AYM'nin 2021/15836 başvuru numaralı kararı
Anayasa Mahkemesi'nin 17/7/2025 tarihli ve 2021/15836 başvuru numaralı kararı
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
İKİNCİ BÖLÜM |
KARAR |
H.C.A. BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2021/15836) |
Karar Tarihi: 17/7/2025 |
İKİNCİ BÖLÜM |
KARAR |
GİZLİLİK TALEBİ KABUL
Başkan |
: |
Basri BAĞCI |
Üyeler |
: |
Yıldız SEFERİNOĞLU |
Kenan YAŞAR |
||
Ömer ÇINAR |
||
Metin KIRATLI |
||
Raportör |
: |
Mutlu ALAF |
Başvurucu |
: |
H.C.A. |
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, ceza infaz kurumu disiplin kurulu kararına karşı yapılan şikâyetin dinlenmesi talep edilen tanığın mahkeme huzurunda dinlenmeden ve kamera kayıtlarının başvurucunun yokluğunda incelenerek reddedilmesi nedeniyle silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu, Tekirdağ 2 No.lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Kurum) hükümlü olarak bulunmaktayken koğuşun kapısına vurmak suretiyle huzursuzluk çıkarması, koğuşa gelen görevli memura saldırarak memuru darbetmesi, odadan çıkarılmasını takiben görevli memurlara tekrar saldırarak tehdit ve hakaret etmesi nedeniyle hükümlü ve tutukluları kasten veya neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama ile görevlileri her türlü kasten yaralama disiplin suçunu işlediği gerekçesiyle 15 gün hücreye koyma disiplin cezası almıştır.
3. Başvurucu, Disiplin Kurulu kararına karşı infaz hâkimliğine şikâyette bulunmuş; şikâyet dilekçesinde COVID-19 salgını nedeniyle karantinada olduğunu, avukatı ile iletişim kuramadığını, daha detaylı savunmayı daha sonra yapacağını belirtmiştir. Ayrıca darp, cebir ve tomografi sonuçlarının istenmesini, kamera kayıtlarının getirtilmesini, Kurumda bulunan K.Ç.nin tanık olarak dinlenmesini, avukatına duruşma gününün bildirilmesini talep etmiştir.
4. Tekirdağ 1. İnfaz Hâkimliği (İnfaz Hâkimliği) 23/12/2020 tarihli tensip zaptı ile başvurucunun Hâkimlikte hazır edilmesi ve avukatı ile savunma yapabileceğinin bildirilmesi hususunda müzekkere yazılmasına karar vermiştir. 14/1/2021 tarihli duruşmada İnfaz Hâkimliği, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi'ndeki (SEGBİS) teknik arıza nedeniyle kayıt yapılamadığı tespitinde bulunmuş ve başvurucunun savunması SEGBİS vasıtası ile alınmıştır. İnfaz Hâkimliği duruşmada başvurucunun İnfaz Hâkimliğine hitaben yazdığı bir dilekçe olup olmadığı hususunun sorulmasına ve kamera kayıtlarının incelenmek üzere istenmesine karar vermiştir.
5. Kurum, kayıtlarda başvurucunun İnfaz Hâkimliğine yönelik bir dilekçesinin olmadığı hususunda müzekkereye cevap vermiş ve bir başka müzekkereyle de bir CD içinde kamera kayıtlarını göndermiştir.
