ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

Ceza Genel Kurulu’nun 2022/531 E., 2025/21 K. sayılı kararı

Ceza Genel Kurulu’nun 2022/531 E., 2025/21 K. sayılı kararı
1 Okunma

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 15.01.2025 tarihli, 2022/531 E. ve 2025/21 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

Ceza Genel Kurulu

2022/531 E., 2025/21 K.

"İçtihat Metni"

KARARI VEREN

YARGITAY DAİRESİ : 1. Ceza Dairesi

MAHKEMESİ : Ağır Ceza

SAYISI : 489-56

I. HUKUKÎ SÜREÇ

Sanık ...’in maktul ...’ye yönelik kasten öldürme suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 81/1, 53, 58 ve 63. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, cezasının mükerrirlere infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba; sanık ...’in maktuller ..., ... ve ...’ye yönelik kasten öldürme suçuna yardımdan aynı Kanun’un 81/1, 39/1-2-c, 29, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 3 kez 8 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin kısmen resen temyize tabi olan hükümlerin sanıklar müdafileri, Cumhuriyet savcısı ve katılanlar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 21.05.2019 tarih ve 2679-2923 sayı ile;

"(…) Maktuller tarafından, sanıklara yönelik olarak haksızlık teşkil eden eylemlerin, olaydan önceki günlerde ve olay günü araçla sanıkların işlettikleri dükkanın önündeki yolda drift yapmaktan ibaret olduğu anlaşılan olayda, 1/4 ile 3/4 arasında indirim oranı öngören TCK.nin 29. maddesinin sanıklar hakkında uygulanması sırasında, asgari düzeyde indirim yapmak yerine, sanık ... hakkında maktullerin tümüne yönelik işlenen suçlarda asgari oranda ceza tayini yerine asgari oranın üzerinde indirim yapılarak eksik ceza tayini,

Sanık ...’un ise maktul ...’i haksız tahrik oluşturan önceki eylemlerinin etkisi altında kalarak öldürdüğü anlaşıldığından yerinde olmayan gerekçe ile hakkında TCK’nın 29. maddesinden indirim yapılmayarak fazla ceza tayini," isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.

Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda 24.12.2019 tarih ve 279-577 sayı ile; sanık ...’in maktul ...’ye yönelik kasten öldürme suçundan 5237 sayılı TCK’nın 81/1, 29, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 18 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba; sanık ...’in maktuller ..., ... ve ...’ye yönelik kasten öldürme suçuna yardımdan aynı Kanun’un 81/1, 39/1-2-c, 29, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 3 kez 9 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin kısmen resen temyize tabi olan hükümlerin sanıklar müdafileri ve katılanlar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 19.10.2021 tarih ve 4576-13449 sayı ile;

"(…) Sanıklar ... ve babası ...'un olay yerinde market işlettikleri, maktuller..., ... ve...'in de aynı mahalle ve caddede 54 numaralı yerdeki binada oturdukları, maktullerin kullandıkları beyaz renkli Şahin marka oto ile olay tarihinden yaklaşık on gün öncesinden itibaren zaman zaman cadde üzerinden hızla geçip el frenini çekerek ‘spin’ diye tabir edilen ani dönüşler yaptıkları, sanıkların ise müştekilerin bu hareketlerinden rahatsız oldukları, olayın olduğu saatte de maktullerin yine araçla cadde üzerinde patinaj çektikleri, sanıkların bu olaya sinirlenerek maktullerle konuşmaya gittikleri aralarında çıkan tartışma sonucunda sanık ...'un üç maktulü de öldürdüğü, sanık ...'un oğlu sanık ...'un tüm aşamalarda yanında olduğu, ona engel olmayarak sanık ...'a suçun işlenmesine yardım eden olarak iştirak ettiğinin anlaşıldığı olayda;

Maktullerden dosyaya yansıyan haksız tahrik oluşturacak herhangi bir durum bulunmadığı anlaşıldığından sanıklar ... ve ... lehine 5237 sayılı TCK'nın 29. maddesi uyarınca tahrik nedeniyle ceza indirimi yapılması suretiyle eksik ceza tayini," isabetsizliğinden bozulmasına karar vermiştir.

Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesi ise 16.02.2022 tarih ve 489-56 sayı ile;

"(…) Aynı olayda ilk bozma kararı verilen ilamda sanık ...'un maktuller ... ve ...'ye yönelik kasten öldürme suçundan cezalandırılmasına ilişkin hükümlerin ilk bozma kararı ile onanarak kesinleştiği, bu hükümlerde haksız tahrik hükümlerinin de uygulandığı, aynı olay nedeniyle sanık ... bakımından maktuller ... ve ...'ye yönelik eylemleri ile her iki sanığın, ilk haksız hareketin geldiği maktuller tarafında yer alan maktul ...'ye yönelik eylemleri bakımından da haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasının hak, nasafet ve kanun önünde eşitlik ilkeleri gereği hakkaniyete uygun olduğu, ilk bozma kararına mahkememizce uyulduğu ve hüküm tesis edildiği, ikinci bozma kararı bu nedenlerle mahkememizce benimsenmemiş ve mahkememizin 24.12.2019 tarih 2019/279 esas, 2019/577 karar sayılı kararı usul ve esasa uygun olduğu," gerekçesiyle bozmaya direnerek sanıkların 24.12.2019 tarihli hükümler gibi cezalandırılmalarına karar verilmiştir.

Kısmen resen temyize tabi olan hükümlerin sanıklar müdafileri ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28.06.2022 tarihli ve 56773 sayılı bozma istekli tebliğnamesi ile dosya, 5271 sayılı CMK'nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 02.11.2022 tarih ve 7742-8524 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan nedenlerle karara bağlanmıştır.

II. UYUŞMAZLIK KAPSAMI VE KONUSU

Sanık ... hakkında maktuller ... ve ...’ye yönelik haksız tahrik altında kasten öldürme suçundan kurulan mahkûmiyet hükümleri Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup direnme kararının kapsamına göre inceleme sanık ... hakkında maktul ...'ye yönelik kasten öldürme ile, sanık ... hakkında maktuller ..., ... ve ...'ye yönelik kasten öldürme suçuna yardımdan kurulan hükümlerle sınırlı olarak yapılmıştır.

Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, sanıklar hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 27. maddesi uyarınca; sanıklardan ...’in, diğer sanık ...’in maktuller ... ve ...’ye yönelik kasten öldürme suçlarına yardım eden olarak iştirak edip etmediğinin de ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir.

III. OLAY VE OLGULAR

İncelenen dosya kapsamından;

Olay yeri inceleme raporundan; olay yerinde 20 adet 9 mm çapında boş kovan, 1 adet avcı bıçağı 2 adet dolu fişek bulunduğu,

Otopsi raporlarından; maktullerin kanlarında alkol bulunmadığı, ateşli mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı olarak hayatlarını kaybettikleri, maktullerin her iki göz çevresinde ekimozlar bulunduğu, maktul ...’nin baş kısmında çeşitli ekimoz ve sıyrıklar bulunduğu,

Çekirge Devlet Hastanesince düzenlenen 08.09.2014 tarihli raporlardan; sanık ...’in yüzünde epidermal abrazyonlar, sanık ...’in ise sol göz çevresinde ödem, sol dirseğinde erozyon bulunduğu,

İlgili uzmanlık raporlarından; sanık ...’in sol el içinde ve sağ el dışında, maktul ...’in sağ ve sol el iç ve dışında, maktul ...’nin sağ el iç ve dışında atış artığı bulunduğu, sanık ... ile maktul ...’den alınan svap örneklerinde atış artığına rastlanılmadığı, suçta kullanılan silahların atışa engel arızalarının bulunmadığı, olay yerinde tespit edilen kovanlardan 13’ünün Browning marka tabanca ile 7’sinin ise el yapımı silahtan atıldıkları,

Anlaşılmaktadır.

Katılanlar ... ve ...; maktullerin anne ve babası olduklarını olayı görmediklerini, sanıklardan şikâyetçi olduklarını,

Tanık ... mahkemede; olay gecesi saat 01.00 sıralarında ... Tekel isimli iş yerinin önüne tek başına gittiğini, arkadaşı tanık ...’i gördüğünü, iş yerinin önünde oturdukları sırada mahalleden tanıdığı maktul ...’nin otomobilini çalıştıramayınca kendilerinden yardım istediğini, maktuller..., ... ve tanık ...’le birlikte aracı ittiklerini, maktul ...’in ise direksiyona geçtiğini, arabayı çalıştırdıktan sonra ...’nin sanıkların işlettiği markete doğru gittiğini, marketin önünde "sprint" hareketi yaptığını, daha sonra araçla yanlarına geldiğini, sanıklar ... ve oğlu ...’un marketten çıkarak bulundukları yöne doğru sakin şekilde geldiklerini, maktuller..., ..., ...'ye "Evinize gidin tartışma çıkmasın, olay büyümesin." dediklerini, ... ve...’in "Tamam gideriz." diye cevap verdiklerini, ... ve oğlu ...’un yaklaşmaları üzerine ...’nin konuşmak için sanıkların yanına gittiğini, kimsenin elinde silah olmadığını, ... gidince ... ve...’in de onu takip ettiklerini, "Bize mi artistlik yapıyorsunuz?" diye bir ses işittiğini, ancak kimin söylediğini duymadığını, ardından tartışma başladığını, küfredilmediğini, bir silahın yere düşme sesini işittiğini, olayın büyüyeceğini öngörerek olay yerinden ...’le uzaklaştıklarını, 10-15 saniye sonra ilk silah sesini işittiğini, ardından peş peşe 6-7 el daha silah sesi duyduğunu, bir kişinin silahla ateş ettiğini ama bu kişiyi görmediğini,

