ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

AYM'nin 2020/17802 başvuru numaralı kararı

AYM'nin 2020/17802 başvuru numaralı kararı
1 Okunma

Anayasa Mahkemesi'nin 14/1/2025 tarihli ve 2020/17802 başvuru numaralı kararı

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

İKİNCİ BÖLÜM

KARAR

ABDULSELAM ASLAN VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/17802)

Karar Tarihi: 14/1/2025

İKİNCİ BÖLÜM

KARAR

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

Kenan YAŞAR

Ömer ÇINAR

Metin KIRATLI

Raportörler

:

Ayşe Didem ÖZDEMİR AKCA

Gizem Ceren DEMİR KOŞAR

Başvurucular

:

1. Abdulselam ASLAN

2. Cemal ASLAN

3. Halil ASLAN

Başvurucular Vekili

:

Av. Mahmut KAÇAN

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, yakalama ve gözaltı sırasında kötü muamele ve olay hakkında etkili ceza soruşturması yürütülmemesi nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 2/6/2020 tarihinde yapılmıştır. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir. Başvurucular, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

5. Gevaş İlçe Emniyet Amirliğine (Emniyet Amirliği) 9/6/2017 tarihinde PKK silahlı terör örgütünce roketle bir saldırıda bulunulmuş, saldırının faillerinin yakalanması için yapılan arama neticesinde plaka numarasından tespit edilen araçta bulunan başvurucular Abdulselam Aslan, Cemal Aslan ve Halil Aslan yakalanarak gözaltına alınmıştır.

6. Başvurucuların iddialarına göre başvuruya konu olay şöyle meydana gelmiştir:

i. Akraba olup Van'da ikamet eden başvurucular 9/6/2017 tarihinde mantar toplamak için Gevaş'ta bulunan Artos Dağı'na gitmek üzere saat05.00 sıralarında araçla Van il merkezinden Gevaş istikametine doğru yola çıkmıştır. Gevaş'ta başvurucu Halil Aslan'ın kayınbiraderi Nj.B.yi de yanlarına alan başvurucular, mantar toplamak üzere dağa çıkmıştır.

ii. Başvurucular, Artos Dağı'nın arka kısmındaki yaylada mantar topladıktan sonra saat 12.00 sıralarında geri dönmek için yola çıkmış ancak dere yatağında araçla ilerledikleri sırada iki silahlı terör örgütü üyesi tarafından önleri kesilmiştir. Başvurucular, bu kişilerce araçtan indirilmiş; dere yatağı boyunca 500 metre yürütülmüş; kimlikleri ve cep telefonlarına el konulduktan sonra bir mağaraya götürülmüştür. Başlarına silahlı nöbetçi konulan başvurucular mağarada dokuz saat boyunca tutulmuştur. Havanın kararması üzerine mağaradan çıkarılan başvurucular "Bu yolu takip edin yolda arabanızı bulursunuz." denilerek serbest bırakılmıştır.

iii. Başvurucuların mağarada tutuldukları sırada silahlı terör örgütü üyeleri başvurucuların olay günü içinde bulundukları aracı kullanarak Emniyet Amirliğine roketli saldırı düzenlemiştir. Araçlarının saldırıda kullanıldığını bilmeyen başvurucular Gevaş'a doğru yola çıkmış, burada Nj.B.yi araçtan indirdikten sonra alıkonulmaları nedeniyle silahlı terör örgütü üyelerini şikâyet etmek üzere Emniyet Amirliğine doğru gitmekteyken yolda polis ekiplerince durdurulmuştur.

iv. Kolluk görevlileri tarafından araçtan indirilen başvurucular yarım saat boyunca silah dipçiği, cop kullanılarak, tekmelenerek ve yumruklanarak şiddet görmüştür. Kolluk görevlilerinin fiziki şiddeti neticesinde başvurucuların vücutlarının çeşitli yerlerinde kemik kırığı (kaburga ve burun), şişlik, morarma, kulak zarında yırtılma ve kesilmeye bağlı kanama meydana gelmiştir. Başvurucular, olay sırasında kolluk görevlilerinin hakaretlerine de maruz kalmıştır. Baygın hâlde Emniyet Amirliğine götürülen başvurucular, burada da kolluk görevlilerinin şiddetine uğramış; yerde yatar vaziyette, yüzü kanlı fotoğrafları basına yansıtılarak terörist oldukları ilan edilmiştir.

v. Kolluk kuvvetlerinin şiddet eylemleri yakalama anından sonra ekip aracında, doktor raporlarının alınması için götürüldükleri hastanede, parmak izlerinin alınarak fotoğraflarının çekilmesi için götürüldükleri birimde de devam etmiştir.

7. Kolluk görevlilerince 10/6/2017 tarihinde düzenlenen Olay, Yakalama, Üst Arama, Araç Arama ve Muhafaza Altına Alma Tutanağı'na göre olaylar şöyle gelişmiştir:

i. 9/6/2017 tarihinde saat 19.31 sıralarında iki patlama sesinin ardından Emniyet Amirliği binasının sol yan aşağı kısmı dış duvarına bir roketin isabet ettiği görülmüş ve terör saldırısı olduğu anlaşılması üzerine anında uzun namlulu silahlarla karşılık verilmiştir. Kolluk görevlilerinin MOBESE ve güvenlik kamerası görüntüleri ile PTS kayıtları üzerinde yaptığı inceleme sonunda 9/6/2017 tarihinde saat 19.31 sıralarında Emniyet Amirliği önü sol karşı tali yoldan Cumhuriyet Caddesi üzerine geldiği tespit edilen, trafikte C.E. adına tescilli olan 56 ... plakalı, siyah renkli, Ford Connect marka araçtan iki erkek şahsın indiği, ardından iki roketin kamera açısından göründüğü andan itibaren iki erkek şahıs tarafından Emniyet Amirliği binasına doğru ateşlendiği, roketlerden birinin Emniyet Amirliği binası bahçesinden yukarı doğru isabet almadan ilerleyerek infilak ettiği, diğerinin de bina duvarına isabet ettiği, ardından saldırıda kullanılan aracın Cumhuriyet Caddesi üzerinden ceza infaz kurumu istikametine doğru seyrettiği ve kamera açısından çıktığı anlaşılmıştır.

ii. İlçenin giriş ve çıkışları kapatılmış, aracın Artos Dağı eteklerine kaçma ihtimali değerlendirilmiştir. Özel Harekât unsurları Ejder diye tabir edilen zırhlı araçla, Emniyet Amirliği personeli de Panzer ve 66-65 kod No.lu S. marka zırhlı araçla bölgeye sevk edilmiş; 66-65 kod No.lu zırhlı ekip arama tarama faaliyeti yaptığı esnada uzaktan iki erkek şahsın yaya vaziyette Artos Dağı'na doğru ilerlediğini görmüştür. Bir erkek şahsın elinde roketatar olduğunun görülmesi üzerine 66-65 kod No.lu ekipte bulunan personel şahıslara durmaları yönünde sözlü ikazda bulunmuş, şahısların ilerlemeye devam etmesi üzerine havaya uyarı ateşi açmıştır. Her iki teröristin buna silahla karşılık vermesi üzerine sıcak silahlı temas sağlanmış fakat iki teröristin de gece karanlığı ve arazi yapısından faydalanarak kaçması nedeniyle sıcak temas sağlanan bölge yaya vaziyette kontrol edilmiş ancak şahıslara rastlanmamıştır. Aynı bölgede arama tarama faaliyetlerine tekrar başlanmış, yapılan kontrollerde olayı gerçekleştirdiği tespit edilen araç seyir hâlindeyken gerekli tedbirler alındıktan sonra durdurulmuş, bomba ihtimaline karşı araca yaklaşılmadan araç içinde bulunan üç erkek şahsa aşağı inmeleri yönünde sözlü ikazda bulunulmuştur. Sözlü ikazlara uymamaları ve yakalama işlemine aktif olarak direnmeleri üzerine şahıslar orantılı güç kullanılarak kontrol altına alınmış ve şahıslara yasal hakları okunmuştur. Şahısların sözlü beyanlarına göre araçtan inmelerinden önce aracın şoför kısmında başvurucu Abdulselam Aslan, sağ ön koltuğunda başvurucu Cemal Aslan, arka koltuğunda başvurucu Halil Aslan oturmaktadır.

iii. Telsiz yardımıyla takviye kuvvet istenmesi üzerine Özel Harekât unsurları ve Emniyet Amirliği personeli olay yerine intikal etmiştir. Gelen takviye ekipler ile birlikte şahısların üst aramaları yapılmış ve şahıslar Polis Merkezi Amirliğine götürülmüştür. İlk yakalama anında 56 ... plakalı araçtan kablo sarktığının görülmesi üzerine bomba olma ihtimaline karşı araç olay yerinde bomba imha uzmanları tarafından incelenmiş ancak herhangi bir patlayıcı ve parlayıcı maddeye rastlanmamış, sonrasında detaylı inceleme için Emniyet Amirliği önüne götürülmüştür.

