Ceza Genel Kurulu'nun 2024/142 E., 2024/376 K. sayılı kararı

Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 27.11.2024 tarihli, 2024/142 E., 2024/376 K. sayılı kararı
T.C.
Yargıtay
Ceza Genel Kurulu
2024/142 E., 2024/376 K.
"İçtihat Metni"
İTİRAZ
İtirazname No : 2023/27809
KARARI VEREN
YARGITAY DAİRESİ : 3. Ceza Dairesi
MAHKEMESİ :Ağır Ceza
SAYISI : 210-15
I. HUKUKİ SÜREÇ
Sanık ...’ın tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma ve 6136 sayılı Kanun’a muhalefet etme suçlarından 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/2-e maddesi gereğince beraatine; Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 302/1, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1. maddeleri gereğince ağırlaştırılmış müebbet hapis; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan TCK'nın 109/2, 109/3-a,b,f, 3713 sayılı Kanun'un 5/1, TCK'nın 43/2-1 maddeleri gereğince 15 yıl hapis; konut dokunulmazlığını ihlal etme suçundan TCK'nın 116/4, 119/1-a,c,d, 3713 sayılı Kanun'un 5/1. maddeleri gereğince 6 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, her üç suç yönünden de TCK'nın 53, 58/9 ve 63. maddeleri gereğince hak yoksunluğuna, cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba ilişkin Şırnak 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 25.11.2020 tarihli ve 75-336 sayılı kararın, mahkûmiyet hükümleri yönünden sanık müdafii tarafından istinaf edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesince 07.04.2021 tarih ve 1618-385 sayı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bu hükmün de sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 21.06.2022 tarih ve 9762-3857 sayı ile; "…Güvenlik güçleri ile çatışmaya girmediği hususunda tartışma bulunmayan sanığın aşamalarda suçlamaları inkar etmesi ve mağdurlar ... ile ...’ın safahattaki çelişkili beyanları nazara alındığında insansız hava aracı marifetiyle temin edilen görüntülerin ve yakalama tutanağı mümzilerinin beyanlarının müsnet suçların sübutu bakımından belirleyici delil niteliğinde olduğu gözetilerek; 18.11.2019 günü söz konusu ağılların bulunduğu mağdura ait evde 1,5-2 saat kaldıktan sonra saat 23:00 sularında diğer örgüt mensupları ile birlikte evden çıkarak ve mühimmatın indirildiği bilahare sanığın sevk ve idaresinde iken Silopi-Cizre yol kavşağında durdurulan ...plakalı aracın kesintisiz takip sonucunda yakalanıp yakalanmadığına ilişkin maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde ortaya konması bakımından, tutanak mümzilerinin tanık sıfatıyla usulüne uygun biçimde dinlenmesi, anılan görüntülerin mahkeme heyetince belirlenen, ‘suçun sübutu ve vasfının tayini bakımından zorunlu olan bölümlerinin’ sanık ve müdafiinin de hazır olduğu veya haberdar edildiği celsede seyredilerek tespitlerin duruşma tutanağına dercedilmesi, bunun mümkün olmaması hâlinde TRT veya uzman bulunan benzeri kurumdan rapor alınması ve 5271 sayılı CMK’nın 217. maddesi gereğince delillerin duruşmada tartışılmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre de;
a- Olay mahalli olan mağdurların evine indirilerek olayda kullanılan veya kullanılmadan ele geçirilen, 19.11.2019 tarihli raporda nitelikleri gösterilen mühimmatın nitelik ve nicelik itibariyle önceden belirlenmiş somut çatışmada kullanılacağının ve örgüt üyesi olduğu anlaşılan sanığın da bu durumu bilerek anılan mühimmatı naklettiğinin kanıtlanması hâlinde güvenlik güçleri ile çatışmaya giren diğer örgüt mensuplarının eylemine fer’an iştirak ettiğinin kabulü gerekeceğinden hukuki durumunun Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, konut dokunulmazlığını ihlal suçları bağlamında tayin ve takdiri gerektiği düşünülmeden yerinde olmayan gerekçeye dayanılarak Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi,
b- Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan mahkûmiyet hükmü kurulurken tayin edilen temel ceza üzerinden önce 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi gereğince arttırım uygulandıktan sonra TCK’nın 43/1 maddesi gereğince artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi," isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyarak yargılama yapan Yerel Mahkemece, önceki hüküm gibi sanığın mahkûmiyetine karar verilmiştir. Bu kararın da sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 18.09.2023 tarih ve 10718-6117 sayı ile; konut dokunulmazlığını ihlal etme suçundan kurulan hükmün onanmasına, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün düzeltilerek onanmasına, devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan kurulan hükmün ise olay mahalli olan mağdurların evine indirilerek olayda kullanılan veya kullanılmadan ele geçirilen ve 19.11.2019 tarihli raporda nitelikleri gösterilen mühimmatın nitelik ve nicelik itibarıyla önceden planlanmış somut çatışmada kullanılacağını bilerek naklettiği ve güvenlik güçleri ile çatışmaya giren diğer örgüt mensuplarının işbu vahim nitelikteki eylemine iştirak ettiği ispat edilemeyen ve fakat örgütün milis yapılanması içerisinde yer aldığında kuşku bulunmayan sanığın eyleminin, silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturacağı, temel cezanın olayın özelliği ve meydana gelen tehlikenin ağırlığı nazara alınarak asgari hadden makul derecede ayrılarak belirlenmesi gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek hüküm kurulması isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
II. İTİRAZ SEBEPLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 17.11.2023 tarih ve 27809 sayı ile; "...3713 sayılı Yasa 4. maddesine göre terör örgütlerinin amacı doğrultusunda işlendiğinde terör suçu sayılacağı konusunda şüphe bulunmayan kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun cebir ve tehditle ve örgüt adına örgütsel faaliyet çerçevesinde işlenmiş olması hâlinde yani eylemin TCK'nın 109/2 maddesine temas eder nitelikte olması hâlinde amaç suç bakımından elverişlilik ve vahamet arz ettiğinin kabul edilmesi gerektiği, örgüt faaliyet çerçevesinde bu eylemi gerçekleştiren kişinin artık silahlı terör örgütü üyeliğinden değil fakat amaç suçu düzenleyen TCK'nın 302. maddesi gereğince devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozma suçundan cezalandırılması gerektiği,
...