Tanık ... mahkemede; maktullerle arkadaş olduklarını, sanıkları aynı mahallede market işletmeleri nedeniyle tanıdığını, olay gecesi arkadaşı tanık ... ile kaldırımda oturup konuştuklarını, ...’in yemek yemek için evine gittiğini, döndüğünde maktullere ait aracın ışığının yandığını söylediğini, ...’in maktullerin ziline basarak durumu haber verdiğini, maktul kardeşlerin birlikte geldiklerini, aracı iterek çalıştırmayı denediklerini ancak başarılı olamadıklarını, yoldan geçen iki kişinin yardımıyla ittikleri aracın çalıştığını, ...’in araca bindiğini, sanıklara ait marketin önünde aküyü doldurmak için iki tur attığını, daha sonra da sanıklara ait marketin önünde patinaj çektiğini, ardından aracı park ettiğini, birlikte yol kenarında konuştuklarını, sanıkların yanlarına geldiğini, maktul ...’nin "Ben konuşurum." diyerek sanıklara doğru gittiğini, ... ve ...'in de...'ı takip ettiklerini, bir anda sanıklardan birinin tokat attığını gördüğünü, ancak hangi sanığın kime vurduğunu karanlık olması nedeniyle fark edemediğini, olayın büyüyeceğini anlayınca ... ile birlikte olay yerinden uzaklaştıklarını, giderken silah sesleri işittiklerini ancak dönüp bakmadıklarını, kimin ateş ettiğini görmediğini,

İfade etmişlerdir.

Sanık ... mahkemede; diğer sanık ...’in babası olduğunu, birlikte market işlettiklerini, maktulleri mahalleden olmaları nedeniyle ve alışveriş yaptıkları için tanıdığını, olaydan önceki 10 gün boyunca maktullerin iş yerlerinin yakınlarında kendi aralarında küfürlü konuşup müşterileri rahatsız etmeye başladıklarını, herhangi bir husumetleri olmadığını, maktullerin neden böyle davrandıklarını bilmediğini, olay gecesi saat 23.00 sıralarında maktullerin aynı şekilde rahatsızlık vermeye başlamaları üzerine oğlu sanık ... ile birlikte sandalyeleri içeriye alıp dükkânın içinde oturduklarını, yaklaşık 1,5 saat sonra dışarıdan kaza sesine benzer bir ses işittiklerini, maktullerin araçla patinaj yaptıklarını, en büyük kardeş olan maktul ...’in aracı kullandığını zannettiğini, dışarıya çıkıp baktıklarını, marketten ayrılıp konuşmak için yanlarına gittiğini, oğlu sanık ...’a iş yerinde kalmasını söylediğini ancak ...’un peşinden geldiğini, sanık ...’un ruhsatsız Browning marka tabancasının olduğunu bildiğini, ancak el yapımı ikinci bir silahı olduğundan ve silah taşıdığından haberdar olmadığını, maktullerin yanına gidip müşterileri rahatsız ettiklerini söylediğinde...’in "Rahatsız oluyorsan kapat dükkânı git lan!" diyerek cevap verdiğini, bunun üzerine oğlu ...’un elini kaldırdığını, eline vurdukları ...'u iterek yere düşürdüklerini, bu anda kendisine de saldırdıklarını, yere düştüğünü, yerdeyken çok sayıda silah sesi işittiğini, bir kişinin eve doğru kaçtığını, o esnada kimsenin vurulup vurulmadığını fark edemediğini, şok geçirdiğini, oğlu ... ile birlikte iş yerine döndüklerini, hiçbir şey sormadığını, oğlunun da hiçbir şey söylemediğini, iş yerinde silahının mekanizmasını çeken ...’un silahını kurduğunu, boş olan silahı da kendisine verdiğini, kavga sırasında başını kollarıyla korumaya çalıştığı için kimin vurulduğunu görmediğini, oğlu ...’un silahı kendisine ne maksatla verdiğini bilmediğini, "Baba bunu al." demesi üzerine silahı alıp beline soktuğunu, dışarı çıktıklarında dalgınlıkla silahı tekrar eline aldığını, araca bindiklerinde oğlu ...’un kendisine verdiği silahı geri aldığını, karakola gittikleri düşüncesiyle araca bindiğini, ...’un tek kelime bile konuşmadığını, kavganın olduğu yerin iş yerlerine 25 metre mesafede bulunduğunu, olay yerinden geçerken ismini bilmediği maktullerden birinin bıçakla üzerlerine geldiğini ve kendilerine küfrettiğini, oğlu ...’un aracın camını açıp 2-3 el ateş ettiğini, engellemek istediğini ancak oğlunun kapıyı açıp araçtan indiğini, ...’un bu maktule doğru 2-3 el daha ateş etti, şok içerisinde olduğunu, oğlunun işlediği kasten öldürme suçuna yardım etmediğini, ...’u bu suçları işlemeye azmettirmediğini, ateş de etmediğini, suçsuz olduğunu,

