AYM'nin 2019/13793 başvuru numaralı kararı
Anayasa Mahkemesi'nin 28/5/2025 tarihli ve 2019/13793 başvuru numaralı kararı
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
İKİNCİ BÖLÜM |
KARAR |
AHMET SITKI ÖZTÜRK BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2019/13793) |
Karar Tarihi: 28/5/2025 |
İKİNCİ BÖLÜM |
KARAR |
Başkan |
: |
Basri BAĞCI |
Üyeler |
: |
Engin YILDIRIM |
Rıdvan GÜLEÇ |
||
Yıldız SEFERİNOĞLU |
||
Metin KIRATLI |
||
Raportör |
: |
Melek ŞAHAN |
Başvurucu |
: |
Ahmet Sıtkı ÖZTÜRK |
Vekili |
: |
Av. Büşra LEVENT |
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru; ceza infaz kurumunda kalabalık odada tutulma ve bundan kaynaklanan sorunlar nedeniyle kötü muamele yasağının, isteği dışında başka bir ceza infaz kurumuna nakledilme nedeniyle de özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
2. Başvurucu 26/9/2016 tarihinden 8/3/2019 tarihine kadar Kocaeli 1 No.lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (İnfaz Kurumu) barındırılmış, 8/3/2019 tarihinde başka bir ceza infaz kurumuna nakledilmiş, 4/9/2019 tarihinde de tahliye edilmiştir. Başvurucu 15/2/2022 tarihinden 10/11/2022 tarihine kadar farklı bir ceza infaz kurumunda barındırılmış ve 10/11/2022 tarihinde denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak koşuluyla tahliye edilmiştir.
3. Başvurucu 10/7/2018 tarihinde infaz hâkimliğine başvurmuş, 10 mahpus kapasiteli odalarda 20-29 arasında kişiyle barındırıldığını, 16 kişi için ranza olduğunu, geri kalanların yerde yattığını, yataklar serildikten sonra adım atacak yer kalmadığından yerde yatanların yataklarına basıldığını, her gün yarım saatten fazla tuvalet, iki saatten fazla banyo sırası beklediğini, hijyenik olmayan koğuşta geceleri ışıkların açık olduğu havasız ortamda gürültüden uyumanın imkânsız olduğu şartlarda uyuduğunu, tutulma koşullarının var olan sağlık problemleriyle birleşince çekilmez boyuta ulaştığını belirtmiş; insan onuruna uygun bir şekilde barındırılmanın sağlanmasını talep etmiştir.
4. Kocaeli İnfaz Hâkimliği (İnfaz Hâkimliği), 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan başarısız darbe girişimi sonrasında tüm Türkiye kapsamında çok yoğun tutuklamaların yaşandığını, ceza infaz kurumlarının bu dönemde kapasitelerinin üstünde hükümlü ve tutukluyu kabul etmek zorunda kaldıklarının bilinen bir olgu olduğunu belirterek İnfaz Kurumunca ve infaz hâkimliklerince mevcudun azaltılması, koğuştaki hükümlü ve tutuklu sayısının düşürülmesi konusunda bir uygulama olmadığı gerekçesiyle şikâyetin reddine karar vermiştir.
5. Başvurucunun İnfaz Hâkimliği kararına yaptığı itirazı inceleyen Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi (Ağır Ceza Mahkemesi), kararda usul ve kanuna aykırı bir husus bulunmadığı gerekçesiyle itirazın reddine 4/3/2019 tarihinde karar vermiştir.
6. Başvurucu 8/3/2019 tarihinde başka bir ceza infaz kurumuna nakledilmiştir.
7. Nihai karar 21/3/2019 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiş, başvurucu 12/4/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
8. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
9. Anayasa Mahkemesi, başvurucunun tutulduğu sürece ilişkin olarak İnfaz Kurumundan ayrıntılı bilgi talep etmiştir. İnfaz Kurumunun ve Adalet Bakanlığının (Bakanlık) gönderdiği yazılı cevaplara göre;
i. Başvurucu, Geçici-2, C-12, D-1, B-5, C-17 ve C-10 No.lu odalarda barındırılmıştır. Bu odaların normal ve artırılmış resmî kapasiteleri sırayla şöyledir: D-1 No.lu odanın 12 ve 16 kişi, C-12, B-5, C-17 ve C-10 No.lu odaların ise 16 ve 20 kişidir.
