ADALET HABERLERİ

Ceza Genel Kurulu’nun 2021/177 E., 2024/311 K. sayılı kararı

Ceza Genel Kurulu’nun 2021/177 E., 2024/311 K. sayılı kararı
1 Okunma

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 16.10.2024 tarihli ve 2021/177 E., 2024/311 K. sayılı kararı

T.C.

Yargıtay

Ceza Genel Kurulu

2021/177 E., 2024/311 K.

"İçtihat Metni"

DİRENME

KARARI VEREN

YARGITAY DAİRESİ : (Kapatılan) 14. Ceza Dairesi

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

SAYISI : 2898-386

I. HUKUKÎ SÜREÇ

Sanığın katılan mağdureler ... ve ...'e yönelik çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 103/1-1.cümle, 103/3, 43/1, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca ayrı ayrı 12 yıl 6 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin Konya 5. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 01.03.2018 tarihli ve 148-54 sayılı hükümlerin, katılan mağdure ... vekili, katılan ... vekili ile sanık müdafii tarafından istinaf edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesince duruşma açılarak yapılan yargılama sonucunda 17.09.2018 tarih ve 1743-1478 sayı ile; İlk Derece Mahkemesince kurulan mahkûmiyet hükümleri kaldırılarak sanığın katılan mağdure ... ve ...'e yönelik sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan TCK'nın 103/1-2. cümle, 103/3-c, 43/1, 62/1, 53 ve 63. maddeleri uyarınca ayrı ayrı 6 yıl 3 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba hükmedilmiştir.

Bu kararın da katılan mağdureler ... ve ... vekilleri, katılan ... vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 12.11.2019 tarih ve 2313-12393 sayı ile; "Olayların intikal zamanı, mağdurelerin yan delillerle desteklenmeyen yer ve zaman belirtmeyen tutarsız beyanları, ... ile...'in birbirleriyle çelişen anlatımları, savunma ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, ilk derece mahkemesinin kabulünde yer alan sübuta ilişkin delillerin dosya içeriğiyle çelişmesi karşısında mahkumiyet kararlarının yerinde olmadığı anlaşıldığından anılan hükümlere yönelik istinaf başvurusunun bu sebeple kabulü gerekirken eylemlerin sarkıntılık düzeyinde kaldığı gerekçesiyle hükümlerin kaldırılarak sanığın müsnet suçtan mahkumiyetine karar verilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesi ise 21.02.2020 tarih ve 2898-386 sayı ile; "Sanık her aşamada hakkındaki suçlamayı reddetmiş ve mağdureler... ve ...'nin küfürlü konuşmalarını duyması üzerine kızıp kulaklarını çekip kafalarını tokuşturduğu için kendisine iftira atmış olabileceklerini ileri sürmüş ise de mağdurenin yaşları dikkate alındığında iftira atma konusunda iş birliği yapacak şekilde anlaşıp ifadelerini belirleyip beyanda bulunmalarının hayatın olağan akışı ile bağdaşmayacağı, kaldı ki iftira atma niyetinde olan mağdurelerin bu durumu hemen ailesine veya polise bildirerek şikayetçi olacağı, oysa olayın ilk ortaya çıkış şekli dikkate alındığında mağdure...'in sanığın eylemlerini ailesine ve yakın çevresine anlatmadığı, tenefüste okul koridorunda ağlarken öğretmeninin görüp ne olduğunu sorduğu, ...'in yine anlatmadığı, hatta arkadaşlarının ağlama sebebi olarak söylediği şeyin doğru olmadığını başka şey için ağladığını söylemeleri üzerine onları susturmaya çalışıp kaçtığı, daha sonra öğretmeninin kendisini bulup konuşup ikna etmesi ile sanığın eylemlerini anlattığı, dolayısıyla olayın öğretmenin dikkati sayesinde kendiliğinden yani spontane bir şekilde ortaya çıktığı, yine mağdure ...'nin sanığın eylemlerini kimseye anlatmadığını, sanık hakkında...'e yönelik eylem sebebiyle soruşturmaya başlandıktan sonra anne ve babasının kendisini sorup sıkıştırmaları sonucu anlattığı, dolayısıyla olayın ortaya çıkış şeklinin sanığın iftiraya uğradığı savunmasını destekler mahiyette olmadığı," şeklindeki gerekçeyle bozmaya direnerek önceki hükümler gibi sanığın mahkûmiyetine karar vermiştir.

Direnme kararına konu bu hükümlerin de katılan ... vekili ile sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13.10.2020 tarihli ve 88179 sayılı bozma istekli tebliğnamesiyle dosya kararına direnilen daireye gönderilmiş, inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 27.04.2021 tarih ve 8227-3221 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

II. UYUŞMAZLIK KAPSAMI VE KONUSU

Direnme kararının kapsamına göre inceleme sanık hakkında katılan mağdurelere yönelik sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan kurulan mahkûmiyet hükümleri ile sınırlı olarak yapılmıştır.

Özel Daire ile Bölge Adliye Mahkemesi arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın katılan mağdureler ... ve ...’e yönelik eylemlerinin sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.

III.OLAY VE OLGULAR

İncelenen dosya kapsamından;

28.12.2017 tarihinde rehber öğretmen tarafından düzenlenen tutanağa göre; altıncı sınıf öğrencisi katılan mağdure...'in matematik öğretmeni olan tanık ...'a eniştesi olan sanığın kendisine yaptığı uygun olmayan hareketlerden dolayı rahatsız olduğunu, ayrıca sanığın beş yaşındaki kız kardeşi inceleme dışı mağdure...'i de taciz ettiğini adı geçen kardeşinin olayı annesine anlatırken duyduğunu ve tedirginlik yaşadığını, annesinin, sanığın inceleme dışı mağdure...'i markete götüreceğini söyleyip kandırdığını ve başkasının evine götürdüğünü, orada inceleme dışı mağdure...'in cinsel organını açıp yıldız şeklinde bir şey yapıştırdığını ve kimseye söylememesi için dövdüğünü anlattığını, ayrıca kuzeninin de sanığın kendisine cinsel organını gösterdiğini söylediğini, kendisine uygunsuz fotoğraflar gösteren sanığın kendisine de cinsel organını göstermeye çalıştığını ancak izin vermediğini belirttiği,

