ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

AYM'nin 2022/8923 başvuru numaralı kararı

AYM'nin 2022/8923 başvuru numaralı kararı
1 Okunma

Anayasa Mahkemesi'nin 2/7/2025 tarihli ve 2022/8923 başvuru numaralı kararı

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

İKİNCİ BÖLÜM

KARAR

CUMA ÇİÇEN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2022/8923)

Karar Tarihi: 2/7/2025

İKİNCİ BÖLÜM

KARAR

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Yıldız SEFERİNOĞLU

Kenan YAŞAR

Ömer ÇINAR

Metin KIRATLI

Raportör

:

Leyla Nur ODUNCU

Başvurucu

:

Cuma ÇİÇEN

Vekili

:

Av. Serhat KAYA

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, idari para cezasının iptal edilmesi talebiyle sulh ceza hâkimliğine yapılan başvuruda karar sonucunu değiştirebilecek nitelikteki esaslı iddiaların karşılanmaması nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu Diyarbakır'da ikamet etmektedir. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) entegrasyon ekranından yapılan sorgulamada başvurucunun 1/10/2008 ilâ 30/6/2020 tarihlerinde BAĞ-KUR çalışma kaydı, başlangıç tarihi görülememekle birlikte 13/6/2023 tarihine kadar Kayapınar Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünde eğitim destekleyici faaliyetler kapsamında (SSK çalışanı) çalışma kaydı, 10/5/2023 tarihi itibarıyla da öğretmen olarak kamu çalışanı kaydı bulunmaktadır.

3. Diyarbakır Bağlar Kaymakamlığı olurları ile ilgili mevzuat uyarınca Bağlar ilçesinde izinsiz eğitim ve öğrenci barınma faaliyeti gösteren yerleri denetlemek üzere İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü bünyesinde kamu görevlilerinden müteşekkil Denetleme Komisyonu oluşturulmuştur. Denetleme Komisyonu, denetimleri sırasında başvurucu hakkında çalışma izni ve ruhsatı olmaksızın işletilen kursun muhatabı olduğundan bahisle 15/4/2021 tarihli tutanak düzenlemiştir. Anılan tutanağın ilgili kısmı şöyledir:

"15/4/2021 tarihinde izinsiz eğitim yerleri denetleme komisyonu olarak ilçemiz Bağcılar Mahallesi ... sitesi arkasındaki [U.] EĞİTİM KİŞİSEL GELİŞİM KURSUNU denetime geldik. Yapmış olduğumuz denetim esnasında adı geçen kurumda bulunan kişilerle şifa[h]en yaptığımız görüşmelerde oranın muhatabının ... TC Nolu Cuma ÇİÇEN olduğu tarafımıza sözlü olarak bildirildi. Adı geçen kursta ögrencilerin faal olarak eğitim-öğretim yaptıkları ve bu işlem için herhangi bir çalışma izni ve ruhsatın olmadığı tarafımızca gözlemlenmiştir."

4. Bağlar Kaymakamlığı İlçe Millî Eğitim Müdürlüğünün 1/7/2021 tarihli yazısı ile denetim sonucundan Diyarbakır İl Millî Eğitim Müdürlüğü haberdar edilmiştir. Yazı ekine 15/4/2021 tarihli tutanak, inceleme ve soruşturma raporu, anılan kursun tanıtımını, adres ve iletişim bilgilerini içeren broşür eklenmiştir. Yazı ekindeki inceleme ve soruşturma raporunda U. Akademi Kişisel Gelişim Kursu hakkındaki reklam ve ilan broşürlerine istinaden Denetleme Komisyonunca inceleme yapıldığı, inceleme sonuçlarının tutanağa bağlandığı, ilgili tutanak ile kursun reklam ve sınav duyurularına ilişkin broşürlerinin kabahatin delilleri olduğu belirtilmiştir. Raporda, Denetleme Komisyonunca tutulan tutanakta geçen ifadelere atıfta bulunularak kurum açma izni ile işyeri açma ve çalışma ruhsatı olmadığı hâlde kursta öğrencilerin faal olarak eğitim yaptığı tespit edildiğinden bahisle U. Akademi Kişisel Gelişim Kursunun muhatabı olduğu değerlendirilen başvurucunun hakkında 8/2/2007 tarihli ve 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nun 3. maddesi uyarınca idari para cezası uygulanmasına karar verilmesinin uygun olacağı sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.