8. Gevaş Cumhuriyet Başsavcılığının Emniyet Amirliğine yapılan saldırıya ilişkin olarak başlattığı soruşturma kapsamında silahlı terör örgütü üyeliği suçu isnadıyla olay günü 9/6/2017 tarihinde gözaltına alınan başvurucular 14/6/2017 tarihinde adli kontrol kararı verilerek serbest bırakılmıştır.

9. Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanlığı (TBMM Komisyonu) tarafından 13/6/2017 tarihinde Van Cumhuriyet Başsavcılığına saldırının faili üç kişinin yakalanması ile ilgili olarak basına yansıyan kötü muamele iddiaları sebebiyle suç duyurusunda bulunulmuştur.

10. Başvurucular 21/6/2017 tarihinde Gevaş Cumhuriyet Başsavcılığına kolluk görevlileri hakkında soruşturma başlatılması ve kolluk görevlilerinin cezalandırılmaları talebiyle şikâyette bulunmuştur. Şikâyet dilekçesinde başvurucular olay günü kolluk görevlilerinin şiddetine maruz bırakıldıklarını, Emniyet Amirliğinde ve hastaneye götürüldükleri araçta sözlü ve fiziksel şiddetin devam ettiğini ileri sürmüştür. Başvurucuların şikâyeti üzerine ceza soruşturması başlatılmıştır.

11. TBMM Komisyonunun suç duyurusu üzerine Van Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmada 29/6/2017 tarihinde Gevaş Cumhuriyet Başsavcılığının yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiş, Gevaş Cumhuriyet Başsavcılığınca (Başsavcılık) her iki soruşturmanın birleştirilmesine karar verilmiştir.

12. Başvurucu Abdulselam Aslan hakkında düzenlenen adli muayene raporları ve tıbbi belgelerin içerikleriyle ilgili bilgiler aşağıdaki gibidir:

i. Gevaş Devlet Hastanesinin 10/6/2017 tarihli geçici hekim raporunda şahsın mevcut şartlarda yapılan haricî muayenesinde sağ omuzda ekimotik alan, burun üst kısmında yüzeysel sıyrık, bel ve uyluk bölgelerinde hassasiyet, sağ dirsekte yüzeysel sıyrık, sağ ön kolda yüzeysel sıyrık bulunduğu, hayati tehlike olmadığı ifade edilmiştir.

ii. Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 10/6/2017 tarihli raporunda sağ omuzda ekimoz, burun sırtında abrazyon, bel ve uylukta hassasiyet, sağ dirsekte yüzeysel sıyrık bulunduğu, hayati tehlike olmadığı, basit tıbbi müdahale ile giderilebileceği, aynı Hastanenin 10/6/2017, 11/6/2017, 12/6/2017 ve 13/6/2017 tarihli raporlarında giriş raporu haricinde yeni gelişen herhangi darp ve cebir izine rastlanmadığı belirtilmiştir.

iii. Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 14/6/2017 tarihli gözaltı çıkış raporunda her iki orbitalde ekimoz, sağ dirsekte krust (kabuk), burunda krust, sol dizde krust bulunduğu açıklanmıştır.

iv. Van Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Adli Tıp Polikliniğinden aldırılan 22/6/2017 tarihli kati raporda başvurucunun güvenlik görevlileri tarafından gözaltına alınması sırasında fiziksel şiddete maruz kaldığını ifade ettiği, her iki göz altında mor menekşe renkli ekimoz, burun sağ 1/3 orta bölümde 1x0,5 cm kurutlu abrazyon ile burunda şişlik ve ödem bulunduğu, başvurucunun nefes alırken zorlandığını ifade ettiği, sağ ön kol 1/3 proksimal arka kesimde 5x1 cm abrazyon bulunduğu, sol dirsek üzerinde 0,5x0,5 cm abrazyon, sağ toraks bölgesinde nefes almakla batma, sağ omuzda 6x3 cm düzensiz şekilli abrazyon, sol uyluk 1/3 distalde arka kesimde laterale doğru 10x1 cm abrazyon, sol uyluk 1/3 distal orta bileşke civarında lateralde 1 cm çapında ekimoz, sol kruris 1/3 proksimal orta bileşke yerinde 3x2 cm abrazyon, sağ kruris 1/3 proksimal orta bileşke yerinde 3x2 cm abrazyon, sağ kruris 1/3 proksimal ön tarafta 1x2 cm abrazyon, sağ kruris 1/3 orta kesim ön tarafta 0,3x0,3 cm iki abrazyon, sol kruris 1/3 orta kısım ön tarafta 0,3x0,3 cm'lik iki abrazyon bulunduğu, başvurucunun yaralanmasının kişinin vücuduna acı verecek nitelikte olduğu, basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif derecede olduğu belirtilmiştir.

13. Başvurucu Cemal Aslan hakkında düzenlenen hekim raporları ve tıbbi belgelerin içeriği şöyledir:

i. Gevaş Devlet Hastanesinin 10/6/2017 tarihli geçici raporunda başvurucunun haricî muayenesinde her iki omuzda ekimotik alan, sol zigomatik bölgede ve preovriküler bölgede açık yara, sağ diz lateral ve ön kısımda yüzeysel sıyrık, sol diz ön ve lateral kısımda yüzeysel sıyrık, sol humerus başında ekimotik alan görüldüğü, hayati tehlikenin bulunmadığı açıklanmıştır.

ii. Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 10/6/2017 tarihli raporunda omuzlarda ekimotik alan, sol zigovatik bölgede (yanağın belirginliğini oluşturan önemli bir yüz kemiği) ve sağ periavrikal bölgede açık yara, sağ diz lateral ve ön kısımda abrazyon, sol diz ön ve lateralde abrazyon, sol humerus başında ekimotik alan bulunduğu, hayati tehlikenin olmadığı, basit tıbbi müdahale ile giderilebileceği, aynı Hastanenin 10/6/2017, 11/6/2017, 12/6/2017 ve 13/6/2017 tarihli raporlarında giriş raporu haricinde yeni gelişen herhangi darp ve cebir izine rastlanmadığı belirtilmiştir.

iii. Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 14/6/2017 tarihli gözaltı çıkış raporunda her iki göz çevresinde ekimoz, sağ dirsek, sağ diz ve sol diz kapağında krustlar bulunduğu ifade edilmiştir.

iv. Van Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Adli Tıp Polikliniğinden aldırılan 19/6/2017 tarihli kati raporda başvurucunun 10/6/2017 günü fiziksel şiddete maruz kaldığını, hastanede kendisine sol kulak zarının delindiğini söylediklerini ve sol göğüs bölgesinde ağrı şikâyeti olduğunu ifade ettiği, muayenesinde her iki gözünün altında mor menekşe renkli ekimoz alanı, sol zigomatik bölgede 5x2 cm yüzeysel sıyrık, burun kökünde ve burun sağ yanında 1x1 cm yüzeysel sıyrık gözlendiği, sağ omuzda düzensiz şekilli 17x23 cm boyutlarında ekimoz, sol omuz üst kesiminde 5x3 cm ekimoz, sol omuz ön kesiminde 2x1 cm yüzeysel sıyrık, sağ zigomatik bölgede 5x2 cm yüzeysel sıyrık, sağ omuz ön tarafta 4x3 cm yüzeysel sıyrık, sol uyluk 1/3 distal orta bileşkede arkada 2 cm yüzeysel sıyrık, sağ dizde 2 cm'lik iki, 2x1 cm'lik yüzeysel bir sıyrık, sağ kruris 1/3 proksimalde 4x2 cm yüzeysel sıyrık, sağ kruris ön yüzde 1x1 cm, 2x1 cm, 0,5x0,5 cm, 0,3x0,3 cm'lik dört yüzeysel sıyrık, sol diz orta 1/3'te 3x1 cm, 1x1 cm'lik iki yüzeysel sıyrık, sol diz 1/3 proksimal ön kesiminde 1x1 cm yüzeysel sıyrık, sol diz 1/3 orta bölüm lateralde 1 cm yüzeysel sıyrık izlendiği, istenen bilgisayarlı tomografi raporunda intrakranial kanama ödem saptanmadığı, sağ nazal bölgede hafif minimal deplase kırık izlendiği, 10/6/2017 tarihinde fiziksel şiddete uğradıktan sonra kulak zarının delinmesi nedeniyle işitme kaybı oluştuğunu söyleyen başvurucunun yapılan fiziki muayenesinde her iki dış kulak yolunda kulak zarının olağan olup yapılan odyo testi bulgularının normal değerlendirildiği, başvurucunun yaralanmasının vücuduna acı verecek nitelikte olduğu, basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif olmadığı, kırıkların yaşam fonksiyonları üzerine etkisinin hafif (1), orta (2, 3), ağır (4, 5, 6) olarak sınıflandırıldığında burun kemiğindeki minimal deplase kırığın hayat fonksiyonlari üzerine etkisinin 1 (hafif) olduğu belirtilmiştir.