ii. B-5, C-10, C-12, C-17 No.lu odaların yatakhane bölümü 44,55 m², alt kat ortak alanı 27 m², havalandırma bahçesi 35 m²dir. D-1 No.lu odanın yatakhane bölümü 32,4 m², alt kat ortak kullanım alanı 27 m², havalandırma bahçesi 35 m²dir. Odaların alt katında yatakhane ve ortak kullanım alanından tamamen bağımsız 1,4 m² büyüklüğünde bir tuvalet, 1,4 m² büyüklüğünde bir banyo ve 2,6 m² büyüklüğünde iki lavabodan oluşan toplam 5,4 m²lik sıhhi alan vardır.
iii. Odaların alt katında televizyon izleme, yemek yeme alanı olarak kullanılan ortak kullanım alanı ve her odanın kendine özel ortak kullanım alanından açılan havalandırma bahçesi bulunmaktadır. Havalandırma bahçeleri gün aydınlanmasıyla açılıp hava kararmadan hemen önce kapatılmakta ve mahpuslar gün içinde havalandırma bahçesini istedikleri kadar kullanabilmektedir.
iv. Koğuşlarda koğuş mevcudu kadar demir eşya dolabı bulunmakta olup kantin aracılığıyla tedarik edilen komodin dolapta özel eşyalar muhafaza edilebilmektedir.
v. Tuvalet ve banyonun kullanım süreleri bulunmamaktadır, tuvalet ve banyolar sürekli açıktır. Sıcak su ve soğuk su için kota bulunmamakla birlikte gün içinde 08.00-10.00, 12.00-14.00, 17.00-20.00 ve 22.00-01.00 saatleri arasında soğuk su, 05.00-10.00, 12.00-14.00, 17.00-20.00 ve 22.00-01.00 saatleri arasında sıcak su her koğuşa eşit miktarda ve kota olmaksızın verilmektedir.
vi. Mahpuslara verilen yatak 90 cm x 190 cm ebadında olup giysi dolapları yaklaşık 2 m²dir. Başvurucunun barındırıldığı odaların yatakhane kısmında sabit olarak bulunan ranzaların sayıları odalara göre de değişkenlik göstermektedir. C-12 ve C-17 No.lu odalarda 10, D-1 No.lu odada 5, B-5 No.lu odada 9, C-10 No.lu odada 8 ranza vardır.
vii. Odaların ortak yaşam alanında üç masa ve her mahpusa ait bir sandalye vardır, ortak yaşam alanındaki sabit eşyalar yaklaşık 10 m² alan kaplamaktadır.
viii. Odalar petek sistemi ile ısıtılmakta, pencereler ve kapılar dışında herhangi bir havalandırma sistemi bulunmamaktadır. Pencerelerde hava veya ışığı engelleyecek herhangi bir donanım yoktur. Odaların alt katında 39 cm x 106 cm ölçüsünde iki sabit, iki açılır, üst katında 39 cm x 115 cm ölçüsünde dört sabit, dört açılır pencere bulunmaktadır.
ix. Her bir odaya normal şartlarda (pandemi dönemi dışında) ayda iki defa kapalı ve açık spor salonundan faydalanma imkânı sağlanmaktadır.
x. Çöpler hafta içi her gün düzenli olarak toplanmaktadır.
10. Başvurucunun kaç kişi ile ne kadar süre barındırıldığına ilişkin ayrıntılı durum aşağıdaki tabloda belirtilmiştir. Koğuşun boyutu yatakhane bölümü ve ortak kullanım alanı toplanarak hesaplanmıştır.