6. İnfaz Hâkimliği 22/1/2021 tarihinde CD İzleme Tutanağı düzenlemiştir. Bu tutanak kâtip ve hâkim tarafından elektronik imza ile imzalanmıştır. Tutanakta şu tespitler yer almaktadır:
"... CD içerisinde 18 ayrı kameradan elde edilen görüntü kayıtlarının olduğu görülmüş, her bir görüntü kaydı tek tek izlenmiş, izlenen görüntülerde, İnfaz Kurumu görevlilerinin başvurucuyu odasından aldıkları, başvurucunun karşı gelmesi üzerine plastik kelepçe kullandıkları, omuzlarından ve pantolonundan (veya eşofmanından) bel kısmından tutarak, süngerli odaya götürdükleri, süngerli oda içerisinde başvurucunun duvardaki elektrik anahtarını eliyle söktüğü, söktüğü plastik aksama da eliyle zarar vermeye çalıştığı, bunun üzerine görevlilerin süngerli odaya gelerek başvurucunun yeniden plastik kelepçeyle ellerini arkadan bağladıkları, bir süre sonra oradan çıkardıkları, bu defa başvurucunun yürüdüğü, mahkûm kabul biriminde 112 ekiplerine teslim edildiği görülmüştür.
İzlenen görüntülerde, başvurucunun veya görevlilerin birbirlerine vurdukları görülmemiştir. Başvurucunun kaldığı odanın içerisini görüntüleyen bir kameranın olmadığı anlaşılmış, işbu tutanak birlikte imza altına alınmıştır."
7. Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) başvurucunun şikâyetinin reddedilmesi gerektiği yönünde 1/2/2021 tarihinde mütalaa hazırlamıştır. İnfaz Hâkimliği yeniden duruşma açmadan 2/2/2021 tarihli kararla şikâyet başvurusunun reddine karar vermiş; karar gerekçesinde kamera kayıtlarına ilişkin CD içeriğinin tutanak altına alındığına ve Başsavcılık mütalaasına işaret etmiştir. Soruşturmanın süresinde açıldığı ve bitirildiğini, eylemin nitelendirilmesinde ve hükmolunan disiplin cezasının takdirinde bir hata olmadığını değerlendirmiştir.
8. Başvurucu, İnfaz Hâkimliğinin kararına itiraz etmiştir. İtiraz dilekçesinde davanın esasının kendisine işkence yapılması olduğunu, SEGBİS kaydı yapılmadan duruşmanın görüldüğünü, kararda gerekçe olmadığını, tanığının dinlenmediğini, can güvenliği olmadığına dair defalarca dilekçe yazdığını, kamera kayıtlarının %90'ı silinse dahi %10'nunda kendisine işkence yapıldığının görüleceğini ifade etmiştir.
9. Tekirdağ 1. Ağır Ceza Mahkemesi 27/4/2021 tarihli kararla, verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle itirazın reddine karar vermiştir.
10. Başvurucu, nihai hükmü 20/5/2021 tarihinde öğrendikten sonra 14/6/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Komisyon, adli yardım talebinin kabulüne, kötü muamele yasağının ve eğitim hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetler yönünden başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasının süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasının kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
II. DEĞERLENDİRME
11. Başvurucu; savunma hakkının İnfaz Hâkimliği tarafından kısıtlandığını, SEGBİS'in kasten kapatılarak sözlü beyanlarının zapta geçirilmediğini, tanığının dinlenmediğini, beyanlarının zapta geçirilmediğini, kararlarda gerekçe olmadığını, kamera kaydı görüntülerinin yokluğunda izlenip tutanaklara ve karara yazılmadığını, bu nedenlerle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
12. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; başvurucunun iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olup olmadığı hususunun dikkate alınması gerektiğine işaret edilmiştir. Ayrıca başvurucunun savunmasının herhangi bir kesinti ya da aksaklık yaşanmadan SEGBİS ile alındığı, başvurucunun duruşmada söylenenleri duyamadığına ve göremediğine veya savunmasını yapamadığına yönelik bir şikâyeti olmadığı, hangi beyanlarının zapta geçirilmediğine yönelik somut bir şikâyetinin bulunmadığı ifade edilmiştir. Gerekçeli karar hakkı ile ilgili olarak ise başvurucunun araştırılmasını istediği hususlara ilişkin taleplerini temellendirip temellendirmediğinin yapılacak incelemede gözönünde bulundurulması gerektiği açıklanmıştır. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında konu ile ilgili olarak Başsavcılık tarafından yürütülen soruşturma dosyasına ve kovuşturma yapılmasına yer olmadığına ilişkin karara ve asliye ceza mahkemesinde yürütülen yargılamaya değinmiş, başvuru formunda belirttiği şikâyetleri yinelemiştir.
13. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder. Başvurucunun iddiaları silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri kapsamında değerlendirilmiştir.
14. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
15. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı maddi adaleti değil şeklî adaleti temin etmeye yönelik güvenceler içermektedir. Bu bakımdan adil yargılanma hakkı davanın taraflardan biri lehine sonuçlanmasını garanti etmemektedir. Adil yargılanma hakkı temel olarak yargılama sürecinin ve usulünün hakkaniyete uygun olarak yürütülmesini teminat altına almaktadır (M.B. [GK], B. No: 2018/37392, 23/7/2020, § 80).
16. Ceza davaları ile medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin davaların usul kuralları da dâhil olmak üzere yargılamanın tüm aşamalarında silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin güvence altına alınarak adil yargılanma hakkının korunması hukuk devleti olmanın bir gereğidir. Asıl kural tarafların eşit şartlarda yargılamaya katılımının sağlanması, gösterdikleri kanıtlardan ve sundukları görüşlerden bilgi sahibi olması, bunlarla ilgili görüşlerini bildirebilme imkânının kendilerine verilmesidir (benzer değerlendirmeler için bkz. Taylan Özgür Tor [2. B.], B. No: 2013/2454, 12/3/2015, § 43).
17. Hakkaniyete uygun yargılanma hakkının unsurlarından biri de silahların eşitliği ilkesidir. Silahların eşitliği ilkesi, davanın taraflarının usule ilişkin haklar bakımından aynı koşullara tabi tutulması ve taraflardan birinin diğerine göre daha zayıf bir duruma düşürülmeksizin iddia ve savunmalarını makul bir şekilde mahkeme önünde dile getirme fırsatına sahip olması anlamına gelir. Adil yargılanma hakkının unsurlarından olan çelişmeli yargılama ilkesi taraflara dava dosyası hakkında bilgi sahibi olma ve yorum yapma hakkının tanınmasını, bu nedenle de tarafların yargılamanın bütününe aktif olarak katılmasını gerektirir. Bu anlamda mahkemece tarafların dinlenmemesi, taraflara delillere karşı çıkma imkânı verilmemesi yargılama faaliyetinin hakkaniyete aykırı hâle gelmesine neden olacaktır (Abdullah Özen [2. B.], B. No: 2013/4424, 6/3/2014, § 21). Ceza davalarının yanı sıra medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin hukuk davaları ve idari davalarda da bu ilkeye uyulmalıdır (Yaşasın Aslan [2. B.], B. No: 2013/1134, 16/5/2013, § 32).
18. Bireysel başvuruya konu olayda başvurucunun aldığı disiplin cezası, Kurum tarafından düzenlenen tutanağa, bu gerekçeyle başlatılan disiplin soruşturmasında alınan beyanlara ve kamera görüntülerine dayanmaktadır. İnfaz Hâkimliğince söz konusu bilgi ve belgeler gözönünde bulundurularak netice ve kanaate ulaşıldığı görülmüştür.
19. Somut olayda değerlendirilmesi gereken temel mesele uyuşmazlık konusu disiplin cezasına esas alınan tutanağa karşı başvurucunun olayların tutanakta belirtildiği gibi gerçekleşmediğine yönelik savunmasının ispatı için kendisine delillerini sunma kolaylığı verilip verilmediği ve dosyadaki mevcut delillere ulaşabilmesi için imkân sağlanıp sağlanmadığıdır. Silahların eşitliği ilkesi bağlamında yargılamada adaletin sağlanması için tutanağa karşı başvurucunun delillerinin dosyaya celbedilmesi ve bunların İnfaz Hâkimliği huzurunda tartışılarak söz konusu güçler dengesinin sağlanması gerekmektedir. Silahların eşitliği ilkesi gereği, yargılamada hükme esas alınan delillerin aksinin ispat edilmesi imkânının ilgili tarafa verilerek, gerekirse tanıklar yeniden dinlenerek ya da varsa başkaca tanık beyanlarına başvurularak bunların olayın oluş şekline uygunluğu tespit edilmelidir (benzer yönde değerlendirme için bkz. Asliddin Ahmedali (2) [2. B.], B. No: 2019/10037, 6/9/2023, §§ 23, 24).
