ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

AYM'nin 2022/58462 başvuru numaralı kararı

AYM'nin 2022/58462 başvuru numaralı kararı
1 Okunma

Anayasa Mahkemesi'nin 4/2/2025 tarihli ve 2022/58462 başvuru numaralı kararı

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

İKİNCİ BÖLÜM

KARAR

C. B. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2022/58462)

Karar Tarihi: 4/2/2025

İKİNCİ BÖLÜM

KARAR

RESEN GİZLİLİK KARARI

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

Rıdvan GÜLEÇ

Yıldız SEFERİNOĞLU

Metin KIRATLI

Raportör

:

Fatih ALKAN

Başvurucu

:

C.B.

Vekilleri

:

Av. Mert YALÇIN

Av. Melis YOKAY ASOVA

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, çocuğun mutat mesken ülkesine iade edilmesi talebiyle açılan davanın reddedilmesi nedeniyle aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) vatandaşı başvurucu ile Türk ve ABD vatandaşı N.S., 2013 yılında ABD'de eş cinsel evlilik birliği kurmuştur. Bu süreçte sperm bankasından alınan anonim sperm ile hamile kalan N.S. 2016 yılında doğum yapmış ve S.C. dünyaya gelmiştir. Taraflar 2019 yılında ABD'de boşanmış ve S.C.nin velayeti başvurucu ile N.S.ye müşterek olarak verilmiştir.

3. Başvurucu, S.C.nin mutat meskeni ABD olmasına rağmen N.S. tarafından 19/7/2020 tarihinde Türkiye'ye götürüldüğünü ve haksız şekilde Türkiye'de alıkonulduğunu iddia ederek Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair Lahey Sözleşmesi (Lahey Sözleşmesi) uyarınca çocuğun mutat meskenine iade edilmesi talebiyle ABD makamlarına başvurmuştur. Talebin Adalet Bakanlığı (Bakanlık) aracılığıyla iletildiği Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca çocuk S.C.nin mutat meskeni olan ABD'ye iade edilmesi istemiyle dava açılmıştır. 12/2/2021 tarihli davanamede; N.S.ninmüşterek velayet altındaki çocuğu ABD'ye rızaya dayalı olarak iade etmeyi reddettiği, bu nedenle uzlaşma sağlanamadığı ve çocuğun mutat mesken ülkesi olan ABD'ye iadesine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.

4. Ankara 5. Aile Mahkemesinin (Mahkeme) 14/4/2021 tarihli kararıyla çocuğun iadesi talebiyle açılan davanın reddine karar verilmiştir. Kararın gerekçesinde şu hususlara yer verilmiştir:

i. Mahkemece alınan uzman raporunda tarafların 2008 yılında tanıştıkları ve o dönemde İstanbul'da yaşadıkları, sonraki süreçte başvurucunun sperm bankası yoluyla A.yı dünyaya getirdiği, A.ya otizm teşhisi konulması nedeniyle tarafların ABD'de yaşamaya başladıkları, davalı N.S.nin sperm bankasından alınan örnekle hamile kaldığı ve S.C.nin dünyaya geldiği belirtilmiştir. Ayrıca S.C. ile A.nın iyi anlaştığı, çocuk S.C.nin Türkiye'de mutlu olduğu, burada yeni arkadaşlar edindiği, yaşı gereği olan gelişimsel özellikleri gösterdiği, yaşadığı konutun çocuğun yaşamına uygun olduğu, anne N.S.nin çocuğun ihtiyaçlarını karşıladığı ve çocuğun N.S. ile yaşamak istediği belirtilmiştir. Çocuğun ABD'ye iade edilmesi hâlinde fiziksel ve psikolojik tehlikeye maruz kalıp kalmayacağı konusunda değerlendirme yapılamadığı ifade edilmiştir.

ii. Türk hukukunda eş cinsel evliliklerin kabul edilmediği ve yok hükmünde olduğu 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'na göre çocuğu doğuran kişinin anne ve veli olarak kabul edildiği, bu doğrultuda çocuğun velayetinin N.S.ye ait olduğu, küçük S.C.nin aynı zamanda Türk vatandaşı olduğu, Türkiye'de bulunma ve yaşama hakkına sahip olduğu, ayrıca başvurucunun çocuk S.C. üzerinde herhangi bir hukuki hakka sahip olmadığı, Lahey Sözleşmesi'nde de bu yönde bir düzenleme bulunmadığı, bu nedenlerle iade talebinin yerinde görülmediği açıklanmıştır.