Bu bağlamda, çatışma sonrası ölü ele geçen diğer üç örgüt üyesi ile birlikte mağdurların evine girip onları alıkoymak suretiyle gerçekleştirilen ve örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi nedeniyle terör suçu sayılan cebren kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediği sabit olan sanığın, kendisi evden ayrıldıktan sonra gerçekleşen çatışma olayına iştirak edip etmediğinden bağımsız olarak vahim nitelikteki bu eylemi nedeniyle TCK'nın 302. maddesi gereğince cezalandırılmasına dair ilk derece mahkemesinin kurduğu mahkûmiyet hükmünün hukuka uygun olduğu" görüşüyle itiraz yoluna başvurmuştur.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Özel Dairece 15.01.2024 tarih ve 22330-650 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca görüşülmüş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
III. UYUŞMAZLIK KAPSAMI VE KONUSU
İtirazın kapsamına göre inceleme, sanık hakkında devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan verilen mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın eyleminin devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçunu mu yoksa silahlı terör örgütüne üye olma suçunu mu oluşturduğunun belirlenmesine ilişkindir.
IV. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
Kolluk tarafından düzenlenen 19.11.2019 tarihli olay tutanağına göre; PKK/KCK silahlı terör örgütü mensupları ile milis/işbirlikçi şahısların faaliyetlerinin tespit edilmesi ve önlenmesi amacıyla yapılan istihbari çalışma sonucunda, 18.11.2019 günü Şırnak ili Silopi ilçesi Üçağaç köyünde hayvan ağılları bölgesinde bulunan bir eve Andok kod adlı ..., Adil Gite kod adlı ... ve Şahin kod adlı ... isimli örgüt mensubu olduğu değerlendirilen şüpheli şahısların geleceğinin tespit edilmesi üzerine bahse konu bölgenin insansız hava aracı (İHA) vasıtasıyla izlenmeye başlandığı, 18.11.2019 tarihinde saat 20.45 sıralarında söz konusu eve bir aracın geldiğinin tespit edildiği, saat 20.59 itibarıyla Jandarma Genel Komutanlığına ait İHA'nın bölgeye gelerek bahse konu ev ile çevresinin izlenmeye başlandığı, saat 23.02'de evden üç şahsın çıktığı, çıkan şahıslardan ikisinin aracın bagajından ne olduğu tespit edilemeyen malzemeleri alarak eve girdikleri, diğer şahsın araca binip saat 23.04'te hareket ederek Silopi-Cizre karayoluna doğru ilerlemeye başladığı, bölgeyi izlemeye devam eden İHA’lardan birinin takip ettiği aracın Silopi-Cizre karayoluna çıkmak üzereyken saat 23.10’da güvenlik güçleri tarafından durdurularak araç sürücüsü olduğu tespit edilen sanığın Cumhuriyet savcısının talimatıyla gözaltına alındığı, bahse konu 34 .. 6295 plaka sayılı Gri renkli Ford Connect marka aracın ... adına kayıtlı olduğu, aynı sırada bölgede bulunan İHA'lar vasıtasıyla terör örgütü mensuplarının bulunduğu değerlendirilen ev ve çevresinin izlenmeye devam edildiği, eve başka kimsenin girip çıkmadığının tespit edildiği, 19.11.2019 tarihinde saat 04.45 sıralarında Şırnak İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince söz konusu evin etrafında gerekli güvenlik önlemleri alınarak içeride bulunan şahıslara teslim olmaları konusunda beş defa herkesin duyabileceği şekilde megafon yardımıyla çağrı yapıldığı, çağrılardan yaklaşık 30 dakika sonra açılan ev kapısından bir erkek şahıs ile bir çocuğun çıktığı ve kapının içeriden tekrar kapatıldığı, dışarıya çıkan şahısların güvenli bölgeye alınarak üst aramalarının yapıldığı ve erkek şahsın ..., çocuğun ise torunu ... olduğunun tespit edildiği, ...'ın Üçağaç köyü bölgesinde ...adına çobanlık yaptığı ve bahse konu terör örgütü mensuplarının içinde bulunduğu Üçağaç Köyü Hayvan ve Tarım Kooperatifine ait evde ikamet ettiklerinin öğrenildiği, ... ile yapılan mülakatta, 18.11.2019 günü akşam saat 20.45 sıralarında evde bulunduğu esnada evin kapısının çalındığı, kapıyı açtığında ellerinde silah bulunan üç bölücü terör örgütü mensubunun ve tanımadığı bir sivil şahsın geldiğini gördüğü, terör örgütü mensuplarının kendilerini tehdit ederek eve girdikleri ve sivil şahsın yaklaşık bir buçuk iki saat evde oturup sohbet ettikten sonra kullandığı gri renkli Connect tarzı araçla ayrıldığını beyan ettiğinin tespit edildiği, bunun üzerine evin içerisinde bulundukları belirlenen terör örgütü mensuplarının teslim olması amacıyla beş defa herkesin duyabileceği şekilde megafon yardımıyla tekrar çağrı yapıldığı, terör örgütü mensuplarının bu çaçatışma başladığı, çatışmanın 19.11.2019 günü saat 08.00 sıralarına kadar devam ettiği, bu esnada dışarıdan müdahale olmaksızın içeriden iki defa patlama sesi duyulduğu ve sonrasında terör örgütü mensuplarınca güvenlik güçlerine silahla ateş etme eyleminin sona erdiği, belirli bir süre beklendikten sonra gerekli güvenlik önlemleri alınarak girilen evin içinde yapılan araştırmada yıkılan oda duvarlarının molozlarının altında üç erkek cesedinin bulunduğu, şahısların yapılan kimlik tespitlerinde terör örgütü mensubu Andok kod adlı ..., Adil Gite kod adlı ... ve Şahin kod adlı ... olduklarının ...'a gösterilen fotoğrafları teşhis etmesi neticesinde tespit edildiği,