07.03.2017 tarihinde inceleme dışı mağdure... hakkında düzenlenen adli görüşme raporuna göre; adı geçen mağdurenin evde annesi, babası ve ablasıyla birlikte yaşadığını, sanığın isminin söylenmesi üzerine "O kötü biri." şeklinde tepki verdiği, sanığın, kendisini yukarı fırlattığını, buna çok kızdığını, sanığın kendisini dövdüğünü, sürekli kendisine yıldız yapıştırdığını, yıldızların çıplakken mi yoksa giyinikken mi yapıştırıldığının sorulması üzerine katılan mağdurenin bu durumu ayırt edemediği, kendisinin de sanığa ceza olarak yıldız yapıştırdığını, ön ve arka tarafını hiç kimsenin görmediğini ifade ettiği, mağdurenin sorulan sorulara net ve anlaşılır cevaplar veremediği, elindeki kalemle tahtaya şekiller çizmeye başladığı, sanığın kendisine yıldız yapıştırdığı esnada ayrıca fotoğrafını da çektiğini söylediği, sonuç olarak; mağdurenin bilişsel kapasitesinin yaşı ile uyumlu olduğu, görüşme boyunca adli görüşmeciyle iş birliği içinde bulunduğu, yaşının küçük olması nedeniyle iletişim kurmakta zorluk çekildiği, soruları tam olarak anlayamadığı ve cevaplayamadığı, olayın üzerinden altı ay geçmesinin de olayın detaylarını anlatmasını zorlaştırdığı, bu durumun yaşı itibarıyla normal olduğu, olayla ilgili hafızasında yer alan detaylar (gidilen yer, yıldız yapıştırma, fotoğraf çekilmesi), anatomik resimlerde erkek cinsel organına tepki vermesi ve sanığı "kötü" olarak tanımlaması durumlarının istismara maruz kaldığı şüphesini kuvvetlendirdiği,

12.06.2017 tarihinde katılan mağdure... hakkında düzenlenen adli görüşme raporuna göre; katılan mağdurenin içinde bulunduğu gelişim dönemine uygun fiziksel ve zihinsel gelişim özellikleri gösterdiği, genel bakım ve temizliğinin iyi durumda olduğu, sözel yetisinin kendisini ifade edebilecek düzeyde bulunduğu, sorulara açık ve anlaşılır cevaplar verdiği, duygu ve düşüncelerini açma konusunda esneklik gösterdiği, göz teması kurup olumlu iletişim sürecine girdiği, zaman, mekân ve kişi algısının tam olduğu,

Tanıklar ..., ... ve ... 27.02.2018 tarihli dilekçelerinde; sanığın iyi bir eş ve baba olduğunu, bugüne kadar böyle bir olayla karşılaşmadıklarını, böyle bir davranışta bulunmasına ihtimal dahi vermediklerini, akrabaları olan katılan mağdureler ve katılanların daha önce böyle bir olaydan bahsetmediklerini, sanığın tutuklandığı zamana kadar evlerine gelip gittiklerini, katılan mağdurelerin bazı olayları yanlış anlayıp bu tarz isnatlarda bulunduklarını düşündüklerini, sanığın değil çocuklara istismarda bulunmak onların kıllarına bile zarar gelmesini istemeyeceğini, bu hassasiyetteki birisinin iddia edilen eylemleri yapmasının mümkün olmadığını, iddia edilen olayların olması hâlinde bunu bir şekilde bilip sezeceklerini, anlatılan olayların yaşanmasının mümkün olmadığını, misafirliğe geldiklerinde her zaman bir arada oturup kalktıklarını, herkes oradayken sanığın söz konusu eylemleri gerçekleştirmesinin mümkün olmadığını, sanıktan en ufak bir şüpheleri olsaydı bu dilekçeyi yazmayacaklarını, iddiaları duydukça kanlarının donduğunu ancak bu tarz olayların yaşanmasının sanığı en iyi tanıyan kişiler olarak mümkün olmadığını bildiklerini, sanığın telefon kullanmayı bilmediğini, bu nedenle fotoğraf da gösteremeyeceğini, çocukları çok sevdiği için onları markete götürüp mutlu etmeye uğraştığını, iyi niyetinin kurbanı olduğunu, katılanlarla yıllardır oturup kalktıklarını, isnat edilen olayların gerçekleşme ihtimalinin bulunmadığını ifade ettikleri,

Anlaşılmaktadır.

Katılan mağdure ... savcılıkta; altıncı sınıf öğrencisi olduğunu, 2016 yılı yazında anne ve babasının Karaman'dan Konya'ya ev taşımak için gittiklerini, bu sürede teyzesi olan tanık ... ve eniştesi sanığın evinde kız kardeşiyle birlikte kaldığını, akşam saatlerinde sanığın, kızı tanık ...'nın da olduğu odada ancak onun göremeyeceği bir şekilde kendisine telefondan çıplak kadın resmi göstermeye çalıştığını ancak kendisinin resme bakmadığını, bir yıl önce okullar açılmadan birkaç hafta önce sanığın evinde annesiyle birlikte kaldıklarında evin bahçesine çıktığı sırada sanığın, cinsel organına eliyle dokunması üzerine "Yapma!" diyerek bağırdığını, cinsel organını tuttuğunu, bağırdığında sanığın hemen elini çektiğini, o sırada yanlarında kimsenin olmadığını, sanığın daha önce de cinsel organına bu şekilde arkadan dokunduğunu, sonraki bir zamanda resim gösterdiğini, bu olanları tanık ...'ya anlattığını, tanık ...'nın da annesi tanık ...'e anlattığını, katılan ...'nin bu olayı duyduktan sonra çok kızdığını, hatta annesinin daha sonra sanığa çok sinirlendiğini, sanığın kız kardeşi inceleme dışı mağdure...'e markete götürme bahanesiyle dokunduğunu, inceleme dışı mağdure...'in benzer olaylar yaşayıp yaşamadığının sorulması üzerine; inceleme dışı mağdure...'in sanığın, cinsel organına yıldızlar yapıştırdığını, annesine söylememesi için darbedip korkuttuğunu, annesi katılan ...'nin inceleme dışı mağdure...'e sorması üzerine inceleme dışı mağdure...'in yaşananları anlattığını, yaşananlardan sonra sanığın evine gitmeyi bıraktıklarını, evine gelinmemesinden dolayı sanığın huylandığını ve sebebini sorduğunu, bunun üzerine annesiyle birlikte bir şey anlaşılmaması için zoraki birkaç kez sanığın evine gittiklerini, sanığın inceleme dışı mağdure...'e bir şey yapmasından korktuklarını, yaşananlardan babasının haberinin olmadığını, sanığın evinde bir gün bulundukları sırada sanığın kendisini yatak odasına çağırarak "Gel sana y...k göstereyim." dediğini, sanığı tersleyerek cevap verdiğini, mahkemede önceki beyanına ek ve önceki beyanından farklı olarak; olay tarihinde kız kardeşi inceleme dışı mağdure... ve sanıkla birlikte markete gittiklerini, birkaç şey alıp dönerken sanığın ilk önce omuzlarına, ardından da göğüslerine dokunduğunu, kendisini geri çekip sanığa "Ne yapıyorsun?" dediğini, sanığın "Bir kerecik dokunmak istedim." diyerek cevap verdiğini, sokakta bir yerden geçerken her zamankinden farklı bir yer olduğunu gördüğünü, sanığın "Burada neler yapılıyor?" şeklindeki sorularına "Bilmiyorum." diyerek cevap verdiğini, sanığın o bölgede Suriyelilerin oturduklarını ve seviştiklerini söylediğini, eve döndükten sonra sanığın "Sana bir şey göstereceğim." diyerek kendisini yatak odasına götürdüğünü, orada cep telefonundan erkek cinsel organının bulunduğu bir görüntüyü göstermek istediğini, oradan kaçtığını, başka bir gün ise sanığın kendisine çıplak resmi göstermeye çalıştığını, yine bakmadan uzaklaştığını, farklı günlerde birkaç kez sanığın cinsel organının bulunduğu bölgeye dokunduğunu, başka bir gün yine sanığın evinde tanık ...'nın da olduğu bir zamanda sanığın minder üzerinde oturduğunu, bacaklarını yükseltip elindeki telefonu gizleyerek kendisine bir resim göstermeye çalıştığını, resimde alt iç çamaşırı olan bir kadın gördüğünü, ardından sanığın, tanık ...'yı çaya bakma bahanesiyle mutfağa gönderdiğini ve kendisine yine benzer hareketlerde bulunmaya çalıştığını, sanığı terslediğini, daha sonra tanık ...'ya sanığın resim göstermek istediği kısmı anlattığını, sanık müdafii tarafından sorulması üzerine; taşınma sürecinde genelde dedesinin evinde kaldığını ancak kendi isteğiyle sanığın evinde de kaldığını, sanıkla ilgili olarak yaşadıklarını arkadaşı tanık Ümmü Sena'ya anlattığını, olanları annesi katılan ...'ye anlattığında annesinin sanığın inceleme dışı mağdure...'e de benzer davranışlarda bulunmuş olduğundan şüphelendiğini ve onunla konuştuğunu, kardeşi inceleme dışı mağdure...'e yönelik sanığın bir davranışına tanık olmadığını, bu olaydan sonra sanığın evine bir kez gittiklerini, olayları kuzeni katılan mağdure ...'ye de tanık ...'ya anlattığından önceki bir tarihte anlattığını, onun da benzer eylemlere maruz kaldığını kendisine anlattığını,

