan hâkim aynı işte görev alamaz’ şeklindeki düzenleme ile aynı Kanun’un 318/1. maddesindeki ‘Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir.” şeklindeki düzenleme karşısında, ilk kararı veren hâkimin olayla ilgili kanaatinin oluştuğu, görüşünün ilk hükümle belirginleştiği, yeniden yargılama aşamasında ya da bu aşamaya götürecek talebin kabule değer olup olmadığına dair vereceği kararda önceki kanaat ve görüşünün etkisi altında kalabileceği, bu nedenle adil yargılama hakkının bir uzantısı olarak olaya tamamen yabancı, farklı bir hâkimin yargılamanın yenilenmesi talebini incelemesi gerektiği cihetle, somut olayda ilk yargılamada görev alan Hâkim ...'ın yargılamanın yenilenmesi talebini değerlendiremeyeceği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir." düşüncesiyle hükmün kanun yararına bozulmasının istenmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesince 10.01.2024 tarih ve 20889-264 sayı ile "...5271 sayılı Kanun’un 309. maddesindeki koşulları taşımadığı" gerekçesiyle kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir.

II. İTİRAZ SEBEPLERİ

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 05.07.2024 tarih ve 57939 sayı ile; "...İlk hükmü veren hâkimin yargılamanın yenilenmesi talebinin kabule değer olup olmadığını inceleyemeyeceği, bu yöndeki talebi, adil yargılama hakkının bir uzantısı olarak olaya tamamen yabancı, farklı bir hâkimin değerlendirmesi gerektiği," görüşüyle itiraz yoluna başvurmuştur.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Özel Dairece 16.10.2024 tarih ve 10099-14787 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

III. UYUŞMAZLIĞIN KONUSU

Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; kesinleşen bir hükümle sonuçlanan davada görev alan hâkimin, bu davaya yönelik yargılamanın yenilenmesi isteminin kabule değer olup olmadığının değerlendirilmesi aşamasında görev yapıp yapamayacağının belirlenmesine ilişkindir.

IV. OLGU

İncelenen dosya muhteviyatından;

Sanık ...’nın, hırsızlık suçundan TCK’nın 142/2-d, 62, 53 ve 58. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin İstanbul 25. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 07.05.2019 tarihli ve 724-386 sayılı sayılı hükmün, ... sicil numaralı Hâkim ... tarafından verildiği, sanık tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesince 14.01.2020 tarih ve 2018-109 sayı ile istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak hükmolunduğu, kesin olarak verilen hükümlere yönelik hükümlünün yargılamanın yenilenmesi ve infazın durdurulmasına ilişkin hükümlünün 07.06.2021 tarihli talebinin, İstanbul 25 Asliye Ceza Mahkemesince 21.06.2021 tarih ve 724-386 sayılı ek karar ile ret edildiği, bu kararın da ... sicil numaralı Hâkim ... tarafından verildiği, hükümlünün bu karara yönelik itirazının da itiraz mercisi İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesince 07.07.2021 tarih ve 2021/486 değişik iş sayı ile reddine kesin olarak karar verildiği anlaşılmaktadır.

V. GEREKÇE

A. Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Açıklamalar ve İlgili Mevzuat

Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.05.2022 tarihli ve 185-393; 07.06.2022 tarihli ve 642-420; aynı tarihli ve 643-421; 06.12.2022 tarihli ve 278-774 sayılı müstekâr içtihatlarında da açıklandığı üzere;

Yargılamanın yenilenmesi kanunda sınırlı şekilde sayılan yenileme nedenlerinin en az birisine dayalı olarak kesinleşmiş bir hükümde adli hata bulunduğu iddiasıyla kural olarak hükmü veren mahkemeye başvurulmasıyla başlayan, hükmü veren hâkimin katılımı olmaksızın, mahkemece başvurunun şekil ve esas açısından kabulüne karar verilmesi hâlinde devam edilerek hükme konu sanık ve fiil hakkında yeniden kovuşturma yapılmasına imkân sağlayan olağanüstü bir kanun yoludur.

Olağanüstü kanun yollarından biri olan yargılamanın yenilenmesi CMK'nın 311 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup aynı Kanun’un 311. maddesinde hükümlü lehine; 314. maddesinde ise sanık veya hükümlü aleyhine yargılamanın yenilenmesi nedenlerine yer verilmiş, 318 ve sonraki maddelerinde ise yenileme istemi üzerine izlenecek usul hükümleri düzenlenmiştir.

CMK'nın "Yenileme isteminin kabule değer olup olmadığı kararı ve mercii" başlıklı 318. maddesinin birinci fıkrasına göre; "...yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir." Anılan fıkrada, yargılamanın yenilenmesi isteminin yapılacağı merciin, hükmü veren mahkeme olarak belirlendiği görülmektedir. Bu mahkemenin, istemin kabule değer olup olmadığına karar vereceğinde de kuşku bulunmamaktadır. Ancak "mahkeme" kavramının, her halükârda "hâkim" olarak anlaşılmaması gerektiği de izahtan varestedir. Bu nedenle CMK'nın 318. maddesinin birinci fıkrasının, 23. maddenin üçüncü fıkrası ve bu maddeye ilişkin komisyon değişiklik gerekçesi ile birlikte değerlendirilmesi lazım gelir.

İHAM kararlarında, bağımsızlık kavramı, yürütmeden ve taraflardan bağımsız olma hâli olarak açıklanmış, bağımsızlığın değerlendirilmesinde hâkim veya mahkeme üyelerinin atanma usulü, görev süreleri, dışarıdan gelecek baskılara karşı güvenceye sahip olup olmadıkları ve hâkim veya mahkemenin bağımsız bir görünüm sergileyip sergilemediği göz önünde bulundurulmaktadır. Yüksek Mahkemeye göre, ön yargı sahibi olmamak biçiminde tanımlanan tarafsızlığın, subjektif ve objektif olmak üzere iki yönü vardır. Bunlardan subjektif tarafsızlık, hâkimin birey olarak tarafsız olması; objektif tarafsızlık ise, mahkemenin kurum olarak kişide bıraktığı güven verici izlenim ve tarafsız görünümdür.

