ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Ceza Genel Kurulu'nun 2023/23 E., 2025/333 K. sayılı kararı

Ceza Genel Kurulu'nun 2023/23 E., 2025/333 K. sayılı kararı
2 Okunma

Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 17.09.2025 tarihli, 2023/23 E., 2025/333 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

Ceza Genel Kurulu

2023/23 E., 2025/333 K.

"İçtihat Metni"

KARARI VEREN

YARGITAY DAİRESİ : 1. Ceza Dairesi

MAHKEMESİ :Ağır Ceza

SAYISI : 293-464

I. HUKUKÎ SÜREÇ

Sanık ... hakkında katılan ...’a yönelik teşebbüs aşamasında kalan nitelikli kasten öldürme suçundan cezalandırılması talebiyle açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda sanığın eyleminin kasten yaralama suçunu oluşturduğu kabul edilerek 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/1, 86/3-e, 87/1-d, 62, 53, 63 ve 58. maddeleri uyarınca 6 yıl 28 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, mahsuba ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 01.03.2018 tarihli ve 123-81 sayılı hükmün, Cumhuriyet savcısı, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosyayı inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesince 19.06.2018 tarih ve 1768-1529 sayı ile; ceza miktarının 5 yıl 15 ay hapis cezası olarak belirlenmesi suretiyle, hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

Kararın sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 15.04.2019 tarih ve 88-2237 sayı ile; "…Sanığın her iki mağdura karşı eylemine bağlı olarak çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu ve her iki mağdura yönelik nitelikli öldürmeye teşebbüs ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından TCK’nin 82/1-g, 35, 265/1-4, 43 maddeleri uyarınca cezalandırılması gerektiği anlaşıldığı hâlde oluşa uygun düşmeyen, sanığın mağdurlarla arasında husumet bulunmaması, ani gelişen olayda yakalanmamak amacıyla mağdurlara ateş etmesi nedeniyle eyleminin yaralama kastıyla gerçekleştirdiği yolundaki yanılgılı gerekçeyle mağdur ...’ı kasten yaralama suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi ise 13.11.2019 tarih ve 293-464 sayı ile; "…Sanık ... hakkında müşteki ...'a yönelik eylemi iddianamede adam öldürmeye teşebbüs olarak nitelendirilmiş ise de; sanık ... ile müşteki polis memuru... arasında olay öncesi bir husumet bulunmadığı, olayın spontane geliştiği, kendisini polis olarak tanıtan ve kaçmamasını söyleyen polis memuru...'a kendisini yakalamasını önlemeye matuf olarak ateş ettiği, dolayısıyla eylem mahkememizce öldürmeye teşebbüs değil kasten yaralama şeklinde değerlendirilmiş ve aşağıdaki hükümler tesis edilmiştir." şeklindeki gerekçeyle bozmaya direnerek sanığın TCK’nın 86/1, 86/3-e, 87/1-d, 62, 53, 63 ve 58. maddeleri uyarınca 5 yıl 15 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, mahsuba ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar vermiştir.

Direnme kararına konu hükmün, Cumhuriyet savcısı, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.05.2022 tarihli ve 9009 sayılı bozma istekli tebliğnamesi ile dosya, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 307. maddesi uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 23.12.2022 tarih ve 6452-10326 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan nedenlerle karara bağlanmıştır.

II. UYUŞMAZLIK KAPSAMI VE KONUSU

Özel Dairece 23.12.2022 tarih ve 6452-10326 sayı ile; sanık hakkında ...'ya yönelik teşebbüs aşamasında kalan nitelikli kasten öldürme suçundan zamanaşımı süresi içinde hüküm kurulmasının mümkün görüldüğü belirtilmiş olup direnme kararının kapsamına göre inceleme, sanık hakkında katılan ...’a yönelik kasten yaralama suçundan kurulan hükümle sınırlı olarak yapılmıştır.

Suçun sübutuna ve bu kabule ilişkin dosya içeriği itibarıyla herhangi bir isabetsizlik bulunmayan somut olayda, Özel Daire ile İlk Derece Mahkemesi arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın katılan ...’a yönelik eyleminin kasten yaralama suçunu mu yoksa teşebbüs aşamasında kalan nitelikli kasten öldürme suçunu mu oluşturduğunun belirlenmesine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

İncelenen dosya kapsamından;