Katılan mağdure ... savcılıkta; altıncı sınıf öğrencisi olduğunu, bir cumartesi günü babası katılan ...'in akşam internet kafede çalıştığını, annesinin mutfakta olduğunu, halası tanık ...'in eşi olan sanığın telefonda resimlere baktığında, orada erkek cinsel organı olduğunu düşündüğü bir fotoğraf gördüğünü, onun ne olduğunu sorduğunda sanığın bir şey söyleyemediğini, o sırada annesinin çağırması üzerine odadan çıktığını, o gün başka bir olayın olmadığını, sanığın resimleri katılan mağdure... ve inceleme dışı mağdure...'e de gösterdiğini bildiğini, sanığın resimleri bir kadının gönderdiğini söylediğini, kendisinden bıçağı götürmesini istediğini, bıçağı götürmeyince sanığın, kız kardeşi ....'e bıçağı götürmesini söylediğini, ardından ısrarla kendisinden bıçağı getirmesini istediğini ve kulağına "A... s..." şeklinde sözler söylediğini, bu sözlerden annesi katılan ...'a bahsetmediğini, yaz tatilinde Cumhurbaşkanlığı seçiminden önceki gün akşam halasının evinde kalırken dışarıdan kedi sesi geldiğini, kedileri sevmek için dışarı gittiğini, sanığın çakmağı yakarak cinsel organını aydınlatacak şekilde tuttuğunu, bunun üzerine hemen annesinin yanına döndüğünü, sonraki bir zamanda halasının evinde oldukları sırada kardeşiyle birlikte sanığın yatak odasında cinsel organını çıkarmış bir şekilde gördüklerini, 2016 yılının yazında sanığın evine ziyarette bulundukları bir sırada bir iki hafta arayla 2 kez sanığın, poposuna dokunduğunu, birkaç kez de tuvalet kapısının deliğinden bakmaya çalıştığını, tuvalete her girdiğinde sanığın bu şekilde davrandığını, bu durumu bildiği için tuvaletin kapı deliğini tıkadığını, önceleri sanığın evine sık sık gittiklerini ancak annesinin kuzenleri katılan mağdure... ve inceleme dışı mağdure...'e yönelik eylemleri duyduktan sonra çok az gitmeye başladığını, yaşadığı olayları başkasına anlatmadığını, sadece kuzeninin bildiğini, katılan mağdure...'in kendisine yaşadıklarını anlatmasıyla kendisinin de yaşadıklarını...'e anlattığını, daha önce korkması nedeniyle anlatamadığını, sanığın yaşadığı olayları annesine söylememesi gerektiği konusunda telkinde bulunduğunu, bu yüzden sanıktan korktuğunu, birkaç kez de sanığın dokunmaya çalıştığını ancak ona izin vermediğini, mahkemede önceki beyanına ek ve önceki beyanından farklı olarak; sanığın kendisine tuvalete her girdiğinde anahtar deliğinden baktığını, seyredip resmini çektiğini söylediğini, sorulması üzerine; bahçedeki kümeste tavşanlara baktıkları sırada, sanığın yanlarına gelip poposunu sıkıştırdığını, "Yapma!" diyerek bağırması üzerine sanığın bıraktığını ve daha fazla ileri gitmediğini, sonraki günlerde de kalçasını defalarca tutup sıkıştırdığını, imam hatip okulunda okuduğunu, sanığın katılan mağdure... ve kendisinin kafalarını tokuşturduğu iddiasının doğru olmadığını, misafirlik sırasında dedesi ve nenesinin evde olduklarını ancak dedesinin namaz kıldığını, nenesinin mutfağı topladığını, bu nedenle görmemiş olabileceklerini, kardeşiyle oturma odasında oturduklarını, yatak odasını gören ve görmeyen iki oda olduğunu, kendisinin yatak odasını gören çaprazdaki odada bulunduğunu, sanığı bu nedenle rahatlıkla görebildiğini,

