AYM'nin 2022/73899 başvuru numaralı kararı
Anayasa Mahkemesi'nin 17/9/2025 tarihli ve 2022/73899 başvuru numaralı kararı
|
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
|
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
YILMAZ BİÇER BAŞVURUSU |
|
(Başvuru Numarası: 2022/73899) |
|
Karar Tarihi: 17/9/2025 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Basri BAĞCI |
|
Üyeler |
: |
Engin YILDIRIM |
|
Rıdvan GÜLEÇ |
||
|
Yıldız SEFERİNOĞLU |
||
|
Metin KIRATLI |
||
|
Raportör |
: |
Aydın DEMİREL |
|
Başvurucu |
: |
Yılmaz BİÇER |
|
Vekili |
: |
Av. Bahar BÜYÜKAKSU |
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, tutuklulukta geçirilen sürenin mahkûmiyet süresini aştığı gerekçesiyle açılan tazminat davasında hükmedilen tazminat miktarının düşük olması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
A. Ceza Davasına İlişkin Süreç
2. Başvurucu, K.E.nin öldürülmesi olayı ile ilgili olarak 30/1/2018 tarihinde gözaltına alınmış; 1/2/2018 tarihinde kasten öldürme suçundan tutuklanmıştır.
3. 14/1/2019 tarihinde tahliye edilen başvurucu, yargılama sonunda Yozgat 1. Ağır Ceza Mahkemesince 12/3/2021 tarihinde kasten yaralama suçundan 11 ay 7 gün hapis cezasıyla cezalandırılmıştır.
4. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi 31/5/2021 tarihinde başvurucununkasten yaralama suçundan mahkûmiyetine ilişkin istinaf başvurusunu esastan kesin olarak reddetmiştir.
B. Tazminat Davasına İlişkin Süreç
5. Başvurucu, mahkûmiyet hükmünü aşan tutukluluk süresi nedeniyle 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (f) bendi gereğince tazminat davası açmıştır.
6. Yozgat 2. Ağır Ceza Mahkemesi (Ağır Ceza Mahkemesi) 15/2/2022 tarihinde davanın kısmen kabulüne ve 471,31 TL maddi ve 1.000 TL manevi tazminatın başvurucuya ödenmesine karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şu şekildedir:
"... Her ne kadar davacı, 01/02/2018-14/01/2019 tarihleri arasında 12 ay haksız yere tutuklu kaldığından bahisle 20.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesini talep ve dava etmişse de, Yozgat 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2020/176 esas, 2021/100 Karar sayılı ilamı ile kasten yaralama suçundan 11 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, davacının beraat etmediği, dava dilekçesinde davacının tutuklandığı tarih itibari ile tutuklu kaldığı günlere ilişkin maddi ve manevi zararının tazmininin talep edildiği anlaşıldığından, davacının tutuklandığı 01/02/2018 tarihine davacının kesinleşen 11 ay 7 gün mahkumiyet süresi eklenerek 08/01/2019 tarihi ile tahliye edildiği 14/01/2019 tarihleri arasında 7 gün fazladan tutuklu kaldığı tespit edilmiş, davacı adına fazladan tutuklu kaldığı bu 7 gün için 2019 yılında geçerli günlük net asgari ücret üzerinden hesaplanan maddi tazminat miktarının kabulüne karar verilmiştir.
Manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise; davacının üzerine atılı suçun niteliği, davacının yaşı, toplumsal konumu, fazladan tutuklulukta kalmasının davacı üzerinde bıraktığı olumsuz etkiler, sosyal ve ekonomik durumu, gözaltında ve tutuklulukta kaldığı süre, çektiği acı, üzüntü nazara alındığında talep ettiği manevi tazminat talebinin kısmen kabülü ile 1000 TL manevi tazminatın tutuklama tarihi olan 01/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte hazineden alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş...
1-Davacının talep etmiş olduğu MADDİ TAZMİNAT talebinin kısmen kabulü ile 471,31 TL, maddi tazminatın tutuklama tarihi olan 01/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte hazineden alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının talep etmiş olduğu MANEVİ TAZMİNAT talebinin kısmen kabulü ile 1.000 TL, maddi [manevi] tazminatın tutuklama tarihi olan 01/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte hazineden alınarak davacıya verilmesine... [karar verildi.]"
7. 26/5/2022 tarihinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi kararda usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmaması nedeniyle istinaf başvurusunu esastan kesin olarak reddetmiştir.