5. 5580 sayılı Kanun, 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu ve 20/3/2012 tarihli ve 28239 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği gereğince Diyarbakır Valiliği İl Millî Eğitim Müdürlüğünün 5/7/2021 tarihli yazıları ile başvurucu hakkında İdari Para Cezası Karar Tutanağı düzenlenmiş; başvurucunun izinsiz öğretim faaliyeti göstermesi sebebiyle brüt asgari ücretin yirmi katı karşılığı 71.550 TL idari para cezası ödemesine karar verilmiştir. Anılan İdari Para Cezası Karar Tutanağı'nın incelenmesinden, başvurucunun U. Akademi Kişisel Gelişim Kursunun muhatabı olarak değerlendirildiği, kabahatin işlendiğine dair delil olarak 15/4/2021 tarihli tutanağın (bkz. § 3), inceleme ve soruşturma raporunun ve broşürün (bkz. § 4) gösterildiği anlaşılmaktadır.

6. Başvurucu, idari para cezasına itiraz etmiştir. İtiraz dilekçesinde; -diğer nedenlerle birlikte- kabahatin işlendiği yer olarak gösterilen adresle bir ilgisinin bulunmadığını, anılan adreste eğitim-öğretim faaliyeti yapmadığını ve adreste kimlerin eğitim-öğretim faaliyeti yaptığını bilmediğini, gerçeğe aykırı ve eksik araştırmaya dayanılarak idari para cezası uygulandığını ileri sürmüştür. Ayrıca kabahati kendisinin gerçekleştirdiğine dair soyut beyan dışında somut delil bulunmadığını, kaldı ki kabahati kendisi gerçekleştirmiş olsa dahi mevzuat gereği yapılması gereken uyarı ya da ihtarın yapılmadığını beyan etmiştir. Başvurucu belirtilen nedenlerle aleyhine idari para cezası düzenlenmesinin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle idari para cezasının iptal edilmesini talep etmiştir.

7. Diyarbakır 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin (Hâkimlik) 2/11/2021 tarihli kararında itirazın reddine karar verilmiştir. Kararın gerekçesinde; 5580 sayılı Kanun'un 3. maddesine yer verildikten sonra Denetleme Komisyonu tarafından gerçekleştirilen denetimde kurum açma izni ve işyeri açma ve çalışma ruhsatı bulunmadığı hâlde kursta öğrencilerin faal olarak eğitim ve öğretime devam ettiğinin, kurumda bulunan kişilerle yapılan şifahi görüşmelerde kurumun muhatabının başvurucu olduğunun belirtildiğinin tespit edildiği vurgulanmıştır. Kararda ayrıca kurum adına "[u.]_akademi21" kullanıcı adıyla açılmış sosyal medya hesabı bulunduğunun, bu hesaptan adı geçen adreste faaliyette bulunulduğunun ve bastırılmış ilanların paylaşıldığının tespit edildiği, el ilanı ve broşürlerde "Evinize en yakın kurs merkezi [U.] Akademi Bursluluk Sınavı 5.6.7. Sınıflar 10-11 Nisan Sınav giriş kartlarınızı kurumumuzdan temin edebilirsiniz", "Sizleri Hızlandırılmış Derslerimize Bekliyoruz. Pandemi Tedbirleri Alınmış Hijyenik Vip Sınıflar" ifadelerinin yer aldığının görüldüğü ve bu broşürlerin Denetleme Komisyonunun 15/4/2021 tarihli denetim raporuna eklendiğinin anlaşıldığı belirtilmiştir. Sonuç olarak başvurucunun itirazının kabul edilemeyeceği, İdari Para Cezası Karar Tutanağı'nın aksinin ispat edilemediği, idari para cezasında herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı ve verilen idari yaptırım kararının hukuka uygun olduğu kanaatine varılmıştır.

8. Başvurucu vekili tarafından karara itiraz edilmiştir. İtiraz dilekçesinde, yukarıda belirtilen iddiaların (bkz. § 6) yanında başvurucu aleyhine tutulan tutanakta kaynağı belli olmayan şifahi bilgiye dayanıldığı, anılan şifahi bilginin kaynağını teşkil eden kişi ya da kişilerin kimlik bilgisinin tutanakta yer almadığı gibi bu kişi ya da kişilerin imzasının da bulunmadığı, bu hâliyle tutanağın hukuken geçersiz ve özensiz olduğu, dayanılan delili ve içeriği denetleme imkânından mahrum kalındığı, eksik araştırma yapıldığı, elektrik, su veya internet hizmeti gibi abonmanlık sözleşmelerinden ilgili kişi tespit edilebilecekken bu tür araştırmalar yapılmaksızın başvurucu hakkındaki soyut isnatla idari para cezası verildiği belirtilmiştir. Ayrıca başvurucunun daha önce aynı ilçede ruhsatlı olarak başka bir adreste 2020 yılında eğitim kurumu açıp işlettiği ve 2020 yılı içinde kurumu kapattığı, kurumu kapatmasına ilişkin terk yazısının dilekçe ekinde sunulduğu, tutanağın düzenlendiği tarihte başvurucunun cep telefonundan İlçe Millî Eğitim Müdürlüğünden olduğunu beyan eden kişilerce arandığı, başvurucunun T.C. Kimlik Numarasının talep edildiği, başvurucu konunun ne olduğunu sorduğunda bir sorunun bulunmadığının, sadece sistemde T.C. Kimlik Numarasının hata verdiğinin belirtildiği iddia edilmiş ve söz konusu telefon görüşmesinden beş ay sonra idari para cezası kararının tebliğ edildiği ifade edilmiş; iddiaların ve itirazların araştırılmadığından, tartışılmadığından şikâyet edilmiştir. Diyarbakır 1. Sulh Ceza Hâkimliği (İtiraz Mercii), delil durumunda herhangi bir değişiklik olmadığı, verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle itirazın reddine hükmetmiştir.