Hazır bulunan sosyal hizmet görevlisi; duruşma öncesinde katılan mağdure ... ile görüştüğünü, duruşmada onu dinlediğini, katılan mağdure ...'nin ciddi örselenme yaşadığını, bu nedenle bellek bölünmeleri yaşadığının değerlendirildiğini, olayı sıralı ve net bir şekilde anlatamadığını, duruşma sırasında da baskı altında hissedip sanığın da hazır olması nedeniyle kendisini net ifade edemediğini, beyanlarına itibar edilmesi noktasında takdirin mahkemede olduğunu,

İnceleme dışı mağdure... Kekeç adli görüşme raporunda belirtilen ifadelerine ek olarak mahkemede; ".... amca ayaklarıma yıldız yapıştırdı. Kıyafetlerimi çıkarttı. Orama bir şeyler yaptı." dediği ancak olayla ilgili olarak yaşı nedeniyle sorulan sorulara ayrıntılı beyanlar veremediğinin görüldüğü, mahkeme heyetince "Orama bir şeyler yaptı." şeklindeki sözlerinin ne anlama geldiği, sanığın eliyle neresine dokunduğunun sorulması üzerine cinsel organının bulunduğu yeri gösterdiği,

Katılan ... aşamalarda; katılan mağdureler... ve...'in annesi olduğunu, eşinin öğretmen olarak görev yaptığını, tayin sürecinde Konya'da ikamet eden kız kardeşi tanık ... ve onun eşi olan sanığın evinde kaldıklarını, katılan mağdure...'in iki ay önce sanığın kendisini eliyle taciz ettiğini ve kendisine çıplak kadın fotoğrafı göstermeye çalıştığını, market dönüşü kendisine "Burada bir sürü Suriyeli var, ne yapıyorlar biliyor musun? Sevişiyorlar." dediğini ve göğüslerine dokunduğunu söylediğini, sanığın sürekli kızı inceleme dışı mağdure...'i markete götürmesi, market dönüşü inceleme dışı mağdure...'in tedirgin davranışları ve kucağından inmek istememesi nedenlerinden şüphelenerek sorduğunda inceleme dışı mağdure...'in, sanığın kendisini markete götürdüğünde pantolonunu indirip cinsel organını öptüğünü, eliyle bir şeyler yaptığını, canı acıdığı için ağladığını, ağladığında ise sanığın kendisini döverek yere attığını, yüzüne ve boğazına tekme atıp "Annene söylersen seni çok kötü döverim. Fena yaparım. " diyerek tehdit ettiğini anlattığını,

Katılan ... Kekeç aşamalarda; öğretmen olduğunu, 2016 yılında Karaman'dan Konya'ya tayin olduğunu, bacanağı olan sanıkla aralarında herhangi bir husumet bulunmadığını, eşinin ve kızlarının zaman zaman kayınpederinin veya sanığın evinde kaldıklarını, eşi katılan ...'nin telefonla arayıp çocuk şubeye gelmesini söylediğini, konuyla ilgili orada bilgi sahibi olduğunu ve katılan mağdure...'le konuştuğunu, katılan mağdure...'in Eylül ayında sanığın evinde kaldıklarında sanığın telefonundan kendisine çıplak kadın resimleri göstermeye çalıştığını ve cinsel organına eliyle birkaç kez kasıtlı olarak dokunduğunu, bunları yaparken yanlarında kimsenin bulunmadığını, bağırması ve itirazı üzerine "Keserim seni." diyerek tehdit ettiğini, bugüne kadar çekindiği için söylemediğini ancak daha fazla dayanamayıp öğretmenine ve annesine anlattığını ifade ettiğini, inceleme dışı mağdure...'in de benzer şeyler anlattığını,

Katılan ... kollukta; sanığın ablasının eşi olduğunu, eşinin, kız kardeşi katılan ...'nin sanığın kızları katılan mağdure... ve inceleme dışı mağdure...'e tacizde bulunup pornografik resimler gösterdiğini, eliyle çocukların kalçalarına dokunduğunu söylemesi üzerine kızı katılan mağdure ...'ye sanığın, kendisine yönelik uygunsuz bir davranışının olup olmadığını sorduğunu, katılan mağdure ...'nin "Evet baba. Geçen sene yaz aylarında evlerine gittiğimizde bana çıplak erkek resimleri gösterdi. Ardından bahçede bulunan kümese götürerek el feneriyle cinsel organına ışık tutup cinsel organını göstermeye çalıştı." dediğini, mahkemede önceki beyanına ek olarak; katılan mağdure ...'nin olayları annesi katılan ...'a, onun da kendisine anlattığını, eşiyle birlikte katılan mağdure ...'yi tekrar dinlediklerini, olayın yaşanıp yaşanmadığı konusunda sorular sorduklarını, ikna olduktan sonra sanığın eylemleri gerçekleştirdiği kanaatine varıp suç duyurusunda bulunduklarını, bölge adliye mahkemesinde; aralarında husumet olmadığını, gayet samimi olduklarını, şikâyete kadar çocukların sanığın evine gidip geldiğini,

Katılan ... ...kollukta; 01.03.2017 tarihinde öğle saatlerinde eşinin kardeşi katılan ...'nin kendisini telefonla arayıp ".... abi benim kızlarıma tacizde bulunmuş. Cep telefonundan açık resimler göstermiş. Kızların vücutlarına dokunarak kulaklarına 'Senin cinsel bölgeni yalayayım mı?' demiş, kızlar da hemen yanından kaçmışlar, bu olayı bana anlatamamışlar. Polisler eve gelince ben de olayı öğrendim. Sen de kızına sor böyle bir olayın başına gelip gelmediğini." dediğini, kendisinin de evde bulunan kızı katılan mağdure ...'ye sanığın kendisine uygunsuz bir davranışta bulunup bulunmadığını sorduğunu ancak katılan mağdure ...'nin önce anlatmak istemediğini, biraz üzerine giderek iyilikle sorduğunda "Anne biz Kemal abinin evine yaz ayında gittiğimizde sizin görmediğiniz bir yerde bana telefonundan yarı çıplak vaziyette erkek resimleri gösterdi." dediğini, vücudunu okşayıp tacizde bulunduğunu belirttiğini, mahkemede; katılan mağdure ...'nin olayları kendisine anlattığını, kendisinin de aynı gün olayı eşine aktardığını, eşiyle birlikte kızlarını konuşturduklarını, sanığın eylemleri gerçekleştirdiği kanaatine vardıklarını, ertesi sabah şikâyetçi olduklarını, bölge adliye mahkemesinde; aralarında herhangi bir husumet olmadığını, çocuklarının iftira atmasının söz konusu olmadığını,