14. Başvurucu Halil Aslan hakkında düzenlenen hekim raporları ve tıbbi belgeler şöyledir:

i. Gevaş Devlet Hastanesinin 10/6/2017 tarihli geçici raporunda başvurucunun mevcut şartlarda haricî muayenesinde sağ skapulada yüzeysel sıyrık, sol göz altında ekimotik alan, sol frontal bölgede şişlik, sağ diz kapağında ekimotik alanlar saptandığı, hayati tehlikesi bulunmadığı belirtilmiştir.

ii. Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 10/6/2017 tarihli raporunda sağ skapulada abrazyon, sol göz altında ekimoz, sol frontalde şişlik, sağ diz kapağında ekimoz bulunduğu, yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilebileceği, başvurucunun muayenesinde hayatını tehdit edecek bulguya rastlanmadığı, aynı Hastanenin 10/6/2017, 11/6/2017, 12/6/2017 ve 13/6/2017 tarihli raporlarında giriş raporu haricinde yeni gelişen herhangi darp ve cebir izine rastlanmadığı açıklanmıştır.

iii. Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 14/6/2017 tarihli gözaltı çıkış raporunda sol orbita alt kapağında ekimoz bulunduğu ifade edilmiştir.

iv. Van Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Adli Tıp Polikliniğinden aldırılan 22/6/2017 tarihli kati raporda başvurucunun güvenlik görevlileri tarafından gözaltına alınması sırasında fiziksel şiddete maruz kaldığını ifade ettiği, sol göz altında mor menekşe renkli ekimoz, kafada saçlı deride parietooksipitalde solda 1x0,5 cm, sağ temporoparietal bileşkede 0,5x0,5 cm kurutlu yara tespit edildiği, sağ göğsüne tekme ile vurulduğunu ifade eden başvurucunun nefes alırken batma şikâyeti olduğu, her iki dirsekte sağda 2x2 cm ve 1x1 cm olmak üzere iki, solda 1x1 cm bir kurutlu yara bulunduğu, sağ diz üzerinde 1x2 cm, 0,5x0,5 cm, 0,3x0,3 cm, 0,3x0,2 cm, 0,5x1 cm ve 1x0,5 cm'lik altı abrazyon alanı, sol dizde 1x1 cm, 1x2 cm ve 1x1 cm'lik üç abrazyon bulunduğu, başvurucunun yaralanmasının vücuduna acı verecek nitelikte olup basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif olduğu belirtilmiştir.

15. Başsavcılık 30/6/2017 tarihinde Emniyet Amirliğine yazı yazarak olay gününe ait nezarethane güvenlik kamerası görüntülerini, yakalama anını gösterir zırhlı araç güvenlik kamerası görüntülerini, olay günü görevli olan personelin isim listesi ile personelin teşhise elverişli fotoğraflarını, Olay Tutanağı'nı, nezarethane giriş ve çıkış kayıtlarını, raporları ve MOBESE kamera kayıtlarını istemiştir.

16. Nezarethane güvenlik kamerası ve MOBESE kayıtları inceleme yapılmak üzere Van Jandarma Bölge Kriminal Laboratuvarına gönderilmiştir. Yine aynı kayıtlar üzerinde inceleme yapmak üzere Van Adliyesinde Bilgi İşlem Müdürlüğü nezdinde çalışan M.F.E. görüntü bilirkişisi olarak görevlendirilmiştir.

17. Başsavcılık tarafından dosyaya getirtilen raporlardan MOBESE kamerasının görüntü çözünürlüğünün düşük olduğu, şahısların kameraya çok uzak olduğu ve ortam aydınlatmasının yetersiz olduğu, Emniyet Amirliği olduğu anlaşılan binanın dış kısmını gösteren kayıtlarda ortam aydınlatmasının yetersiz olduğu ve şahısların kameraya çok uzak olduğu, görüntüye giren şahısların yüzlerinin net olarak görülemediği, nezarethaneye ait kayıtların tamamen karanlık olduğu, sadece telefon ışıklarının göründüğü ve ortamdaki konuşma seslerinin duyulduğu anlaşılmıştır.

18. Van Jandarma Bölge Kriminal Laboratuvarının 1/8/2017 tarihli raporunda yüz detayını elde etmenin teknik olarak mümkün olmaması nedeniyle fotoğraflardaki şahıslarla görüntülerdeki kişilerin aynı olup olmadığı konusunda bir kanaate varılamadığı belirtilmiştir.

19. Görüntü kayıtlarının incelenmesi neticesinde görüntü bilirkişisi tarafından hazırlanan 11/8/2017 tarihli raporda; kamera görüntülerinin çözümlenmesinde 1 numaralı şahsın kollarını havaya kaldırarak yürüdüğü, 2 ve 3 numaralı şahısların yerde uzanır vaziyette olup güvenlik görevlilerinin üzerlerine oturduğu, başka bir güvenlik görevlisinin 1 numaralı şahsı tekme atarak yere düşürdüğü, yerde tekme ve yumruk attığı, 2 ve 3 numaralı şahısların ise yerde uzanır vaziyette ve güvenlik görevlilerinin üzerlerine oturmuş şekilde göründüğü, yerde uzanır vaziyette olan 2 numaralı şahsa üzerindeki güvenlik görevlisinin yumruk attığı, şahsın yanında duran güvenlik görevlisinin ise ayağı ile vurup üzerine bastığı, yerde uzanır vaziyetteki 3 numaralı şahsın yanına gelen başka bir güvenlik görevlisinin 3 numaralı şahsa tekme attığı, üzerindeki güvenlik görevlisinin ise yumruk attığı, bu sırada yanına gelen başka bir görevlinin de 2 numaralı şahsa tekme attığı, 2 numaralı şahsa tekme ve yumruk atıldığı ve bu sırada 3 numaralı şahsın yerde uzanır vaziyette üzerinde güvenlik görevlisi olduğunun görüntülendiği tespit edilmiştir.

20. Başsavcılık 12/7/2017 tarihinde başvuruculara soruşturma dosyasında yer alan emniyet görevlilerinin isimsiz, üç sayfadan ibaret, numaralandırılmış fotoğraflarını göstererek teşhis işlemi yaptırmıştır. Başvurucu Abdulselam Aslan kendisini darbettiğini ileri sürdüğü kişileri tarif etmiş, fotoğrafı gösterilen kişiler arasında yer alan beş kişinin kendisini darbeden kişilere benzediğini belirtmiş, bu kişileri görmesi hâlinde teşhis edebileceğini ifade etmiştir. Başvurucular Cemal Aslan ve Halil Aslan ise kendilerine vuran kişileri görmediklerini, teşhis edemeyeceklerini beyan etmiştir.

21. Ö.Z.nin Başsavcılık tarafından 25/10/2017 tarihinde alınan ifadesine göre 9/6/2017 tarihinde Emniyet Amirliğinde görevli olan şüpheli, aynı gün gerçekleşen roketatarlı terör saldırısı sonrası faillerin bulunması amacıyla yapılan çeşitli işlemlere katılmış, bahse konu şahısların yakalandıkları yere yakalama amacıyla giden S. markalı aracın şoförlüğünü yapmıştır. Cemal Aslan, Halil Aslan ve Abdulselam Aslan, yakalanmalarının ardından Emniyet Amirliğine getirilmiştir. Şüpheli, Nj.B. ve Nv.B.nin evlerinde arama yapılacağı talimatı üzerine arama faaliyetine katılmıştır. Nv.B. isimli şahıs 12/7/2017 tarihinde yaptığı teşhiste ve 21/8/2017 tarihli ifadesinde fotoğrafını teşhis ederek kendisine hakarette bulunduğunu ve mala zarar verdiğini ileri sürmüşse de bu eylemleri gerçekleştirmemiştir. S. markalı araçta makineli silahın bulunduğu kule kısmından sadece şahısların ilgili kolluk birimine götürülmesi için inmiş, şikâyetçilerin evlerine girmemiştir. Ayrıca yakalama yerinde kimin kime şiddet uyguladığını hatırlamamaktadır. Yaşanan infial, ortamın karanlık olması ve ışık bulunmaması, bölgenin teröre müzahir bir alan olması nedeniyle herkeste bir panik ve heyecan hâli vardır. Olay yerine daha sonra vatandaşlar gelmiştir ve yakalamanın gerçekleştiği yere giden yolda kalabalık bir grup mevcuttur. S. markalı aracın sorumlusu olduğu için aracın yanından ayrılamamıştır. Sadece şahısların Emniyet Amirliğine götürülmesi için araca bindirilmesi ve muhafaza altına alınması kısımlarında yardımcı olmuştur. Yaşanan infial ve panik hâlinin nedenlerinden biri o gün aracın bomba yüklü olduğuna dair anons gelmesidir. Müştekiler araçla Selimiye Mahallesi'nde bulunan Melikşah Caddesi'nden aşağı doğru inerken anonsla dur ihtarı yapmıştır. Uyarıya uymayan şahısların hareket etmeye devam etmeleri üzerine kulede bulunan arkadaşı havaya uyarı manasında bir el ateş etmiştir. Araç duraksar gibi olmuş ancak hareket etmeye devam etmiş, bunun üzerine diğer polisler inerek havaya tekrar uyarı ateşi açmıştır. Araçlarını durdurup sağa-sola doğru koşmaya başlayan şahısları ekipte görevli polisler orantılı güç kullanarak etkisiz hâle getirmiştir. Polisler, araçta kablo göründüğü bilgisine istinaden şahısları araçtan uzaklaştırarak direnmelerini önlemeye çalışmış ve içinde herhangi bir bomba kumandası olup olmadığını tespit etmek amacıyla şahısların avuçlarını açmak istemiştir. Direnmeye devam eden şahıslar yakalama için harcanan güç dışında herhangi bir bilinçli darp eylemine maruz kalmamıştır. Yakalanma sonrasında gerçekleştiği iddia edilen darp eylemini kimin gerçekleştirdiğini bilmemektedir. Şahıslar ilk görüşmede örgüt üyelerinin aracı gasp ettiklerini söylediğinden yaralanmaların bu sırada meydana gelmiş olması mümkündür.

