ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Ceza Genel Kurulu'nun 2023/259 E., 2025/228 K. sayılı kararı

Ceza Genel Kurulu'nun 2023/259 E., 2025/228 K. sayılı kararı
2 Okunma

Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 21.05.2025 tarihli, 2023/259 E., 2025/228 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

Ceza Genel Kurulu

2023/259 E., 2025/228 K.

"İçtihat Metni"

İtirazname No : 2022/92272

KARARI VEREN

YARGITAY DAİRESİ : 1. Ceza Dairesi

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

SAYISI : 1253-1160

I. HUKUKÎ SÜREÇ

Kasten öldürme suçundan sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 81/1 ve 53. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin Ermenek Ağır Ceza Mahkemesince 12.03.2020 tarih ve 42-21 sayı ile kurulan ve resen istinaf yolu açık olan hükme yönelik sanık müdafii, Cumhuriyet savcısı, katılan ... vekili, katılanlar ..., ... ve ...’ın istinaf başvurusunda bulunmaları üzerine, Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince 14.09.2020 tarih ve 1253-1160 sayı ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir. Bu kararın da katılan ... vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 23.11.2022 tarih ve 7853-9227 sayı ile;

Sanığın 07/04/2019 tarihli kaçamaklı ikrarını içeren savcılık ifadesi, tanıklar ... ve ... ile tanıklar ... ve ...'nin anlatımları, HTS kayıtları, kamera kayıtları ve tüm dosya içeriğine göre; sanığın maktulü kasten öldürdüğüne ilişkin her türlü şüpheden uzak, kesin, inandırıcı delil elde edilemediği, maktulün ölüm anı kesin olarak tespit edilemediğinden ihmali davranışla kasten öldürme suçunun da şüphede kaldığı, ancak sanığın kaçamaklı ikrarı uyarınca ehliyetsiz araç kullanarak ve keskin viraja, çok hızlı bir şekilde girerek, yolcu olarak aldığı maktulün aracın kasasından düşmesi ile ölüme neden olduğu sabit olmakla, sanığın bilinçli taksirle öldürme suçundan 5237 sayılı TCK'nin 85/1, 22/3. maddeleri uyarınca mahkumiyeti yerine, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde kasten öldürme suçundan mahkumiyetine karar verilmesi..." isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.

II. İTİRAZ SEBEPLERİ

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 02.01.2023 tarih ve 92272 sayı ile;

"...Dairenin, sanığın maktulü kasten öldürdüğüne ilişkin her türlü şüpheden uzak, kesin, inandırıcı delil elde edilemediği, maktulün ölüm anı kesin olarak tespit edilemediğinden ihmali davranışla kasten öldürme suçunun da şüphede kaldığı, ancak sanığın kaçamaklı ikrarı uyarınca ehliyetsiz araç kullanarak ve keskin viraja, çok hızlı bir şekilde girerek, yolcu olarak aldığı maktulün aracın kasasından düşmesi ile ölüme neden olduğu sabit olmakla, sanığın bilinçli taksirle öldürme suçundan 5237 sayılı TCK'nin 85/1, 22/3. maddelerine göre karar verilmesi gerektiğine ilişkin kabulünün olayın oluşuna uygun olmadığı, Sarıveliler ile ölenin bağ evinin bulunduğu mevkideki yolun yapısına göre hız yapılmasının mümkün olmaması, pikap tarzındaki aracın kasasından düşme ile ölümün hemen gerçekleşmesinin olağan olmaması, yol üzerinde yaralamaya ilişkin delilin olmaması, cesedin bulunmaması birlikte değerlendirildiğinde sanık ...'nın ...'ı kasten öldürdüğü..." düşüncesiyle itiraz yoluna başvurmuştur.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 26.04.2023 tarih, 14-2310 sayı ve oy çokluğu ile; itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan nedenlerle karara bağlanmıştır.

III. UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI VE KONUSU

İnceleme dışı sanık ... ile sanık ... hakkında suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan beraat hükümleri istinaf isteminin esastan reddine; inceleme dışı sanık ... hakkında kasten öldürme suçundan kurulan beraat hükmü ile sanık ... hakkında cinsel saldırı suçundan kurulan beraat hükmü Özel Dairece temyiz isteminin esastan reddine karar verilmek suretiyle kesinleşmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme sanık ... hakkında kasten öldürme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.

Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık ...’nın, tüm aramalara rağmen cesedine ulaşılamayan ve ölüm anı kesin olarak tespit edilemeyen maktul ...’a yönelik eylemi nedeniyle TCK’nın 81/1. maddesinde düzenlenen kasten öldürme suçundan mı yoksa TCK’nın 85/1, 22/3 maddelerine göre bilinçli taksirle öldürme suçundan mı cezalandırılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle, sanık hakkında eksik araştırma sonucu hüküm kurulup kurulmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.

IV. ÖN SORUNA DAİR BİLGİ VE BELGELER

İncelenen dosya kapsamından;

Olay tarihinde maktul ...'tan haber alınamaması üzerine ailesinin ihbarıyla kolluk birimleri tarafından çalışmalara başlandığı, maktulün kaybolduğu bağ evinde olay yeri inceleme ekibinin araştırma yaptığı, bağ evinin çevresinden başlayarak Sarıveliler ilçe merkezine kadar Jandarma kuvveti, kadavra köpekleri, ilçe sakinleri ve maktulün yakınlarının da katıldığı geniş çaplı bir arama tarama faaliyeti gerçekleştirildiği, maktulü en son gören tüm tanıkların ifadelerine başvurulduğu, maktul ve akrabalarının cep telefonu sinyal bilgilerini gösterir kayıtların ilgili kurumlardan elde edildiği, ilçe merkezi ve bağ evine giden güzergâhı gösterir tüm kamera kayıtlarına ulaşıldığı, sanığın olay günü kullandığı şantiye kamyoneti üzerindeki delillerin tespit edildiği, uzmanlık raporlarında maktule ait bir bulguya rastlanmadığı, olaydan yaklaşık bir ay sonra Arık Bendi Baraj Göleti inşaatında kadavra köpeği ile ceset araması yapıldığı, olaydan yaklaşık yedi ay sonra ise dalgıç görevliler marifetiyle Çevlik Sulama Göleti içerisinde ceset arandığı, kamera görüntülerinde sanığın olay günü beyaz pikapla giriş yaptığı babasının bahçesinde, olaydan yaklaşık bir buçuk yıl sonra kış aylarında karla kaplı bir zeminde kadavra köpeği ile birlikte ceset araması faaliyetinde bulunulduğu, ancak tüm aramalara rağmen maktulün cesedinin bulunamadığı, soruşturma aşamasında olaydan yaklaşık bir buçuk yıl sonra maktulü aracın kasasına aldığını ancak sonrasında ne olduğunu bilmediğini ikrar eden sanığın, kovuşturmanın başında bu ikrarından döndüğü anlaşılmaktadır.

V. GEREKÇE

A. İlgili Mevzuat ve Öğretide Ön Soruna İlişkin Görüşler

Ceza muhakemesi hukukumuzda duruşmanın doğrudan doğruyalığı (yüz yüzelik) ve sözlülük ilkeleri esas alınmış olup hüküm verecek olan mahkeme hâkimi sanık, tanık ve olayın tüm delilleri ile birebir karşı karşıya gelecektir. Böylece, belirtilen ilkeler ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde yer alan adil yargılama hakkının temel gerekleri yerine getirilmiş olacak ve CMK'nın 217. maddesi uyarınca hâkim, kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilecektir.

Yine ceza yargılamasında hangi hususun hangi delillerle ispat olunacağı konusunda bir sınırlama bulunmayıp delil serbestisi içinde yargılama yapan hâkim, hukuka uygun şekilde elde edilmiş her türlü delili kullanmak suretiyle sanığın aleyhine olduğu kadar lehine olan delilleri de araştırıp değerlendirerek kuşkudan arınmış bir sonuca ulaşmalıdır. Yargılama konusu olayın açıklığa kavuşturulması ve maddi gerçeğin bulunabilmesi için ispat amacıyla kullanılan her araç delil olarak kabul edilir.

Eksik soruşturma durumunda yani delillerin tümünün toplanmaması, bilirkişi incelemesi yapılmaması, tanıkların dinlenmemesi veya deliller arasındaki çelişki, belirsizlik ve eksikliklerin giderilmemesi gibi hâllerde mahkûmiyet kararı verilemez (YCGK'nın 01.05.2007 tarihli ve 2007/1-43 Esas 2007/101 Karar sayılı kararı). Ancak böyle bir durumda şüpheden sanık yararlanır ilkesine dayanarak beraat kararı verilmesi de hukuka uygun olmayacaktır. Çünkü şüpheden sanığın yararlanabilmesi için tüm çabalara rağmen şüphenin yenilememiş olması gerekir. Oysa olayla ilgili toplanmamış delillerin bulunması hâlinde tüm çabanın sarfedildiğinden bahsetmek mümkün değildir. Ancak belirtilen eksikliklerin giderilmesinden sonra bir sonuca ulaşılabilir (Ünver, Ceza Muhakemesinde İspat, s. 125).