Tanık ... aşamalarda; matematik öğretmeni olduğunu, altıncı sınıf öğrencisi olan katılan mağdure...'in, gözlemlediği kadarıyla içine kapanık bir çocuk olduğunu ve zaman zaman daha içe kapanık hâle geldiğini gördüğünü, arada bir yanına gidip bir sıkıntısının olup olmadığını sorduğunu, ancak katılan mağdure...'in bir şey söylemediğini, bir gün önce öğleden sonra katılan mağdure...'in ağladığını gördüğünü, neden ağladığını sorduğunda dersleri nedeniyle ağladığını söylediğini, katılan mağdure...'e "Bunun için ağlanır mı?" dediğini, o sırada sınıf arkadaşlarından bazılarının "Onun için ağlamıyor." dediklerini, katılan mağdure...'in arkadaşlarını susmaları konusunda uyardığını ve koşarak oradan ayrıldığını, diğer çocuklara sorduğunda katılan mağdure...'in önceki zamanlarda kendilerine bir adamın kendisini ve kız kardeşini markete götürüp kötü şeyler yaptığını söylediğini anlattıklarını, bir başka öğrencinin ise "O adam teyzesinin eşiymiş." dediğini, bunun üzerine olayın ciddiyetini fark edip katılan mağdure...'i bulduğunu ve tanık .....'a götürdüğünü,

Tanık ... kollukta; okulda rehber öğretmeni olarak görev yaptığını, 28.02.2017 tarihinde matematik öğretmeni tanık ....'in katılan mağdure...'i kendisiyle konuşması için getirdiğini, odaya geldiği sırada katılan mağdure...'in ağladığını, ona ne olduğunu, neden ağladığını sorduğunu, katılan mağdure...'in eniştesi olan sanığın sapıkça hareketlerinin olduğunu, kardeşi için tedirgin hissettiğini, sanığın, kardeşini markete götürmek bahanesiyle başka bir yere götürdüğünü ve orada cinsel organına yıldızlı bir şey yapıştırdığını, bunları annesi katılan ... bir başkasına bahsettiği sırada duyduğunu, sanığın kendisine de cinsel organını göstermeye çalıştığını ancak sanığa izin vermediğini, yine sanığın telefonundan çıplak kadın resimleri göstermeye çalıştığını, annesi evde yokken aynı odada birlikte uyumayı teklif ettiğini anlattığını, bunun üzerine bu hususları tutanak altına alıp okul idaresine bildirdiğini, mahkemede önceki beyanına ek olarak; katılan mağdure...'in ayrıca kuzenine de sanığın cinsel organını gösterdiğini söylediğini,

Tanık ... Mahkemede; katılan mağdure...'le okuldan arkadaş olduklarını, katılan mağdure...'in kendisine ve diğer kız arkadaşlarına "O kişi." şeklinde tanımladığı kişinin kız kardeşi inceleme dışı mağdureye şiddet uyguladığını ve ismini söylemediği bir kuzenine ise sapıklık yaptığını anlattığını, katılan mağdure...'in kendisine yönelik bir anlatımda ise bulunmadığını,

Tanık ... Mahkemede; sanığın oğlu olduğunu, katılan mağdureler ve aileleriyle herhangi bir husumetlerinin olmadığını, olay öncesinde görüştüklerini, olaya ilişkin görgüye dayalı bilgisinin olmadığını, olay tarihinde sanığın Samsung marka telefonu kullandığını, sanığın zaman zaman internete girip çıktığını ancak interneti etkin bir şekilde kullanamadığını, sitelere girip fotoğraf indirip indirmediğini, fotoğrafları katılan mağdurelere gösterip göstermediğini bilmediğini, bazen katılan mağdurelerin isteği ile bazen de kendi teklifiyle markete gittiklerini bildiğini, anahtar deliğinden başka tuvalet kapısında bir delik olmadığını, anahtar deliğinden bakıldığında içerisinin görülüp görülmediğini bilmediğini, bahçelerinde bir kümes bulunduğunu, kapısının alçak olduğunu ancak eğilerek birkaç kişinin içeri girebileceğini, evden kümes ve içinin rahatlıkla görülebildiğini, akrabalar eve geldiğinde kadın, erkek ve çocukların ayrı oturduklarını,

Tanık ... Mahkemede; sanığın eşi olduğunu, katılan mağdureler ve aileleri arasında herhangi bir husumetin bulunmadığını, sanığın zaman zaman internete girip çıktığını ancak interneti etkin bir şekilde kullanamadığını, sitelere girip fotoğraf indirip indirmediğini, katılan fotoğrafları mağdurelere gösterip göstermediğini bilmediğini, olay öncesinde evlerine sık sık gelip gittiklerini, sanığın birleştirilmesi istenen dosyada bulunan katılan mağdure ...'ye yönelik eylemi olup olmadığını bilmediğini, biri evde biri bahçede iki tuvalet olduğunu, anahtar deliklerinden tuvaletin içinin görünmediğini, kümesin dar olduğunu ancak birkaç kişinin girebileceğini, kızı tanık ...'nın kendisine katılan mağdure...'in sanığın ona fotoğraf gösterdiğine ilişkin herhangi bir durumdan bahsetmediğini, evin yatak odası ve oturma odasının kapıları açık olsa bile içerisinin net olarak gözükmeyeceğini,

Tanık ... Mahkemede; sanığın kızı olduğunu, olaya ilişkin bir bilgisinin bulunmadığını, katılan mağdure...'in kendilerinde kaldığı hatırlamadığı bir zamanda akşam saatlerinde yanına gelerek sanığın kendisine müstehcen içerikli bir kısım fotoğraflar gösterdiğini söylediğini, bunun dışında bir konuşmalarının olmadığını, ertesi sabah bir fırsatını bulup sanığın telefonunu incelediğini, telefonda müstehcen içerikli bir görüntü bulamadığını, sanık müdafii tarafından sorulması üzerine; olayın gerçekleştiği iddia olunan 2016 yılı Eylül ayı ile müracaat tarihi arasında katılan mağdureler ve ailelerinin evlerine sadece bir kez geldiklerini, onun dışında bir görüşme olduğunu hatırlamadığını, önceki dönemlerde ise çok sık görüştüklerini, bu olayın dışında ailelerin arasında husumet gerektiren herhangi bir olayın yaşanmadığını,