19.11.2019 tarihli arama ve el koyma tutanağına göre; 18.11.2019 günü saat 23.00 sıralarında Üçağaç köyü hayvan ağılları bölgesindeki örgüt mensuplarının bulunduğu evin önünden hareket eden 34 .. ... plaka sayılı aracın Silopi-Cizre yol kavşağında durdurulması ile araç sürücüsü olan sanığın gözaltına alındığı, sanığın Cizre-Silopi yol kavşağında kolluk kuvvetlerinin araçlarını fark etmesi esnasında üzerinde bulunan kendisine ait Samsung marka tuşlu cep telefonunun bataryasını çıkardığının tespit edildiği, yaşanan çatışma sonrası girilen evin içerisinde yapılan aramada; 1 adet AK-47 Kaleşnikof marka piyade tüfeği, 1 adet Eagle Firearms marka piyade tüfeği, 148 adet 5,56 mm çapında fişek, 3 adet Eagle Firearms marka silaha ait şarjör, 4 adet AK-47 Kaleşnikof tüfeğe ait şarjör ile EYP düzeneğinde kullanılacağı değerlendirilen düzenek, pil bloğu ve akım ölçer bulunduğu, Şırnak İl Jandarma Komutanlığı Patlayıcı Madde İmha Timi ekiplerince yapılan aramada evin içerisinde 1 adet 40 mm çapında bomba atar mühimmatı, 1 adet antipersonel roketatar mühimmatı ve evin dışında yapılan aramada 4 adet bomba atar mühimmatı bulunduğu ve tespit edilen mühimmatların PAMİT ekiplerince yerlerinde imha edildiği,
19.11.2019 tarihli arama ve el koyma tutanağında belirtilen olay yerinden elde edilen 1 adet RPG-7 antipersonel roket mühimmatı ile 5 adet T-40 bambaatar mühimmat üzerinde yapılan inceleme neticesinde kolluk tarafından düzenlenen 19.11.2019 tarihli fiziki inceleme raporunda; bahse konu mühimmatların TCK’nın 174. maddesi uyarınca yapılışı ve kullanılışı itibarıyla canlılar üzerinde öldürücü ve yaralayıcı, cansızlar üzerinde yakıcı, yıkıcı ve tahrip edici özeliğe sahip olduğunun, olay yerinden ele geçirilen 2 adet tüfek ve fişekler hakkında Van Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliği birimleri tarafından hazırlanan 05.12.2019 tarihli uzmanlık raporunda; silah ve fişeklerin 6136 sayılı Kanun kapsamında vahim nitelikteki silah ve fişeklerden olduğunun belirtildiği,
Anlaşılmıştır.
Müşteki ... kollukta; çobanlık yaptığını, yaklaşık üç dört aydır ...’un çiftliğinde çalıştığını, 18.11.2019 günü akşam hayvanların yemini verdikten sonra okulların tatil olması sebebiyle yanında bulunan torunu ...’la beraber çiftlik evine geçtiklerini, saat 21.30 sıralarında evin giriş kapısının çalındığını, açtığında kapıda tanımadığı 4 kişinin olduğunu gördüğünü, ismini sonradan öğrendiği ...’ın kendisine "Bu akşam burada kalacağız, izin vermezsen, biraz daha konuşursan seni öldürürüm." dediğini, zaten şahıslar silahlı oldukları için de korktuğunu ve şahısları içeri almak zorunda kaldığını, içlerinden ismini yine sonradan öğrendiği ...’da Kalaşnikof marka silah, ...’ta da ismini bilmediği bir silah bulunduğunu, ismini sonradan öğrendiği ...’ın iki ayağının sargı beziyle sarılı olduğunu ve 4-5 gün önce Kösreli köyü tarafında uçağın attığı bomba sebebiyle yaralandığını anlattığını, ...’ın çay demlediğini ve hep beraber içtiklerini, bu üç teröristle birlikte gelen ve ismini sonradan öğrendiği sanık ...’ın telefonda birisiyle konuştuğunu, anladığı kadarıyla telefondaki kişiye doktor sorduğunu, bir buçuk saat oturduktan sonra sanık ...’ın diğerlerine "Ben yarın sabah doktoru getiririm, sonra da gideriz." diyerek geldiği araca binip saat 23.00 sıralarında evden ayrıldığını, şahısların sabah gideceklerini söyleyerek yattıklarını, kaç olduğunu hatırlamadığı bir saatte dışarından askerlerin anons seslerinin geldiğini, üçünün de sese uyandığını, teslim olmalarını söylediği ...’ın "Biz teslim olmayız, sen istersen torununla çık ve teslim ol." dediğini ve yanındakilere de "Siz kapıyı ve pencereleri tutun, ben arka pencereden kaçacağım." diyerek pencereden bakıp orada da askerî aracın olduğunu görünce "Asker her tarafı sarmış." diye söylediğini, kendisinin torununu alıp dışarıya çıktığını, askerlere seslenerek yanlarına gittiğini ve olan biteni anlattığını, evden ateş açılınca çatışmanın başladığını, eve gelen daha önce hiç görmediği şahısların kendisine ve torununa bir zarar vermediklerini ancak evine zorla girdikleri ve kendilerini alıkoydukları için şikâyetçi olduğunu,
Aynı tarihli fotoğraftan teşhis tutanağında; "Resim 1/2 de bana göstermiş olduğunuz şahsın adını veya kod adını bilmiyorum. Bu şahsı ilk defa 18.11.2019 tarihinde saat 21.30 sıralarında Şırnak ili Silopi ilçesi Üçağaç Köyünde ikamet ettiğim eve, yanında bulunan yukarıda teşhis ettiğim ve isimlerini sizden ... ve ... olarak öğrendiğim BTÖ mensupları ve ismini bilmediğim (1) PKK/KCK silahlı terör örgütü mensubu ile birlikte geldiklerinde gördüm. Bu şahıs yanında bulunan PKK/KCK silahlı terör örgütü mensuplarını kullanmış olduğu gri renkli aracı ile benim evime getiren şahıstır. Benim evimde yaklaşık 1,5-2 saat oturdu. Yanında bulunan örgüt mensupları ile sohbet ettiler. Bu şahıs bana örgüt mensuplarını evime bırakacağını ve yaralı olan örgüt mensubu için doktor getireceğini söyledi. Aynı gün saat 23.00 sıralarında benim evimden ayrılarak kullanmış olduğu gri renkli araca bindi ve oradan ayrıldı. Araca binmeden önce ben ve ... dışarıya aracın yanına gittik ve bagajda bulunan 1 adet sırt çantası ve 3 adet poşeti evin içerisine taşıdık. Oradan ayrılmadan önce bu şahıs ben doktoru getireceğim dedi ve yanımızdan ayrıldı. Bu şahsın açık kimlik bilgilerini burada sizlerden ... olarak öğrendim. Kesin ve net şekilde teşhis ettim."
