ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

BAM CEZA DAİRELERİNİN BOZMA KARARI VERME YETKİSİNE İLİŞKİN YARGITAY KARARLARI

BAM CEZA DAİRELERİNİN BOZMA KARARI VERME YETKİSİNE İLİŞKİN YARGITAY KARARLARI
1 Okunma

Yargıtay 2. Ceza Dairesi, 20.02.2024, 2023/29761 E., 2024/2708 K.; Yargıtay 2. Ceza Dairesi, 24.04.2023, 2022/12734 E., 2023/2067 K.; Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 11.03.2024, 2023/6519 E., 2024/3057 K.

T.C.

Yargıtay

2. Ceza Dairesi

2023/29761 E., 2024/2708 K.

"İçtihat Metni"

T U T U K L U

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

SAYISI : 2023/3297 E., 2023/3133 K.

KATILANLAR : ..., ...

SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlâli, mala zarar verme

HÜKÜMLER : İstinaf başvurusunun esastan reddi

TEMYİZ EDENLER : Sanık ve müdafii

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Ret, bozma

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin, 23.10.2023 tarihli ve 2023/3297 Esas, 2023/3133 Karar sayılı kararının sanık ve müdafii tarafından temyizi üzerine yapılan ön inceleme neticesinde gereği düşünüldü:

Sanık 05.09.2023 tarihli duruşmada müdafii istemediğini belirtmiş ve 5237 sayılı Kanun'un 150. maddesinin 2. ve 3. fıkraları gereğince sanığa zorunlu müdafi atanmasını gerektirecek bir durum da mevcut değil ise de, aynı duruşmada sanığın müdafii ile birlikte savunmada bulunması nedeniyle, Av. ...'nun sanık ile müdafiilik ilişkisinin kurulduğunun anlaşılması karşısında tebliğnamedeki ret düşüncesine iştirak edilmemiştir.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 280/1-e maddesinde Bölge Adliye Mahkemelerinin duruşma açmaksızın hükmün bozulmasına karar verebileceği hallerin sınırlı olarak sayıldığı, dosya içeriğine göre, İstanbul Anadolu 63. Asliye Ceza Mahkemesinin, 11.04.2023 tarihli ve 2023/62 Esas, 2023/558 Karar sayılı dosyasında verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik istinaf istemi üzerine yapılan inceleme neticesinde, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin, 05.06.2023 tarihli ve 2023/2010 Esas, 2023/1984 Karar sayılı kararı ile, mahkûmiyet hükmüne esas alınan tutanakların isimleri ve tarihleri açıkça belirtilmek suretiyle okunmadan "dosyadaki bilgi ve belgeler okundu" biçimindeki duruşma zaptına geçmiş soyut ifadelerin yeterli olmadığı gerekçeleri ile hükmün bozulmasına karar verildiği, ancak verilen bu bozma kararında belirtilen hukuka aykırılıkların 5271 sayılı Kanun'un 280/1-(e) maddesinde sınırlı olarak sayılan bozma nedenleri arasında gösterilmediği, zira her ne kadar aynı Kanun'un 289/1-i maddesinde belirtilen "hükmün hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delile dayanması" kesin hukuka aykırılık halinin mevcut olduğundan bahisle istinaf merciince bozma kararı verilmiş ise de, bozma nedeni olarak gösterilen ve yukarıda sayılan hukuka aykırılıkların hiç birisinin bu bent kapsamına girmediği, kaldı ki bölge adliye mahkemesinin kararında gerekçe olarak gösterilen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 28.06.2011 tarihli ve 2011/1-130 Esas, 2011/149 Karar sayılı kararında da hükme esas alınan delillerin duruşmada okunmamasının sanığın savunma hakkının ihlâl edilmesi niteliğinde olduğunun belirtildiği, nitekim hükme esas alınan delillerin duruşmada açıkça okunmamasının delilleri hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş delil haline getirmeyeceği, esasen sanığın savunma hakkının kısıtlanmasına yönelik olan bozma nedeninin 5271 sayılı Kanun'un 289/1-(i) maddesi kapsamında değil, 289/1-(h) maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, buna göre Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesince davanın yeniden görülmesine karar verilerek yapılacak duruşma sonucunda hukuka aykırılığın giderilmesi yerine, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde bozma kararı verilmesinin ve anılan karara yönelik direnme yetkisi bulunmayan İlk Derece Mahkemesince yeniden hüküm kurulmasının yasal dayanağının bulunmadığı gözetilerek; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin, 05.06.2023 tarihli ve 2023/2010 Esas, 2023/1984 Karar sayılı kararı ile bozma üzerine İstanbul Anadolu 63. Asliye Ceza Mahkemesinin, 05.09.2023 tarihli ve 2023/954 Esas, 2023/1236 Karar sayılı kararının hukukî değerden yoksun ve yok hükmünde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;

