ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

AYM'nin 2020/24929 başvuru numaralı kararı

AYM'nin 2020/24929 başvuru numaralı kararı
1 Okunma

Anayasa Mahkemesi'nin 25/6/2025 tarihli ve 2020/24929 başvuru numaralı kararı

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

İKİNCİ BÖLÜM

KARAR

SAİT ÇAKIR BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/24929)

Karar Tarihi: 25/6/2025

İKİNCİ BÖLÜM

KARAR

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

Rıdvan GÜLEÇ

Kenan YAŞAR

Ömer ÇINAR

Raportör

:

Sinan ARMAĞAN

Başvurucu

:

Sait ÇAKIR

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, ceza infaz kurumundaki tutulma koşulları nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu 11/8/2017 tarihinden denetimli serbestlikte salıverildiği 14/4/2021 tarihine kadar Kocaeli 2 No.lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (İnfaz Kurumu) tutulmuştur.

3. Başvurucu 3/4/2020 tarihinde Kocaeli İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) başvurarak 30'u bulan sayıda kişiyle yaklaşık 31 aydır kalabalık bir odada tutulduğunu, hâlihazırda tutulduğu odanın 8-10 kişilik olduğunu fakat odada 24 kişinin barındırıldığını belirterek bu sorunun giderilmesini talep etmiştir. İnfaz Hâkimliği, başvurucunun şikâyetine ilişkin olarak İnfaz Kurumundan bilgi ve belge talep etmiştir.

4. İnfaz Kurumu 13/4/2020 tarihli cevap yazısında Kurumun kapasitesi 1.000 kişi olmasına rağmen 1.702 kişi barındırıldığını, yoğunluk nedeniyle 12-16 kişilik odalarda 28-30 kişinin tutulduğunu, birçok hükümlünün yerde yatmak zorunda kaldığını, yoğunluğun azaltılması için başka kurumlara toplu nakil etme gibi yollara başvurulduğunu, yine de tüm odalarda kapasitesinin üzerinde hükümlü ve tutuklu barındırıldığını bildirmiştir.

5. İnfaz Hâkimliği 21/5/2020 tarihinde başvurucunun şikâyetini reddetmiştir. İnfaz Hâkimliği gerekçesinde, darbe girişimi sonrasında Türkiye'de yoğun tutuklamaların gerçekleştirildiği, bu nedenle tüm ceza infaz kurumlarında kapasitelerinin üstünde hükümlü ve tutuklu barındırıldığı hususunun bilinen bir olgu olduğunu, İnfaz Kurumu idaresi veya hâkimlik tarafından oda kalabalıklığı konusunda yapılabilecek bir uygulama bulunmadığını belirtmiştir. Başvurucunun anılan karara itirazı, Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesince 22/6/2020 tarihinde kesin olarak reddedilmiştir.

6. Nihai karar 2/7/2020 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiş, başvurucu 21/7/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

7. İnfaz Kurumunun başvurucunun tutulma koşullarına ilişkin olarak Anayasa Mahkemesine gönderdiği 15/3/2022 ve 9/10/2024 tarihli cevap yazılarına göre;

- Başvurucu, hepsi 16 kişilik olan A-8, B-6, C-4 ve C-12 No.lu odalarda tutulmuştur. İki katlı olan odaların tümünün ölçüleri ve yapısı aynıdır. Alt katta kapısı ayrı olan 1,4 m² genişliğinde bir tuvalet ve 1,4 m² genişliğinde bir banyo, tuvalet ve banyonun hemen önünde 2,6 m² büyüklüğünde lavaboların bulunduğu alan, 32 m² ortak yaşam alanı (mutfağın da olduğu bölüm), 34 m² havalandırma bahçesi, üst katta ise 43,92 m² büyüklüğünde yatakların olduğu bölüm bulunmaktadır. Tuvalet ve banyonun kullanım sürelerinde kısıtlama yoktur, tuvalet ve banyo sürekli açıktır. Sıcak su sabah, öğle ve akşam olmak üzere günde dokuz saat verilmektedir.