Duruşmada; olay günü akşam saat 22.30 sıralarında evin önüne beyaz renkli bir arabanın geldiğini ve kapının çalındığını, "Kim o?" diye seslendiğinde kapıdaki şahısların misafir olduklarını söylediklerini, gecenin o vakti misafir kabul etmediğini söylemesine rağmen kapıyı açması için ısrar ettiklerini ve kapıyı tekmelediklerini, kapıyı açtığında karşısında silahlı kişiler gördüğünü, şahısların PKK'lı olduklarını ve yaralılarının bulunduğunu söylediklerini, "Siz benim evime giremezsiniz, girerseniz başıma bela olursunuz." diye karşılık verdiğinde silahlı şahıslardan birisinin kendisini itekleyip içeriye girdiğini, eve önce iki kişinin girdiğini, daha sonra arabadan yaralı şahsı getirip odanın ortasına bıraktıklarını, şahıslara burada kalamayacaklarını tekrar söyleyince örgüt mensuplarının sorumlusu konumundaki kişinin elindeki silahı göğsüne doğrultup "Biraz daha konuşursan bağırsaklarını yere dökerim." diyerek kendisini tehdit ettiğini, şahısların daha sonra şoförü çağırdıklarını, şoför eve girdiğinde odanın ışıklarının kapalı olduğunu, örgüt mensuplarının sorumlusu olan şahsın cebinden bir el feneri çıkarıp odayı aydınlattığını, şoförün başında şapka, boynunda atkı olduğunu, örgüt mensubu şahsın doktoru aramasını söylediği şoförle yan odada doktoru aradıklarını, yirmi dakika kadar telefonda konuştuktan sonra şoförün doktoru almak için evden çıktığını, bir müddet sonra askerlerin evin önüne gelip "Teslim ol" anonsu yaptıklarını, ilk anonsta torunuyla çıkmak istediğini ancak örgüt mensuplarının izin vermediğini, ikinci anonsta tekrar çıkmak istediğini söyleyince bu defa izin verdiklerini, çıkınca askerlere içeride biri yaralı üç örgüt mensubunun olduğunu söylediğini, bunun üzerine başlayan silahlı çatışmanın sabaha kadar devam ettiğini, güneşin doğmasıyla kendisini karakola götürdüklerini, evine gelen örgüt mensuplarıyla araç şoförünü daha önce görmediğini, SEGBİS ekranında gördüğü sanığı tanımadığını, ifadelerinin doğru olduğunu, olayın korku ve heyecanına kapılarak kollukta daha önce o şekilde ifade verdiğini, gözlerinin de tam göremediğini, buna ilişkin doktor raporunun olduğunu, evin önüne gelen aracın beyaz renkli panelvan tarzı bir araç olduğunu, araç şoförünün bir çanta ve iki poşeti eve getirdiğini, bu çanta ve poşeti getirenin sanık ... olmadığını,
Mağdur ... kollukta; olay günü akşam dedesi ...'la hayvanları otlattıktan sonra eve döndüklerini, saat 21.00 sıralarında evin önüne bir aracın geldiğini duyduğunu, ardından kapısı kilitli olmayan eve dört kişinin girdiğini, giren şahıslardan birinin iki bacağının diz altından yaralı olduğunu, şahıslar eve girdiklerinde dedesinin korkarak şahıslara gitmelerini söylediğini, arabayı kullanan kişinin yaralıyı eve taşıyıp evde yarım saat kadar kaldıktan sonra gittiğini, yaralıyı taşıyan kişinin normal giyimli olduğunu, çay içtikten sonra dışarı çıkıp bir adet sırt çantası ve üç adet içinde ne olduğunu görmediği poşeti bagajdan indirerek eve bıraktığını ve sonra "Ben yarın geleceğim." diyerek araca binip ayrıldığını, karakolda gösterilen bu şahsın adının ... olduğunu öğrendiğini, ayrıca karakolda gördüğü aracın da bu şahsın kullandığı araç olduğunu, şoför hariç diğer üç kişinin leşger kıyafeti giydiklerini, karakolda gösterilen resimlerden teşhis ettiği ... ve ...'da Kaleşnikof olmayan ve ismini bilmediği uzun namlulu siyah renkli silahlar bulunduğunu, şahısların ilk geldiklerinde silah doğrultmadıklarını ve tehdit etmediklerini ancak dedesinin şahıslara "Başımı belaya sokacaksınız." dediğini, hatırlamadığı bir saatte askerî araç seslerine uyandıklarını, adının ... olduğunu öğrendiği ve diğerlerine sürekli talimat ve emir veren şahsın dedesiyle kendisinin çıkmalarına izin vermediğini, bir süre sonra dışarıdan "Teslim olun, etrafınız çevrildi." diye anonslar yapıldığını, bu esnada evde bulunan şahısların çantalarını alıp dedesiyle kendisine "Biz kaçacağız, siz teslim olun, çıkın." dediklerini, dedesiyle birlikte evden çıkarak askerlere doğru gittiklerini, üst aramalarını yaparken askerlerin dedesine içeride kimse olup olmadığını sorduklarını, dedesinin de evde üç kişinin bulunduğunu anlattığını, üst aralamalarından sonra askerlerin kendilerini emniyetleri için evden uzaklaştırdıklarını, bekledikleri sırada silah sesleri duyulduğunu, daha sonra karakola getirildiklerini, evde bulunan kişilerin kendilerine kötü davranmadıklarını ancak bir şey yapmalarına izin de vermediklerini,
Duruşmada; olay günü gece tam yatacakları sırada evin önüne bir araba geldiğini ve kapılarının çalındığını, dedesinin gelenlere bu saatte misafir kabul etmediklerini söylediğini, bunun üzerine şahısların kapıyı tekmeleyip zorla içeriye girdiklerini, teröristlerin dedesine silah çektiklerini, kendisinin de korkup yan odaya geçtiğini, evin içerisinde iki tane silahlı şahsın olduğunu, çok korktuğu için uyuyakaldığını, evde üç terörist ile ayrıca bir şoför bulunduğunu, iki teröristin silahlarının olduğunu, SEGBİS ekranında gördüğü sanığı olay günü görmediğini,