I-Sanık hakkında konut dokunulmazlığının ihlâli ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükme yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;

Yukarıda izah edilen “Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesince davanın yeniden görülmesine karar verilerek yapılacak duruşma sonucunda hukuka aykırılığın giderilmesi yerine dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde bozma kararı verilmesi” şeklindeki hukuka aykırılığa ilişkin olarak ... Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığınca 5271 sayılı Kanun’un 308/A maddesi gereği olağanüstü yasa yollarından itiraz yoluna başvurulabileceği değerlendirilmekle;

Hükmolunan cezaların miktar ve türü gözetildiğinde, 5271 sayılı Kanun'un 286/2-a maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adli para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararlarının temyizi mümkün olmadığından, sanık ve müdafiinin temyiz istemlerinin 5271 sayılı CMK'nın 298. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE,

II-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz istemlerinin incelenmesine gelince;

5271 sayılı Kanun'un 280/1-(g) maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesine karar verilerek, duruşma açılıp, taraflar çağrılarak delillerin değerlendirilmesi sonucunda anılan Kanun maddesinin 2. fıkrasına göre hukuka aykırılığın Bölge Adliye Mahkemesince giderilmesi sonucunda yeniden hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,

Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5271 sayılı Kanun’un 302/2. maddesi gereği BOZULMASINA, dava dosyasının, aynı Kanun’un 304/2. maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.02.2024 gününde oy birliğiyle karar verildi.

---

T.C.

Yargıtay

2. Ceza Dairesi

2022/12734 E. , 2023/2067 K.

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

SAYISI : 2021/2207 E., 2021/1967 K.

SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlâl

HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Ret

Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 27.10.2021 tarihli ve 2021/2207 Esas, 2021/1967 Karar sayılı kararının suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından temyizi üzerine yapılan ön inceleme neticesinde gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1.Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının, 01.06.2020 tarihli ve 2020/3970 Esas numaralı iddianamesi ile suça sürüklenen çocuğun hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlâli suçlarından 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 142/2-h, 116/1 ve 31/2. maddeleri gereğince cezalandırılması talebiyle kamu davaları açılmıştır.

2. Mersin 2. Çocuk Mahkemesinin, 16.07.2020 tarihli ve 2020/179 Esas, 2020/211 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlâli suçlarından beraatine karar verilmiştir.

3. Mersin 2. Çocuk Mahkemesinin, 16.07.2020 tarihli ve 2020/179 Esas, 2020/211 Karar sayılı kararına karşı o yer Cumhuriyet savcısı tarafından suça sürüklenen çocuk aleyhine istinaf talebinde bulunulması üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 20.05.2021 tarihli ve 2020/1665 Esas, 2021/1115 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuğun üzerine atılı konut dokunulmazlığının ihlâli ve hırsızlık suçlarını işlediği sabit olmasına karşın delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek beraat kararı verilmesi nedeniyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 280/1-e maddesi gereğince hükümlerin bozulmasına karar verilmiştir.