20. Başvurucu hakkında düzenlenen tutanak kapsamında disiplin soruşturması başlatılmış ve başvurucu hücreye koyma disiplin cezası ile cezalandırılmıştır. İnfaz Hâkimliğibaşvurucunun dinlenmesini istediği tanığı dinlememiş, kamera görüntülerini ise başvurucunun yokluğunda inceleyerek tutanağa bağlamış, bu tutanağın içeriği hakkında başvurucuyu bilgilendirmemiş ve başvurucuya itiraz hakkı tanımamıştır. Gerekçeli kararda da kamera görüntülerinin içeriğine ilişkin bilgilere yer vermemiştir.
21. Bu bağlamda İnfaz Hâkimliği sadece Kurum tarafından tutulan tutanağa itibar ederek başvurucunun savunmasına dayanak olarak gösterdiği tanığı değerlendirmemiş, kamera görüntülerinin içeriği hakkında başvurucu bilgilendirilmemiş ve kendisine itiraz hakkı tanınmayarak başvurucu zayıf konuma düşürülmüştür. İnfaz Hâkimliği; kararında, bildirilen tanığın neden dinlenmediğine ilişkin gerekçe oluşturmadığı gibi kamera kayıtlarının içeriği hakkında da değerlendirme yapmamıştır. Başvurucunun benzer şikâyetlerle itiraz merciine yaptığı başvuruda da yargılamanın sonucunu değiştirebilecek nitelikteki bu iddialarının karşılanmadığı görülmüştür.
22. Bu itibarla disiplin soruşturması ve yargılama süreci bir bütün olarak değerlendirildiğinde başvurucu hakkında verilen disiplin cezası ile ilgili olarak belirleyici nitelikte bir delil olan tanığın dinlenmemesinin ve kamera kayıtlarının başvurucunun huzurunda incelenmemesinin başvurucuyu önemli ölçüde dezavantajlı duruma düşürdüğü, menfaatlerini koruyan güvencelerin başvurucuya sağlanmadığı, bu durumun yargılamayı bir bütün hâlinde adil olmaktan çıkardığı sonucuna ulaşılmıştır.
23. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
24. Başvurucu; ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması ile tutar ve tür belirtmeksizin tazminat talebinde bulunmuştur.
25. Başvuruda tespit edilen anayasal hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği yargı mercilerinin yapması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek yargılama sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) [1. B.], B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
26. Öte yandan hak ihlali kararından Anayasa Mahkemesinin davanın sonucuyla ilgili olarak bir tutum sergilediği sonucu çıkarılmamalıdır. Anayasa Mahkemesince verilen hak ihlali kararı uyuşmazlığın sonuçlarından bağımsız olup davanın kabulüne, reddine ya da beraate veya mahkûmiyete karar verilmesi gerektiği anlamına gelmemektedir. Kural olarak, yargılamanın her aşamasında olduğu gibi ihlalin sonuçlarını gidermek üzere yeniden yapılacak yargılama sonunda da delillerin dava ile ilişkisini kurma ve bunları değerlendirip sonuç çıkarma yetkisi ilgili mahkemelere aittir.
27. Eski hâle getirme kuralı çerçevesinde ihlalin sonuçlarının bütünüyle ortadan kaldırılabilmesi için ihlalin niteliği dikkate alınarak manevi zararları karşılığında başvurucuya net 20.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE,
B. Silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Kararın bir örneğinin silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Tekirdağ 1. İnfaz Hâkimliğine (E.2020/2600, K.2021/351) GÖNDERİLMESİNE,
E. Başvurucuya net 20.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,
F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 17/7/2025tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.