Tanık ... başka soruşturma dosyasında şüpheli olarak Cumhuriyet savcısı huzurunda yaptığı fotoğraf teşhisinde; fotoğrafı gösterilen sanığı Ali kod olarak bildiğini, Cudi dağı bölgesinde faaliyet gösterirken 2017 yılında kolu kırıldığında sanığın kendisini Fedakar ve Ferhat kod isimli örgüt mensuplarıyla beraber Hasena bölgesinden alarak rengini hatırlamadığı Doblo ya da Connect marka aracı ile Suriye sınırına götürdüğünü ve burada örgütün kuryesi Demhat kod isimli şahsa teslim ettiğini, Demhat kodun da kendisini Rojova bölgesinde hastaneye götürdüğünü ve burada tedavi olduğunu, ayrıca sanığı 2019 yılı Kasım ayında ölen Andok kod ile yanında bulunan Adil Gite kod ve Şahin kod isimli örgüt mensuplarını aracıyla köye götüren şahıs olarak bildiğini, sanığı kesin ve net olarak teşhis ettiğini,
Duruşmada; sanığı tanımadığını, hiç görmediğini, daha önceki teşhis beyanlarını hatırlamadığını,
... kollukta; inşaat işleriyle uğraştığını ve sanığı da inşaatta beraber çalıştıkları için yaklaşık üç yıldır tanıdığını, 15.11.2019 tarihinde evine gelen sanığın taşınacağı için birkaç günlüğüne araca ihtiyacı olduğunu söyleyerek arabasını ödünç istediğini, aracını bu sebeple sanığa kullanması için verdiğini, ertesi gün Şırnak ili merkez ilçesine bağlı Kemerli köyüne çalışmaya gittiğini, 19.11.2019 tarihinde eve döndüğünde hâlen arabasını getirmediği görünce sanığın evine gittiğini, burada Üçağaç köyünde yaşanan çatışmayı ve sanığın gözaltına alındığını öğrendiğini,
Tanık ... duruşmada; olay tarihinde karakolda görevli uzman çavuş olduğunu, SEGBİS ekranında gördüğü sanığı simaen çıkartamadığını ancak isminden Silopi'de görev yaptığı dönemden tanıdığını, 2019 yılının Kasım ayında istihbarat birimlerinden gelen bilgiler üzerine İHA'ların terör olayları nedeniyle Üçağaç köyünü, köyün girişi ve çıkışını izlediğini, terör olayı olduğu için belli başlı noktaların da tutulduğunu, kendisinin o dönemde karakolda bulunduğunu, karakol komutanı tanık ... ile ona bağlı ekiplerin sanığın kullandığı aracı durdurup sanığı yakaladıklarını, karakoldan sürekli irtibat hâlinde oldukları için sanık yakalandığında kendisinin de haberinin olduğunu, altında imzası bulunan araştırma tutanağının doğru olduğunu, İHA'lardan gelen görüntülerin karakolda gazinoda bulunan televizyona aktarıldığını, bu görüntülerden araçtan inen terör örgütü mensuplarının eve girmelerini ve daha sonra aracın evden ayrılmasını gördüğünü, yerin ana yola yaklaşık 5 kilometrelik mesafede olduğunu, önce sanığın evinde, daha sonra da üç terör örgütü mensubunun ölü olarak ele geçirildiği evde yapılan aramalara katıldığını, evde bulunan çocuk ile dedenin ifadelerini aldıklarını, müştekinin ifadesinde evine tanımadığı bir kişinin geldiğini, 20-30 dakika evde kaldığını söylediğini hatırladığını ve tüm ifadelerini Türkçe verdiğini,
Tanık ... duruşmada; SEGBİS ekranında gösterilen sanığı olay nedeniyle tanıdığını, o dönemde Silopi Yeniköy karakol komutanı olarak görev yaptığını, üstlerinden İHA'larla takip yapıldığı bildiriminin geldiğini, sanığın aracı ile üç terör örgütü mensubunu Üçağaç köyünde bir eve götürdüğünün söylendiğini, harekât merkezinin, bulunduğu karakola kurulduğunu ve görüntülerin buraya aktarıldığını, görüntüleri izleyerek sanığın 1,5-2 saat boyunca bahse konu evde teröristlerle birlikte kaldığını tespit ettiklerini, aracın evden ayrıldığını görünce ekibini alarak karakoldan ayrıldığını ve ana yola yakın bir yerde beklemeye başladıklarını, İHA'ları izleyen görevlilerle hem telsiz hem telefonla irtibatta olduklarını, bu irtibatlardan aracın ana yola yaklaştığının söylendiğini, bekledikleri yere gelen sanığın içinde bulunduğu aracı durdurduklarını, sanığın araçtan inince telefonunu kurcalayıp bataryasını çıkarmaya çalıştığını, bizzat kendisinin buna engel olduğunu, aradıkları kişinin kendisi olmadığını söyleyip itiraz etmeye çalışan sanığı karakola götürdüklerini, daha sonra İHA'dan gelen görüntüleri izlemeye devam ettiklerini, komutanların talimat vermesi üzerine sanığın arabasıyla ayrıldığı eve timiyle birlikte gerekli araç ve ekipmanlarla gittiklerini, teslim olmaları yönünde çağrı yaptıklarını ancak terör örgütü mensuplarının ateşle karşılık verdiğini, ateş açılmadan önce evden dede ile torununun çıktıklarını, sanığı gösterdikleri dede ve torunun diğer terör örgütü mensuplarını sanığın getirdiğini, hatta bir müddet kaldığını ve evde çay içtiklerini anlattığını ve ifadelerini de Türkçe verdiklerini,
Beyan etmişlerdir.