Koğuştaki Kişi Sayısı |
Tutulma Zamanı |
Koğuşun Adı |
Tutulma Süresi (gün) |
Hesaplamaya Dahil Alan (m²) |
Kişi Başına Düşen Alan (m²) |
29 |
14/8/2017-16/8/2017 |
B-5 |
2 |
71,55 |
2,46 |
28 |
9/5/2017-9/6/2017 |
B-5 |
68 |
71,55 |
2,55 |
21/11/2018-28/12/2018 |
C-10 |
||||
27 |
7/10/2016-29/10/2016 |
C-12 |
185 |
71,55 |
2,65 |
6/5/2017-9/5/2017 |
B-5 |
||||
9/6/2017-14/8/2017 |
|||||
27/2/2018-2/3/2018 |
C-17 |
||||
11/5/2018 |
|||||
24/7/2018-28/7/2018 |
|||||
6/8/2018-2/11/2018 |
C-10 |
||||
26 |
31/1/2017-17/3/2017 |
B-5 |
63 |
71,55 |
2,75 |
25 |
16/8/2017 |
C-17 |
|||
1/11/2017-3/11/2017 |
|||||
12/5/2018-18/5/2018 |
|||||
20/7/2018-24/7/2018 |
|||||
28/7/2018-3/8/2018 |
|||||
13/1/2017-31/1/2017 |
B-5 |
138 |
71,55 |
2,86 |
|
28/3/2017 |
|||||
7/4/2017-6/5/2017 |
|||||
17/8/2017 |
C-17 |
||||
3/11/2017-9/11/2017 |
|||||
21/11/2017-23/11/2017 |
|||||
27/11/2017 |
|||||
23/2/2018-27/2/2018 |
|||||
2/3/2018-9/3/2018 |
|||||
24/4/2018-11/5/2018 |
|||||
16/7/2018-20/7/2018 |
|||||
2/11/2018-21/11/2018 |
C-10 |
||||
28/12/2018-19/1/2019 |
|||||
14/2/2019-21/2/2019 |
|||||
24 |
27/3/2017 |
B-5 |
108 |
71,55 |
2,98 |
18/8/2017-29/9/2017 |
C-17 |
||||
16/11/2017-21/11/2017 |
|||||
23/11/2017-27/11/2017 |
|||||
28/11/2017-13/12/2017 |
|||||
22/12/2017-27/12/2017 |
|||||
24/1/2018 |
|||||
23/3/2018 |
|||||
29/3/2018 |
|||||
6/4/2018-24/4/2018 |
|||||
10/7/2018-16/7/2018 |
|||||
2/8/2018-6/8/2018 |
C-10 |
||||
19/1/2019-24/1/2019 |
|||||
23 |
17/11/2016-2/12/2016 |
B-5 |
143 |
71,55 |
3,11 |
17/3/2017-25/3/2017 |
|||||
29/3/2017-7/4/2017 |
|||||
29/9/2017-7/10/2017 |
C-17 |
||||
9/11/2017-16/11/2017 |
|||||
13/12/2017- 16/12/2017 |
|||||
27/12/2017 |
|||||
2/1/2018-24/1/2018 |
|||||
9/3/2018-23/3/2018 |
|||||
24/3/2018-29/3/2018 |
|||||
30/3/2018-6/4/2018 |
|||||
29/5/2018-2/6/2018 |
|||||
7/7/2018-10/7/2018 |
|||||
24/1/2019-14/2/2019 |
C-10 |
||||
21/2/2019-9/3/2019 |
|||||
22 |
3/10/2016- 7/10/2016 |
C-12 |
48 |
71,55 |
3,25 |
25/3/2017-27/3/2017 |
B-5 |
||||
7/10/2017-14/10/2017 |
C-17 |
||||
18/10/2017-25/10/2017 |
|||||
16/12/2017-22/12/2017 |
|||||
28/12/2017-2/1/2018 |
|||||
25/1/2018 |
|||||
28/5/2018 |
|||||
21/6/2018- 7/7/2018 |
|||||
21 |
12/1/2017 |
B-5 |
36 |
71,55 |
3,40 |
14/10/2017-18/10/2017 |
C-17 |
||||
25/10/2017-30/10/2017 |
|||||
26/1/2018-10/2/2018 |
|||||
18/5/2018-28/5/2018 |
|||||
20/6/2018 |
|||||
20 |
10/1/2017-12/1/2017 |
B-5 |
26 |
71,55 |
3,57 |
10/2/2018-13/2/2018 |
C-17 |
||||
16/2/2018-23/2/2018 |
|||||
8/6/2018-20/6/2018 |
|||||
19 |
16/11/2016 |
B-5 |
5 |
71,55 |
3,76 |
7/1/2017-10/1/2017 |
C-17 |
||||
7/6/2018 |
|||||
18 |
26/9/2016-28/9/2016 |
Geçici 2 |
2 |
46,8 |
2,6 |
2/11/2016-7/11/2016 |
D-1 |
8 |
59,4 |
3,30 |
|
8/11/2016-16/11/2016 |
B-5 |
17 |
71,55 |
3,97 |
|
6/1/2017 |
|||||
30/10/2017-1/11/2017 |
C-17 |
||||
2/6/2018-7/6/2018 |
|||||
17 |
28/10/2016-2/11/2016 |
D-1 |
5 |
59,4 |
3,49 |
30/9/2016-3/10/2016 |
C-12 |
39 |
71,55 |
4,20 |
|
2/12/2016-6/1/2017 |
B-5 |
||||
15 |
28/9/2016-30/9/2016 |
C-12 |
2 |
71,55 |
4,77 |
II. DEĞERLENDİRME
11. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