22. O.Ş.nin Başsavcılık tarafından 25/10/2017 tarihinde alınan ifadesine göre şüpheli 9/6/2017 tarihinde Emniyet Amirliği binasına gerçekleştirilen roketatarlı terör saldırısı sonrasında emniyet lojmanından çıkarak olay yerine gelmiştir. Yaklaşık yarım saat sonra saldırıda kullanılan aracın Selimiye Mahallesi'nde MOBESE sistemi üzerinden görüldüğü bilgisine istinaden hatırlayamadığı ekip arkadaşlarıyla S. markalı araca binerek olay yerine doğu harekete geçen şüpheli bir saat boyunca bahse konu aracı aramıştır. S. markalı aracı kullanan Ö.Z. arama esnasında arkada bir araç ışığı fark edince araca dur uyarısı yapmıştır. Araç durmayınca uyarı ikaz ateşi yapılmıştır. Bu sırada, bir polis kulede bulunmaktadır. Şüpheli, diğer 6-7 polisle birlikte araçtan inmiştir. Saldırıda kullanılan araçta yer alan üç kişi araçtan inerek yukarı mahalleye doğru kaçmaya başlamıştır. Saldırıyı gerçekleştiren aracın aynı araç olduğunu anlamaları üzerine uyarı ateşi açılmış, şahıslar 10-15 metre koştuktan sonra kaçmayı bırakıp kendilerini yere atmıştır. Aracın bombalı olabileceği anons edildiğinden yakalanan kişilerden üzerlerini boşaltmaları istenmiştir. Yakalanan kişiler 30-40 metre mesafede bulunan S. markalı aracın yanına götürülerek detaylı arama için elleri açık vaziyette yüzüstü yere yatırılarak aramaya başlanmıştır. Şahıslar sürekli kafalarını kaldırarak konuşmaya çalışmış, kaçırıldıklarını söylemiş ve direnmiştir. Makul ölçüde zor kullanarak direnme engellenmeye çalışılmıştır. Takviye ekibin ve sesi duyan vatandaşların olay yerine gelmesiyle büyük bir kalabalık oluşmuştur. Şüpheli ve ekibindeki diğer polisler, şahısları olay yerinde bırakarak S. markalı araç ile Emniyet Amirliği binasına geri dönmüştür. Abdulselam Aslan adındaki müşteki tarafından teşhis edilerek darp iddiasıyla şikâyetçi olunmuş ise de şüpheli müştekiyi darbetmemiştir.

23. M.C.Ö.nün 25/10/2017 tarihinde Başsavcılık tarafından alınan ifadesine göre şüpheli, Emniyet Amirliği binasına gerçekleştirilen roketatarlı terör saldırısının olduğu 9/6/2017 tarihinde izinlidir. Olaylardan daha sonra haberi olan şüpheli, o gün ilçe merkezinde değil Van il merkezindedir. Abdulselam Aslan tarafından 32 numaralı fotoğraftan teşhis edilse de görev listesinden ve kredi kartı harcamalarından Van'da bulunduğu anlaşılmaktadır.

24. Ö.E.nin 25/10/2017 tarihinde Başsavcılık tarafından alınan ifadesine göre şüpheli, 9/6/2017 tarihinde Emniyet Amirliği binasına gerçekleştirilen roketatarlı terör saldırısı sırasında binadadır. Saldırının akabinde gerçekleştirilen yakalama ve arama faaliyetlerine katılmamıştır. Saldırının hemen sonrasında güvenlik nedeniyle Emniyet Amirliği bahçesinde bulunan şüpheli 20.30-21.00 sıralarında zırhlı kule noktasında nöbet tutmaya başlamış, 23.30'a kadar nöbetine devam etmiştir. Sonrasında yine güvenlik nedeniyle bahçede bulunan şüpheli, amirlerinin talimatıyla binanın giriş kısmına ve mukayit odasına girmiş ancak darp iddiasında bulunan müştekilerle yan yana gelmemiştir. Saat 01.00 sıralarında H.M. olarak hatırladığı şahsın evinin bahçesinde yapılan aramaya katılmıştır.

25. M.Ş.nin 26/10/2017 tarihinde Başsavcılık tarafından alınan ifadesine göre şüpheli 9/6/2017 tarihinde Emniyet Amirliği binasına gerçekleştirilen roketatarlı terör saldırısı sırasında lojmandadır. Saldırıdan sonra Emniyet Amirliği bahçesinde güvenlik amacıyla bulunmuştur. Şahısların yakalandıkları yere giden ekipte yer almamıştır. Daha sonra Özel Harekât ekipleri tarafından olay yerine intikal edileceği sırada bölgeyi bu ekibin bilmemesi nedeniyle onlara mihmandarlık yapmıştır. Olay yerine gittiğinde şahıslar etkisiz hâle getirilmiştir ve birbirinden ayrıdır. Herhangi bir darp eylemiyle karşılaşmamış, herhangi birinin şahıslara yönelik darp eylemine tanıklık etmemiştir. Olay yerine gittikten 10-15 dakika sonra şahıslar Emniyet Amirliği binasına götürülmüştür. Abdulselam Aslan 17 numaralı fotoğraf üzerinden teşhis etse de darp iddiası doğru değildir. Olay yerine gittiğinde şahıslar zaten etkisiz hâle getirilmiştir ve şüpheli 15 dakika süreyle olay yerinde bulunmuştur. Özel Harekât polislerine mihmandarlık yapmıştır. Teşhiste üniformalı, beyaz çelik yelekli, 80-90 kg ağırlığında olduğu ve müştekinin üzerine oturduğu belirtilmişse de şüphelinin üzerinde üniforma yoktur, sivil kıyafetlidir. Beyaz çelik yeleği bulunmayan şüpheli 60 kg ağırlığındadır.

26. K.S.nin 6/11/2017 tarihinde Başsavcılık tarafından alınan ifadesine göre şüpheli olay tarihinde Gevaş ilçesinde görevlidir. PKK terör örgütü üyesi teröristler tarafından roketatarlı silahla Emniyet Amirliği binasına saldırı düzenlenmiştir. Şüpheli, ilçe merkezinde Emniyet Amirliği binasını korumak amacıyla devriye hâlinde bulunduğu sırada takviye destek olarak çağırılan ekiptedir. Olay yerinde üç kişinin gözaltına alındığını öğrenmiştir ancak yakalama sırasında olay yerinde değildir. Emniyet Amirliği binasının çevre güvenliğini almıştır. Yakalanan kişileri darbetmemiştir. Okunan 12/7/2017 tarihli Teşhis Tutanağı usule uygun değildir. Fotoğraf üzerinden yapılan teşhisi kabul etmemektedir.

27. Yapılan soruşturma işlemleri neticesinde Başsavcılık 5/12/2017 tarihinde şüpheliler K.S., M.C.Ö., M.Ş. ve Ö.E. hakkında başvurucu Abdulselam Aslan'a yönelik olarak zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması suretiyle kasten yaralama suçundan kamu davası açmaya yeterli şüphe oluşturacak somut delil bulunmadığı gerekçesiyle ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermiştir. Kararda, Abdulselam Aslan tarafından hakkında teşhis öncesi tarifi yapılan ve sonrasında fotoğraf üzerinden teşhis edilen O.Ş. isimli şüpheli hakkında soruşturmaya devam olunmasına karar verildiğini belirtilmiş; şüpheliler H.E. ve Ö.Z. hakkında ise olay tarihinde gerçekleştirilen ev araması sebebiyle mağdurlar Nj.B. ve Nv.B.ye yönelik mala zarar verme ve hakaret suçlarından kamu davası açmaya yeterli şüphe oluşturacak somut delil bulunmadığı gerekçesiyle ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermiştir. İtirazı kabil olarak verilen ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar başvurucular ve diğer müştekiler vekiline tebliğ edilmiştir.

28. Ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:

"...[H]er ne kadar görüntü bilirkişisi tarafından yakalama yerinde söz konusu müştekilere yönelik yaralama eylemleri olduğu yönünde rapor mütalaa edilmiş ise de gerek işbu soruşturma dosyası kapsamında jandarma kriminal ekipleri tarafından yapılan incelemeler, gerekse de idari soruşturma kapsamında emniyet olay yeri inceleme ekipleri tarafından yapılan ve soruşturma dosyasına celbedilen kriminal incelemelerde söz konusu eylemleri gerçekleştiren şahısların teknik olarak tespit edilemediği,

Yaralamanın müştekiler üzerindeki etkisinin tespiti için ilgililerin şüpheli konumunda bulunduğu Van Cumhuriyet Başsavcılığının ilgili soruşturma dosyasından kati raporların onaylı suretlerinin talep edildiği, 5/7/2017 tarihinde Van Cumhuriyet Başsavcılığından temin edilen 10/6/2017 tarihli kati adli muayene raporlarına göre; müştekiler Cemal Aslan, Halil Aslan ve Abdulselam Aslan'ın yaralanmalarının basit tıbbi müdahale ile giderilebilir ölçüde olduğunun tespit edildiği,

...

Her ne kadar anılan müştekiler 9/6/2017 tarihinde gerçekleştirilen roketatarlı terör saldırısı öncesinde, esnasında ve sonrasında teröristlerin kullandığı 56 ... plakalı araçta yakalanmış ve kolluk birimleri tarafından yakalanan bu şahısların saldırıyı gerçekleştiren şahıslar olduğu değerlendirmesiyle etkisiz hâle getirilmeye çalışılmış ise de; görüntülerin incelenmesinde yakalanan şahısların yere yatırılıp etkisiz hâle getirildikten sonra da tekme ve yumruklarla darp edildiklerinin anlaşıldığı, her ne kadar müştekiler ve müşteki vekili tarafından şahısların tekme ve yumruklar dışında silah dipçikleri, cop ve diğer çeşitli kesici, delici ve bereleyici aletle darp edildikleri iddia edilmiş ise de görüntüler incelendiğinde tekme ve yumruklar dışında silah niteliği taşıyabilecek herhangi bir nesneyle müştekilerin darp edildiğine dair bir görüntünün bulunmadığı,

İlgili faillerin tespiti amacıyla her ne kadar görüntü iyileştirmesi ve inceleme çalışmaları yapılmış ise de bu kriminal incelemeler neticesinde faillerin tespitinin yapılamadığı ancak müştekiler tarafından kendilerini yaralayan şahısları tespit etmek amacıyla teşhis işlemi gerçekleştirildiği, bu teşhisin 2559 sayılı PVSK'nın ek. 6 maddesine uygun olarak icra edildiği, müştekilerden Cemal ve Halil Aslan tarafından herhangi bir teşhis işlemi yapılamadığı ancak Abdulselam Aslan isimli müşteki tarafından 5 adet şahsın kendisini yaraladığı iddiasıyla teşhis edildiği,

...

Soruşturma dosyası incelendiğinde şüpheli [M.Ş.nin] şüpheli aracı gören ve ilk müdahale eden personeller, takviye giden özel harekât personelleri, şüpheli şahısları ilçe emniyet amirliğine getiren personeller listesinden ibaret ayrıntılı görev listesinde adının bulunmadığı, kendisinin ifadesinde sadece mihmandarlık yapmak için o bölgeye gittiğini ve gittiğinde de yakalama işlemlerinin son bulduğunu beyan ettiği, ayrıca her ne kadar müşteki tarafından teşhis edilmiş ise de şüphelinin o gün üniformalı ve çelik yelekli olmadığı, ayrıca şüphelinin 80-90 kg ağırlığında bir yapıda olmadığı, dolayısıyla gerek şüphelinin olay günü ifa ettiği görev, gerekse fiziki tarif ve teşhisin müşteki beyanlarıyla uygun olmadığı ve şüphelinin anılan eylemleri gerçekleştirdiğine dair kamu davasını açmaya yeterli şüphe oluşturacak somut delil bulunmadığının anlaşıldığı;

...

Soruşturma dosyasında yer alan ve 9/6/2017-10/6/2017 tarihlerini kapsayan günlük görev listesi incelendiğinde şüpheli [M.C.Ö.nün] olay günü ’hafta mezunu’ ibaresiyle görevde olmadığının anlaşıldığı, şüphelinin de bu durumu ifadesinde belirttiği, dolayısıyla her ne kadar müşteki tarafından şüphelinin kendisini yakalandığı yerde polis aracına bindirirken darp ettiği yönünde iddia ve teşhiste bulunulmuş ise de şüphelinin olay günü ilçede bile olmadığı, dolaysıyla şüphelinin anılan eylemleri gerçekleştirdiğine dair kamu davasını açmaya yeterli şüphe oluşturacak somut delil bulunmadığının anlaşıldığı;

...

Soruşturma dosyası incelendiğinde şüpheli [Ö.E.nin] şüpheli aracı gören ve ilk müdahale eden personeller, takviye giden özel harekât personelleri, şüpheli şahısları ilçe emniyet amirliğine getiren personeller listesinden ibaret ayrıntılı görev listesinde adının bulunmadığı, dolayısıyla görev kapsamıyla ilgili vermiş olduğu ifadenin görev listeleriyle de uyumlu olduğu, yine soruşturma dosyasında yer alan kriminal görüntü incelemelerinde ve görüntü bilirkişi raporunda, yukarıda da bahsedildiği üzere ilçe emniyet binası içerisinde müştekilere yönelik bir darp eylemi olduğuna dair herhangi bir görüntünün tespit edilemediği, dolayısıyla şüphelinin anılan eylemleri gerçekleştirdiğine dair kamu davasını açmaya yeterli şüphe oluşturacak somut delil bulunmadığının anlaşıldığı;

...

Soruşturma dosyası incelendiğinde şüpheli [K.S.nin] şüpheli aracı gören ve ilk müdahale eden personeller, takviye giden özel harekât personelleri, şüpheli şahısları ilçe emniyet amirliğine getiren personeller listesinden ibaret ayrıntılı görev listesinde takviye giden özel harekât personelleri arasında yer aldığı, dolayısıyla görev kapsamıyla ilgili vermiş olduğu ifadenin görev listesiyle de uyumlu olduğu, yukarıda da bahsedildiği üzere kriminal görüntü incelemelerinde ve görüntü bilirkişi raporunda, ilçe emniyet binası içerisinde müştekilere yönelik bir darp eylemi olduğuna dair herhangi bir görüntünün tespit edilemediği, kaldı ki şüphelinin olay günü emniyet binasına girdiğine dair bir delilin dahi dosyada mevcut olmadığı, zira şüphelinin çevre güvenliğiyle ilgili görev taşıdığı, dolayısıyla şüphelinin anılan eylemleri gerçekleştirdiğine dair kamu davasını açmaya yeterli şüphe oluşturacak somut delil bulunmadığının anlaşıldığı,

Tüm bu hususların dışında teşhis işlemini gerçekleştiren Abdulselam Aslan'ın 18/9/2017 tarihli müşteki ifadesinde kimin vurduğunu seçemediğini, olay yerinde yaklaşık 150 kişi bulunduğunu beyanettiği, şüphelisi olduğu terör soruşturmasında olay yerinde ve emniyette darp eylemlerine maruz kaldığını beyan ettiği, idari soruşturma aşamasında verdiği ifadede 7-8 tane polisin üstüne çöktüğünü, yarım saat kadar silah dipçiğiyle ve tekmelerle darp edildiğini, kafasını kaldıramadığı için yüzlerini göremediğini ve kaç kişi olduklarını bilmediğini beyan ettiği, dolayısıyla müştekinin çeşitli tarih ve aşamalarda verdiği ifadelerin kendi içerisinde bazı çelişkiler de barındırdığı anlaşılmakla... kovuşturmaya yer olmadığına... [karar verildi.]"

29. Başvurucular ve müşteki Nj.B. vekilleri Av. Servet Haznedar vasıtasıyla ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz etmiştir. Başvurucu Abdulselam Aslan itirazında vesikalık fotoğraf üzerinden yapılan teşhisin sağlıklı olmadığını, canlı teşhis işlemi yaptırılması gerekirken yaptırılmadığını, şüpheli M.Ş.nin olay günü üniformalı ve çelik yelekli olmadığına ilişkin beyanına itibar edilerek karar verildiğini belirtmiştir. Ayrıca şüpheli M.C.Ö.nün olay günü ilçede bulunmadığına ilişkin beyanı yönünden araştırma yapılmadığını, HTS kayıtlarının istenmediğini, şüpheliler Ö.E. ve K.S.nin olay gecesi nezarethanede görevli olmasına karşın bu hususun dikkate alınmadığını, kati hekim raporlarının gerektiği gibi incelenmediğini ifade etmiştir. Van 1. Sulh Ceza Hâkimliği itirazı 14/2/2018 tarihinde kesin olarak reddetmiştir.