Sanık ... mahkemede; diğer sanık ...’in oğlu olduğunu, babası ile birlikte olayın meydana geldiği yerin yakınında market işlettiklerini, maktulleri mahalleden tanıdığını, aralarında herhangi bir husumet bulunmadığını, olay tarihinden 10 gün öncesinden başlayarak maktullerin kendilerine ait araçla, işlettikleri marketin önünden hızla gelip geçmeye başladıklarını, araçla patinaj çektiklerini, gece marketin yakınına toplanıp kendi aralarında markete gelen müşterileri rahatsız edecek şekilde küfürlü konuştuklarını, her üç maktulün değişik zamanlarda bu şekilde davrandıklarını, babası veya kendisinin bu hususta maktullerle konuşmadığını, olay gecesi saat 23.00 sıralarında maktullerin yanında bulunan isimlerini bilmediği arkadaşlarının marketin önünde motosikletle gelip geçip kendilerini rahatsız ettiklerini, markete yaklaşık 25 metre mesafede toplanıp kendi aralarında küfürlü şekilde konuştuklarını, maktullerden yaşça en büyük olanın, Şahin marka bir araçla iş yerlerinin önünden hızlı şekilde geçip patinaj çektiğini, babası sanık ...’un bu durumu konuşmak için dışarıya çıktığını, kendisinin de babasının ardından marketten çıktığını, babasının "Sen gelme ben konuşurum." demesine karşın babası ile birlikte olay yerine gittiğini, üzerinde sürekli silah taşıdığını, biri 14'lü Browning marka, diğeri ise el yapımı, markasız olmak üzere iki tabancasının olduğunu, maktullerin yanına giderken bu silahların üzerinde olduğunu, maktullerin yanına vardıklarında, en büyük kardeş ile babası ...’un konuşmaya başladıklarını, babasının "Oğlum niye böyle yapıyorsunuz, müşterilerimiz rahatsız oluyor." demesi üzerine... olduğunu zannettiği maktulün "Yaparsak ne olur lan, rahatsız oluyorsan iş yerini kapat!" diye cevap verdiğini, bunun üzerine tartışma başladığını, söze girdiğini ve elini kaldırıp "Babamla doğru konuş!" dediğini, ...’in bu hareket üzerine eline vurduğunu, diğer maktullerin de olaya müdahale ettiklerini, kavga başladığı sırada tanımadığı bir kişinin de koşarak geldiğini, kendisine vurulduğu için yere düştüğünü, şahısların kavga esnasında babasına da vurduklarını, yere düştüğü sırada el yapımı silahını da yere düşürdüğünü, maktullerden birinin yerdeki silahı alıp kendisine doğrulttuğunu, ancak silahın ateş almadığını, şahısların üzerine çullandıkları babasına vurduklarını, babasının yüzünün kan içinde olduğunu, üzerinde taşıdığı on dörtlü tabir edilen silahı çıkarıp elinde silah olan kişiye silah düşene kadar ateş ettiğini, silah düşünce bu silahı da aldığını, ardından babasına vuran kişilere doğru ateş ettiğini, bir kişinin babasını bırakarak eve doğru kaçtığını, bu şahsa kaçarken ateş ettiğini, babası ile birlikte iş yerine döndüklerini, eve kaçan kişinin tüfekle gelmesi hâlinde caydırıcı olması için el yapımı silahın mekanizmasını çekip düzelttiğini, bu tabancayı babasına verdiğini, polise teslim olmak üzere arabaya bindiklerini, vurulanların bulunduğu yerden geçmelerinin gerektiğini, geçerken eve kaçan maktulün tekrar geldiğini, şahsın elinde bıçak olduğunu ve kendilerine küfrettiğini, bu esnada arabanın motorunun durduğunu, önce camdan bu şahsa ateş ettiğini, daha sonra araçtan indiğini, babasının kendisini durdurmak istediğini ancak babasının suratı kan içinde olduğu için babasını dinlemediğini, araçtan inip bu kişiye ateş ettiğini, kaç el ateş ettiğini hatırlamadığını, daha sonra araca binerek karakola teslim olmak üzere yola çıktıklarını, yolda polislerce yakalandıklarını, daha önce kasten öldürme suçundan yargılanıp mahkûm olduğunu, denetimli serbestlikten yararlandığını, aynı karakola giderken yakalandıklarını, arabaya bindiğinde babasındaki silahı geri aldığını, silahları babasının önündeki paspasın üstüne koyduğunu, babasının bu olaya herhangi bir dahlinin olmadığını,

Savunmuşlardır.