4. Bozma üzerine Mersin 2. Çocuk Mahkemesinin, 06.09.2021 tarihli ve 2021/269 Esas, 2021/354 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 142/2-h, 31/2, 62, 51. maddeleri uyarınca erteli 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, konut dokunulmazlığının ihlâli suçundan 5271 sayılı Kanun'un 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.

5. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 27.10.2021 tarihli ve 2021/2207 Esas, 2021/1967 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuk hakkında İlk Derece Mahkemesince hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik suça sürüklenen çocuk müdafiinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

II. GEREKÇE

5271 sayılı Kanun’un 280/1-e maddesinde Bölge Adliye Mahkemelerinin duruşma açmaksızın hükmün bozulmasına karar verebileceği hallerin sınırlı olarak sayıldığı, dosya içeriğine göre, Mersin 2. Çocuk Mahkemesinin 16.07.2020 tarihli ve 2020/179 Esas, 2020/211 Karar sayılı dosyasında verilen beraat hükümlerine yönelik yapılan istinaf incelemesi neticesinde, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 20.05.2021 tarihli ve 2020/1665 Esas, 2021/1115 Karar sayılı kararı ile delil değerlendirilmesinde bulunularak, duruşma açılmaksızın beraat hükümlerinin bozulmasına karar verildiği, ancak verilen bu bozma kararının aynı Kanun’un 280/1-e maddesinde sınırlı olarak sayılan bozma nedenleri arasında gösterilmediği, Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesinin duruşma açarak karar vermek yerine dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde bozma kararı vermesinin ve anılan karara yönelik direnme yetkisi bulunmayan İlk Derece Mahkemesince yeniden hüküm kurulmasının yasal dayanağı bulunmadığı, Mersin 2. Çocuk Mahkemesinin, 06.09.2021 tarihli ve 2021/269 Esas, 2021/354 Karar sayılı kararı ile bu karara yönelik istinaf incelemesi yapan Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 27.10.2021 tarihli ve 2021/2207 Esas, 2021/1967 Karar sayılı kararının hukukî değerden yoksun ve yok hükmünde olduğu, bu durumda temyizen incelenen kararın, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 20.05.2021 tarihli ve 2020/1665 Esas, 2021/1115 Karar sayılı bozma kararı olması gerektiği belirlenerek buna göre yapılan incelemede;

5271 sayılı Kanun’un 280/1-g maddesi uyarınca duruşma açılarak ve taraflar da çağrılarak delillerin değerlendirilmesi sonucunda anılan Kanun maddesinin 2. fıkrasına göre yeniden hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, duruşma açılmaksızın dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, suça sürüklenen çocuğun üzerine atılı konut dokunulmazlığının ihlâli ve hırsızlık suçlarını işlediği sabit olmasına karşın delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek beraat kararı verilmesi gerekçesi ile hükümlerin bozulmasına karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

III. KARAR

Başkaca yönleri incelenmeyen Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 20.05.2021 tarihli ve 2020/1665 Esas, 2021/1115 sayılı kararının, gerekçe bölümünde açıklanan nedenle, 5271 sayılı Kanun’un 302/2. maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak BOZULMASINA, dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304/2. maddesi uyarınca takdîren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

---

T.C.

Yargıtay

11. Ceza Dairesi

2023/6519 E., 2024/3057 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ:Ceza Dairesi

SAYISI : 2022/2811 E., 2022/2662 K.

SUÇLAR : Güveni kötüye kullanma, mala zarar verme

HÜKÜMLER: Mahkumiyet

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: Bozma

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin 14.09.2022 tarihli ve 2022/2811 Esas, 2022/2662 Karar sayılı kararının sanık müdafi tarafından temyizi üzerine yapılan ön inceleme neticesinde gereği düşünüldü:

İlk derece mahkemesince kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararların; gerekçe bölümünde belirlenen nedenle temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü;

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. Aliağa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.12.2018 tarihli ve 2017/252 Esas, 2018/137 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında nitelikli hırsızlık suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142 nci maddesinin ikinci fıkrasının h bendi ve 53 üncü maddeleri uyarınca, 6 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, mala zarar verme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 151 inci maddesinin birinci fıkrası ve 52 nci maddeleri uyarınca, 7200 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

2. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 04.12.2019 tarihli ve 2019/1007 Esas, 2019/2708 Karar sayılı kararı ile duruşma açmaksızın hükmün "...Dava konusu fiilin sabit görülmesi halinde dosya kapsamına göre TCK'nun 155/1 maddesinde tanımlanan suçu oluşturacağı, TCK'nun 155/1 maddesinde tanımlanan güveni kötüye kullanmak suçunun uzlaştırma kapsamında kaldığı, yine hırsızlık amacıyla işlenmeyen mala zarar vermek suçunun da uzlaştırma kapsamında kaldığı, dolayısıyla uzlaştırma usulü uygulanmadan yargılamanın sürdürülüp hüküm verilmesinin CMK'nın 280. ve 289. maddeleri anlamında hukuka kesin aykırılık niteliğinde olması sebebiyle istinaf sebepleri de bu yönden yerinde görüldüğünden sanık hakkındaki hırsızlık ve mala zarar vermek suçlarına ait iki hükmün bozulmasına..." gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

3.Aliağa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 01.12.2021 tarihli ve 2019/1728 Esas, 2021/1085 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında güveni kötüye kullanma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 155 inci maddesinin birinci fıkrası, 52 ve 53 üncü maddeleri uyarınca, 1 yıl hapis ve 400 TL adli cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, mala zarar verme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 151 inci maddesinin birinci fıkrası ve 52 nci maddeleri uyarınca, 7200 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

4. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 14.09.2022 tarihli ve 2022/2811 Esas, 2022/2662 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık müdafinin temyiz istemi, eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna, atılı suçun oluşmadığına ilişkindir.

III. GEREKÇE

5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) ve (f) bentlerinde Bölge Adliye Mahkemelerinin duruşma açmaksızın hükmün bozulmasına karar verebileceği hallerin sınırlı olarak sayıldığı, dosya içeriğine göre, sanık hakkında İlk derece mahkemesi tarafından verilen kararın istinaf edilmesi üzerine inceleme yapan İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesince 5271 sayılı Kanun'un 280 ve 289 uncu maddeleri gereğince duruşma açılmaksızın hukuki süreçte belirtilen nedenle bozulmasına karar verildiği, fakat anılan fıkranın (e) ve (f) bentlerinde İlk derece mahkemesi kararlarının hangi hallerde bozulabileceğinin açık ve tahdidi şekilde belirtildiği, verilen bu bozma kararının aynı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) ve (f) bentlerinde sınırlı olarak sayılan bozma nedenleri arasında gösterilmediği, Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesi tarafından duruşma açarak karar vermek yerine sınırlı olarak sayılan bozma nedenleri göz ardı edilerek dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde hukuka aykırı şekilde 04.12.2019 tarihli bozma kararı verildiği ve anılan karara karşı direnme yetkisi bulunmayan İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden hüküm kurulduğu, bu kararın yeniden istinaf edilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesince sanık hakkında esastan ret kararı verilmesi nedeniyle hükmün temyize tabi olduğu belirlenerek yapılan incelemede;

Somut olayda; İlk Derece Mahkemesinin 12.12.2018 tarihli ilk kararı üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşma açılarak ve taraflar da çağırılarak delillerin değerlendirilmesi sonucunda anılan Kanun maddesinin ikinci fıkrasına göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, hukuka aykırı şekilde duruşma açılmaksızın dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda bozma kararı verilerek ve bu şekilde yargılamaya devam edilerek 14.09.2022 tarihli inceleme konusu esastan ret kararlarının verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

IV. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, sanık müdafinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden başkaca yönleri incelenmeyen İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 14.09.2022 tarihli ve 2022/2811 Esas, 2022/2662 Karar sayılı kararının, 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

11.03.2024 tarihinde karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/bam-ceza-dairelerinin-bozma-karari-verme-yetkisine-iliskin-yargitay-kararlari