AYM'nin 2021/66000 başvuru numaralı kararı
Anayasa Mahkemesi'nin 25/6/2025 tarihli ve 2021/66000 başvuru numaralı kararı
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
İKİNCİ BÖLÜM |
KARAR |
OKAN DEMİR BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2021/66000) |
Karar Tarihi: 25/6/2025 |
İKİNCİ BÖLÜM |
KARAR |
Başkan |
: |
Basri BAĞCI |
Üyeler |
: |
Engin YILDIRIM |
Rıdvan GÜLEÇ |
||
Kenan YAŞAR |
||
Ömer ÇINAR |
||
Raportör |
: |
Burak TOPALOĞLU |
Başvurucu |
: |
Okan DEMİR |
Vekili |
: |
Av. Cem TUNÇ |
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, temin faaliyeti tamamlanmayan astsubay adaylarının temin faaliyetlerinin olağanüstü hâl kanun hükmünde kararnamesiyle iptal edilmesi üzerine açılan davanın Olağanüstü Hâl İşlemleri İnceleme Komisyonuna gönderilmesi yerine incelenmeksizin reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu, Türk Silahlı Kuvvetlerinde (TSK) 19/2/2016 tarihinde astsubay temel askerlik ve astsubay anlayışı kazandırma kursuna kursiyer olarak başlamıştır. Başvurucunun, eğitimi devam etmekteyken benzer durumdakilerin tamamını kapsadığı anlaşılan 26/8/2016 tarihli bir emirle izne gönderildiği anlaşılmıştır.
3. 29/10/2016 tarihli ve 29872 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 675 sayılı Olağanüstü Hâl Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin (675 sayılı KHK) 6. maddesinin (a) bendinde yer alan temin faaliyeti tamamlanmamış astsubay ve subay adayları hakkındaki işlemlerin iptal edilmesi kuralı kapsamında başvurucunun TSK ile ilişiği kesilmiştir. Başvurucu 20/10/2018 tarihinde astsubay olarak atanmak için gerekli şartları taşıdığından bahisle astsubay olarak atamasının yapılması, aksi hâlde bir kamu kurumunda başka bir kamu görevine atamasının yapılması talebiyle idareye başvurmuştur. Talebinin 31/10/2018 tarihli yazı ile reddedilmesi üzerine başvurucu, işlemin iptali için dava açmıştır.
4. Ankara 13. İdare Mahkemesi (Mahkeme) 12/2/2019 tarihinde davanın incelenmeksizin reddine karar vermiş, karar gerekçesinde başvurucunun astsubaylığa nasbının yapılmamasına ilişkin kurulmuş, idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülebilir bir idari işlem olmadığını belirtmiştir.
5. Başvurucu, bu karara karşı istinaf başvurusunda bulunmuştur. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi (Bölge İdare Mahkemesi) 23/5/2019 tarihli kararla istinaf başvurusunun kabulüne ve Mahkeme kararının kaldırılmasına karar vermiştir. Karar gerekçesinde dava konusu işlemin doğrudan kanun hükmünde kararname (KHK) hükmüne dayalı bir işlem olduğundan söz etmenin mümkün olmadığını, işlemin esasının incelenerek bir karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.
6. Kaldırma kararı sonrası yürüttüğü yargılama sonucunda Mahkeme, davanın reddine karar vermiş, karar gerekçesinde ilgili KHK hükmü uyarınca davalı idarece bağlı yetki içinde adaylık işlemleri iptal edilerek nasbı yapılmayan başvurucunun astsubaylığa nasbının yapılması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediğini ifade etmiştir.
7. Başvurucu, anılan karara karşı istinaf başvurusunda bulunmuş, Bölge İdare Mahkemesi 17/9/2020 tarihinde istinaf başvurusunun reddine karar vermiştir. Başvurucunun söz konusu karara karşı yaptığı temyiz başvurusu sonrası Danıştay 5. Dairesi 15/11/2021 tarihinde Bölge İdare Mahkemesi kararının onanmasına kesin olarak karar vermiştir.