30. Başsavcılık açık kimliği tespit edilemeyen şüpheliler hakkında başvurucuların şikâyetleri yönünden 5/12/2017 tarihinde ayırma kararı vermiştir. Yine aynı tarihte ayrılarak yeni soruşturma numarasına kaydedilen soruşturmada meçhul şüpheliler hakkında 8 yıl müddetince araştırma yapılmasına yönelik daimi arama kararı vermiştir.

31. Başsavcılık tarafından şüpheli O.Ş. hakkında düzenlenen iddianame ile başvurucu Abdulselam Aslan tarafından yapılan ve kendi içerisinde tutarlı bulunduğu belirtilen teşhis doğrultusunda başvurucuya yönelik zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması suretiyle kasten yaralama suçunu işlediği isnadıyla 5/12/2017 tarihinde Gevaş Asliye Ceza Mahkemesinde (Mahkeme) kamu davası açılmıştır.

32. Başvurucu Abdulselam Aslan'ın istinabe yoluyla Van 5. Asliye Ceza Mahkemesinde mağdur sıfatıyla beyanları alınmıştır. Beyanlara göre başvurucu ve yanındaki kişiler mantar toplamaya gittiklerinde teröristler tarafından rehin alınmıştır. Teröristler araçlarını alarak saldırı yapmıştır. Saat 21.00 sıralarında teröristler kendilerini bıraktıktan sonra araçlarıyla şikâyet etme amaçlı yola çıkmış, Emniyet Amirliğine gelmeden polisler tarafından durdurularak darbedilmiştir. Sonrasında götürüldükleri karakolda da darbedilmişlerdir. Başvurucunun şikâyetçi olduğu tek kişi O.Ş. değildir, olay gecesi tutulan tutanakta ismi yer alan diğer polis memurlarından da şikâyetçidir.

33. Sanık O.Ş.nin 23/5/2018 tarihli celsede sorgusu yapılmıştır. Savunmasına göre sanık, olay günü ramazan ayı içinde olunduğundan mesai bitiminde iftar yapmak üzere evine gitmiştir. Ezan okunmasına yakın silah sesine benzer sesler duymuş ve görevli arkadaşları aramıştır. Saldırı olduğunu öğrenince giyinip Emniyet Amirliğine doğru gitmiştir. Yarım saat kadar binada bekledikten sonra saldırı yapan aracın plakası belirlenince ekip arkadaşları Ö.Z., F.D., M.B. ve birkaç polisle birlikte zırhlı araçla Selimiye Mahallesi'ne doğru yola çıkmıştır. Aracı bulamayınca Emniyet Amirliğine dönmüştür. 155 ihbar hattına gelen bilgi üzerine gittikleri Selimiye Mahallesi'nde farları yanık aracı görmüş, zırhlı aracı durdurmuştur. İşarete rağmen üzerlerine gelen aracı durdurmak için uyarı ateşi açılmıştır, duran araçtan inen üç kişi kaçmaya başlamıştır. Polisler kaçan kişileri zor kullanarak durdururken sanık zırhlı aracın içerisindedir. Yakalanan kişilere müdahalesi olmamıştır. Yakalanan kişiler çağırılan takviye ekiplere teslim edilmiştir.

34. Mahkeme 6/2/2019 tarihinde sanık O.Ş.nin atılı suçu işlediğine dair dosya kapsamında somut, kesin ve inandırıcı bir delil bulunamadığı gerekçesiyle beraatine karar vermiştir.

35. Başvurucu Abdulselam Aslan'ın beraat kararına yönelik olarak istinaf talebi üzerine Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesi (Daire) 18/7/2019 tarihinde davanın yeniden görülmesine karar vermiştir.

36. Dairece 22/1/2020 tarihli üçüncü celsede kamera kayıtları izlenerek başvurucu Abdulselam Aslan'ın katılan sıfatıyla beyanı alınmıştır. Başvurucunun beyanlarının ilgili kısmında huzurda izletilen kamera görüntülerinde kullandığı aracın dörtlü lambaları yanar vaziyette durmakta olduğunun görüldüğünü ifade etmiştir. Beyanlarına göre başvurucu, yanında Cemal Aslan ve Halil Aslan ile Nj.B. bulunduğu hâlde Gevaş'a geri dönmektedir. Telefonla yakınlarına bilgi veremediği için kayınbiraderi olan Nj.B.yi yol üzerinde bulunan evinde indirmiştir. Cemal ve Halil ile yola devam etmiştir. Aracın bulunduğu görülen yerin yaklaşık on beş metre öncesinde kullandığı araç kolluk görevlileri tarafından durdurulmuştur. Kolluk görevlileri kendilerini araçtan indirerek darbetmiş, sürükleyerek görüntülerde görülen alana getirmiştir. Kullandığı arabayı peşlerinden kimin getirdiğini görmemiştir. Arkalarından Gevaş'tan tanıdığı H.O. kendi aracıyla gelmiş, polisler ondan da kuşkulanarak arabasını durdurmuştur. Görüntülerde elleri havada olacak biçimde araçlarına doğru yürütülen kişi H.O.dur, kapıları açık durumda bulunan kullandığı aracın sol tarafında yerde, arkada olan kişi kendisidir. Yerde tutulduğu hâlde bir polis üzerinde bulunmaktadır. Kafasını sürekli yere doğru tuttukları için Cemal Aslan ve Halil Aslan'ın nerede bulunduğunu görememektedir. Özellikle araçtan ilk indikleri yerde müdahale eden polis ekibi kendilerini ciddi biçimde darbetmiştir. Sürükleyerek görüntülerde bulunan yere götürmüştür. Teşhis işlemi sırasında görüntülerde izlendiği üzere kendisini darbettiğini ayırt edebildiği kişileri fotoğraflardan teşhis etmiştir, teşhiste gerek ilk müdahale sırasında gerekse karakolda darbeden kişileri ayrı ayrı göstermiş ve eşgal bilgilerini de söylemiştir.

37. Daire 4/3/2020 tarihinde beraat kararını kaldırmış ve "toplanan deliller gözetildiğinde ilk derece mahkemesinin beraat kararına ilişkin kabulünde yanılgıya düşüldüğü" gerekçesiyle sanık O.Ş.nin başvurucu Abdulselam Aslan'a yönelik zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması suretiyle kasten yaralama suçundan 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 256. maddesinin (1) numaralı fıkrasının yollamasıyla aynı Kanun'un 86. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca 150 gün adli para cezası karşılığı 3.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir. Ayrıca mahkûmiyet hükmünün açıklanması geri bırakılmıştır.

38. Başvurucu Abdulselam Aslan'ın vekili Av. Servet Haznedar 6/3/2020 tarihinde gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal süresi içinde ayrıntılı itirazlarını sunacağını belirten süre tutum dilekçesi vermiştir. Gerekçeli karar 29/3/2020 tarihinde elektronik tebligat vasıtasıyla başvurucu vekiline tebliğ edilmiştir.

39. Daire, başvurucunun itirazını gerekçeli kararın tebliğinden önce 24/3/2020 tarihinde reddetmiş ve dosyanın itirazen incelenmek üzere Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmesine karar vermiştir.

40. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi 2/4/2020 tarihinde başvurucu Abdulselam Aslan'ın hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararına yapmış olduğu itirazı kesin olarak reddetmiştir. Karar, başvurucu vekiline 11/4/2020 tarihinde tebliğ edilmiştir.

41. Başvurucular hakkında 29/5/2018 tarihli iddianame ile silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme suçu isnadıyla Van 5. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan kamu davasında, 22/3/2019 tarihinde yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması gerekçesiyle beraat kararı verilmiştir. Dosya henüz istinaf incelemesinde bulunduğundan karar kesinleşmemiştir.

42. Başvurucular 2/6/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. 25/3/2020 tarihli ve 7226 sayılı Kanun ile COVID-19 pandemisi nedeniyle yargı alanındaki süreler 13/3/2020 tarihinden 15/6/2020 tarihine kadar durdurulduğundan başvurunun süresinde olduğu anlaşılmıştır.

IV. İLGİLİ HUKUK

A. Ulusal Hukuk

43. 5237 sayılı Kanun'un 256. ve 86. maddelerinin ilgili kısmı şöyledir:

"Zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması

Madde 256- (1) Zor kullanma yetkisine sahip kamu görevlisinin, görevini yaptığı sırada, kişilere karşı görevinin gerektirdiği ölçünün dışında kuvvet kullanması hâlinde, kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

Kasten yaralama

Madde 86- (1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) Kasten yaralama suçunun;

d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,

İşlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında, ...artırılır."