- Odada tutulanlar havalandırma bahçesinden kesintisiz şekilde günün aydınlanmasından başlayarak havanın kararmasına kadar her gün faydalanabilmektedir. İnfaz Kurumunda sabah ve akşam olmak üzere iki kez rutin olarak sayım yapılmaktadır.

- Tutulduğu odaların alt kat ortak yaşam alanında bir tarafı sabit, bir tarafı açılır olmak üzere 100x120 cm ölçülerinde iki, üst kat yatak bölümünde yine bir tarafı sabit, bir tarafı açılır 100x125 cm ölçülerinde dört pencere bulunmaktadır. Pencereler havalandırma bahçesine bakmakta olup önlerinde herhangi bir yapı yoktur.

- Her bir hükümlü ve tutukluya özel olarak yatak verilmekte olup bunlardan dönüşümlü faydalandırma söz konusu değildir. Tutulduğu odalarda sekiz ranza ve mahkûm sayısı kadar yatak olması sebebiyle yer yokluğu ya da başka bir gerekçeyle başvurucu kendi isteği dışında yerde yatmak veya dinlenmek zorunda kalmamıştır. Odalara ek yatak konularak kapasite artışı sağlanmıştır. Tüm odalarda mahkûmların özel eşyalarını ve kıyafetlerini muhafaza edebilecekleri dolaplar vardır.

8. Başvurucunun hangi odada kaç kişi ile ne kadar süre tutulduğuna dair cevap yazılarındaki bilgiler ışığında odada bulunan sıhhi alanlar ve havalandırma bahçesi hariç tutulmak üzere başvurucuya sağlanan kişisel alan şöyledir:

- 11/8/2017-14/8/2017 tarihleri arasında yani üç gün boyunca C-12 No.lu odada 28 kişi barındırılmıştır. Bir kişi için yaşam alanı 2,71 m²dir.

- 15/8/2017-5/4/2019 tarihleri arasında B-6 No.lu odada en az 16, en çok 28 kişi barındırılmıştır. Bir kişi için yaşam alanının 3 m²nin altında olduğu gün sayısı 144, 3 m² ile 4 m² arasında olduğu gün sayısı 389'dur, diğer günler 4 m²nin üstündedir. Kişisel yaşam alanının 3 m²nin altına düştüğü 58 gün ve 76 gün aralıksız devam eden iki dönem bulunmaktadır.

- 5/4/2019-16/3/2021 tarihleri arasında C-4 No.lu odada en az 19, en çok 27 kişi barındırılmıştır. Bir kişi için yaşam alanının 3 m²nin altında olduğu gün sayısı (aralıksız) 67'dir, kalan günlerde kişisel yaşam alanı 3m² ile 4 m² arasındadır.

- Başvurucu 17/3/2021-14/4/2021 tarihleri arasında A-8 No.lu odada ilk gün için 20, diğer günlerde 27 kişiyle birlikte tutulmuştur. Bir kişi için yaşam alanı, ilk gün için 3,79 m², 27 gün için 2,81 m²dir.

II. DEĞERLENDİRME

9. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

10. Başvurucu; İnfaz Kurumunda 25-30 kişiyle birlikte tutulduğunu, kalabalık nedeniyle zaman zaman gerginlikler yaşandığını, odada sadece bir banyo ve tuvalet olduğunu belirterek tutulma koşullarının insan onuruyla bağdaşmadığını ileri sürmüştür.

11. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; başvurucunun tazminat yolunu tüketmeden bireysel başvuruda bulunduğu, tutulduğu odaya günde dokuz saat sıcak su verildiği, hükümlü ve tutuklu sayısı kadar odada yatak bulunduğu ve 24 saat esasına göre bunlardan yararlanıldığı, tutulduğu odaların kişisel yaşam alanı büyüklüğünün dikkate alınması yanında şikâyete konu zaman aralığı ve İnfaz Kurumunda başvurucuya sağlanan havalandırma, egzersiz, sosyokültürel ve eğitici faaliyetler gibi imkânlar ile tıbbi hizmetlerin değerlendirilmesi, Anayasa'nın, mevzuat hükümlerinin, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının dikkate alınması gerektiği bildirilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında önceki iddiaları dışında İnfaz Kurumunca uygulanan kota nedeniyle verilen suyun yetersiz olduğunu, ayrıca 43,92 m² olan yatakhaneye standart ölçüsü 160x200 cm olan 27 yatağın sığamayacağını, verilen yataklarda nöbetleşe uyumak zorunda kaldıklarını ifade etmiştir.

12. Başvuru, kötü muamele yasağı kapsamında incelenmiştir.

13. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

14. İnsan onurunun korunması amacıyla Anayasa'nın 17. maddesinin ilk fıkrasında maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkı güvence altına alınmış; aynı maddenin üçüncü fıkrasıyla da kişilere işkence ve eziyet yapılması, kişilerin insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulması yasaklanmıştır. Bu yasak için herhangi bir istisnanın kabul edilmemesi ve Anayasa'nın 15. maddesinde savaş, seferberlik veya olağanüstü hâllerde de maddi ve manevi varlığının bütünlüğüne dokunulamayacağının ifade edilmesi yasağın mutlak niteliğini ortaya koymaktadır (Cezmi Demir ve diğerleri [1. B.], B. No: 2013/293, 17/7/2014, § 80; Ali Rıza Özer ve diğerleri [GK], B. No: 2013/3924, 6/1/2015, §§ 72, 74; K.K. [GK], B. No: 2020/34532, 29/5/2024, § 26).

15. Anılan yasak kapsamında kalan hususlar, ceza infaz kurumlarında farklı şekillerde tezahür edebilir. Bunlar ceza infaz kurumu idaresi ve görevlilerinin kasıtlı davranışlarından kaynaklanabileceği gibi yönetimsel hatalar veya yetersiz kaynaklar sebebiyle de ortaya çıkabilir (Turan Günana [1. B.], B. No: 2013/3550, 19/11/2014, § 37).

16. Anayasa'nın 17. maddesi, tutuklu ve hükümlülerin tutulma koşullarının da insan onuruna yakışır bir şekilde olmasını koruma altına alır. Bu nedenle tutuklu ve hükümlüler özgürlükten mahrum kalmalarının doğal sonucu olan kaçınılmaz elem seviyesinden daha fazla sıkıntı veya eziyet çekecekleri bir duruma sokulmamalıdır. Ayrıca bu kişilerin sağlık ve esenlikleri yeterli bir şekilde güvence altına alınmalı ve bu kişilere gerekli duydukları tıbbi yardım sağlanmalıdır (Turan Günana, § 39).

17. Bir muamelenin Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasının kapsamına girebilmesi, asgari bir ağırlık derecesine (ciddiyet seviyesine) ulaşmasına bağlıdır. Ceza infaz kurumundaki tutulma koşullarının bahsi geçen asgari ağırlık eşiğine ulaşıp ulaşmadığı konusunda yapılacak değerlendirmede tutulma süresi, açık havada egzersiz yapma olanakları, koşulların neden olduğu fiziksel ve psikolojik etkiler, bazı durumlarda mahpusun yaşı, cinsiyeti, sağlığı ve davanın tüm koşulları gibi bir çok faktörün önemli rol oynadığı belirtilmelidir. Bunlarla birlikte tutulma koşullarının kötü muamele oluşturup oluşturmadığı belirlenirken kişisel alan faktörünün temel bir unsur olarak dikkate alınması gerektiği vurgulanmalıdır (Cengiz Yetgin [GK], B. No: 2019/39068, 14/6/2023, § 58; geri gönderme merkezindeki tutulma koşulları yönünden yapılan benzer değerlendirme için bkz. K.A. [GK], B. No: 2014/13044, 11/11/2015, § 93).