IV. GEREKÇE

Uyuşmazlık konularının ayrı ayrı ele alınmasında fayda bulunmaktadır.

1- Sanıklardan ...’in diğer sanık ...’in maktuller ... ve ...’ye yönelik kasten öldürme suçlarına yardım eden olarak iştirak edip etmediği;

A. İlgili Mevzuat Ve Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Açıklamalar

Suçun icrasına iştirak etmekle birlikte, işlenişine bulunduğu katkının niteliği gereği kanuni tanımdaki fiili gerçekleştirmeyen diğer suç ortaklarına şerik denilmekte olup, TCK’da şeriklik, azmettirme ve yardım etme olarak iki farklı şekilde düzenlenmiştir. Buna göre, kanuni tanımdaki fiili gerçekleştirmeyen veya özel faillik vasfını taşımadığı için fail olamayan bir suç ortağı, gerçekleşen fiilden TCK'nın 40. maddesinde düzenlenen bağlılık kuralı uyarınca sorumlu olmaktadır.

İştirak şekillerinden biri olan azmettirme; "Belli bir suçu işleme hususunda henüz bir fikri olmayan kişide, bir başkası tarafından suç işleme kararının oluşmasının sağlanması" (Yargıtay CGK,16.02.2010, 2009/1-251 E.,2010/25 K.) olarak tanımlanmıştır.

Ancak kasten işlenen bir suça azmettirme mümkündür. Azmettirenin de kasten hareket etmesi, bu kastın, failde belli bir suçu işleme hususunda karar oluşturmayı, suçu bu kişi tarafından işlenmesi hususunu kapsaması gereklidir. Kast müşahhas olmalı, işlenecek suçun ve mağdurun somut olarak belirlenmesi gereklidir. Fiilin esaslı unsurları veya ana hatlarla somutlaştırılmış olması zorunlu ve yeterlidir. Suçun icrai tarzına ilişkin ayrıntıları işlenecek yerin ve zamanın tayinine gerek yoktur.

"...Azmettiren asıl failde belli bir suçu işleme istek ve kararını yaratma kastı ile hareket etmeli, bir kimseyi suça yöneltmeyi bilmeli ve istemelidir. Bu sebeple azmettiren, belli bir suçu başkasına işletmek maksadıyla hareket etmelidir..."(Dönmezer, Sulhi – Erman, Sahir, Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku, Cilt:II, DER Kitabevi, 14. Bası, İstanbul 2019, s. 833).

Şerikliğin diğer bir şekli de yardım etmedir. Bir suçun işlenişine yardım niteliğindeki fiillerle katılanlar, bu iştirakleri nedeniyle yardım eden olarak sorumlu tutulacaklardır. Yardım eden, hareketleriyle failin suç tipini gerçekleştirmesini teşvik etmekte ve kolaylaştırmaktadır (Baumann/Weber/Midsch s. 31 P.1, atfen Mahmut Koca/İlhan Üzülmez Türk Ceza Kanunu, Genel Hükümler, 15. Baskı s. 506).

Faillik ve azmettirme olarak nitelendirilmeyen her türlü katkı, yardım etme kapsamında değerlendirilebilir. Yardım etme, yardım edenin suç tipinin icrası üzerinde bizzat hâkimiyet kurmaması yönüyle faillikten ayrılmaktadır (Kühl, s. 20, P. 211, atfen Koca/Üzülmez, s. 506). Bu şeriklik türünün ilk şartını, yardım niteliğindeki hareketlerin gerçekleştirilmesi oluşturmaktadır (Jescheck/Weigend s. 691, atfen Koca/Üzülmez, s. 507). Suç tipinin gerçekleştirilmesini mümkün kılan, kolaylaştıran, yoğunlaştıran veya garantileyen fiiller yardım niteliğindeki katkıyı belirtir (Kindhauser, s. 27, P. 5, atfen Koca/Üzülmez, s. 507).

Kanun koyucu yardım şekillerini, TCK'nın 39. maddesinin 2. fıkrasında göstermiştir. Bir suçun işlenişine gerçekleştirilebilecek maddi yardımlar; "suçun işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak" ve "suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak"tan ibarettir. Manevi yardım şekilleri ise; "suç işlemeye teşvik etmek" ve "suç işleme kararını kuvvetlendirmek", "fiilin işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaat etmek" ve "suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek"ten oluşmaktadır (Koca/Üzülmez, s. 507-508).

Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak, yardımın maddi şeklini oluşturmaktadır. Suçun işlenmesini kolaylaştıran ancak niteliği itibarıyla müşterek failliği oluşturmayan her türlü katkı bu kapsamda değerlendirilmelidir.

Bir suçun işlenişine, yukarıda ifade edilen nitelikteki farklı şekillerde yardım mahiyetindeki hareketlerle katılmak mümkündür. Asıl fail tarafından kasten ve hukuka aykırı bir şekilde işlenen ve en azından teşebbüs aşamasına varmış bir fiilin varlığı yardım edenin sorumluluğu için gerekli ve yeterlidir.

Yardımda bulunmanın kasten gerçekleştirilmesi yardım eden olarak bir suça katılımın diğer şartını oluşturmaktadır. Yani kişinin suçun işlenişine yardım eden olarak katılmaktan dolayı cezalandırılabilmesi kasten hareket etmesine bağlıdır. Sorumluluğun doğumu bakımından, şerikliğin diğer türü olan azmettirmedeki gibi olası kast yeterlidir (Koca/Üzülmez, s. 510).

Bir kişinin suçun icrai hareketlerini gerçekleştirdiği sırada, suçun işlenmesini engellemeyen veya kayıtsız kalan bir başka kişinin ihmalî bir davranışla iştirakten sorumlu tutulabilmesi için, bu konuda bir yükümlülüğünün bulunması gereklidir. Bu bağlamda, babanın çocuğuna karşı müteselsilen cinsel istismarda bulunduğu, annenin bu durumdan haberdar olduğu ancak çocuğunun bu durumdan kurtarılması için herhangi bir girişimde bulunmadığı bir ihtimalde anne, babanın müteselsilen işlemekte olduğu cinsel istismar suçuna ihmalî davranışla iştirak etmiştir (İzzet Özgenç Türk Ceza Kanunu, Genel Hükümler, 17. Basım, s. 622-623).

"...İştirak iradesinin söz konusu olabilmesi için belli bir suçun gerçekleştirilmesinin bilinmesi ve istenmesinin yanı sıra kendi davranışı ile diğerlerinin davranışına katkıda bulunmak bilinç ve iradesi de gereklidir. İştirakte söz konusu olan isteme, belli bir suçun işlenmesini istemedir. Yoksa belirsiz sayıda suçların işlenmesi için kişilerin tahrik edilmesi sonucu işlenen suçlarda iştirak söz konusu değildir..." (Demirbaş, Timur, Ceza Hukuku Genel Hükümler, 16. Baskı, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2021, s. 535).

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.02.2020 tarihli ve 145 - 116 sayılı kararında belirtildiği üzere; bir suçta iştirakin varlığını kabul edebilmek için iştirak iradesi, birden fazla suça katılan tarafından yapılan birden fazla hareketin bulunması, suçun icra hareketlerine başlanmış olması ve illiyet bağının varlığı gereklidir. İştirak iradesi, suça katılanların birbirinden ayrı hareketlerini bir bütün hâline getiren, onları bağlayan manevi bağdır. İştirak iradesinin varlığı için belli bir suçun gerçekleştirileceğinin bilinmesi ve istenmesinin yanında, suça katılanın da kendi davranışı ile diğerlerinin davranışına katkıda bulunmak bilinç ve iradesinin de olması gerekir. İştirak iradesinde önemli olan ve suça katılanlarca bilinip istenen husus suç değil, suçta işbirliğidir. İştirak iradesinin oluşma zamanı, suçtan önce ya da suç işlenirken olmalıdır. Suç işlendikten sonra iştirak iradesinden bahsedilemez.