CMK'nın 23. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan "Yargılamanın yenilenmesi halinde, önceki yargılamada görev yapan hâkim, aynı işte görev alamaz." düzenlemesinde, kesinleşen bir hükümle sonuçlanan davada görev alan hâkimin, yargılamanın yenilenmesi isteminin kabule değer olup olmadığının değerlendirilmesi aşamasında mı yoksa talebin kabul edilerek yargılamanın yenilenmesi hâlinde mi davaya bakmaktan yasaklı olduğu net bir biçimde düzenlenmemiş ise de;

CMK’nın 23. maddesine ilişkin Hükûmet Tasarısı gerekçesinde karşılaştırmalı yargılama hukukunda kabul edilen ilkelerden bahsedilerek hâkimlerin, bir işe müdahale ettiklerinde önceden bir fikir veya düşüncelerinin olmamasına ilişkin gerekliliğin, tarafsız kalmanın bir koşulu olduğunun vurgulanması, maddeye ilişkin komisyon değişiklik gerekçesinde de; yargılamanın yenilenmesi talebi hâlinde de önceki yargılamada görev yapan hâkimin aynı işte görev alamayacağı şeklinde maddeye üçüncü fıkranın eklendiği belirtilerek yargılamanın yenilenmesinden önceki aşamalarda da anılan yasağın geçerli olduğunun, bu düzenleme ile aynı uyuşmazlık hakkında daha önce kanaatini belirtmiş olan hâkimin daha sonra yargılamanın yenilenmesi sürecinde görev yapmasının önlendiğinin, hâkimin tarafsızlığının bu yönüyle de sağlanmak istendiğinin ifade edilmesi karşısında, hâkimin ilk verdiği hükmün etkisinde kalmasının mümkün olabileceği ve kanun yolu incelemesinde olduğu gibi kendi kararını değiştirmek istemeyebileceği hususları ile adil yargılanma ve mahkemeye erişim haklarının bir uzantısı olarak hâkimin yargılamaya katılamayacağına yönelik yasağın, yargılamanın yenilenmesi isteminin kabule değer olup olmadığına ilişkin değerlendirme aşaması da dâhil olmak üzere tüm evreleri kapsadığı sonucuna ulaşılmalıdır.

Nitekim Yargıtay Birinci Ceza Dairesinin 19.02.2018 tarihli ve 3496-602, 2. Ceza Dairesinin 04.02.2019 tarihli ve 237-1715, 3. Ceza Dairesinin 25.02.2019 tarihli ve 1481-3716, 4. Ceza Dairesinin 12.12.2019 tarihli ve 6264-19611, 5. Ceza Dairesinin 03.07.2019 tarihli ve 4151-6716, 6. Ceza Dairesinin 23.01.2019 tarihli ve 3757-263, 7. Ceza Dairesinin 28.06.2018 tarihli ve 4904-7974, 8. Ceza Dairesinin 28.03.2019 tarihli ve 10082-4485, 10. Ceza Dairesinin 29.04.2019 tarihli ve 1420-2356, 11. Ceza Dairesinin 25.03.2019 tarihli 1879-3009, 12. Ceza Dairesinin 29.05.2019 tarihli ve 1089-6886, 13. Ceza Dairesinin 27.02.2019 tarihli ve 931-2882, 14. Ceza Dairesinin 04.04.2018 tarihli ve 3026-2534, 15. Ceza Dairesinin 11.02.2019 tarihli ve 620-569, 16. Ceza Dairesinin 13.05.2019 tarihli ve 4792-3589, 17. Ceza Dairesinin 22.05.2018 tarihli ve 2094-7425, 18. Ceza Dairesinin 20.05.2019 tarihli ve 1538-9204, 19. Ceza Dairesinin 20.06.2018 tarihli ve 3306-7385, 20. Ceza Dairesinin 03.04.2019 tarihli ve 4904-2075, 12. Hukuk Özel Daireler arasında istikrar gösteren bir içtihat birliği de oluşturulmuştur.

B. Hukuki Değerlendirme

Yerel Mahkemece, hükümlü hakkında kurulan ve kanun yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleşen mahkûmiyet hükmüne ilişkin yargılamada görev alan hâkimin, bu davaya yönelik yargılamanın yenilenmesi isteminin kabule değer olup olmadığının değerlendirilmesi aşamasında da görev yapamayacağı kabul edilmelidir.

Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.

Çoğunluk görüşüne katılmayan bir Ceza Genel Kurulu Üyesi; itirazın reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,

2-Yargıtay 2. Ceza Dairesinin10.01.2024 tarihli ve 20889-264 sayılı kanun yararına bozma isteminin reddine dair kararının KALDIRILMASINA,

3-İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/486 değişik iş sayılı kararının, kesinleşen bir hükümle sonuçlanan davada görev alan hâkimin, bu davaya yönelik yargılamanın yenilenmesi isteminin kabule değer olup olmadığının değerlendirilmesi aşamasında görev yapamayacağının gözetilmemesi nedeniyle İstanbul 25. Asliye Ceza Mahkemesinin 21.06.2021 tarihli ve 724-386 sayılı ek kararına yönelik itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi isabetsizliğinden CMK'nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca kanun yararına BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahkemesince yerine getirilmesine,

4-Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.09.2025 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/ceza-genel-kurulunun-2025100-e-2025353-k-sayili-karari