18. Ceza infaz kurumlarındaki aşırı kalabalıklaşma ve buna bağlı oluşan kişisel alan eksikliğine ilişkin şikâyetlerin incelenmesinde dikkate alınacak temel ilkeler Levent Cantekin ([GK], B. No: 2019/34408, 9/10/2024, §§ 33, 34) kararında ortaya konmuştur. Sözü edilen ilkelere göre tutuklu ve hükümlülerin tutulduğu çok kişilik koğuşlarda kişi başına düşen yüzey alanı en az 3 m² olmalıdır. Mahpus başına düşen yüzey alanının hesabında banyo ve tuvalet gibi sıhhi tesis bölümü ile havalandırma bahçesi yaşam alanına dâhil edilmese de mobilyaların kapladığı alan dâhil edilir. Çok kişilik koğuşlarda mahpus başına düşen yüzey alanı 3m²den az ise ya da her tutuklu ve hükümlünün ayrı bir uyku yeri yoksa veya koğuşun genel yüzeyi tutuklu ve hükümlülerin mobilyalar arasında serbestçe hareket etmesine izin vermiyor ise tutulma koşullarının kötü muamele yasağını ihlal ettiği yönünde güçlü bir karine oluşur. Bu karine ancak üç unsurun bir arada bulunması durumunda ortadan kaldırılabilir. İlk unsur asgari kişisel alanın 3 m²nin altına düşmesinin kısa süreli, küçük çaplı ve ara sıra olmasıdır. İkinci unsur bu tür azalmaların koğuş dışı yeterli dolaşım özgürlüğü ve yeterli koğuş dışı etkinliklerle desteklenmesidir. Son unsur tutuklu ve hükümlünün genel olarak uygun nitelikte olan ve tutulma koşullarını ağırlaştırıcı başka bir unsur taşımayan bir ceza infaz kurumunda tutulmasıdır.

19. Mahpusların 3 m² ile 4 m² arasında kişisel alana sahip olduğu hâllerde alan faktörü, tutulma koşullarının yeterliliğinin değerlendirilmesinde önemli bir faktördür ve bu durumun uygunsuz tutulma koşullarının diğer yönleriyle birleşmesi hâlinde kötü muamele yasağı ihlal edilmiş olur. Mahpusların daha fazla kişisel alana sahip olmaları nedeniyle kişisel alan sorununa ilişkin herhangi bir sorunun ortaya çıkmadığı durumlarda ise tutulma koşullarının yeterliliği konusunda tutulma koşullarının diğer yönleri değerlendirilmelidir. Tutulma koşullarının diğer yönleri arasında temel sıhhi ve hijyen gereklerine uygunluk, tuvalet ve banyonun mahrem kullanılması, açık hava egzersizine, doğal ışık veya havaya erişim, havalandırma ve ısıtma sistemlerinin yeterliliği yer alır. Belirtilen koşullar altında tutulmanın süresi de dikkate alınmalıdır (Levent Cantekin, § 35).

20. Başvurucu, şikâyetine konu olan İnfaz Kurumunda 3 yıl 8 ay 3 gün barındırılmıştır. İnfaz Kurumunun verdiği bilgiye göre başvurucuya tahsis edilen kişisel alanın 241 gün 3 m²nin altında olduğu tespit edilmiştir (bkz. § 8). Başvurucu, yaklaşık üç yıl 3 m² ile 4 m² arasında kişisel alanda tutulmuştur. Başvurucu, İnfaz Kurumunda 4 m²nin üzerinde kişisel alana sahip olsa da başvurucunun tüm şikâyetleri koğuş kalabalıklığına ilişkindir ve tutulma koşullarının diğer yönlerine dair bir şikâyeti bulunmamaktadır. Bu nedenle başvurucunun tutulma koşulları, sahip olduğu kişisel yaşam alanı gözetilerek iki başlık altında incelenecektir:

1. Başvurucunun 3 m²den Daha Az Kişisel Yaşam Alanına Sahip Olduğu Dönem Yönünden

21. Başvurucuya 15/8/2017-5/4/2019 tarihleri arasında B-6 No.lu odada 144 gün3 m²nin altında kişisel alan sağlanabilmiş, bu durum farklı zamanlarda olmak üzere 58 ve 76 gün boyunca aralıksız devam etmiştir.5/4/2019-16/3/2021 tarihleri arasında C-4 No.lu odada aralıksız 67 gün ve 17/3/2021-14/4/2021 tarihleri arasında A-8 No.lu odada 27 gün boyunca başvurucuya sağlanan kişisel alanın 3 m²nin altında kaldığı görülmüştür. Başvurucu, kişisel alanın 3 m²nin altında olduğu odalarda toplamda 241 güntutulmuştur. Asgari kişisel yaşam alanındaki bu azalma kendi başına tutulma koşullarının kötü muamele yasağını ihlal ettiği yönünde güçlü bir karine oluşturmaktadır.

22. Anayasa'nın 17. maddesinin ihlaline yönelik ortaya çıkan güçlü karine üç unsurun bir arada bulunması hâlinde ortadan kaldırılabilecektir. İlk olarak değerlendirilmesi gereken asgari kişisel alanın 3 m²nin altına inmesinin süresi, sıklığı ve çapıdır. Bu kapsamda toplamda 241 gün, farklı zamanlarda olsa da aralıksız olarak 27, 58, 67 ve 76 gün devam eden kişisel alan eksikliğinin kısa süreli, küçük çaplı ve ara sıra olduğu söylenemeyecektir.

23. Bu nedenle meydana gelen alan azalmalarının -tutulma koşullarının ayrı ayrı ve başvurucu üzerindeki toplu etkileri de hesaba katılarak- Anayasa'nın 17. maddesi anlamında kötü muamele yasağı olarak nitelendirilmesi için gerekli olan ağırlık seviyesine ulaştığı sonucuna varılmıştır. Güçlü karinenin ortadan kalkması için aranan ilk unsurun sağlanmadığı anlaşıldığından asgari kişisel alandaki azalmaların koğuş dışı yeterli dolaşım özgürlüğü ve yeterli koğuş dışı etkinliklerle desteklenmesine, başvurucunun genel olarak uygun nitelikte olan ve tutulma koşullarını ağırlaştırıcı başka bir unsur taşımayan bir ceza infaz kurumunda tutuluyor olmasına ilişkin diğer iki unsurun değerlendirilmesine gerek görülmemiştir.

24. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

2. Başvurucunun 3 m² ile 4 m² Arasında Kişisel Yaşam Alanına Sahip Olduğu Dönem Yönünden

25. Başvurucuya tutulduğu odalarda yaklaşık üç yıl 3 m² ile 4 m² arasında kişisel alan sağlandığı tespit edilmiştir (bkz. § 8). Bu durumda alan faktörü asgari standardı karşılasa da tutulma koşullarının diğer yönleri incelenerek (bkz. § 19) tutma koşullarının kabul edilebilir olup olmadığı belirlenecektir.

26. Başvurucu, odası dışındaki sosyal ve kültürel faaliyetlere katılabilmektedir. Kaldı ki başvurucu da aksini iddia etmemiştir. Ayrıca başvurucu, gün ışığından ve temiz havadan yararlanabileceği ve bu alanı temel bireysel egzersiz için kullanabileceği havalandırma bahçesine gün ışığında sınırsız erişime sahiptir ve bu durum kişisel alanın kısıtlı tahsisi ile ilgili olarak önemli ölçüde hafifletici bir faktör olarak dikkate alınmalıdır.