5. Karara karşı başvurucu, sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde çocuğun mutat meskeninin ABD olduğunu, çocuğun yasal temsilcisi olduğunu, davada mutat mesken ülke hukukunun esas alınması ve çocuğun kaçırılmadan önceki hayatına dönmesi gerektiğini, bu hususları gözardı eden kararın hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür. Cumhuriyet savcısı tarafından yapılan istinaf başvurusunda ise tarafların boşandıkları ve boşanma protokolü uyarınca çocuk üzerinde ortak velayete sahip oldukları, N.S.nin çocuğu yasal olarak Türkiye'ye getirmekle birlikte ABD'ye tekrar götürmediği, bu suretle alıkonulan çocuğun mutat mesken ülkesine iade edilmesi gerektiği iddia edilmiştir.

6. Anılan istinaf başvuruları, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 24/11/2021 tarihli kararıyla reddedilmiştir. Kararda, Aile Mahkemesince yapılan değerlendirmede usul ve esas yönünden mevzuata aykırı bir durum olmadığı belirtilmiştir.

7. Temyiz üzerine inceleme yapan Yargıtay 2. Hukuk Dairesi de kararın usule ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle temyiz talebinin reddine ve kararın onanmasına 28/2/2022 tarihinde karar vermiştir.

8. Başvurucu, nihai kararı 21/4/2022 tarihinde öğrendikten sonra 20/5/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

9. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

10. Başvurucu; ebeveynin aynı cinsiyette olmasının Lahey Sözleşmesi'nin uygulanması bakımından bir engel teşkil etmediğini, velayet hakkını ABD'de kullanabilmesine rağmen Türk mahkemelerince verilen karar nedeniyle bu hakkın kullanımından mahrum kaldığını ve çocuğunu tekrar görme imkânının ortadan kaldırıldığını ileri sürmüştür. Mahkemelerce değerlendirilmesi gereken hususun Lahey Sözleşmesi'ndeki koşulların çocuğun mutat mesken ülkesine iade edilmesi için yeterli olup olmadığının tespitiyle sınırlı olması gerektiğini, mevcut yaklaşımın ayrımcılık oluşturduğunu ve aile ilişkisine zarar verdiğini belirterek aile hayatına saygı hakkı, adil yargılanma hakkı ile eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini iddia etmiştir.

11. Başvuru, aile hayatına saygı hakkı kapsamında incelenmiştir.

12. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

13. Her çocuk, menfaatleri aksini gerektirmedikçe ebeveyni ile doğrudan ve düzenli olarak kişisel ilişkisini sürdürme hakkına sahiptir. Lahey Sözleşmesi, yasa dışı kaçırılan veya taraf devletlerden birinde alıkonulan çocuğun ivedi şekilde iadesini ve ebeveyn tarafından gerçekleştirilen uluslararası çocuk kaçırma vakalarının çözümü hususunda hızlı bir prosedür öngörmekte ve Lahey Sözleşmesi'nde yer verilen sınırlı sayıdaki istisnai hâller dışında çocuğun bulunduğu ülkenin yetkili makamlarının çocuğu mutat ikametgâhı olan ülkesine ivedi şekilde iade etmesini zorunlu kılmaktadır (Marcus Frank Cerny [GK], B. No: 2013/5126, 2/7/2015, §§ 46, 47). Söz konusu istisnalardan biri de çocuğun ağır fiziksel veya psikolojik zarar riskine maruz bırakılması veya başka bir şekilde katlanılmaz bir duruma sokulması olarak sayılmaktadır (Marcus Frank Cerny, § 75; Levent Aşıklar [1.B.], B. No: 2014/13936, 8/3/2018, § 77). Anayasa Mahkemesi, anneye bağımlılık çağında olan ve doğumundan itibaren anne tarafından bakılan çocukların anne yanındayken alıştığı koşullardan ve anneden koparılarak başka bir ülkeye gönderilmesinin çocuk üzerinde olumsuz etkilerinin olabileceğinin de gözetilmesi gerektiğini belirtmiştir (Dilek Tsakırıdıs [1.B.], B. No: 2018/35068, 9/6/2020, § 46).