B. Somut Olayda Hukuki Değerlendirme

Sanık ... ile oğlu diğer sanık ...’in Bursa il merkezinde market işlettikleri, kardeş olan maktuller..., ... ve ...’nin ise sanıkların işlettikleri marketin yakınında ikamet ettikleri, maktullerin olay tarihinden on gün öncesinden başlayarak sanıkların işlettikleri marketin önünde sevk ve idarelerindeki otomobil ile gürültü yaptıkları, aracı süratli şekilde kullandıkları, eğlenmek maksadıyla aniden el frenini çektikleri ve aracın yolda savrulmasına neden oldukları, görüntü izleme tutanaklarına göre olay gecesi saat 01.00 sıralarında maktullerden..., ... ve arkadaşlarının ittikleri otomobilin direksiyonuna geçen maktul ...’in, arabasıyla sanıkların marketlerinin önünde yine gürültülü ve tehlikeli manevralar yaptığı, sanıkların marketten çıkarak görüşmek için maktullerin yanlarına gittikleri, maktullerle sanıklar arasında tartışma yaşandığı, tartışmanın kavgaya dönüşmesiyle her iki sanığın da basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandıkları, sanıklardan ...’in üzerinde taşıdığı iki ayrı tabancayla maktuller... ve ...’e çok sayıda ateş ederek her ikisini de ağır şekilde yaraladığı, sanık ...’un kavga sırasında yere düşüp ayağa kalktığı, ... ve...’ın silahla yaralanmasından sonra her iki sanığın işlettikleri markete geri döndükleri, sanık ...’un kullandığı silahlardan birini, burada babası sanık ...’a verdiği, ...’un ...’tan aldığı bu silahı beline soktuğu, her iki sanığın, ...’un kullandığı araçla uzaklaşırken olay yerinden tekrar geçtikleri, bu sırada maktul ...’i gören sanık ...’un önce araç içerisinden sonra da araçtan inip çok sayıda ateş etmek suretiyle...’i olay yerinde öldürdüğü, ardından araç içerisinde beklemekte olan sanık ...'la birlikte olay yerinden uzaklaştıkları, ...’in olay yerinde, ... ve...’ın ise kaldırıldıkları hastanede hayatlarını kaybettikleri, sanıklardan ...’un silah kullanarak her üç maktulü öldürdüğünü kabul ettiği, babası ...’un olaya karışmadığını ileri sürdüğü, sanık ...’un ise aniden çıkan kavga sırasında yere düşürüldüğünü, darbedildiği sırada silah sesi işittiğini, oğlunu maktulleri öldürmesi için azmettirmediğini, suçların işlenmesine de yardım etmediğini savunduğu anlaşılan olayda;

Maktullerin, sanık ... ve oğlu diğer sanık ...’in birlikte işlettikleri marketin önünde bir süredir tehlikeli ve gürültülü şekilde araç kullanarak sanıklara ve çevreye rahatsızlık verdikleri, olay gecesi de marketin önünde bu şekilde araç kullanmaları üzerine sanık ...’in oğlu ...'a dükkânda kalmasını söyledikten sonra, kendilerini uyarmak için maktullerin yanlarına gittiği, sanık ...'un babasının kendisiyle gelmemesini söylemesine karşın babası ...'la birlikte olay yerine geldiği, çıkan tartışma ve kavga sırasında sanık ...’un olay sırasında aniden aldığı suç işleme kararı çerçevesinde maktuller... ve ...’ye ateş ederek kasten öldürme suçunu işlediği, sanık ...'in ise TCK'nın 39. maddesi anlamında suçun işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak, suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak, suç işlemeye teşvik etmek, suç işleme kararını kuvvetlendirmek, fiilin işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaat etmek ve suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek olarak saydığı suça yardım oluşturacak davranışlardan herhangi birini yaptığına ilişkin vicdani kanaat oluşturacak nitelikte şüpheden uzak delil bulunmadığı, sanık ......in, kavga sırasında oğlu sanık ...’in maktuller ... ve ...’ye yönelik kasten öldürme suçlarını işlediği sırada, suçun işlenmesini engellememesi veya buna kayıtsız kalması suretiyle suça ihmali davranışla yardımdan bahsedilebilmesi için sanığın bu konuda bir yükümlülüğünün bulunmasının gerekli olması karşısında, aniden gelişen kavga sırasında sanık ...’e böyle bir yükümlülük de yüklenemeyeceği hususları birlikte değerlendirildiğinde; sanık ...’in, oğlu ... tarafından maktuller ... ve ...’ye yönelik kasten öldürme suçlarına yardım etmek suretiyle iştirakinin şüphe boyutunda kaldığı, şüpheden sanık yararlanır (in dubio pro reo) ilkesi gereğince sanığın ispat edilemeyen bu suçlardan beraatine karar verilmelidir.

Çoğunluk görüşüne katılmayan sekiz Ceza Genel Kurulu Üyesi; sanık ...’in diğer sanık ...'in maktuller ... ve ...’ye yönelik kasten öldürme suçlarına yardım etmek suretiyle iştirak ettiği düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.

2- Sanıklar hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı;

A. İlgili Mevzuat Ve Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Açıklamalar

TCK'nın 29. maddesinde de haksız tahrik; "Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine on iki yıldan on sekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir." şeklinde, ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak kabul edilmiştir.

Ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak düzenlenen haksız tahrik, kişinin haksız bir fiilin kendisinde meydana getirdiği hiddet ya da şiddetli elemin etkisi altında suç işlemesi durumunda kusur yeteneğindeki azalmayı ifade etmektedir. Bu hâlde fail, suç işleme yönünde önceden bir karar vermeden, dışarıdan gelen etkinin ruhsal yapısı üzerinde meydana getirdiği karışıklığın neticesi olarak bir suç işlemeye yönelmektedir. Bu yönüyle haksız tahrik, kusurun irade unsuru üzerinde etkili olan nedenlerden biridir. Başka bir anlatımla, haksız tahrik hâlinde failin iradesi üzerinde zayıflama meydana gelmekte, böylece haksız fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altındaki kişinin suç işlemekten kendisini alıkoyma yeteneği önemli ölçüde azalmaktadır.