44. 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesinin olay tarihinde yürürlükte olan hâlinin ilgili kısmı şöyledir:

"…

(5)Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.

(6) Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;

a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,

b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,

c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekir. Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez.

…"

B. Uluslararası Hukuk

45. İlgili uluslararası hukuk için bkz. Hatun Horuz ve Zemci Horuz [2. B.], B. No: 2017/17723, 3/11/2020, §§ 33-40.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

46. Anayasa Mahkemesinin 14/1/2025 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucuların İddiaları ve Bakanlık Görüşü

47. Başvurucular, yakalama ve gözaltı sırasında kolluk görevlilerinin fiziksel şiddetine maruz kaldıklarını, yaptıkları suç duyurusu neticesinde bir kısım şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilip meçhul şüpheliler hakkında soruşturma dosyasının ayrılarak faillerin bir kısmına yönelik daimi arama kararı verildiğini belirterek kötü muamele yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

48. Başvurucu Abdulselam Aslan bu iddiaların yanı sıra sanık O.Ş. hakkında açılan kamu davasında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğini, soruşturma makamı tarafından etkili soruşturma yürütülmediğini belirterek kötü muamele yasağının ihlal edildiğini iddia etmiştir.

49. Başvurucu Abdulselam Aslan ayrıca sanık O.Ş. hakkında yürütülen yargılamada katılan sıfatı bulunduğu hâlde gerekçeli kararın tebliğe çıkarıldığı gün ayrıntılı itirazlarını belirtemeden dosyanın itiraz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ifade etmiştir.

50. Bakanlık görüşünde, ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara Abdulselam Aslan dışındaki başvurucular tarafından itiraz edilmediği ve daimi arama kararından sonra süresinde başvuru yapılmadığı belirtilmiş; mahkûmiyet ve HAGB kararına dikkat çekilmiştir.

51. Başvurucular, Bakanlık görüşüne karşı beyanlarında etkili soruşturma yürütülmesi beklendiği hâlde maddi gerçeğin ortaya çıkartılmasına yönelik soruşturma yürütülmediğini belirtmiştir.

B. Değerlendirme

1. Başvurucu Abdulselam Aslan Yönünden

a. İddiaların Nitelendirilmesi ve İncelemenin Kapsamı

52. Anayasa'nın "Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı" kenar başlıklı 17. maddesinin birinci fıkrasının ilgili kısmı ile üçüncü fıkrası şöyledir:

"Herkes, ...maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.

...

Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz.

..."

53. Anayasa'nın "Devletin temel amaç ve görevleri" kenar başlıklı 5. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"Devletin temel amaç ve görevleri ... kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır."

54. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder. Başvurucunun ihlal iddiaları kötü muamele yasağı kapsamında incelenmiştir.

55. Kötü muamele yasağı yönünden bir soruşturmanın etkili olup olmadığının incelenmesi sırasında ceza soruşturması veya yargılaması sürecinde ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar, beraat, mahkûmiyet veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları ile farklı zamanlarda neticelenmiş aşamalar bulunması durumunda -bu aşamaların tek bir olay için farklı kişilerin sorumluluklarına yönelik olduğu gözetildiğinde- soruşturmaların bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekir (benzer yöndeki karar için bkz. S.D. [1. B.], B. No: 2013/3017, 16/12/2015, § 69). Bu nedenle başvurucu Abdulselam Aslan'ın yaralanması olayı hakkında yürütülen ceza soruşturması süreci ile kovuşturma süreci bir bütün olarak değerlendirilmiştir.

b. Kabul Edilebilirlik Yönünden

56. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurucu Abdulselam Aslan yönünden kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

c. Esas Yönünden

i. Genel ilkeler

57. Kolluk görevlilerinin güç kullanması sonucunda meydana gelen yaralama olaylarıyla ilgili başvurularda kötü muamele yasağının negatif yükümlülüğe ilişkin maddi boyutu ile etkili soruşturma yürütme yükümlülüğüne ilişkin usul boyutunun ihlal edildiğine ilişkin şikâyetlerin incelenmesinde dikkate alınması gereken ilkelere şimdiye kadar verilen birçok kararda yer verilmiştir (bu ilkeler için birçok karar arasından bkz. Cezmi Demir ve diğerleri [1. B.], B. No: 2013/293, 17/7/2014, §§ 80, 83, 95, 111, 112, 114-117; Ali Rıza Özer ve diğerleri [GK], B. No: 2013/3924, 6/1/2015, §§ 72, 74, 75, 81, 83, 101-103; S.D., §§ 89, 90; Cengiz Kahraman ve Kenan Özyürek [1. B.], B. No: 2013/8137, 20/4/2016, § 95; Ferit Kurt ve diğerleri [2. B.], B. No: 2018/9957, 8/6/2021, § 74; Tahir Canan [1. B.], B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 25; Cebrail Bektaş ve Yüksel Şahin [2. B.], B. No: 2015/4787, 25/9/2019, § 64).

58. Olası cezai sorumluluğun tespiti adına yürütülen soruşturma sonrasında kovuşturma evresine geçilmiş ise bu aşamanın da Anayasa'nın 17. maddesinin gereklerine cevap verebilecek nitelikte olması gerekir (Ferit Kurt ve diğerleri, § 79).

59. Bütün kovuşturmaların mahkûmiyet veya belirli bir cezayla sonuçlanmasına yönelik kesin bir zorunluluk bulunmamaktadır ancak mahkemeler; hiçbir koşul altında yaşamı tehdit eden suçlar ile fiziksel ve ruhsal bütünlüğe yapılan ağır saldırıların cezasız kalmasına veya af ya da zamanaşımına uğramasına izin vermemeli, sorumlulara yaptırım uygulamakta kararlı olmalı ve suçun ağırlık derecesi ile verdikleri ceza arasında açık bir orantısızlık bulunmamasına dikkat etmelidir (Cezmi Demir ve diğerleri, § 77; Umut Tamaç [2. B.], B. No: 2014/13514, 18/7/2018, § 85). Aksi yöndeki uygulamalar, eylemleriyle kötü muamele yasağını ihlal eden kolluk görevlilerinin cezasız kalmalarına ya da gerektiği gibi cezalandırılmamalarına yol açar ki bu durum; caydırıcılık sağlanmadığı için etkili ceza soruşturması yürütme yükümlülüğünün açıkça zedelenmesine, kişilerin fiziksel ve ruhsal bütünlüklerini korumak için oluşturulan mevzuatın etkili şekilde uygulanmamasına, dolayısıyla kişilerin fiziksel ve ruhsal bütünlüklerini idari ve yasal mevzuat aracılığıyla koruma konusundaki pozitif yükümlülüğün yerine getirilememesine sebebiyet verir (bazı değişikliklerle birlikte bkz. Şenol Gürkan [1. B.], B. No: 2013/2438, 9/9/2015, §§ 84, 105; yaşam hakkı yönünden yapılan benzer değerlendirmeler için bkz. Seyfullah Turan ve diğerleri [1. B.], B. No: 2014/1982, 9/11/2017, § 162; Narin Kurt [GK], B. No: 2018/2540, 1/12/2022, § 105). Ayrıca sözü edilen uygulamalar nedeniyle -olay nedeniyle meydana gelen maddi ve manevi zararlar giderilmiş, aynı zamanda fail veya failler yeterli disiplin cezaları ile cezalandırılmış olsalar da- mağdurlara uygun ve yeterli giderim sağlanmamış olur (yaşam hakkı yönünden yapılan benzer değerlendirmeler için bkz. Narin Kurt, § 111). Bu sebeple kamu güveninin sürdürülmesi ve hukukun üstünlüğünün sağlanması adına mahkemelerin takdir haklarını bu tür eylemlere müsamaha edilmeyeceğini göstermek için kullanmaları ve takdir hakkının suçun sonuçlarının hafifletilmesi için kullanıldığı yönünde bir izlenim oluşmasına neden olmamaları gerekir (Naif Bal (3) [2. B.], B. No: 2020/6966, 15/5/2024, § 31; yaşam hakkı yönünden yapılan aynı yöndeki değerlendirme için bkz. Cembeli Erdem [1. B.], B. No: 2014/19077, 18/4/2018, §§ 100-102; Narin Kurt, § 109).

ii. İlkelerin Olaya Uygulanması

60. Somut olayda başvurucu, yakalama ve gözaltı sırasında kolluk görevlilerinin fiziksel şiddeti sonucunda yaralandığını iddia etmiş ve bu olay hakkında yürütülen soruşturma kapsamında alınan kati hekim raporunda bazı yaralar tespit edilmiştir. Buna rağmen konuyla ilgili resen bir ceza soruşturması başlatılmamış, soruşturma için başvurucunun şikâyeti beklenmiştir.