Tanık ... Mahkemede; sanığın kayınpederi, katılan mağdurelerin dedesi olduğunu, olaya ilişkin bir bilgisinin olmadığını, sanık müdafii tarafından sorulması üzerine; torunu katılan mağdure ...'nin kendisiyle birlikte kaldığını, bildiği kadarıyla sanıkla baş başa bir ortamda kalmadığını, katılan mağdure... ve inceleme dışı mağdure...'in taşınma sürecinde 3-4 gün kadar kendi evinde ve sanığın evinde kaldığını, son zamanlarda katılan mağdure...'in sanığın evinde kalmak istemediğini, sanığın evinde rahatsız olduğunu söylediğini, nedenini anlatmadığını, kendisinin evinde bilgisayar bulunmadığını, katılan ... ...'in talebiyle sorulması üzerine; zaman zaman sanığın katılan mağdureleri bakkala götürmek, tavşanları göstermek şeklinde sözler ile ikna ederek onlarla yalnız kaldığı anların olduğunu,

Tanık.... Mahkemede; sanığın kardeşi olduğunu, atılı suçu işlemesine ihtimal vermediğini, katılanlar ... ve ...'la sanığın evinde zaman zaman oturduklarını, onların hiçbir zaman bu yönde beyanda bulunmadıklarını, ayrıca katılan ...'nin babası çalışmak için 15 yıl kadar İstanbul'a gittiğinde ona ve ailesine sanığın baktığını, o süreçte de istismar iddiasının bulunmadığını, sanığın bahçe içerisinde müstakil evde oturduğunu, bahçede elektriği olmayan bir tuvaletin yer aldığını,

Tanık .... Mahkemede; sanığın yeğeni olduğunu, katılanlar ve katılan mağdurelerin de yakınları olduğunu, sanığın atılı suçu işleyecek yapı ve karakterde olmadığını, kendilerinin ailece çocukları çok sevdiklerini, eylemlerin yanlış anlaşıldığını zannettiğini, bahçedeki tuvaletin atıl ve elektriksiz olduğunu, katılan mağdurelerin ve ailelerin sanığın evine gelip gittiklerini ancak sıklığını bilmediğini, aile olarak evde harem selamlık şekilde oturduklarını, bu durum ve evin konumu dikkate alındığında sanığın atılı suçu işlemesinin mümkün olmadığını, sanığın yakını göremediğini, iki metreye kadar mesafeyi bulanık gördüğünü, bu nedenle karanlık bir ortamda söz konusu olayı gerçekleştirmesinin mümkün olmadığını,

Tanık .... Mahkemede; sanığın amcası olduğunu, sanığın çevresinde saygın, iyi bilinen biri olduğunu, bahçedeki tuvaletin uzun süredir kullanılmadığını,

Beyan etmişlerdir.

Sanık 01.03.2017 tarihinde kollukta; inşaatlarda boyacılık yaparak geçimini temin ettiğini, katılan mağdure...'in en küçük baldızının kızı olduğunu, katılan mağdure...'in babası katılan ...'ın 10 yıldır Karaman'da öğretmenlik yaptığını, 6-7 ay önce Konya'ya tayinin çıkması üzerine Konya'ya yerleştiklerini, Karaman'da oldukları sürede eşi ve çocuklarının iki ayda bir katılan ...'ın evine gidip geldiklerini, işleri nedeniyle kendisinin pek fazla gidip kalmışlığının olmadığını ancak 3-4 kez kendisinin de ziyarete gittiğini, memleketlerinin Konya olması nedeniyle daha çok katılan ... ve ailesinin geldiklerini ve kayınbabasında kaldıklarını, kendisinin ikametinde de yatılı olarak kaldıklarını, katılan ...'ın Konya'ya taşınmasından sonraki süreçte iki kez ailece oturmak için evlerine gittiklerini, onun dışında katılan ... ve eşinin 4-5 kez oturmak için geldiklerini, kayınpederinin evinde bilgisayar olması nedeniyle çocukların gelmediğini, çocuklarıyla birlikte ise sadece bir kez geldiklerini, Konya'ya tayininden sonra katılan ...'ın çocuklarını kayınpederinin evinde bırakıp Karaman'a gittiğini, çocukların o sürede kendisinin evinde kalmadığını ve kendisinin de çocukları gördüğünü hatırlamadığını, katılan mağdure... veya inceleme dışı mağdure...'e yönelik herhangi bir cinsel eyleminin bulunmadığını, neden suçlamada bulunduklarını anlayamadığını, katılan ... ve eşi katılan ...'yle aralarında bir sorun bulunmadığını, hatta 2-3 gün önce baldızı katılan ...'nin evine oturmaya geldiğini, telefondan katılan mağdure...'e çıplak kadın resimleri de göstermediğini, telefonunun internete bağlı olduğunu ancak kullanmayı tam olarak bilmediği için sitelere girmediğini, sadece gelen mesajları okuduğunu, 02.03.2017 tarihinde kollukta; katılan mağdure ...'nin, eşinin erkek kardeşinin kızı olduğunu, zaman zaman ailecek görüştüklerini, mangal sırasında yalnız olmadığını, katılan mağdure ...'nin anne ve babasıyla birlikte olduklarını, o sırada katılan mağdure ...'ye küfür etmediğini, evde cinsel organını çıkartarak oturduğu şeklindeki iddialarının da doğru olmadığını, çünkü evde anne ve babasının bulunduğunu, kendisinin ise eşi ve çocuklarının bulunduğunu, o sırada böyle bir hareket sergilemenin mümkün olmadığını, tuvalet kapısının anahtar deliğinden bakmasının mümkün olmadığını çünkü orada kağıt olduğunu, kesinlikle katılan mağdure ...'nin poposuna dokunmadığını, katılan mağdure ...'nin telefonunda gördüğünü söylediği görüntülerin kendisine istek üzerine katılması için gelen Facebook topluluk gruplarına ait olduğunu, daha sonra oğluna görüntüleri sildirdiğini, yaptığını iddia ettikleri hiçbir şeyi yapmadığını, kesinlikle elle dokunmadığını, 02.03.2017 tarihinde sorguda; aralarında husumet olmadığını, iddiaların asılsız olduğunu, cep telefonundan çıplak kadın veya erkek resimlerine bakmadığını, birkaç kez yanlışlıkla çıplak kadın resimlerinin olduğu siteye girdiğini ancak bunu çocuklara göstermediğini, katılan mağdurelerin iddialarının eylül ayına ilişkin olduğunu, neden şu ana kadar şikâyette bulunmadıklarını merak ettiğini, 02.03.2017 tarihli ikinci sorguda; katılan mağdure ...'ye çıplak kadın resmi göstermediğini, tuvalete gittiğinde onu anahtar deliğinden izlemediğini, cinsel tacizde bulunmadığını, cinsel organını çocuklara göstermediğini, mangal yaptıkları ortamın kalabalık olduğunu, böyle bir şey yapmasının mümkün olmadığını, sorulması üzerine; telefonunda erkek cinsel organı resimleriyle oynayıp katılan mağdure ...'nin yanına gelmesi gibi bir olayın olmadığını, mangal yaparken bıçağı götürmesini katılan mağdure ...'ye söylediğini ancak onun götürmediğini, buna rağmen ona küfür etmediğini, kulağına bir şey söylemediğini, zira orada anne ve babasının da olduğunu, katılan mağdure ... tuvalete gittiğinde anahtar deliğinden bakmadığını, kalçasına dokunmadığını, kafalarını tokuşturması nedeniyle intikam amaçlı olarak öyle beyanda bulunmuş olabileceğini, 05.06.2017 tarihinde mahkemede; katılan mağdureler... ve ...'nin kulaklarını çekip kafalarını tokuşturduğunu, zira kendilerinin "A... koduğumun ....'i." şeklinde küfür öğrenmiş olduklarını ve birbirlerine söylediklerini, rahatsız olduğu için onların kulaklarından tutup kafalarını tokuşturduğunu, bu nedenle hakkında böyle bir iftirada bulunulduğunu, 06.06.2017 mahkemede; katılan mağdure... ve inceleme dışı mağdure...'e yönelik bir eyleminin olmadığını, olay tarihinde katılan mağdureleri markete götürdüğünü, onlara alışveriş yapmak istediğini, katılan mağdure ...'nin okulda öğrendiği küfürleri katılan mağdure...'e öğrettiğini, katılan mağdure...'in de markete giderken hakaret içeren sözler söylediğini görmesi nedeniyle sinirlenip kafalarını tokuşturduğunu, onun dışında katılan mağdurelere yönelik bir davranışta bulunmadığını, katılan mağdure...'e telefonundan müstehcen içerikli görüntüler göstermediğini, telefonun sadece mesajlar kısmını kullanabildiğini, diğer konularda çocuklarından yardım aldığını, Bölge Adliye Mahkemesinde; isnat edilen eylemleri gerçekleştirmediğini, kayınpederininin evinde bilgisayar olmasına rağmen olmadığını söylemesinin kendisini daha fazla üzdüğünü, böyle bir eylemde bulunmuş olsa eşinin kendisini terk edeceğini, 15 kişinin içinde öyle bir eylemde bulunulmasının mümkün olmadığını, şikâyetten üç ay önce annesinin vefat ettiğini, öyle bir acının içinde böyle şeylerin yapılamayacağını, katılan mağdurelerin ağzından küfür duyduğunu, bu nedenle kafalarını tokuşturduğunu savunmuştur.