A. Kötü Muamele Yasağının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
12. Başvurucu; İnfaz Kurumunda normal kapasitesi 10 kişi olan odalarda 20-29 arasında kişiyle barındırıldığını, odalarda birer banyo ve tuvalet olduğundan kullanmak için uzun süre beklemek zorunda kaldığını, ortak kullanım alanındaki televizyonun sesi kalabalık nedeniyle çok açıldığından uyuma, dinlenme, ders çalışma, duruşmalara hazırlanma imkânı bulamadığını, yatakhane bölümünde sabit olan sekiz ranzada yatmayan mahpusların sırayla yerde yattığını, mevcut sayısının 25'i geçtiği zamanlarda yatak serecek yer kalmadığında ya bir yatağı iki kişinin dönüşümlü kullandığını ya da iki ranzayı birleştirerek iki kişilik yerde üç kişi yattığını, dolapların ve havalandırmanın yetersiz olduğunu, havasızlık nedeniyle şiddetli baş ağrıları yaşadığını, havalandırma bahçesinin 27 m² olduğunu ve burada aynı anda ancak beş altı kişinin rahatça yürüyebildiğini, spor yapmanın imkânsız olduğunu iddia etmiştir. Başvurucu, olağanüstü hâl döneminde açık ve kapalı spor salonlarının talebe rağmen kullandırılmadığını, uzun süre hareketsiz kalmaktan sağlık problemleri meydana geldiğini, diş ağrısı çektiğinde süre ve kişi kısıtlaması olması nedeniyle hemen muayene olmadığını ve aşırı kalabalık nedeniyle iki üç ay sıra beklediğini, otuz aydır bu koşullarda tutulduğunu, Ağır Ceza Mahkemesi kararının gerekçesiz olduğunu ve var olan sağlık sorunlarına tutulma koşulları da eklenince bedensel ve ruhsal olarak çok yıprandığını ve rencide olduğunu belirterek kötü muamele yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
13. Başvurucu, ayrıca başvuruya konu şikâyet süreci devam ederken başka bir kuruma nakledildiğini, burada da aynı şartlarda tutulmaya devam ettiğini ve aynı problemleri yaşadığını ileri sürmüştür.
14. Bakanlık görüşünde, mahkemeye erişim hakkına yönelik olarak Anayasa ve mevzuat hükümleri doğrultusunda somut olayın kendine özgü koşullarının gözönünde bulundurulması gerektiği bildirilmiştir.
15. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında başvuru formunda ileri sürdüğü İnfaz Kurumundaki tutulma koşullarına ilişkin iddialarının yanında geceleri uyumayı imkânsızlaştıran havasız, gürültülü ve ışıkların açık olduğu bir ortamda yatmak zorunda kaldığını ileri sürmüştür. Ayrıca İnfaz Hâkimliğinin görev alanına girmesine rağmen şikâyetlerini incelemeden karar verilmesine yer olmadığına karar vermesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
16. Başvuru, kötü muamele yasağı kapsamında incelenmiştir. Başvurucunun ilk kez Bakanlık görüşüne karşı beyan aşamasında ileri sürdüğü kötü muameleyle bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlali niteliğindeki mahkemeye erişim hakkı iddiasının incelenmesi mümkün görülmemiştir. Başvurucunun sonradan nakledildiği ceza infaz kurumu yönünden ayrıntılı beyanlar ileri sürmediği, yetkili infaz kurumuna ve infaz hâkimliğine başvurduğuna ilişkin açıklama yapmadığı dikkate alınmış ve inceleme sadece başvurucunun İnfaz Hâkimliğine başvuru yaptığı İnfaz Kurumunda barındırıldığı süreyle (26/9/2016-8/3/2019) sınırlı olarak yapılmıştır.
17. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
18. İnsan onurunun korunması amacıyla Anayasa'nın 17. maddesinin ilk fıkrasında maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkı güvence altına alınmış; aynı maddenin üçüncü fıkrasıyla da kişilere işkence ve eziyet yapılması, kişilerin insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulması yasaklanmıştır. Bu yasak için herhangi bir istisnanın kabul edilmemesi ve Anayasa'nın 15. maddesinde savaş, seferberlik veya olağanüstü hâllerde de maddi ve manevi varlığının bütünlüğüne dokunulamayacağının ifade edilmesi yasağın mutlak niteliğini ortaya koymaktadır (Cezmi Demir ve diğerleri [1. B.], B. No: 2013/293, 17/7/2014, § 80; Ali Rıza Özer ve diğerleri [GK], B. No: 2013/3924, 6/1/2015, §§ 72, 74; K.K. [GK], B. No: 2020/34532, 29/5/2024, § 26).
19. Anılan yasak kapsamında kalan hususlar, ceza infaz kurumlarında farklı şekillerde tezahür edebilir. Bunlar ceza infaz kurumu idaresi ve görevlilerinin kasıtlı davranışlarından kaynaklanabileceği gibi yönetimsel hatalar veya yetersiz kaynaklar sebebiyle de ortaya çıkabilir (Turan Günana [1. B.], B. No: 2013/3550, 19/11/2014, § 37).
20. Anayasa'nın 17. maddesi, tutuklu ve hükümlülerin tutulma koşullarının da insan onuruna yakışır bir şekilde olmasını koruma altına alır. Bu nedenle tutuklu ve hükümlüler özgürlükten mahrum kalmalarının doğal sonucu olan kaçınılmaz elem seviyesinden daha fazla sıkıntı veya eziyet çekecekleri bir duruma sokulmamalıdır. Ayrıca bu kişilerin sağlık ve esenlikleri yeterli bir şekilde güvence altına alınmalı, bu kişilere ihtiyaç duydukları tıbbi yardım sağlanmalıdır (Turan Günana, § 39).
21. Bir muamelenin Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasının kapsamına girebilmesi, asgari bir ağırlık derecesine (ciddiyet seviyesine) ulaşmasına bağlıdır. Ceza infaz kurumundaki tutulma koşullarının bahsi geçen asgari ağırlık eşiğine ulaşıp ulaşmadığı konusunda yapılacak değerlendirmede tutulma süresi, açık havada egzersiz yapma olanakları, koşulların neden olduğu fiziksel ve psikolojik etkiler, bazı durumlarda mahpusun yaşı, cinsiyeti, sağlığı ve davanın tüm koşulları gibi birçok faktörün önemli rol oynadığı belirtilmelidir. Bunlarla birlikte tutulma koşullarının kötü muamele oluşturup oluşturmadığı belirlenirken kişisel alan faktörünün temel bir unsur olarak dikkate alınması gerektiği vurgulanmalıdır (Cengiz Yetgin [GK], B. No: 2019/39068, 14/6/2023, § 58; geri gönderme merkezindeki tutulma koşulları yönünden yapılan benzer değerlendirme için bkz. K.A. [GK], B. No: 2014/13044, 11/11/2015, § 93).