Eksik araştırma ve soruşturmaya dayalı mahkûmiyet kararı verilmesi kadar beraat kararı verilmesi de hukuka aykırıdır. Çünkü ceza muhakemesinin amacı somut gerçeğin ortaya çıkarılması için yeterli araştırma yapılması ilkesine dayanır. Bu nedenle hükmün kesinleşinceye kadar inceleme olanağı bulunan delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekir. Başka bir ifadeyle, ceza sorumluluğu esaslarına uygun bir hüküm kurulabilmesi ve adaletin gerçekleştirilebilmesi için, öne sürülen ve olaya ışık tutabilecek nitelikteki tüm delillerin ve belgelerin duruşmada tartışılması ve hükümde değerlendirilmesi zorunludur (Erdal Yerdelen, Ceza Muhakemesinde Hükmün Gerekçesi, s. 356).

Öte yandan, ceza muhakemesinin amacı, her somut olayda kanuna ve usule uygun olarak toplanan delillerle maddi gerçeğe ulaşıp adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasının önüne geçebilmek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektir. Gerek 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu gerekse CMK; adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle ulaşılma imkânı bulunan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle, adaletin tam olarak gerçekleşebilmesi için maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.

B. Ön Soruna Dair Hukuki Nitelendirme

Sanığın sonradan geri döndüğü kısmî ikrar içeren savunmaları karşısında, maktulün ortadan kaybolma şeklinin ve olay günü sanığın bulunduğu yer ve zamanın denetime elverişli şekilde tespit edilmesi amacıyla;

a-) Öncelikle, maktulün cesedine veya kalıntılarına ulaşılması mümkün olan ve bilinen yerlerden; inceleme dışı sanık ...’nın ifadelerinde, gerek ekin tarlası gerekse sahibi olduğu elma bahçesi olarak tabir ettiği arazilerde, tanık ...’in sanık ... ile birlikte olay gecesi gittiğini söylediği, yayla evi olarak tabir ettiği ve maktulün kaybolduğu yeri gören bahçe ve bulunduğu hakim tepe çevresinde kadavra köpeği veya diğer teknik araçlarla arama ve kazı faaliyeti gerçekleştirilmesi,

b-) Sanığın ve maktulün telefonlarının bağlı olduğu operatörlere yazı yazılarak olay tarihi olan 06.10.2017’de; sanığın, tanık ...'in ve maktulün telefonlarının sinyal aldığı BTK’dan gönderilen kayıtlarda yazılı olan baz istasyonu kodlarının (Örn: SIĞIRINI TRT, Ortaköy, (Sveli21), (Sveli22)...vs.) belirtilmesiyle, bu baz istasyonlarının tümünün olay tarihinde fiilen bulundukları koordinatların, kapsama alanının, sinyal vermesi mümkün olmayan yerlerin, incelemeye konu cep telefonlarının olay günü sinyal aldığı baz istasyonlarının hangi sektöründen kapsama alanına girdiğinin, mümkünse ölçekli bir harita üzerinden gönderilmesinin istenmesi,

c-) Devamla, ilgili operatörlerden gönderilecek bilgi ve belgeler çerçevesinde; aralarında bir haritacı ve/veya bir bilgi teknolojileri-bilişim uzmanından oluşan teknik bilirkişiler marifetiyle; sanığın ve maktulün cep telefonlarının gün boyunca sinyal aldıkları ve bulundukları yerlerle, sinyal alma ihtimali olmayan bölgelerin nereler olduğunun tespit edilip taranması suretiyle sınırlandırılarak; sanığın olay günü saat 14.00 ila 01.27 arasındaki zaman diliminde, dakika dakika bulunduğu konum ve geçtiği güzergâhın; dosyadaki kırsal alanlardan elde edilen kamera görüntülerindeki araç geçiş hareketlerinin gerçek saatle tespit edilerek tam veya gerçeğe en yakın şekilde harita üzerine işaretlenmesi, olay günü sanığı veya maktulü gördüğünü beyan eden tüm tanıklara ayrı ayrı, önceki beyanlarındaki saat ve yer tespitleri de hatırlatılarak, beyaz renkli 71 ... *** plakalı şantiye aracını gördüklerini belirttikleri 'Tepeardı, Arık Arası, Frenşe, Killik Tepesi, Göl Mevkii, Çevlik Göleti, Yayla Yolu Ayrımı, Alanya yol inşaatı, Turcalar Mevkii' vb. yöresel tabirlerle tam olarak nereyi kastettiklerinin; sanık ...’ın aracının bu mevkilerden geçen yolun neresinde durduğunun veya hangi istikamete doğru ilerlediğinin; gerekirse olay gününe yakın ve benzer günlerde keşif yapılmak suretiyle sorularak aynı harita üzerinde gösterilmesi,