Ceza Genel Kurulunun istikrar kazanmış kararları ile öğretide de kabul gören görüşler doğrultusunda haksız tahrik hükmünün uygulanabilmesi için;

a) Tahriki oluşturan haksız bir fiil bulunmalı,

b) Fail öfke veya şiddetli elemin etkisi altında kalmalı,

c) Failin işlediği suç bu ruhsal durumunun tepkisi olmalı,

d) Haksız tahrik teşkil eden eylem mağdurdan sadır olmalıdır.

01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren TCK'da, 765 sayılı Kanun'da yer alan ağır – hafif tahrik ayırımına son verilerek; tahriki oluşturan eylem, somut olayın özelliklerine göre hâkim tarafından değerlendirilip, sanığın iradesine etkisi göz önünde bulundurulmak suretiyle, maddede gösterilen iki sınır arasında belirlenen oranda cezasından indirim yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

Haksız tahrik hükmünün uygulanabilmesi açısından, failin suçu ilk haksız fiilin doğurduğu öfke veya şiddetli elemin etkisiyle işleyip işlememesi önemlidir. Mağdur ya da ölenden gelen haksız hareketin psikolojik etkisinin devam ettiğinin kabulünde zorunluluk bulunan hâllerde, haksız tahrik hükmünün uygulanması gerekmektedir.

B. Somut Olayda Hukuki Değerlendirme

Birinci uyuşmazlık konusunda detaylı şekilde anlatılan olayda; olay tarihinden on gün önce başlayan ve olaydan hemen önce de tekrarlanan, sahibi oldukları otomobili gürültü çıkarması için motoru kasten zorlayarak sürmek, çevredekilere açık tehlike oluşturacak şekilde aracın süratle yolda savrulmasına neden olmak için manevralar yapmak, böyle davranmamaları konusunda uyarılmaları üzerine de kavga çıkarak sanıkları darbetmek biçimindeki maktullerden kaynaklanan ve sanıklara yönelen haksızlık oluşturan eylemlerin sanıklar yönünden haksız tahrik oluşturduğu kabul edilmelidir.

Bu itibarla Yerel Mahkeme direnme gerekçesinin isabetli olduğuna, sanık ...'in maktul ...'ye yönelik kasten öldürme suçuna yardımdan kurulan hüküm ile sanık ...'in maktul ...'ye yönelik kasten öldürme suçundan kurulan hükümler yönünden uygulamanın denetlenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.

Çoğunluk görüşüne katılmayan iki Ceza Genel Kurulu Üyesi; sanıklar hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanma koşullarının bulunmadığı düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.

V. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

1- Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 16.02.2022 tarihli ve 489-56 sayılı; sanık ...’in diğer sanık ...’in maktuller ... ve ...’ye yönelik kasten öldürme suçlarına yardımdan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin sanığın bu suçlara yardım ettiğinin sabit olmadığının gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,

2- Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesince; sanık ...'in maktul ...'ye yönelik kasten öldürme suçuna yardımdan kurulan hüküm ile sanık ...'in maktul ...'ye yönelik kasten öldürme suçundan kurulan hükümler yönünden haksız tahrik hükmünün uygulanma koşullarının oluştuğuna ilişkin direnme gerekçesinin İSABETLİ OLDUĞUNA,

2- Yerel Mahkemece sanık ...’in maktuller ... ve ...’ye yönelik kasten öldürme suçlarına yardımdan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin bozulmasına karar verilmesi nedeniyle, bu hükümler yönünden sanığın cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA, cezaevine alınmış olması hâlinde TAHLİYESİNE, başka bir suçtan hükümlü veya tutuklu olmadığı takdirde derhâl salıverilmesi için YAZI YAZILMASINA,

3- Dosyanın, öncelikle sanık ...'in maktul ...'ye yönelik kasten öldürme suçuna yardımdan kurulan hüküm ile sanık ...'in maktul ...'ye yönelik kasten öldürme suçundan kurulan hükümler yönünden uygulamanın denetlenmesi için Yargıtay 1. Ceza Dairesine, sonrasında, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 18.12.2024 tarihinde yapılan ilk müzakerede birinci uyuşmazlık konusu yönünden yasal ve yeterli çoğunluk sağlanmadığından 15.01.2025 tarihinde yapılan ikinci müzakerede her iki uyuşmazlık konusu yönünden oy çokluğuyla karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/ceza-genel-kurulunun-2022531-e-202521-k-sayili-karari