29.01.2017 tarihli tutanaktan; aynı tarihte saat 04.50 sıralarında Güven Timleri Şube Müdürlüğüne bağlı polislerin görev yaptıkları sırada, ... Sokak girişinde kalabalık bir grubun kavga ettiğinin ve ardından silah seslerinin işitildiği, bunun üzerine derhâl olay yerine gidildiği, elinde silah olan sanığın yüksek sesle uyarılmasına karşın silahla insanlara ateş açtığı, görevlilerce havaya uyarı ateşi açılıp sanıktan teslim olmasının istendiği, sanığı takip eden katılan polis memuru ...’ın bu esnada sanık tarafından silahla yaralandığı ve yere düştüğü, sanığın hedef gözeterek ateş etmeyi sürdürmesi üzerine sanık tarafından bacağından yaralanan inceleme dışı katılan polis memuru ...’nın etkisiz hâle getirmek için sanığa ateş ettiği, vurulup yere çöken sanığın isabet almasına karşın dizlerinin üzerine dayanarak mermileri bitene kadar görevli polis memurlarına ateş etmeyi sürdürdüğü ve ancak mermilerin bitmesinden sonra teslim alınabildiği,

Olay yeri inceleme raporundan; olayın İstanbul ili, Beyoğlu ilçesi, ... Sokak üzerinde gece vakti meydana geldiği, yağmur nedeniyle zeminin ıslak olduğu, olay yerinde otuz adet ateşli silah mermi kovanı, iki adet deforme mermi gömlek parçası, çok sayıda kan damlasının bulunduğu, park hâlindeki iki araçta da mermi isabet izlerinin görüldüğü,

14.02.2017 tarihli uzmanlık raporundan; olay yerinde bulunan on beş adet mermi kovanının katılan ...’ın silahından, üç adedinin inceleme dışı katılan ...’nın silahından ateşlendiği, kalan on iki mermi kovanının ise sanığın Glock markalı, yarı otomatik tabancasından ateşlendiği,

08.02.2017 tarihli uzmanlık raporundan; katılan ...’ın giysileri üzerindeki mermi giriş deliklerinden hareketle atışın uzak atış mesafesinden yapıldığının değerlendirildiği,

İstanbul Adli Tıp Şube Müdürlüğünce düzenlenen 21.03.2017 tarihli rapordan; katılan ...’ın sol ön kol, koltuk altı, meme başı ortasında ateşli silah mermi giriş deliği, sol el sırtında 1 cm’lik kesi bulunduğu, sol 3, 4 ve 5. kaburgalarda kırık, sol hemotoraks ve alveoler hemoroji tespit edildiği, yaralanmanın şahsın yaşamını tehlikeye soktuğu, basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı, kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarını orta (3) derecede etkileyecek nitelik taşıdığı,

İstanbul İl Emniyet Müdürlüğünün 30.01.2017 tarihli yazısından, katılan ...’ın olay tarihinde 20.00-06.00 saatleri arasında görevli olduğu,

Anlaşılmaktadır.

Katılan ... kollukta; Güven Timleri Şube Müdürlüğünde görevli polis memuru olduğunu, olay günü ... Büyükparmak Kapı Sokak’ta görev yaparken saat 05.00 sıralarında ... Sokak’tan silah sesleri geldiğini işittiğini, görevli polis arkadaşları ile birlikte sesin geldiği yere koşarak gittiklerini, kendisinin önde olduğunu, arkadaşlarının geride kaldığını, sanığı elinde silahla görünce "Dur, polis, teslim ol!" diye yüksek sesle bağırdığını ve uyarı maksadıyla havaya ateş ettiğini, sanığın kısa bir süre daha koştuktan sonra durduğunu ve yüzünü döndüğünü, silahını kendisine doğrulttuğunu, kendisini tekrar yüksek sesle ikaz etmesine karşın sanığın üzerine ateş ettiğini, sol koltuk altından vurulduğunu, yolun sağına atladığını ancak sanığın ateş etmeyi sürdürdüğünü, kendisinin de yattığı yerden sanığa doğru ateş ettiğini,

Mahkemede; sanık kendisine ateş ettiği sırada aralarında yedi ila on metre kadar mesafe bulunduğunu,

İnceleme dışı katılan ... kollukta; Güven Timleri Şube Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yaptığını, olay sabahı 04.50 sıralarında silah sesleri duymaları üzerine sesin geldiği yere doğru koştuklarını, katılan ...’un önde olduğunu ve silahlı olan sanığa "Polis, teslim ol!" diye uyarıda bulunduğunu, kovalanan sanığın durmaması üzerine katılanın havaya uyarı atışı yaptığını, kaçan sanığın birden durup geri döndüğünü ve katılana ateş ettiğini, katılanın yolun sağ tarafında yere yığıldığını, kaçmaya devam etmesi üzerine sanığı teslim olması için uyardığını, sanığın bu kez kendisine de ateş ettiğini, bacağından yaralandığını, araçların arasına girerek siper aldığını, buradan sanığa ateş ettiğini, isabet alan sanığın yere düştüğünü, teslim olması yönündeki ikazlara rağmen sanığın tabancasındaki tüm mermiler bitene dek kendisine ateş etmeye devam ettiğini,

İfade etmişlerdir.