61. Başvurucuya olay gününde görevli personel listesi esas alınarak fotoğraftan teşhis işlemi yaptırılmıştır. Başvurucu, Cumhuriyet savcısının huzurunda dosya hâlindeki vesikalık fotoğraflar üzerinden 12/7/2017 tarihinde yaptığı teşhis işlemi sırasında önce faillerin tespiti için fiziksel özelliklerini tarif etmiş, sonrasında ise beş polis memurunu olayın faillerine benzettiğini, bu kişileri canlı olarak görmesi hâlinde teşhis edebileceğini beyan etmiştir. Başsavcılık belirtilen teşhis işleminden sonra canlı teşhis işlemi yaptırmamıştır. Ayrıca Başsavcılık, görev listesinde adı bulunan ve başvurucunun teşhis ettiği M.C.Ö.nün olay günü ilçede bulunup bulunmadığının tespiti ile yakalama işlemini gerçekleştiren ekipte yer aldıklarına dair ifadeleri mevcut olan Ö.Z. ve O.Ş.nin beyanlarında geçen ekip arkadaşlarının saptanarak ifadelerinin alınması için araştırma yapmamıştır. Bu eksikliklere rağmen Başsavcılık, teşhis işlemleri üzerine kimlikleri tespit edilen dört polis memuru hakkında başvurucu Abdulselam Aslan'a yönelik zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması suretiyle kasten yaralama suçundan kamu davası açmaya yeterli şüphe oluşturacak somut delil bulunmadığı gerekçesiyle ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermiş; açık kimlik bilgileri tespit edilemeyen şüpheliler hakkında ise önce ayırma, sonrasında da daimi arama kararı vermiştir.

62. Başsavcılık, bir polis memuru hakkında ise başvurucu Abdulselam Aslan'a yönelik olarak zor kullanma yetkisine ilişkin sınırı aşması suretiyle kasten yaralama suçunu işlediği isnadıyla kamu davası açmıştır. Yapılan yargılama neticesinde sanık, Daire tarafından adli para cezasına mahkûm edilmiş; hükmün açıklanması geri bırakılmıştır. Dolayısıyla kötü muamele yasağının ihlal edildiği Dairece kabul edilmiştir. Ne var ki Anayasa Mahkemesine göre HAGB'ye karar verilmesi veya sonuç ceza olarak adli para cezasına hükmedilmesi, benzer kötü muamele fiillerinin önlenmesinde caydırıcı bir etki doğurmadığı gibi kamu görevlilerinin karıştığı bu tür eylemlere müsamaha gösterildiği veya kayıtsız kalındığı izlenimi oluşmasına sebebiyet verebilmektedir (S.D., §§ 101, 103; Edip Elma ve diğerleri [1. B.], B. No: 2015/14826, 18/4/2019, § 56).Bu sebeple ihlal Dairece tespit edilmiş olsa da somut olayda başvurucuya uygun ve yeterli giderim sağlanmamış, sanık gerektiği gibi cezalandırılmadığı için caydırıcılık da sağlanmamıştır. Dolayısıyla başvurucunun mağdur sıfatı devam etmektedir.

63. Anayasa Mahkemesinin Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında yasaklanan muamelelerle ilgili değerlendirmelerine göre başvurucunun yaralanmasına neden olan muamele, insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir muamele olarak kabul edilebilir (bahsi geçen muamelelerle ilgili ayrıntılı açıklamalar için birçok karar arasından bkz. Cezmi Demir ve diğerleri, §§ 84-91; S.D., §§ 84-88). Bu durumda insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının maddi ve usul boyutları ihlal edilmiştir.

64. Açıklanan gerekçelerle başvurucu Abdulselam Aslan yönünden Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının maddi ve usul boyutunun ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

2. Başvurucular Cemal Aslan ve Halil Aslan Yönünden

65. Başvuru yollarının tüketilmesi kuralı, bir soruşturmanın etkili olup olmadığı yönünde inceleme yapılabilmesi için mutlak surette gerekli olmasa da yürütülen soruşturmanın -makul bir süreyi aşmaması şartıyla- ilgili kamu makamları tarafından nasıl sonlandırılacağının beklenmesi bireysel başvuruyla getirilen koruma mekanizmasının ikincil niteliğine uygun olacaktır. Bununla birlikte savunulabilir bir kötü muamele iddiası hakkında soruşturma başlatılmamışsa başlatılan soruşturmada ilerleme yoksa veya soruşturma artık etkisiz bir hâl almışsa başvuruculardan soruşturmanın sonucunu beklemelerini istemek makul olmayacaktır. Böyle bir durumda başvurucular, gerekli özeni göstermeli ve şikâyetini çok uzun süre geçirmeden Anayasa Mahkemesine sunabilmelidir. Zira soruşturmanın etkililiğini sağlayacak bir başvuru yolu bulunmamaktadır. O hâlde anılan ihlal iddiaları yönünden başvuru yollarının tüketilmesi gerekmemektedir. Böyle bir durumda başvurucular, etkili bir soruşturma yürütülmediğinin farkına vardıkları veya varmaları gerektiği andan itibaren otuz gün içinde bireysel başvuruda bulunmalıdır. Doğal olarak başvurucuların etkili bir soruşturma yürütülmediğinin ne zaman farkına varmaları gerektiği her davanın koşullarına bağlı olarak değerlendirilecektir. Soruşturmada ilerleme sağlanacağına dair umut verici gelişmeler ve gerçekçi varsayımlar bulunduğu ve soruşturmanın ilerlemesini sağlayıcı tedbirler alındığı sürece başvuruculardan başvuru yollarını tüketmeden bireysel başvuruda bulunmaları da beklenmemelidir (yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasının konu edildiği Adle Azizoğlu ve Sadat Azizoğlu ([1. B.], B. No: 2014/15732, 24/1/2018) başvurusunda yapılan aynı yöndeki değerlendirmelerin kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasıyla yapılan başvurularda da uygulanmasına ilişkin örnek için bkz. İbrahim Şen [1. B.], B. No: 2015/19415, 8/5/2019).

66. Somut olayda başvurucular Cemal Aslan ve Halil Aslan'ın yaralanmasıyla ilgili soruşturma kapsamında 5/12/2017 tarihinde daimi arama kararı verilmiş, daimi arama kararının verilmesinden sonra da soruşturmanın etkili yürütüldüğüne işaret edebilecek bir gelişme yaşanmamıştır. Başvurucular Cemal Aslan ve Halil Aslan'ın yaralanması olayının gerçekleşme koşulları ve bu olayın sorumluların tespitiyle ilgili olmadığı dikkate alındığında başvurucu Abdulselam Aslan'ın yaralanması olayı hakkında yürütülen kovuşturmanın başvuru süresi üzerinde etkisi de bulunmamaktadır. Dolayısıyla başvurucuların başvurunun yapıldığı tarihten çok uzun süre önce yürütülen soruşturmanın artık etkisiz olduğunu fark ederek süresi içinde başvuru yapmaları gerekirken başvurucular başvuru tarihine (2/6/2020) kadar haklı bir neden olmadan beklemiştir. Bu nedenle başvurucular Cemal Aslan ve Halil Aslan tarafından yapılan başvurunun süresinde olmadığı sonucuna varılmıştır.

67. Açıklanan gerekçelerle başvurucular Cemal Aslan ve Halil Aslan yönünden başvurunun süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. GİDERİM

68. Başvurucu Abdulselam Aslan; ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması ile 250.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

69. Başvuruda tespit edilen anayasal hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma ve kovuşturma yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği soruşturma ve kovuşturma merciince yapılması gereken iş, yeniden soruşturma işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek soruşturma sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden soruşturma/yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) [1. B.], B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

70. Öte yandan ihlalin niteliği dikkate alınarak başvurucu Abdulselam Aslan'a talebine bağlı kalınarak net 250.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

VII. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Başvurucu Abdulselam Aslan yönünden kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Başvurucular Cemal Aslan ve Halil Aslan yönünden başvurunun süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Başvurucu Abdulselam Aslan yönünden Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının maddi ve usul boyutunun İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. 1. Kararın bir örneğinin insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma yapılmak üzere Gevaş Cumhuriyet Başsavcılığına (Sor. No: 2017/321, Sor. No: 2017/773) GÖNDERİLMESİNE,

2. Kararın bir örneğinin insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesine (E.2019/965, K.2020/320) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucu Abdulselam Aslan'a net 250.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,

E. 446,90 TL harç ve 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 30.446,90 TL yargılama giderinin başvurucu Abdulselam Aslan'a ÖDENMESİNE, Cemal Aslan ve Halil Aslan tarafından yapılan yargılama giderlerinin anılan başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA,

F. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucu Abdulselam Aslan'ın Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 14/1/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/aymnin-202017802-basvuru-numarali-karari