9. Başvurucu, nihai hükmü 14/12/2021 tarihinde öğrendikten sonra 6/1/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

10. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

11. Başvurucu; hakkında verilen cezada izinsiz şekilde faaliyette bulunan eğitim kurumundaki şifahi görüşmede muhatap olarak kendisinin gösterildiği gerekçesine dayanıldığını belirtmiştir. Başvurucu ayrıca soruşturma sürecinde tutulan tutanağa ilişkin beyanlarının alınmadığını, bahse konu adres ile kira kontratı, fatura kaydı, kartvizit gibi doğrudan ya da dolaylı bir bağlantısının bulunmadığını, eğitim yerinin sorumlusu olduğuna ilişkin şifahi bilginin kim tarafından verildiği hususunda herhangi bir bilginin mevcut olmadığını, tespit günü ya da öncesi ve sonrasında idari para cezasına konu adreste hiç bulunmadığını, aksini ispat edebilme imkânı tanınmadan hakkında karar verildiğini ifade etmiş; adil yargılanma hakkının ihlal edildiğinden şikâyet etmiştir.

12. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; başvurucunun ileri sürdüğü ihlal iddiaları hakkında yapılacak incelemede belirtilen mevzuat hükümleri ile somut olayın kendine özgü şartları gözönüne alınarak değerlendirme yapılması gerektiği belirtilmiştir. Bakanlık görüşünde, Millî Eğitim Bakanlığı Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü yazısı ve idari para cezasına ilişkin eklerini de sunmuştur. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

13. Başvuru, karar sonucunu etkileyecek esaslı iddiaların gerekçeli kararda karşılanmamasına ilişkin olduğundan başvurucunun iddiasının gerekçeli karar hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.

14. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

15. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkı, Anayasa'nın 141. maddesi de dikkate alındığında kişilerin adil bir şekilde yargılanmalarını sağlamayı ve denetlemeyi amaçlamaktadır. Gerekçeli karar hakkı, yargılamada ileri sürülen tüm iddialara ayrıntılı şekilde yanıt verilmesi gerektiği şeklinde anlaşılamaz. Bu nedenle gerekçe gösterme zorunluluğunun kapsamı kararın niteliğine göre değişebilir. Tarafların uyuşmazlığın sonucuna etkili nitelikteki iddia ve itirazlarının mahkemesince ilgili ve yeterli bir gerekçe ile karşılanması gerekir. Diğer taraftan kanun yolu incelemesi yapan merciinin yargılamayı yapan mahkemeyle aynı sonuca ulaşması ve bunu aynı gerekçeyi kullanarak veya aynı atıfla kararına yansıtması, kararın gerekçelendirilmiş olması bakımından yeterlidir. Bununla birlikte ilk derece mahkemesince karşılanmayan iddia ve itirazların bu defa kanun yolu merciince de değerlendirilmemesi gerekçeli karar hakkının ihlaline yol açar (Muhittin Kaya ve Muhittin Kaya İnşaat Taahhüt Madencilik Gıda Turizm Pazarlama Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. [2. B.], B. No: 2013/1213, 4/12/2013, §§ 25, 26; Yasemin Ekşi [1. B.], B. No: 2013/5486, 4/12/2013, §§ 56, 57; Mehmet Yavuz [1. B.], B. No: 2013/2995, 20/2/2014, § 51; Vesim Parlak [2. B.], B. No: 2012/1034, 20/3/2014, §§ 33, 34; Sencer Başat ve diğerleri [GK], B. No: 2013/7800, 18/6/2014, §§ 31-39; Münür Ata [2. B.], B. No: 2014/4958, 22/1/2015, §§ 37-43; Hikmet Çelik ve diğerleri [2. B.], B. No: 2013/4894, 15/12/2015, §§ 54-59; Şah Tarım İnşaat Turizm Seyahat Yatçılık San. ve Tic. Ltd. Şti. [2. B.], B. No: 2013/7847, 9/3/2016, §§ 36-48).