8. Başvurucu, nihai hükmü 6/6/2022 tarihinde öğrendikten sonra 6/7/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
9. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
10. Başvurucu, tutuklulukta geçirdiği sürelerin mahkûmiyet süresinden fazla olduğu iddiasıyla açtığı tazminat davasında hükmedilen tazminat miktarının yetersiz olması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Adalet Bakanlığı (Bakanlık), yapılacak incelemede Anayasa ve mevzuat hükümleri doğrultusunda somut olayın kendine özgü koşullarının gözönüne alınması gerektiği görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
11. Başvuru, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı kapsamında incelenmiştir.
12. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
13. Anayasa'nın 19. maddesinde düzenlenmiş olan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı bireylerin keyfî olarak özgürlüklerinden yoksun bırakılmalarını önlemeye yönelik güvenceler içeren temel bir hak niteliğindedir (Erdem Gül ve Can Dündar [GK], B. No: 2015/18567, 25/2/2016, § 62). Kişilerin keyfî olarak hürriyetinden yoksun bırakılmaması, hukukun üstünlüğüyle bağlı olan bütün siyasal sistemlerin merkezinde yer alan en önemli güvenceler arasındadır. Bireylerin özgürlüklerine yönelik müdahalenin keyfî olmaması, olağanüstü yönetim usullerinin benimsendiği dönemlerde de uygulanması gereken temel bir güvencedir (Aydın Yavuz ve diğerleri [GK], B. No: 2016/22169, 20/6/2017, § 347).
14. Anayasa'nın 19. maddesinin birinci fıkrasında herkesin kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına sahip olduğu ifade edildikten sonra bu hakka yönelik sınırlama nedenleri ikinci ve üçüncü fıkralarda tahdidî olarak sayılmıştır. Anılan maddenin dördüncü, beşinci, altıncı, yedinci ve sekizinci fıkralarında ise hürriyeti kısıtlanan kişilere tanınan güvencelere yer verilmiştir. Maddenin son (dokuzuncu) fıkrasında ise ilk sekiz fıkrada yer alan esaslar dışında bir işleme tabi tutulan kişilerin uğradıkları zararların -tazminat hukukunun genel prensiplerine göre- devlet tarafından ödeneceği belirtilmiştir (A.A. [GK], B. No: 2017/34502, 21/10/2021, § 51).
15. Başvurucunun şikâyetinin ele alınabilmesi için başvurucunun tutulmasının niteliğinin tespiti önem arz etmektedir. Başvurucunun 30/1/2018 günü gözaltına alınması ile başlayan tutulması 14/1/2019 tarihinde tahliye edilmesi ile son bulmuştur. Başvurucu, tahliye edildikten sonra 12/3/2021 tarihinde verilen mahkûmiyet hükmüne göre 11 ay 7 gün hapis cezasıyla cezalandırılmıştır (bkz. §§ 2-4). Mahkûmiyet hükmünden sonra tutmanın bulunmadığı somut olayda başvurucunun 30/1/2018-14/1/2019 tarihleri arasındaki tutulmasının suç isnadına bağlı tutma olduğu anlaşılmaktadır.
16. Anayasa'nın 19. maddesinin yedinci fıkrası şöyledir:
"Tutuklanan kişilerin, makul süre içinde yargılanmayı ve soruşturma veya kovuşturma sırasında serbest bırakılmayı isteme hakları vardır. Serbest bırakılma ilgilinin yargılama süresince duruşmada hazır bulunmasını veya hükmün yerine getirilmesini sağlamak için bir güvenceye bağlanabilir."
17. Anayasa'nın 19. maddesinin yedinci fıkrası bir ceza soruşturması kapsamında tutuklanan yani suç isnadına bağlı tutulan kişiler yönünden yargılamanın makul sürede bitirilmesini ve soruşturma veya kovuşturma sırasında serbest bırakılmayı isteme haklarını güvence altına almıştır.
18. Tutukluluk süresinin makul olup olmadığı konusunun, genel bir ilke çerçevesinde değerlendirilmesi mümkün değildir. Bir sanığın tutuklu olarak bulundurulduğu sürenin makul olup olmadığı, her davanın kendi özelliklerine göre değerlendirilmelidir. Tutukluluğun devamı ancak masumiyet karinesine rağmen Anayasa'nın 19. maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkından daha ağır basan gerçek bir kamu yararının mevcut olması durumunda haklı bulunabilir (Murat Narman [2. B.], B. No: 2012/1137, 2/7/2013, § 61).
19. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılan değerlendirme sonrası başvurucunun suç isnadına bağlı tutulmasının mahkûmiyet hükmünde bahsi geçen 11 ay 7 günlük hapis cezasından yedi gün fazla olduğu kanaatine varılarak yapılan hesaplama sonrası 471,31 TL maddi ve 1.000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir (bkz. § 6). Başvurucunun suç isnadına bağlı olarak tutulma süresinin mahkûmiyet süresinden fazla olduğu Ağır Ceza Mahkemesi tarafından da tespit edilerek tazminata hükmedildiği somut olayda suç isnadına bağlı tutulan başvurucunun makul süre içinde yargılanma ve serbest bırakılmayı isteme hakkını düzenleyen Anayasa'nın 19. maddesinin yedinci fıkrasının ihlal edildiği anlaşılmıştır.
20. 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (f) bendi uyarınca suç soruşturması veya kovuşturması sırasında mahkûm olup da gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği süreleri, hükümlülük sürelerinden fazla olan kişiler maddi ve manevi her türlü zararlarının tazminini talep edebilir. Somut başvuruda da Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ihlal tespiti yapılmış ve bir miktar tazminata hükmedilmiş olmakla başvuruda yapılacak inceleme, hükmedilen tazminat miktarlarının yeterli olup olmadığını belirlemekle sınırlı olacaktır (M.E. [2. B.], B. No: 2018/696, 9/5/2019, § 47).
21. Yargı mercilerinin tazminat için somut olayın şartlarına göre takdir yetkisi bulunmakla birlikte meydana gelen ihlalle orantılı olmayan, önemsiz miktarda bir tazminat Anayasa'nın 19. maddesinin dokuzuncu fıkrasına aykırı olacaktır. Öte yandan tazminat miktarı Anayasa Mahkemesinin benzer davalarda verdiği tazminat miktarına göre kayda değer ölçüde düşük olmamalıdır. Bununla birlikte hükmedilen miktarın Anayasa Mahkemesinin benzer durumlarda verilmesine hükmettiği tazminat miktarından düşük olması tek başına Anayasa'nın 19. maddesinin dokuzuncu fıkrasının ihlal edildiği anlamına gelmez. Tazminatın Anayasa'nın 19. maddesinin dokuzuncu fıkrasıyla uyumlu olup olmadığını değerlendirirken somut olayın kendine özgü şartlarının dikkate alınması gerekir (M.E., § 48).
22. Bunun yanında manevi tazminat miktarının yeterli olup olmadığı belirlenirken tazminata karar veren yargı merciinin karar tarihinde Anayasa Mahkemesinin benzer başvurular üzerine verdiği veya verebileceği tazminat miktarına göre bir karşılaştırma yapılacaktır. Anayasa Mahkemesince yakalama, gözaltı veya tutuklamanın hukuki olmaması nedeniyle manevi tazminata hükmedilirken kişinin sosyal ve ekonomik durumu, mesleki ve toplumsal konumu, üzerine atılı suçun niteliği, koruma tedbirine neden olan olayın cereyan tarzı, tedbirin kişinin üzerinde bıraktığı olumsuz etkiler ve tedbirin süresi, tedbir nedeniyle meydana gelen ihlalin ağırlığı dikkate alınmaktadır (Siyami Hıdıroğlu [GK], B. No: 2018/11489, 11/1/2024, § 35).
23. Somut başvuruya konu tazminat davasını inceleyen Ağır Ceza Mahkemesi başvurucunun fazla tutulmasına ilişkin olarak 1.000 TL manevi tazminat ödenmesine hükmetmiştir. Bu miktarın tazminat hakkının özünü zayıflatacak kadar düşük olduğu sonucuna varılmıştır.
24. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 19. maddesinin -yedinci fıkrasıyla bağlantılı olarak- dokuzuncu fıkrasının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
25. Başvurucu; ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması ve 100.000 TL maddi, 500.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
26. Yapılan değerlendirme ve ulaşılan sonuç dikkate alındığında ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır.
27. Eski hâle getirme kuralı çerçevesinde ihlalin sonuçlarının bütünüyle ortadan kaldırılabilmesi için başvurucuya manevi zararları karşılığında net 200.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir. Başvurucu, maddi zarara ilişkin olarak bilgi/belge sunmadığından maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa'nın 19. maddesinin -yedinci fıkrasıyla bağlantılı olarak- dokuzuncu fıkrasının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucuya net 200.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. 664,10 TL harç ve 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 30.664,10 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin bilgi için Yozgat 2. Ağır Ceza Mahkemesine (E.2021/172, K.2022/51) ve Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 17/9/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.