27. Tutma koşullarının hijyen ve sıhhi tesislerle ilgili olarak başvurucunun kaldığı odaların sıhhi alanlarının odadan bir kapı ile tamamen ayrıldığı ve başvurucunun her gün hem soğuk hem de sıcak suya erişebildiği tespit edilmiştir. Başvurucu, İnfaz Hâkimliğine ibraz ettiği şikâyet dilekçesi veya bireysel başvuru formunun aksine Bakanlık görüşüne karşı beyanlarında, verilen suyun yetersiz olduğunu iddia etmiş ise de bildirilenin aksine ne miktarda su verildiğine veya suyun yetersizliğine ilişkin olarak herhangi bir iddia ileri sürmemiş; iddiasını soyut şekilde dile getirmiştir. Bu nedenle suya erişim konusunda başvurucunun esaslı bir sorun yaşamadığı değerlendirilmiştir. Ayrıca odaların ve sıhhi tesislerin temizliği, mevcut tuvalet ve lavaboların sayısı, mahpusların bunları kullanmak için harcadıkları zamanın yetersiz olduğu tespit edilmemiştir. Başvurucunun tutulduğu odaların havalandırma bahçesine açılan bir kapısı, her katta havalandırma ve ışık sağlayan birden fazla pencere olduğu da anlaşılmıştır. Bu nedenlerle temizlik, havalandırma ve aydınlatma dâhil genel koşulların tutulma koşullarının standartlarına göre yeterli olduğu sonucuna varılmıştır.

28. Başvurucu, verilen yatakta nöbetleşe uyumak zorunda kaldığına ilişkin iddiasını şikâyet dilekçesinde veya bireysel başvuru formunda dile getirmemiş; Bakanlık görüşüne karşı beyanlarında ifade etmiştir. Başvurucu bu iddiasını dile getirirken kaç gün boyunca ve ne şekilde nöbetleşe uyumak zorunda kaldığını açıklamak yerine yatakhane yüzey alanı ve yatak ölçüsü üzerinden bir açıklama yapmıştır. İnfaz Kurumunun cevap yazısında, odadaki sekiz ranza dışında hükümlü ve tutuklulara kişisel yatak verildiği bildirilmiştir. Başvurucunun tutulduğu odalarda ranza sistemi olması ve dosyadaki bilgiler ışığında başvurucunun gün boyunca yararlandığı bir yatağa sahip olduğu kanaatine varılmıştır.

29. Sonuç olarak tutulma koşullarının fiziksel ve zihinsel etkileri ayrı ayrı ve başvurucu üzerindeki toplu etkisi hesaba katılarak değerlendirildiğinde başvurucunun 3 m² ile 4 m² arasında kişisel yaşam alanına sahip olduğu dönemdeki tutulma koşullarının Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrası kapsamına girebilmesi için aranan asgari ağırlık eşiğine ulaşmadığı sonucuna varılmıştır.

30. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağının ihlal edilmediğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

31. Başvurucu, ihlalin tespiti ve 750.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

32. Başvurucunun şikâyetçi olduğu ceza infaz kurumundan tahliye edildiği anlaşıldığından ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. İhlalin sonuçlarının bütünüyle ortadan kaldırılabilmesi için başvurucuya manevi zararları karşılığında kötü muamele yasağının ihlali nedeniyle net 115.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. 1. Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağının başvurucunun 3 m²den daha az kişisel yaşam alanına sahip olduğu dönem yönünden İHLAL EDİLDİĞİNE,

2. Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağının başvurucunun 3 m² ile 4 m² arasında kişisel yaşam alanına sahip olduğu dönem yönünden İHLAL EDİLMEDİĞİNE,

D. Başvurucuya net 115.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

E. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin bilgi için Kocaeli İnfaz Hâkimliğine (E.2020/1447, K.2020/2425) ve Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesine (2020/1006 D.İş) GÖNDERİLMESİNE,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 25/6/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/aymnin-202024929-basvuru-numarali-karari