Kollukta susma hakkını kullanan sanık Cumhuriyet savcılığında; Silopi ilçesinde inşaat işlerinde mermerci olarak çalıştığını, ek kazanç olması için de boş kaldığı zamanlarda korsan taksicilik yaptığını, olay günü tanık ...'e ait aracı korsan taksicilik yapmak için aldığını, Botaş kapama noktasından Cizre'ye doğru gittiğini, Besta Belega köy yoluna sapıp Üçağaç köyüne varmadan bir asfalt yola girdiğini ancak asfalt yola çıkmadan jandarma ekiplerinin kendisini yakaladıklarını, Andok kod ..., Adil Gite kod ... ve Şahin kod ...'ı tanımadığını, suçlamaya konu olayla bir ilgisinin bulunmadığını, Üçağaç köyünde yoldan geçen başka bir aracın da olduğunu, bahse konu evden çıkan aracın kendisinin kullandığı araç olmadığını, Üçağaç köyündeki örgüt mensuplarının bulunduğu eve kesinlikle girmediğini, bilgi sahibi ile mağdurun, hakkında verdikleri ifadeleri kabul etmediğini, örgüt mensuplarıyla hiçbir bağlantısının olmadığını, örgüt mensuplarının olduğu eve doktor getireceği iddiasını kabul etmediğini,
Bozma öncesi duruşmada; üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini, olay tarihinde Üçağaç köyüne gitmediğini, asıl işi dışında zaman zaman korsan taksicilik yaptığını, olay günü de tanık ...'e ait araçla müşterilerini Karuh köyüne bıraktığını, oradan Besta Belega köyünde çobanlık yapan teyzesinin oğlunun yanına gitmeye karar verdiğini, ancak yoldan evin ışıklarının kapalı olduğunu görünce geri döndüğünü, yol üzerinde jandarma tarafından çevrildiğini, müşteki ...'ı daha önceden tanımadığını, müştekinin evine gitmediğini, müştekinin kendisini başka biriyle karıştırmış olabileceğini, olay gününe ait telefon kayıtları incelendiğinde kimseyi aramadığının anlaşılacağını, tutanak içeriğini kabul etmediğini, askerliği dışında silah kullanmadığını, silah kullanan birinin yanında bulunmadığını, tanık ...'in teşhis beyanlarını kabul etmediğini, kod adı kullanmadığını, örgüt mensuplarını bir yere götürmediğini,
Bozma sonrası duruşmada; inşaat işlerinde mermerci olarak çalıştığını, ayrıca korsan taksicilik yaptığını, olay günü yeni eve taşınacağından dolayı akşama kadar eşiyle temizlik yaptıklarını, daha sonra korsan taksicilik yapmak üzere aracıyla çıktığını, Silopi'den aldığı iki yolcuyu Cizre yakınlarında bıraktığını, sonrasında Besta Belega köyüne teyzesinin oğlunun evine gittiğini ancak evin ışıklarının kapalı olduğunu görünce kapıyı bile çalmadan geri döndüğünü, ana yolla teyzesin oğlunun evi arasındaki mesafenin yaklaşık beş kilometre olduğunu, ana yola gelmeden önce Üçağaç köyüne hiç girmediğini, jandarma tarafından yakalandığı yer ile Üçağaç köyü arasında da yaklaşık beş kilometre mesafe bulunduğunu, izletilen görüntülerdeki önüne aracın park edildiği eve gitmediğini, yakalandığı sırada o yoldan iki üç arabanın kendisini geçerek Silopi-Cizre yolu çıkışına doğru gittiğini, görüntülerdeki aracın kendi aracı, evden ayrılan araçta yakalanan kişinin de kendisi olmadığını, atılı suçu işlemediğini,
Savunmuştur.
V. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat ve Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Açıklamalar
Her devlet siyasal fonksiyonunun gereği olarak, ülke, egemenlik ve millet/ulus unsurlarını, Anayasal düzenini ve bu düzenin işleyişini koruma altına alır. 5237 sayılı TCK’nın 302. maddesinde düzenlenen "Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçunun konusunu da devletin ülkesi, egemenliği ve milli birliği oluşturmaktadır.
Suçla korunan hukuki değer, devletin ülkesinin bütünlüğü/milli birliği ve egemenliğidir.
Suç, 3713 sayılı Kanunun 3. maddesi gereğince mutlak terör suçudur.
Kanun gerekçesinde de ifade edildiği üzere, bu suçun oluşabilmesi için belli amaca yönelik/matuf fiillerin işlenmesi gerekir.
Bu amaç, madde metninde;
1-Devletin topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına koymak,
2-Devletin birliğini bozmak,
3-Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını Devlet idaresinden ayırmak,
4-Devletin bağımsızlığını zayıflatmak,
olarak belirlenmiştir.
Korunan değerlerin önemi ve kanun metninde sayılan amaçlara ulaşıldığında suçun cezalandırılabilirliğindeki güçlük/imkansızlık nedeniyle suç bir teşebbüs suçu olarak düzenlenmiş hatta suçun hazırlık hareketleri de yaptırıma bağlanmıştır (TCK’nın 314. maddesi gibi).
Söz konusu suçun oluşabilmesi için, işlenen fiilin cebri nitelikte olması ve bu amaçları gerçekleştirmeye elverişli bulunması gerekir. Bu hâliyle suç, aynı zamanda bir somut tehlike suçudur. Ancak maddede yazılı hedeflerin gerçekleşmesine ihtiyaç yoktur (CGK'nın 09.02.2010 tarihli ve 103-22 sayılı kararı). Belirtilen amaçlara yönelik fiillerin işlenmesi yeterlidir. Cezalandırılan hareket devletin hayatını tehlikeye koyan icra hareketleridir. Diğer birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de devletin birliğine ve bütünlüğüne karşı işlenen fiiller, bu amaçla kurulmuş terör örgütlerinin faaliyeti çerçevesinde işlenmektedir. Bu tür terör örgütlerinin araç fiil olarak ifade edilen ve maddede belirtilen amaçlara yönelmiş olan adi suç niteliğindeki kasten öldürme, kasten yaralama, yağma, mala zarar verme vb. fiilleri işlemelerindeki gaye; kamu düzenini bozmak, kamu otoritesini zayıflatmak, toplumda kargaşa yaratmak, toplumun şiddet yoluyla siyasallaşması ve kutuplaşmasının yolunu açmak, toplumun karşı koyma gücünü felce uğratmaktır. Fail için işlenen araç suçla ortaya çıkan somut zarar neticesi değil (yakın netice), bu fiilin toplum üzerinde meydana getirdiği etki (uzak netice) önem arz etmektedir. Fail, işlediği araç fiillerle devlet otoritesinin, ülkesinde yaşayan halkın güvenliğini koruma görevini gerçekleştiremediği, zayıfladığı ve işlerliğini yitirdiği imajını yaratmaya çalışarak devlete olan güveni sarsmayı amaçlar. Ülkede yaşanan kaos ortamı ve toplumda yaşanan korku ve endişe, yöneticilerde ve halkta istenileni vererek kaos ortamını bitirme iradesini doğurur, yöneticileri belli kararları almaya ya da politikalarını değiştirmeye zorlar ve bu da idari, siyasi, ekonomik ve toplumsal sistem değişikliklerini sonuçlar. Bu suretle de fail, esas gayesi olan devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma amacına ulaşmaya çalışır (N.K.Topçu, Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar, sh. 89, 90- Dönmezer Tedhişçilik sh. 56).