14. Ebeveyn ve çocuk arasındaki aile yaşamının tesisinde dikkate alınması gereken temel unsur çocuğun üstün yararıdır. Kamu makamlarının çocuğun üstün yararını daima dikkate alarak ve ebeveyn ile çocuğun menfaatleri arasındaki adil dengeyi gözeterek karar vermeleri gerekir (M.M.E. ve T.E. [2.B.], B. No: 2013/2910, 5/11/2015, § 133). Bu çerçevede Anayasa Mahkemesi, yargı mercileri tarafından izlenen usulü denetleme ve özellikle mahkemelerin Lahey Sözleşmesi hükümlerini yorumlayıp uygularken Anayasa'nın 20. ve 41. maddelerindeki güvenceleri gözetip gözetmediğini belirleme yetkisine sahiptir (Marcus Frank Cerny, § 62; Levent Aşıklar, § 68).

15. Somut olayda başvurucunun ve Başsavcılığın iade talebi ilgili mahkemelerce reddedilmiştir. Kararların gerekçelerinde 4721 sayılı Kanun'a göre çocuğun velayetininçocuğu doğuran davalı N.S.ye ait olduğu, bu durumda başvurucunun çocuk üzerinde herhangi bir hak ileri sürme imkânının olmadığı belirtilmiştir. Bu noktada ilgili yargı mercilerince verilen kararların çocuğun yararına aykırı olup olmadığı ve aile hayatına saygı hakkının güvencelerini sağlama konusunda ilgili ve yeterli gerekçeler içerip içermediği değerlendirilmelidir.

16. İlgili yargısal makamlarca yapılan değerlendirmelerde, Türk hukukuna göre çocuk üzerinde hak ve yetki sahibi olan anne N.S.nin yanında Türkiye'de bulunan çocuğun yararının neleri gerektirdiğine ilişkin araştırmaların yapıldığı, uzman görüşlerine başvurulduğu, tarafların iddialarının dikkate alındığı, ileri sürülen delillerin irdelendiği ve oluşturulan kararların gerekçelerinde dava konusu uyuşmazlığın çözümüne ilişkin yeterli açıklamalara yer verildiği görülmektedir. Ayrıca yargılama sürecinde ortaya konulan yaklaşımın tarafların çıkarları ile çocuğun yüksek menfaati arasında adil bir denge kurduğu değerlendirilmektedir.

17. Başvurucunun dava süreçlerinde iddia ve savunmaları ile delillerini yazılı ve sözlü olarak sunduğu, verilen kararlara karşı kanun yollarına başvurarak etkili bir katılım sağladığı görülmektedir. Adil yargılanma hakkının usule ilişkin gereklerine riayet edilerek yapılan yargılamalar neticesinde çocuğun üstün yararının sağlanması amacı doğrultusunda Mahkemelerce oluşturulan çocuğun iade edilmesi talebinin reddine ilişkin karar gerekçelerinin aile hayatına saygı hakkı bağlamında ilgili ve yeterli olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

18. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edilmediğine karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun niteliği gereği kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin RESEN GİZLİ TUTULMASINA,

B. Aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının İHLAL EDİLMEDİĞİNE,

D. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA,

E. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 4/2/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/aymnin-202258462-basvuru-numarali-karari