Sanık aşamalarda; olay günü sabah saat 05.00 sıralarında bir tekel bayiinde arkadaşları ile birlikte içki içtiğini, arkadaşı olan ...’ın kendisini telefonla arayarak Taksim’de bir barda kavga ettiklerini, yardıma gelmesini istediğini, bunun üzerine olay yerine gittiğini, kavgayı ayırmak için önce iki el havaya ateş ettiğini, ...’ın kavga ettiği şahısların kaçmaya başlamaları üzerine bu şahısları kovalayarak yine havaya üç dört el ateş açtığını, olay yerinden uzaklaşırken kapüşonlu, elinde de silah olan birini gördüğünü, bu şahsın bir şey söylemeksizin kendisine silah doğrulttuğunu, kendisinin de montunun içine gizlediği silahı bu şahsa doğru tuttuğunu ve hedef alarak bir el ateş ettiğini, geri dönüp koşmaya başladığını ancak sırtından vurulunca yere düştüğünü, olay sırasında kimsenin "Polis!" diyerek kendisini uyarmadığını, böyle bir uyarı duysa güvenlik güçlerine ateş etmeyeceğini savunmuştur.

IV. GEREKÇE

A. İlgili Mevzuat ve Öğretide Uyuşmazlığa İlişkin Görüşler

Kasten yaralama suçu ile teşebbüs aşamasında kalan kasten öldürme suçu arasındaki ayırıcı kriter manevi unsurun farklılığına dayandığından, sanığın kastının öldürmeye mi yoksa yaralamaya mı yönelik olduğunun belirlenmesi gerekmektedir.

TCK'nın 21/1. maddesine göre; suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi olan ve failin iç dünyasını ilgilendiren kast, dış dünyaya yansıyan davranışlara bakılarak, daha açık bir ifadeyle, failin olay öncesi, olay sırası ve olay sonrası davranışları ölçü alınarak belirlenmelidir. Bu cümleden olarak ilkeleri, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun istikrar bulunan kararlarında açıklandığı üzere, bir eylemin kasten öldürmeye teşebbüs mü yoksa kasten yaralama mı sayılacağının belirlenmesinde, fail ile mağdur arasında husumet bulunup bulunmadığı, varsa husumetin nedeni ve derecesi, failin suçta kullandığı saldırı aletinin niteliği, darbe sayısı ve şiddeti, mağdurun vücudunda meydana getirilen yaraların yerleri, nitelik ve nicelikleri, hedef seçme imkânı olup olmadığı, failin fiiline kendiliğinden mi yoksa engel bir nedenden dolayı mı son verdiği gibi ölçütler esas alınmalıdır.

Kastın belirlenmesi açısından her bir olayda kullanılması gereken ölçütler farklılık gösterebileceğinden, tüm bu olguların olaysal olarak ele alınması gerekmektedir.

B. Uyuşmazlığa Dair Hukuki Nitelendirme

Sanığın kullandığı 9 mm çaplı mermi istimal eden yarı otomatik tabancanın tesir mesafesi içinde kalacak şekilde, yaklaşık on metre mesafeden, görevli polis memurunun göğüs bölgesini hedefleyerek ateş etmiş olması, açılan bu atış sonucu göğsünden yaralanan katılanın üç kaburga kemiğinin kırılması, yaranın göğüs içi ve akciğerde kanamaya yol açarak katılanın yaşamını tehlikeye sokması, sanığın yaralanarak yere düşmesine karşın katılan ve yanındaki polis memuru ...'ya doğru atışlarına devam ederek silahlı saldırısını sürdürmesi ve ancak tabancasındaki mermilerin bitmesinden sonra görevlilerce teslim alınmasıyla eylemine son vermiş olması hususları birlikte gözetildiğinde; sanığın eylemine bağlı olarak ortaya çıkan kastının yaralamaya değil öldürmeye yönelik olduğu; açıklanan nedenler ile de sanığın eyleminin, yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle katılana yönelik kasten öldürme suçuna teşebbüsü oluşturduğu kabul edilmelidir.

Bu itibarla İlk Derece Mahkemesinin direnme kararına konu hükmünün, sanığın eyleminin teşebbüs aşamasında kalan nitelikli kasten öldürme suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.

V. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

1- İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.11.2019 tarihli ve 293-464 sayılı direnme kararına konu mahkûmiyet hükmünün gerekçesinin İSABETLİ OLMADIĞINA, hükmün sanığın eyleminin teşebbüs aşamasında kalan nitelikli kasten öldürme suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,

2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.09.2025 tarihli müzakerede oy birliğiyle karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/ceza-genel-kurulunun-202323-e-2025333-k-sayili-karari