ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

AYM'nin 2021/58553 başvuru numaralı kararı

AYM'nin 2021/58553 başvuru numaralı kararı
1 Okunma

Anayasa Mahkemesi'nin 28/5/2025 tarihli ve 2021/58553 başvuru numaralı kararı

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

İKİNCİ BÖLÜM

KARAR

ABDULLAH ACAR BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/58553)

Karar Tarihi: 28/5/2025

İKİNCİ BÖLÜM

KARAR

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

Rıdvan GÜLEÇ

Yıldız SEFERİNOĞLU

Metin KIRATLI

Raportör

:

Eren Can BENAKAY

Başvurucu

:

Abdullah ACAR

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru; ceza infaz kurumu tarafından verilen disiplin cezasına karşı yapılan şikâyette uyuşmazlığın esasına etkili iddiaların ilgili ve yeterli gerekçeyle karşılanmaması nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, Nusaybin Sulh Ceza Hâkimliği tarafından silahlı terör örgütüne üye olma suçundan başlatılan soruşturma kapsamında 25/9/2015 tarihinde tutuklanarak Elâzığ 1 No.lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna (İnfaz Kurumu) yerleştirilmiştir.

3. 6/8/2021 tarihinde saat 10.00 civarında ceza infaz kurumunda slogan atma ve kapıya vurma eyleminin başlaması üzerine olayla ilgili tutanak düzenlenmiştir. 6/8/2021 tarihli tutanakta, hükümlü M.D.nin koğuşa giderken üst aramasına itiraz edip sloganlar attığı ifade edilmiştir. Diğer odalarda bulunan hükümlü ve tutukluların kapıya vurma eylemi başlatması üzerine görevli memurlarca koridorlara girildiği ve bu kişilere İnfaz Kurumunun düzenini bozmamaları yönünde uyarıda bulunulduğu aktarılmıştır. Buna rağmen hükümlü ve tutukluların eylemlerine devam ettikleri vurgulanmıştır. Öte yandan tutanağın son kısmında, yaşanan olayların 2 numaralı yaka kamerasıyla kayıt altına alındığı ve görevli memurlar tarafından eylemde bulunan hükümlü ve tutukluların kim olduklarının yaka kamerası kaydındaki görüntülerden belirlendiği ve isimlerinin yazılarak bu kişilerin tespit edildiği belirtilmiştir.

4. Düzenlenen tutanağa istinaden başvurucu hakkında 9/8/2021 tarihinde disiplin soruşturması başlatılmış ve başvurucunun savunması istenmiş, başvurucu 12/8/2021 tarihinde sözlü savunmasını yapmıştır. Başvurucu savunmasında, o gün kitap okurken dışarıdan gelen sesler üzerine sadece kulağını kapıya dayayarak sesleri dinlediğini belirtmiştir. Bu sırada memurların kapıyı açıp slogan attığını söyleyerek kendisini dışarı çıkardıklarını ifade etmiştir. Hiçbir şekilde slogan atmadığını ve yaşanan olayla bir ilgisinin bulunmadığını vurgulamıştır.

5. İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu 13/8/2021 tarihinde başvurucunun 3 gün hücreye koyma cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir. Kararda; başvurucunun slogan atma eylemini gerçekleştirdiğinin, aynı zamanda da diğer hükümlü ve tutukluların galeyana gelmesini sağladığının ve mahkûmların kapıya vurma eylemini gerçekleştirdiklerinin alınan memur ifadelerinden sabit görüldüğü belirtilmiştir. Anılan kararda 6/8/2021 tarihli tutanakta tespit edilen hususlar ile alınan savunmalara yer verilmiştir. Ancak memur ifadeleri disiplin cezası kararında yer almamıştır.

6. Başvurucu, hakkında verilen hücreye koyma disiplin cezasına karşı 23/8/2021 tarihinde Elâzığ İnfaz Hâkimliği (İnfaz Hâkimliği) nezdinde şikâyet başvurusunda bulunmuştur. Dilekçede, hiçbir olaya karışmadığını ve slogan atmadığını belirtmiştir. Bu durumun kamera kayıtlarının incelenmesinden anlaşılacağını ifade etmiştir.

7. İnfaz Hâkimliği 13/10/2021 tarihinde şikâyeti reddetmiştir. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı şu şekildedir:

"Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; tutanak mümzilerinin ifadelerinde Abdullah Acar'ın 'b. s. A.' diyerek slogan atıp diğer koğuşlardaki tutuklu/hükümlüleri kışkırttığını beyan ettikleri, dosya kapsamında bulunan 6/8/2021 tarihli tutanaktan C Blokta bulunan tutuklu ve hükümlülerin kapıya vurma eylemi başlattığı ve bu eylemin görevli memurlar tarafından kayıt altına alındığı, tutuklu Abdullah Acar'ın da kapı vurma eylemini gerçekleştiren kişiler arasında bulunduğunun ifade edildiği, tutanak mümzileri olan infaz koruma memurlarının dosya arasına alınan beyanlarınında birbirleriyle uyumlu olduğu anlaşılmıştır. Dosya kapsamında yer alan 6/8/2021 tarihli tutanak, olayın tanığı olan infaz koruma memurlarının beyanları birlikte değerlendirildiğinde tutuklunun suçtan kurtulmaya yönelik savunmasına itibar edilmemesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Mevzuatta disiplin cezası gerektiren kurumda korku ve panik yaratan eylemlerin neler olduğu tanımlanmamış olup hangi eylemin kurumda korku veya panik yaratacağının somut olayın özelliklerine göre belirlenmesi gerektiği, somut olayımızdaki cezaevi görevlilerince tutulan tutanağa göre tüm hükümlülerin/tutukluların ortak bir şekilde hareket ederek kurumda paniğe sebebiyet verdiği anlaşılmış olup açıklanan gerekçelerle usul ve yasaya uygun olarak verilen karara karşı yapılan itirazın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur."

8. Başvurucu, 18/10/2021 tarihinde karara itiraz etmiştir. Dilekçede, hiçbir somut karar olmadan disiplin cezası verildiğini belirtmiştir. Slogan atmadığı ve yaşanan olaylara müdahil olmadığı hâlde haksız olarak cezalandırılmasından şikâyet etmiştir. Kamera kayıtlarının incelenmesiyle durumun anlaşılacağını vurgulamıştır.

9. Elâzığ 1. Ağır Ceza Mahkemesi (Ağır Ceza Mahkemesi) 22/10/2021 tarihinde itirazı kesin olarak reddetmiştir. Kararda, 6/8/2021 tarihli tutanak ve bu yönde alınan beyanlar dikkate alındığında İnfaz Hâkimliğince verilen kararda herhangi bir isabetsizlik bulunmadığını belirtmiştir.

10. Başvurucu, nihai hükmü 3/11/2021 tarihinde öğrendikten sonra 29/11/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

11. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

12. Başvurucu, slogan atmadığını ve çıkan olaylara karışmadığını belirtmiştir. Kendisinin olaylara iştirak ettiğine dair herhangi bir tanığın bulunmadığını ifade etmiştir. Kamera kayıtları incelenmeden haksız bir şekilde cezalandırılmasına bağlı olarak adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

13. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde, İnfaz Hâkimliği ve Ağır Ceza Mahkemesi kararlarının açık bir keyfîlik veya bariz takdir hatası içermediği, bu nedenle başvurucunun iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanında kamera kayıtlarının incelenmeden karar verilmesinden şikâyet etmiştir.

14. Başvuru, gerekçeli karar hakkı kapsamında değerlendirilmiştir.

15. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

16. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkı, kişilerin hakkaniyete uygun bir şekilde yargılanmalarını sağlamayı ve bu amaca uygunluk yönünden yargılamanın denetlenmesini amaçlamaktadır. Mahkeme kararlarının, davanın temel maddi ve hukuki sorunları ile taraflarca ileri sürülen ve davanın sonucunu etkileyen iddia ve itirazlar hakkında delillerle bağ kurulmak suretiyle yeterli gerekçe içermesi zorunludur. Uyuşmazlığın hukuki ve maddi sorunlarıyla ilgisiz değerlendirmelere kararda yer verilmesi de gerekçeli karar hakkıyla bağdaşmamaktadır. Karar gerekçesinin belirtilen unsurları taşıması, yargılamanın adil yargılanma hakkı güvencelerine uygun şekilde yürütülüp yürütülmediğinin taraflarca öğrenilmesini sağladığı gibi ayrıca demokratik bir toplumda kendi adlarına verilen yargı kararlarının sebeplerini toplumun öğrenmesinin sağlanması için de gereklidir (bazı eklemeler ve farklılıklarla birlikte bkz. Sencer Başat ve diğerleri [GK], B. No: 2013/7800, 18/6/2014, §§ 31, 34).

17. Diğer taraftan kanun yolu incelemesi yapan merciinin yargılamayı yapan mahkemeyle aynı sonuca ulaşması ve bunu aynı gerekçeyi kullanarak veya aynı atıfla kararına yansıtması, kararın gerekçelendirilmiş olması bakımından yeterli görülebilir. Bununla birlikte ilk derece mahkemesince karşılanmayan veya ancak ilk defa kanun yolu merciine ileri sürülebilecek nitelikteki esaslı iddia ve itirazların kanun yolu merciince de değerlendirilmemesi gerekçeli karar hakkının ihlaline yol açabilir (bazı eklemeler ve farklılıklarla birlikte bkz. Mehmet Yavuz [1. B.], B. No: 2013/2995, 20/2/2014, § 51).

