AYM'nin 2021/11232 başvuru numaralı kararı
Anayasa Mahkemesi'nin 30/7/2025 tarihli ve 2021/11232 başvuru numaralı kararı
|
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
|
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
A. Ö. BAŞVURUSU |
|
(Başvuru Numarası: 2021/11232) |
|
Karar Tarihi: 30/7/2025 |
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Hasan Tahsin GÖKCAN |
|
Üyeler |
: |
Yusuf Şevki HAKYEMEZ |
|
Selahaddin MENTEŞ |
||
|
Muhterem İNCE |
||
|
Yılmaz AKÇİL |
||
|
Raportör |
: |
Eren Can BENAKAY |
|
Başvurucu |
: |
|
|
Vekili |
: |
Av. Binnur BALCI DOĞAN |
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, arabuluculuk siciline kaydolmak amacıyla yapılan başvurunun reddine dair işleme karşı açılan davada uyuşmazlığın sonucuna etkili iddianın kararda karşılanmaması nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Avukat olan başvurucu, arabulucular siciline kaydolmak için başvurmuştur. 24/11/2019 tarihinde gerçekleştirilen sınava katılarak 100 üzerinden 96 puan almıştır. Başvurucu hakkında yapılan incelemeler neticesinde Adalet Bakanlığı (Bakanlık) 17/2/2020 tarihli işlemle başvuruyu reddetmiş, ret gerekçesi olarak 7/6/2012 tarihli ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 20. maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendinde yer alan "Terör örgütleriyle iltisaklı veya irtibatlı olmamak" koşulunu başvurucunun sağlamamasını göstermiştir.
3. Başvurucu, işlemin iptali istemiyle 13/3/2020 tarihinde dava açmış; dava dilekçesinde hiçbir terör örgütüyle iltisak ve irtibat bulunmadığını belirtmiştir. İdarece hatalı olarak işlem tesis edilmesi nedeniyle hukuk devleti ilkesi, masumiyet karinesi ve çalışma özgürlüğünün ihlal edildiğini ifade etmiştir.
4. Ankara 10. İdare Mahkemesi (Mahkeme) 8/9/2020 tarihinde davayı reddetmiştir. Karar gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Olayda, davacı hakkında yapılan araştırmada İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunun 7/2/2020 tarihli ve 2020/1672 Muh sayılı yazısı ve ekleriyle, ...T.C. kimlik numaralı davacı A. Ö. hakkında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/34151 sayılı soruşturma dosyasında TCK 314/2. maddesi kapsamında 'Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma' suçuna yönelik soruşturma yürütüldüğü ve yürütülen bu soruşturmanın halen derdest olduğu bilgisinin paylaşıldığı görülmektedir.
Bu durumda, arabulucular siciline kaydedilmek için aranan şartlardan olan terör örgütleriyle iltisaklı veya irtibatlı olmamak şartını başvuru itibariyle sağlamadığı sonucuna varılan davacının arabulucular siciline kaydının yapılması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır."
5. Başvurucu, karara karşı 8/10/2020 tarihinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dilekçede; kararda yeterli gerekçe bulunmadığını, soruşturma dosyası istenmeden ve içeriğinde yer alan veriler irdelenmeden karar verildiğini belirtmiştir. Hakkında soruşturma açıldığını mahkeme kararıyla öğrendiğini, verilen bir mahkûmiyet kararı bulunmaksızın tesis edilen işlemin masumiyet karinesini ihlal ettiğini ifade etmiştir. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 10. İdari Dava Dairesi (Bölge İdare Mahkemesi) 19/11/2020 tarihinde istinaf başvurusunu kesin olarak reddetmiştir.
6. Nihai karar, başvurucuya 27/2/2021 tarihinde tebliğ edilmiş; başvurucu 12/3/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
7. Başvurucu; yargılama sürecinde soruşturma açıldığını öğrendiğini, mahkemeler tarafından soruşturma dosyasında yer alan verilerin değerlendirilmediğini ve soruşturma sonucunun bekletici mesele yapılmadığını belirtmiştir. Soruşturmada elde edilen bilgilerden haberdar olmamasına rağmen bu bilgilere dayanılarak tesis edilen işlemin hukuka uygun bulunması ile silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiğini ifade etmiştir. Mahkeme kararlarında terör örgütüyle iltisaklı olduğunu gösteren makul ve yeterli bir gerekçe bulunmaması nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
8. Bakanlık görüşünde, başvurucunun 19/2/2021 tarihinde 16891 sicil numarası ile arabulucular siciline kaydedildiği, bu nedenle arabulucular siciline kaydedilmesi yönündeki talebinin reddedilmesinden yakınan başvurucunun mevcut başvuru bakımından mağdur sıfatı bulunmadığını savunmuştur. Başvurucu Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
9. Başvurucunun iddialarının adil yargılanma hakkı kapsamında gerekçeli karar hakkı yönünden incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
10. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) 83. maddesi ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 51. maddesi gereği başvurucunun istismar edici, yanıltıcı ve benzeri nitelikteki davranışlarıyla bireysel başvuru hakkını açıkça kötüye kullandığının tespit edilmesi hâlinde başvuru reddedilir.
11. Bu kapsamda özellikle Anayasa Mahkemesini yanıltmak amacıyla gerçek olmayan maddi vakıalara dayanılması veya bu nitelikte bilgi ve belge sunulması, başvurunun değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur hakkında bilgi verilmemesi durumunda başvuru hakkının kötüye kullanıldığı kabul edilebilecektir (S.Ö. [2. B.], B. No: 2013/7087, 18/9/2014, § 29, Mehmet Güven Ulusoy [GK], B. No: 2013/1013, 2/7/2015).
12. Başvuruya konu olayda avukat olan başvurucu, arabuluculuk siciline kaydolmak için başvurmuştur. Başvurucunun terör örgütleriyle iltisaklı veya irtibatlı olmama şartını taşımadığı gerekçesiyle başvurusu reddedilmiş ve ret işlemine karşı açtığı dava da kabul edilmemiştir, yani başvurunun temelinin başvurucunun arabuluculuk siciline kaydolmasının engellenmesi olduğu açıktır.
13. Somut olayda başvurucu, bireysel başvuruda bulunmadan önce 19/2/2021 tarihinde 16891 sicil numarası ile arabulucular siciline kaydedilmiştir. Yani bireysel başvuruya konu mesele, başvurucunun lehine olacak şekilde çözüme kavuşmuştur. Söz konusu gelişme, ihlal iddialarına yönelik kabul edilebilirlik ve esas incelemesi bakımından oldukça önemlidir. Buna rağmen başvurucu, ilgili gelişmeyi İçtüzük'ün 59. maddesinin (5) numaralı fıkrasında belirtilen yükümlülüğe açıkça aykırı olacak şekilde bildirmemiştir. Başvurucunun, başvurunun değerlendirilmesi noktasında esaslı bir unsur hakkında bilgi vermeyerek bu süreçte vuku bulan ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli bir gelişme hakkında Anayasa Mahkemesini bilgilendirmediği ve bu suretle başvuru hakkında doğru bir kanaat oluşturulmasını engellediği anlaşıldığından başvuru hakkının kötüye kullanımı nedeniyle başvurunun reddine karar verilmesi gerekir.
14. Açıklanan gerekçelerle başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle REDDİNE,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 30/7/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.