IV. GEREKÇE

Anayasa’nın 138/1. ve CMK’nın 217/1. maddeleri ile Anayasa’nın 38. ve İHAS’nin 6/2. maddeleri sarahatine göre ispat hukuku bakımından vicdani kanaat esasını benimseyen Ceza muhakememizin amacı, maddi gerçeği insan onuruna yaraşır biçimde ortaya çıkarmaktır. Geçmişte yaşanan ya da yaşandığı iddia olunan bu vakıayı/maddi gerçekliği, olay mahkemesi yapacağı öğrenme yargılaması ile taraflar ve delillerle doğrudan muhatap olup muhakeme hukukuna ilişkin normlar doğrultusunda, gerektiğinde mantık ilminden ve tecrübe kurallarından da faydalanarak sonradan mahkeme önünde temsil etmeye çalışacak, böylece sezgileriyle değil akıl yoluyla vicdani kanaate ulaşarak (M. Feyzioğlu, Ceza Muhakemesinde Vicdani Kanaat, Yetkin Yayınevi, Syf. 139) maddi sorunu çözecektir. Bu yetki münhasıran olay mahkemesine aittir.

Vicdani kanaate ulaşılması, isnat olunan fiilin ispatlandığı anlamına gelir. Bu nedenle, vicdani kanaat hukuki sorunla değil, maddi sorunla ilgili bir kavramdır ve vicdani kanaate ulaşacak makam da maddi uyuşmazlığı çözmeye yetkili derece mahkemeleridir. Hukuki sorunun çözümünde vicdani kanaat ölçütü kullanılamaz. Çünkü; hukuki sorunun doğru çözümü, maddi olaya uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru bulunması ve doğru yorumlanması ile ilgilidir.

Vicdani ispat sisteminde hâkimler, hür vicdanlarına göre hüküm verirler. Her türlü delil aracı, kural olarak kullanılabilir ve bunlar serbestçe değerlendirilir. Ancak bu serbestliğin sınırını yine hukuk belirler. Nitekim, Anayasa’nın 138/1. maddesine göre hâkim, vicdani kanaatini oluştururken, Anayasa’nın, kanunların ve hukukun çizdiği çerçevede kalmak zorundadır. Delil araçlarının ne zaman ve kimler tarafından ikame edilebileceği, bunların muhakemede tabi tutulacakları işlemler, delil aracı ikame taleplerinin hangi şartlarda ret olunabileceği, çelişme yönteminin nasıl hayata geçirileceği, delil aracı yasaklarının neler olduğu gibi konular hukuk tarafından düzenlenir (M. Feyzioğlu, Syf. 357).

Kural olarak delillerle doğrudan temas kurmayan ve öğrenme yargılaması yapamayan Yargıtayın, hukuka uygun olarak elde edilen delilleri takdir etme ve bu suretle ilk derece mahkemelerinin vicdani kanaatini denetleme, aslında olayın nasıl cereyan ettiğini ortaya koyma imkanı bulunmamaktadır. Ancak hükmün gerekçesini esas alarak, bu delillerle varılan sonucun/kabul edilen maddi vakıanın, akıl yürütme/mantık kurallarına, genel hayat tecrübelerine ve bilimsel kaidelere uygun olup olmadığını denetleyebileceğinde de kuşku yoktur. 288. maddenin Hükûmet Tasarısı'ndaki gerekçesinde bu duruma: "Delillerin yanlış değerlendirilmesi, kuralların yorumunu ve eylemin gerçek niteliğinin saptanmasını etkilediğinde elbetteki hukuka aykırılık oluşturur." denilerek işaret edilmiştir. Uygulama da bu şekilde istikrar kazanmıştır. Doktrinde Yenisey aynı düşünceyi; "Bir hukuk normu olmayan fizik ve mantık kuralları ve tecrübe kaidesi, bir hukuk normu gibi ele alınarak bunlara aykırı olan vicdani kanaatin denetlenmesine imkan sağlamaktadır." (Prof. Dr. Feridun Yenisey, İstinafta Maddi Ve Hukuki Mesele Denetimi, Dr. Dr. Silvia Tellenbach'a Armağan, Seçkin Yayınları, Syf. 1282) diyerek benimsendiğini ifade etmiştir. Çünkü; sağlıklı bir hukuki denetimin ön şartı, maddi vakıanın usulüne uygun, tam ve doğru olarak belirlenmiş olmasıdır.