18. Başvurucu hakkında 6/8/2021 tarihinde düzenlenen tutanak uyarınca disiplin soruşturması başlatılmıştır. Soruşturma kapsamında savunması alındıktan sonra başvurucu 3 gün hücreye koyma cezasıyla cezalandırılmıştır. Başvurucunun cezaya karşı yaptığı şikâyet İnfaz Hâkimliği tarafından reddedilmiş ve karar itiraz aşamasından geçerek kesinleşmiştir.

19. İnfaz Hâkimliği, başvurucunun slogan atma ve kapıya vurma eylemini gerçekleştirmesi nedeniyle verilen cezayı hukuka uygun kabul etmiştir. Bunun gerekçesi olarak da 6/8/2021 tarihli tutanak ve olayın tanığı olan infaz koruma memurlarının beyanlarının birlikte değerlendirilmesi sonucunda başvurucunun savunmasına itibar edilmemesini göstermiştir. İnfaz Hâkimliği, kararında infaz koruma memurlarının beyanlarından bahsetse de söz konusu beyanların neler olduğunu açıklamamıştır. Beyanlarda ifade edilen hususların neler olduğuna, bu beyanların etkisine ve başvurucunun savunmasının neden kabul edilemez bulunduğuna ilişkin değerlendirme yapmamıştır.

20. 6/8/2021 tarihli tutanağın son kısmında, yaşanan olayların kamerayla kayda alındığı ifade edilmiştir. Başvurucu; slogan atmadığını, kamera kayıtlarının incelenmesi neticesinde bu hususun anlaşılacağını yargılamanın her aşamasında ısrarla ileri sürmüştür. Ancak İnfaz Hâkimliği olayın esasına etkisi olabilecek bu iddiayı neden kabul etmediğini kararında açıklamamıştır. 6/8/2021 tarihli tutanağın yalnızca İnfaz Kurumu memurları tarafından düzenlenerek imza altına alındığı gözönünde bulundurulduğunda olaya ilişkin kamera kaydının değerlendirilmesinin başvurucunun slogan atıp atmadığının tespitinde önemli rol oynayacağı açıktır. Bu nedenle İnfaz Hâkimliğinin en azından neden bu değerlendirmeyi yapma gereği duymadığını kararında belirtmesi esasa etkili bir iddianın makul ve yeterli bir gerekçeyle karşılanması açısından önem arz etmektedir.

21. Kural olarak mahkeme kararlarında esasa ilişkin hususlarda yeterli gerekçe bulunması hâlinde kanun yolu merciince bu karara atfen değerlendirme yapılması makul görülebilir. Mahkeme kararlarında gerekçe bulunmadığı hâllerde ise kişilerin ileri sürdüğü esaslı itirazların kanun yolu mercii tarafından gerekçeli bir şekilde karşılanması gerekir. Somut olayda İnfaz Hâkimliği tarafından esaslı nitelikteki iddianın makul bir gerekçeyle karşılanmadığı, Ağır Ceza Mahkemesince ise bu karara atıf yapılarak herhangi bir değerlendirmede bulunulmadığı anlaşılmıştır.

22. Sonuç olarak başvurucunun uyuşmazlığın çözümü için esaslı nitelikteki iddiası yargı merciilerince yeterli bir şekilde karşılanmamıştır. Bu sebeple yargılama süreci bir bütün olarak değerlendirildiğinde başvurucunun gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği neticesine varılmıştır.

23. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

24. Başvurucunun eşitlik ilkesinin, suçta ve cezada kanunilik ilkesinin ve etkili başvuru hakkının ihlal edildiğini ileri sürdüğü görülmekte ise de gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verildiğinden diğer ihlal iddiaları hakkında kabul edilebilirlik ve esas yönünden ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek olmadığına karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

25. Başvurucu; ihlalin tespiti ile miktar belirtmeksizin manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

26. Başvuruda tespit edilen anayasal hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek yargılama sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) [1. B.], B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

27. Öte yandan hak ihlali kararından Anayasa Mahkemesinin davanın neticesiyle ilgili bir tutum sergilediği sonucu çıkarılmamalıdır. Anayasa Mahkemesince verilen hak ihlali kararı uyuşmazlığın sonuçlarından bağımsız olup davanın kabulüne, reddine ya da beraate veya mahkûmiyete karar verilmesi gerektiği anlamına gelmemektedir. Kural olarak yargılamanın her aşamasında olduğu gibi ihlalin sonuçlarını gidermek üzere yeniden yapılacak yargılama sonunda da delillerin dava ile ilişkisini kurma ve bunları değerlendirip sonuç çıkarma yetkisi ilgili mahkemelere aittir.

28. Başvurucunun ihlal tespiti ve yeniden yargılamaya karar verilmesi ile giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya net 20.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Diğer ihlal iddialarının İNCELENMESİNE GEREK OLMADIĞINA,

E. Kararın bir örneğinin gerekçeli karar hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Elâzığ İnfaz Hâkimliğine (E.2021/4975, K.2021/6036) GÖNDERİLMESİNE,

F. Başvurucuya net 20.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,

G. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 28/5/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/aymnin-202158553-basvuru-numarali-karari