8. Başvurucu, nihai hükmü 3/12/2021 tarihinde öğrendikten sonra 31/12/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
9. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
10. Başvurucu; astsubaylık için engeli olmadığını, gerekçe bireyselleştirilmeden davanın reddedildiğini, bu nedenle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
11. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde, başvurucunun temel hak ve hürriyetlerinin ihlal edilip edilmediği konusunda yapılacak incelemede Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri ile somut olayın kendine özgü koşullarının dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Bakanlık görüşünün ekinde yer alan Millî Savunma Bakanlığı yazısında başvurucunun 675 sayılı KHK gereği astsubaylığa nasbının yapılmadığı, başvurucu hakkında dava dosyasına sunulanlar dışında görüş ve öneri bulunmadığı açıklanmıştır. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı kendisine atfedilebilecek hukuk dışı bir eylemi olmadığını ve mağdur olduğunu belirtmiştir.
12. Başvurucunun iddialarının mahkemeye erişim hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
13. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
14. Anayasa Mahkemesi olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan Ayhan Orhanlı ([GK], B. No: 2019/7991, 23/2/2023) kararında 1/2/2018 tarihli ve 7075 sayılı Kanun'un 2. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca olağanüstü hâl (OHAL) kapsamındaki KHK'larla gerçek kişilerin hukuki statülerine ilişkin olarak doğrudan düzenlenen işlemlerin OHAL Komisyonunun yetkisinde olduğunu belirtmiş; temin faaliyetinin OHAL KHK'sı ile iptal edilmesi ve nasbının yapılmaması üzerine açtığı davada keyfîliğe karşı başvurucuya anayasal güvenceler sağlayacak nitelikte bir yorumla dosyanın Olağanüstü Hâl İşlemleri İnceleme Komisyonuna (OHAL Komisyonu) gönderilmesi yerine davanın incelenmeksizin reddedilmesi suretiyle yapılan müdahalenin Anayasa'nın 15. maddesinde öngörülen durumun gerektirdiği ölçüde olmadığı, başvurucunun adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşmıştır.
15. Somut olayda, başvurucunun temin faaliyetinin OHAL KHK'sı ile iptal edilmesi üzerine açtığı davada keyfîliğe karşı başvurucuya anayasal güvenceler sağlayacak nitelikte bir yorumla dosyanın OHAL Komisyonuna gönderilmesi yerine davanın reddedildiği anlaşıldığından somut başvuruda, anılan kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.
16. Öte yandan Mahkeme davanın incelenmeksizin reddine karar vermemekle birlikte işlemin bağlı yetki çerçevesinde gerçekleştirildiğinden hukuka aykırı olmadığı yönündeki gerekçesinin (bkz. § 6) esasa ilişkin bir değerlendirme olarak görülemeyeceği ve doğrudan KHK ile tesis edilen işlemlere karşı dosyaların OHAL Komisyonuna gönderilmeyerek yargısal denetime imkân sağlanmadığı sonucunu değiştirmediği anlaşılmıştır. Bu sebeple de Ayhan Orhanlı kararında ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.
17. Ayrıca Ayhan Orhanlı kararında da belirtildiği üzere OHAL Komisyonunun görev süresi 22/1/2023 tarihinde sona ermişse de 7075 sayılı Kanun'a eklenen geçici 5. maddede görev süresinin sona ermesinden sonra Komisyonun görevleri kapsamındaki hususlarda mahkemelerce verilecek kararlar üzerine yapılması gerekli iş ve işlemleri yürütecek kurum ve kuruluşlar belirlenmiştir.
18. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
19. Başvurucu, eşitlik ilkesinin ve mülkiyet hakkının da ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Mahkemeye erişim hakkı şikâyeti yönünden ulaşılan sonuç gözetildiğinde başvurucunun anılan ihlal iddialarının ayrıca incelenmesine gerek olmadığına karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
20. Başvurucu; ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması ile 500.000 TL maddi ve 500.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
21. Başvuruda tespit edilen anayasal hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek yargılama sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) [1. B.], B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
22. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından başvurucunun tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Diğer ihlal iddialarının İNCELENMESİNE GEREK OLMADIĞINA,
D. Kararın bir örneğinin mahkemeye erişim hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için (7075 sayılı Kanun'un geçici 5. maddesi çerçevesinde oluşturulan başvuru yolu dikkate alınarak) yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara 13. İdare Mahkemesine (E.2019/1682, K.2020/575) GÖNDERİLMESİNE,
E. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,
F. 487,60 TL harç ve 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 30.487,60 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
G. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 25/6/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.