16. 5580 sayılı Kanun'un "Kurum açma izni" başlıklı 3. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

"Bir kurumda öğretime başlayabilmek için kurum açma izni alınması zorunludur.

...

Kurum açma izni alınmadıkça, kuruma öğrenci kaydı yapılamaz.

...

Bu Kanun kapsamındaki eğitim-öğretim faaliyetlerini yapan ancak bu Kanuna uygun olarak kurum açma izni ile işyeri açma ve çalışma ruhsatı düzenlenmeyen yerleri kuran veya işletenlere brüt asgari ücretin 20 katı idari para cezası uygulanır ve bu yerler valiliklerce kapatılır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir."

17. Somut olayda başvurucu hakkında kurum açma izni ile işyeri açma ve çalışma ruhsatı düzenlenmeyen yerleri kurduğu veya işlettiği gerekçesiyle idari para cezası düzenlenmiştir. Başvurucu bu idari para cezasına yönelik itiraz aşamasında kabahatin konusunu oluşturan kurs ile ilgisinin bulunmadığını, anılan kursta kabahate konu eylemleri kendisinin gerçekleştirdiğine dair soyut beyan dışında somut delil olmadığını, eğitim yerinin muhatabı olduğuna ilişkin şifahi bilginin kim tarafından verildiğine dair tespitin mevcut olmadığını, tutulan tutanağa ilişkin beyanlarının alınmadığını, daha önce idari para cezasına konu adresten farklı bir adreste eğitim kurumu açmış ve işletmiş ise de bu kurumu kapattığını, işlettiği eğitim kurumunu kapattığına ilişkin bilgi ve belgelerin araştırılmadığını, bu hususlarda Hâkimlik ve İtiraz Mercii kararlarında değerlendirme yapılmadığını ileri sürmüştür.

18. Yargılama sırasında başvurucuya isnat edilen kurum açma izni ile işyeri açma ve çalışma ruhsatı düzenlenmeyen yerleri kurduğu veya işlettiği hususunun incelenmesi gerektiği açıktır. Bununla birlikte gerekçeli kararda -belirtilen yerde bir kurs faaliyeti gerçekleştirildiğinden ziyade- başvurucunun kararın sonucunu etkileyecek nitelikte olan ve idari para cezasına konu olan kurs ile kendisinin doğrudan ya da dolaylı bir bağlantısının bulunmadığına dair iddiası değerlendirilmemiştir. Kararın gerekçesinde 15/4/2021 tarihli tutanağa ve tutanak içeriğinde yaptırıma konu olan yerin muhatabının başvurucu olduğunun sözlü olarak bildirilmesine dayanılmış ise de şifahi bilgiye ve bu bilginin kaynağının belirsizliğine itiraz eden, kabahatin kendisi tarafından işlendiğine dair somut delil bulunmadığını, araştırma yapılmadığını ileri süren başvurucunun bu yöndeki iddiaları hakkında da ayrı ve açık bir yanıt verilmemiştir.

19. Ayrıca başvurucu, belirtilen iddialarını itiraz aşamasında da ileri sürmesine rağmen İtiraz Mercii başvurucunun itirazları hususunda hiçbir değerlendirme yapmaksızın, soyut ve yetersiz gerekçelerle itirazın reddine karar vermiştir. Sonuç olarak yargılamaya bir bütün olarak bakıldığında -somut olayın özel koşullarında- Hâkimlik ve İtiraz Merciinin davanın sonucuna etkili hususlar hakkında yeterli bir yanıt vermediği anlaşılmıştır. Bu nedenle yargılama süreci bir bütün olarak değerlendirildiğinde başvurucunun gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

20. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

21. Başvurucu; ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması ile 20.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

22. Başvuruda tespit edilen anayasal hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek yargılama sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) [1. B.], B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

23. Öte yandan hak ihlali kararından Anayasa Mahkemesinin davanın neticesiyle ilgili olarak bir tutum sergilediği sonucu çıkarılmamalıdır. Anayasa Mahkemesince verilen hak ihlali kararı uyuşmazlığın sonuçlarından bağımsız olup davanın kabulüne, reddine ya da beraate veya mahkûmiyete karar verilmesi gerektiği anlamına gelmemektedir. Kural olarak, yargılamanın her aşamasında olduğu gibi ihlalin sonuçlarını gidermek üzere yeniden yapılacak yargılama sonunda da delillerin dava ile ilişkisini kurma ve bunları değerlendirip sonuç çıkarma yetkisi ilgili mahkemelere aittir.

24. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından başvurucunun manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin gerekçeli karar hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Diyarbakır 5. Sulh Ceza Hâkimliğine (2021/5462 D.İş) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,

E. 664,10 TL harç ve 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 30.664,10 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 2/7/2025tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/aymnin-20228923-basvuru-numarali-karari