Ceza yargılamasında kanıt serbestliği ilkesi başlığı altında toplayabileceğimiz temel prensiplere göre; a) Herşeyin kanıt olabileceği (hukuka uygun yöntemlerle elde edilmiş), b) İlgililerin kanıt ileri sürebilecekleri, c) Hâkimin kendiliğinden kanıt araştırabileceği, (hatta zorunlu olarak araştırması gerektiği), d) Kanıt ileri sürmede zaman kısıtlaması olamayacağı, e) Kanıtlama külfetinin sanığa yüklenemeyeceği, f) Kanıt değerlendirmede hâkimi bağlayan üstün kanıtın söz konusu olmayıp hâkimin tüm kanıtları serbestçe değerlendirebileceği, (vicdani kanaat) ceza yargılamasının temel ilkeleridir. Bu ilkelerin birinden dahi vazgeçmek, ceza yargılamasının temel ilke ve yapısına aykırı davranmak anlamını taşır (YCGK., 08.04.1991 tarihli ve 81-111 sayılı).

Amacı, somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adeleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisi de öğreti ve uygulamada; suçsuzluk ya da masumiyet karinesi olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latincede; in dubio pro reo olarak ifade edilen şüpheden sanık yararlanır ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi bakımından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği veya gerçekleştirilme biçimi konusunda bir şüphe belirmesi halinde de geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılabilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte ispat edilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olay ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkumiyeti; herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık ispata dayanmalı, bu ispat hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkan vermemelidir. Toplanan delillerin bir kısmına gözetilip diğer kısmı gözardı edilerek ulaşılan kanaat üzerinden yüksek de olsa bir ihtimale sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir (Y CGK., 11.6.2013 tarihli ve36-294 sayılı).

Şu hâlde, sanığa isnat edilen fiilin sanık tarafından icra edildiğinin kabulü için, gerekçeli ve muhtemel şüphenin tamamen yenilmesi gerekir. Zira kabili te'lif olmayan şüphe ile gerçeğin yan yana mevcudiyeti ile vicdani kanaate ulaşılmasının, mantık ve hukuk kuralları bakımından mümkün olduğu söylenemez.

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde:

Katılan mağdure...'in okulda son zamanlarda durgun olduğunu ve okulda ağladığını gözlemleyen öğretmeni tanık .....'in bu durumun nedenini sorması üzerine katılan mağdurenin, bazı ders notlarının kötü olması sebebiyle ağladığını belirterek başka bir açıklama yapmaktan çekinmesi, ancak orada bulunan arkadaşlarının, katılan mağdure... ve kardeşi inceleme dışı mağdure...'in enişteleri olan sanık tarafından kötü şeylere maruz kalması sebebiyle ağladığını ifade etmeleri ve tanık .....'in yönlendirmesiyle katılan mağdure... ile rehber öğretmeni olan tanık ... arasındaki görüşme sonrasında olayın okul yönetimi tarafından adli mercilere bildirilmesi, katılan mağdure...'in aşamalarda, intikal tarihinden önce kendisine yönelik eylemleri nedeniyle sanık ... ailesinin evine ziyarete gitmeyi bıraktıklarını, ancak sanığın huylanmaması için bir kez zoraki ziyarette bulunduklarını belirtmesi ve bu hususun gerek sanığın kızı olan tanık ...'nın, katılan mağdure... ve ailesinin 2016 yılı Eylül ayından beri sadece bir kez evlerine geldikleri yönündeki beyanıyla gerekse katılan mağdure...'in annesi olan katılan ...'nin, yaklaşık iki ay önce kızının sanık tarafından gerçekleştirilen eylemleri anlattığı şeklindeki ifadesiyle doğrulanması, katılan mağdure...'e ilişkin olayın intikali üzerine katılan ...'nin katılan mağdure ...'nin annesi katılan ...'ı telefonla arayıp sanığın eylemlerinden bahsederek "Sen de kızına bir sor. Böyle bir olay başına gelmiş mi?" demesi üzerine katılan ...'ın görüştüğü katılan mağdure ...'nin de sanık tarafından kendisine yönelen eylemleri annesine anlatması, kovuşturma aşamasında katılan mağdure ...'nin ebeveynleri olan katılanlar ... ve ...'nın, yaşadıklarıyla ilgili katılan mağdure ...'ye sorular sorduklarını, sanığın isnat edilen eylemleri gerçekleştirdiği konusunda ikna olduktan sonra suç duyurusunda bulunduklarını dile getirmeleri, 07.03.2017 tarihli adli görüşme raporunda inceleme dışı mağdure...'in, kendisine gösterilen resimlere verdiği tepki ile sanığın kötü olduğunu vurgulaması hususlarının cinsel istismara maruz kaldığı şüphesini kuvvetlendirdiğini belirtmesi, 12.06.2017 tarihli raporda ise katılan mağdure...'in beyanlarına itibar edilip edilmeyeceği noktasında herhangi bir olumsuzluğa yer verilmemesi, tanık olarak dinlenen sanığın eşi, kızı ve oğlu olan tanıklar ..., ... ve ... ile katılanlar ..., ..., ... ve ...'nın aralarında bir husumet olmadığını söylemeleri ve sanığın, katılan mağdurelerin kulaklarını çekip kafalarını tokuşturması nedeniyle iftiraya maruz kaldığına ilişkin soyut iddiası dışında husumetin varlığına hiçbir delil bulunmaması hususlarına nazaran, İlk Derece Mahkemesinin sanığa yüklenen çocuğun cinsel istismarı suçunun sabit olduğuna ilişkin kabul ve direnme gerekçesinin isabetli olduğuna, dosyanın uygulamanın denetlenmesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.

Çoğunluk görüşüne katılmayan sekiz Ceza Genel Kurulu Üyesi; sanığın katılan mağdurelere yönelik eylemlerinin sabit olmadığı düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.

V. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

1- Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin 21.02.2020 tarih ve 2898-386 sayılı direnme kararına konu hükümlerdeki gerekçesinin İSABETLİ OLDUĞUNA,

2-Dosyanın, uygulamanın denetlenmesi için Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02.10.2024 tarihinde yapılan birinci müzakerede yeterli yasal çoğunluk sağlanamadığından 16.10.2024 tarihinde yapılan ikinci müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/ceza-genel-kurulunun-2021177-e-2024311-k-sayili-karari
Invalid `prisma.category.findFirst()` invocation: Timed out fetching a new connection from the connection pool. More info: http://pris.ly/d/connection-pool (Current connection pool timeout: 10, connection limit: 5)