d-) Harita üzerinde işaretlenen güzergâhta; olay tarihinde saat 14.00’ten başlayarak ertesi güne kadar maktulün, sanığın, tanık ...'in ve inceleme dışı sanık ...'nın, maktulün cesedinin bir şekilde gömülmesi, saklanması veya yok edilebilmesi ihtimali olan zaman aralıklarında (Örn: sanığın şantiyeden çıktıktan sonra şehir merkezinde tanık ... ile buluşana kadar saat 14.30-16.36 arası geçen süre ile tanık ... ile ayrı oldukları 18.00-20.30 arasındaki sürede, tanık ... ile birlikte avlandıklarını söyledikleri saat 22.00-01.27 arasında geçen süre, ...'nın evi ve arkadaşından ayrı kaldığı süre) aydınlatılamayan boşluklarda bulundukları en son konumların tespit edilerek yukarıda yazılı bilinen yerler dışında takdir edilecek bu noktalarda da cesede ulaşabilmek amacıyla elverişli ve yeterli teknik araç-gereçlerle arama-tarama faaliyeti yürütülmesi ve cesedin kalıntılarına ulaşılması amacıyla kazı yapılması,

e-) Ceset kalıntılarına ulaşılması hâlinde kimliği, ölüm zamanı ve sebebine dair gerekli incelemelerin yapılıp sanığın savunmaları ve özellikle de tanık ... ile inceleme dışı sanık ...'nın beyanlarıyla olay anındaki konumlarını gösterir bilgiler karşılaştırılarak; cesede ulaşılamaması hâlinde ise sanığın yer ve zaman grafiğini gösterir harita üzerinde işaretlenen ve anbean geçtiği güzergâh gözetilerek tüm delillerin değerlendirilip sanığın yakalanma anına kadar muhtemel olan cesedi ortadan kaldırma sürecini de kapsayan, akla, bilim ve fen kaidelerine uygun, maddi gerçeği her türlü şüpheden uzak şekilde aydınlatacak bir olay kabulü yapılarak; sanık hakkında bir hüküm kurulması,

Gerektiği gözetilmeden sanığın cesedine ulaşılamayan maktulü, kısmi ikrarında bahsettiği gibi aracın kasasından düşürerek değil kasten öldürdüğü ve hemen akabinde cesedi bir şekilde ortadan kaldırdığı gerekçesiyle kurulan mahkûmiyet hükmünün eksik araştırma sonucu kurulduğunun kabulü gerekmektedir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan itirazın ön sorun nedeniyle değişik gerekçeyle kabulüne, Özel Dairenin bozma ilamının kaldırılmasına, hükmün eksik araştırma sonucu kurulması isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının DEĞİŞİK GEREKÇEYLE KABULÜNE,

2- Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 23.11.2022 tarihli ve 7853-9227 sayılı bozma ilamının KALDIRILMASINA, Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 14.09.2020 tarihli ve 1253-1160 sayılı istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının sanık hakkında eksik araştırma sonucu hüküm kurulması isabetsizliğinden BOZULMASINA,

3- Ceza Genel Kurulunca ulaşılan sonuç, tutuklama nedenlerinde herhangi bir değişiklik bulunmaması, kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut deliller ile sanığa isnat edilen suçun vasıf ve mahiyeti gözetilerek, tutukluluk hâlinin DEVAMINA,

4- Dosyanın, gereği için Ermenek Ağır Ceza Mahkemesine, bilgi için Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.05.2025 tarihinde yapılan müzakerede ön sorun yönünden oy birliğiyle karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/ceza-genel-kurulunun-2023259-e-2025228-k-sayili-karari