Söz konusu düzenlemeyle esas itibariyle cezalandırılmak istenen, amaçların gerçekleştirilmesine yönelik araç fiil ile ortaya çıkan yakın netice değil, araç fiilin işlenmesi ile suçun konusunun zarara uğraması tehlikesidir. Kanun koyucunun düzenlemenin ikinci fıkrasında amaca yönelik araç fiillerinin ayrıca cezalandırılacağını kabul etmesi de bu hususu desteklemektedir. Söz konusu düzenleme dikkate alındığında; araç fiilin işlenmesine yönelik icra hareketinin, hem zarar ya da tehlike suçu niteliğindeki araç fiilin (TCK 302/2) hem de tehlike suçu niteliğindeki amaç suçun (TCK 302/1) "fiil" unsurunu teşkil ettiği görülmektedir. (N.K.Topçu, Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar, sh. 89, 90). Buna göre elverişli/vahim eylemin diğer tabirle araç suçun, hazırlık hareketi aşamasından icra hareketi safhasına geçmesi, en azından teşebbüs boyutuna ulaşması, "amaçlanan sonucu doğurabilecek icra hareketi olarak belirginleşmesi gerekir." (CGK'nın 09.02.2010 tarihli ve 103-22 sayılı kararı).
Kanuni tanımda yer alan araç fiilin, suç olması gerektiğinde kuşku yoktur. Müstekar uygulamaya göre araç suç, zarar ya da tehlike suçu (Yargıtay 9. CD 26.06.2012 tarihli ve 2855-8069 sayılı, 15.01.2014 tarihli ve 12441-614 sayılı, 30.03.2010 tarihli ve 8654-3632 sayılı, 09.06.2011 tarihli ve 4202-3296 sayılı vb.) olabilir. Ancak suç teşkil eden her fiilin de amaç suçu oluşturmak için yeterli/elverişli olmadığı açıktır. Fiilin bu niteliği taşıyıp taşımadığı ise her olayın özelliğine göre; fiilin niteliği, işleniş biçimi, işlenme zamanı, toplumda meydana getirdiği etki, ortaya çıkan zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı, faaliyet alanı, ülke genelindeki organik bütünlüğü gibi ölçütler değerlendirilerek takdir edilecektir. Toplumda kaos ve tedirginlik oluşturacak, devlet otoritesine olan güveni sarsacak, kamu düzenini, toplum barışını bozarak devletin ülkesi, milleti ve egemenliği bakımından somut tehlike meydana getirecek yoğunluk ve ciddiyetteki eylemlerin amaç suç yönünden elverişli olduğu kabul edilmektedir. Güdülen amacın gereği olarak bu eylemlerin belli bir kişi ya da kitleye tevcih edilmesi gerekmez. Amaç, tedhiş ortamı oluşturmak olduğuna göre hedefin muayyen veya gayrımuayyen olmasının da bir önemi yoktur.
Özellikle vurgulamak gerekir ki; uygulamada amaca elverişli/vahim eylem olarak kabul edilen suçların her biri müstakil olarak değerlendirildiğinde, anılan suçun koruduğu değer bakımından somut tehlike oluşturmaktan uzak görülebilir. Bu nedenle olaysal değerlendirme yapılırken, sanığın üyesi bulunduğu silahlı terör örgütünün, Devletin birliğini bozma ve ülke topraklarından bir kısmını Devlet idaresinden ayırma amacına yönelik olarak; tedhiş ortamı oluşturmak, terörizmin karakterini yansıtan sistematik, sürekli, belirsiz hedefli ve belli ağırlıkta şiddet olay(lar)ı gerçekleştirdiği gözetilerek, sübutu kabul olunan eylemin de amaç suçun işlenmesi doğrultusundaki örgütsel bağlılık ve ülke genelindeki organik bütünlüğüne göre amacı gerçekleştirme tehlikesi yaratabilecek nitelikte/ağırlıkta olup olmadığı belirlenmelidir.
Normun koruduğu değerlere matuf ve örgütsel faaliyet kapsamında işlenen kasten öldürme, nitelikli yaralama ve yağma gibi mahiyeti itibariyle de ağır ve sansasyonel tesiri haiz suçların kural olarak, amaç suçlar için de elverişli/vahim eylem kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinde kuşku bulunmamakta ise de TCK’nın 109. maddesinde düzenlenen "Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçu gibi diğer suçların, a priori/kategorik olarak elverişli olup olmadıklarını kabul etmek mümkün değildir. Zira örgütün faaliyetleri kapsamında ya da örgüt adına işlenen her suç, netice itibariyle aynı amaca hizmet etmekle birlikte, bu amaç yönünden belli ağırlığı olmayan suçların TCK'nın 314/3 ve 220/4-6. maddeleri delaletiyle ayrı bir sorumluluk rejimine tabi tutulduğu da gözetilmelidir. Bu tür suçların elverişlilik nitelikleri belirlenirken, olaysal değerlendirmeye tabi tutularak; tedhiş ortamı oluşturmak amacı bakımından, fonksiyonel ve sansasyonel etki ve ağırlığı nazara alınarak bir sonuca ulaşılmalıdır.
Her hâlde suçun oluşması için, failin amaca yönelik işlediği vahim eylem/elverişli araç suç ile suçun konusu üzerinde meydana gelen somut tehlike arasında illiyet bağının bulunması gerekir.
İşlenen araç suçun vahim/elverişli eylem kabul edilmesi ve failin ayrıca amaç suçtan (TCK 302 md.) da cezalandırılabilmesi için, eylemin bireysel bir amaçla/saikle değil, kanun maddesinde belirtilen amaçları gerçekleştirmek üzere kurulmuş bir örgütün faaliyeti kapsamında ika edilmiş olması gerekmektedir. Bu nedenledir ki failin, geçitli/müterakki suçlardaki özellik nedeniyle, TCK’nın 302. maddesinde tanımlanan amaç suçu sabit görülüp cezalandırıldığı durumda ayrıca TCK’nın 314/1-2. maddesi gereğince cezalandırılamayacağı istikrar kazanan bir uygulama hâline gelmiştir. (Yargıtay 9. CD. 15.06.2009 tarihli ve 6277-7540 sayılı vb.)
Suç yolunda gerçekleştirilen hazırlık hareketlerinin tamamlanmış suç kabul edilip cezalandırılmadığı hâllerde eylemin hangi şartlarda icra hareketi sayılacağı sorunu ile karşılaşılır. Sorunun çözümü bağlamında ortaya konan ve TCK’nın 35. maddesinin gerekçesinde "Eğer failin kastının şüpheye yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkmasıyla icranın başlayacağı yolundaki sübjektif ölçüt kabul edilirse, kişinin düşüncesi ve yaşam tarzı dolayısıyla cezalandırılmasına varabilecek bir uygulamaya yol açılacaktır. Çünkü hazırlık hareketleri aşamasında da kastın varlığının şüpheye yer vermeyecek biçimde tespit edilebilmesi mümkün olup, böyle bir ölçüt hazırlık – icra hareketleri ayrımı konusunu bir kanıtlama sorunlu haline getirmektedir. Açıklanan bu nedenlerle, Tasarıdaki “kastı şüpheye yer bırakmayacak” ölçütü madde metninden çıkartılmış ve bunun yerine 'doğrudan doğruya icraya başlama' ölçütü kabul edilmiştir. Böylece işlenmek istenen suç tipiyle belirli bir yakınlık ve bağlantı içindeki hareketlerin yapılması durumunda suçun icrasına başlanılmış sayılacaktır." denilmekle benimsenen, (Artuk/Gökçen/Yenidünya, Genel Hükümler, (7), s.569-570; Centel/Zafer Çakmut,(4), s.455; Öztürk/Erdem, kn. 359; Hakeri, Ceza Hukuku, (15), s.423 vd.; Özbek, Teşebbüs ve Kusurluluğa, s.20.- Koca-Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümleri s.408) Yargıtay tarafından da uygulanagelen (CGK'nın 19.10.2010 tarihli ve 153-206 sayılı vb.) objektif teori-Frank formülüne göre; suçun kanuni tarifinde unsur veya nitelikli hâl olarak belirtilmiş hareketlerin gerçekleştirilmesi durumunda icra hareketlerinin başladığını kabul etmek gerekir.
Gerçekleştirilen bir hareketin icra hareketi teşkil edip etmediğinin belirlenmesinde, hareketin harici olarak değerlendirilmesiyle yetinilmemeli, özellikle bu hareketin suçun konusuyla yakın bağlantı içerisinde olup olmadığı ve suçun konusu bakımından tehlikeye sebebiyet verip vermediği de araştırılmalıdır. Bir hareket kısmi olarak tipik olmasa da mahiyeti itibariyle yapılan değerlendirmeye göre tipik harekete zorunlu olarak bağlı ise icra hareketi sayılmalıdır (Prof. Fatih Selami Mahmutoğlu - Av Serra Karadeniz-LLM/Türk Ceza Kanunu Genel Hükümleri Şerhi, s.792, 793, 794; İçel, Ceza Hukuku Genel Hükümler s.503 ve devamı, Artuk/Gökçen/Yenidünya, Genel Hükümler, (7), s.569-570; Centel/Zafer Çakmut, (4), s.455; Öztürk/Erdem, kn. 359; Hakeri, Ceza Hukuku, (15), s.423 vd.; Özbek, Teşebbüs ve Kusurluluğa, s.20; Koca-Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümleri s.408).
PKK/KCK silahlı terör örgütünün Devletin birliğini bozma ve ülke topraklarından bir kısmını Devlet idaresinden ayırma amacına yönelik olarak yıllardır vahamet arz eden şiddet olayları gerçekleştirdiği bilinen bir vakıadır.
Terör örgütüne üye olmak suçuna gelince; örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği; örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hâkim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi, örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ; canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemedeki ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.
Örgüt üyesinin bu suçtan cezalandırılması için örgüt faaliyeti kapsamında ve amacı doğrultusunda bir suç işlemesi gerekmez ise de örgütün varlığına veya güçlendirilmesine nedensel bir bağ taşıyan maddi ya da manevi somut bir katkısının bulunması gerekir. Üyeliğin mütemadi bir suç olması nedeniyle de faaliyetlerde bir süre devam eden yoğunluk, çeşitlilik ve süreklilik aranır.
B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme
PKK/KCK silahlı terör örgütünün milis yapılanması içinde yer aldığında kuşku bulunmayan ve Şırnak ili Silopi ilçesi Üçağaç köyünde hayvan ağılları bölgesinde bulunan mağdura ait eve Andok kod adlı ..., Adil Gite kod adlı ... ve Şahin kod adlı ... isimli silahlı örgüt mensupları ile birlikte sivil olarak girip 1,5-2 saat kaldıktan sonra çatışmada yaralanan ...'ın tedavi ettirilmesi için sabah doktor getirmek üzere ayrılan sanığın sübut bulan kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçunun; işleniş biçimi, yeri ve zamanı, toplumda meydana getirdiği etki itibariyle ortaya çıkan zarar ve tehlikenin ağırlığı göz önünde bulundurulduğunda, amaç suç yönünden elverişli/vahamet arz eden ağırlık ve nitelikte olmadığının kabulü gerekir.
Bu nedenle sanığın örgüt üyeliği suçundan cezalandırılması gerektiği yönündeki Özel Daire kararının gerekçesinde isabetsizlik bulunmadığından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan üç Ceza Genel Kurulu Üyesi; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.11.2024 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.