22. Ceza infaz kurumlarındaki aşırı kalabalıklaşma ve buna bağlı oluşan kişisel alan eksikliğine ilişkin şikâyetlerin incelenmesinde dikkate alınacak temel ilkeler Levent Cantekin ([GK], B. No: 2019/34408, 9/10/2024, §§ 33, 34) kararında ortaya konmuştur. Sözü edilen ilkelere göre tutuklu ve hükümlülerin tutulduğu çok kişilik koğuşlarda bir kişi için yüzey alanı en az 3 m² olmalıdır. Bir mahpus için olan yüzey alanının hesabında banyo ve tuvalet gibi sıhhi tesis ile havalandırma bahçesi yaşam alanına dâhil edilmese de mobilyaların kapladığı alan dâhil edilir. Çok kişilik koğuşlarda mahpus başına düşen yüzey alanı 3 m²den az ise ya da her tutuklu ve hükümlünün ayrı bir uyku yeri yoksa veya koğuşun genel yüzeyi tutuklu ve hükümlülerin mobilyalar arasında serbestçe hareket etmesine izin vermiyorsa tutulma koşullarının kötü muamele yasağını ihlal ettiği yönünde güçlü bir karine oluşur. Bu karine ancak üç unsurun bir arada bulunması durumunda ortadan kaldırılabilir. İlk unsurasgari kişisel alanın 3 m²nin altına düşmesinin kısa süreli, küçük çaplı ve ara sıra olmasıdır. İkinci unsur bu tür azalmaların koğuş dışı yeterli dolaşım özgürlüğü ve yeterli koğuş dışı etkinliklerle desteklenmesidir. Son unsur, tutuklu ve hükümlünün genel olarak uygun nitelikte olan ve tutulma koşullarını ağırlaştırıcı başka bir unsur taşımayan bir ceza infaz kurumunda tutulmasıdır.
23. Mahpusların 3 m² ile 4 m² arasında kişisel alana sahip olduğu hâllerde alan faktörü, tutulma koşullarının yeterliliğinin değerlendirilmesinde önemlidir ve bu durumun uygunsuz tutulma koşullarının diğer yönleriyle birleşmesi hâlinde kötü muamele yasağı ihlal edilmiş olur. Mahpusların daha fazla kişisel alana sahip olmaları nedeniyle kişisel alana ilişkin herhangi bir sorunun ortaya çıkmadığı durumlarda ise tutulma koşullarının yeterliliği konusunda tutulma koşullarının diğer yönleri değerlendirilmelidir. Tutulma koşullarının diğer yönleri arasında temel sıhhi ve hijyen gereklerine uygunluk, tuvalet ve banyonun mahrem kullanılması, açık hava egzersizine, doğal ışık veya havaya erişim, havalandırma ve ısıtma sistemlerinin yeterliliği yer alır. Belirtilen koşullar altında tutulmanın süresi de dikkate alınmalıdır (Levent Cantekin, § 35).
24. Her mahpusa düzenli biçimde muhafaza edeceği ayrı bir yatak ile yatağını temiz tutması için gerekli sıklıkta değiştirebileceği ayrı ve uygun bir yatak takımı sağlanmalıdır. Bu bakımdan mahpusun bir yatağı aynı anda başka mahpuslarla birlikte kullanmak, nöbetleşe olarak paylaşmak veya yataksız zeminde uyumak zorunda bırakılmasının kabul edilemez olduğu değerlendirilmiştir (Cengiz Yetgin, § 62).
25. Somut olayda başvurucu, şikâyetçi olduğu İnfaz Kurumunda 2 yıl 5 ay 10 gün barındırılmıştır. Başvurucuya yaklaşık 19 ay (566 gün) 3 m²nin altında değişen kişisel alan, yaklaşık 10 ay (288 gün) 3 m² ile 4 m² arasında kişisel alan, 41 gün de 4 m²den fazla kişisel alan sağlanabilmiştir. Bu nedenle başvurucunun tutulma koşulları, sahip olduğu kişisel yaşam alanı gözetilerek iki başlık altında incelenecektir.
1. Başvurucunun 3 m²den Daha Az Kişisel Yaşam Alanına Sahip Olduğu Dönem Yönünden
26. Başvurucuya sağlanması gereken asgari kişisel alanın birbirini takip eden yaklaşık 19 ay boyunca 3 m²nin altına düştüğü görülmüştür. Asgari kişisel yaşam alanındaki bu azalma kendi başına tutulma koşullarının kötü muamele yasağını ihlal ettiği yönünde güçlü bir karine oluşturmaktadır.
27. Anayasa'nın 17. maddesinin ihlaline yönelik olarak ortaya çıkan güçlü karine üç unsurun bir arada bulunması hâlinde ortadan kaldırılabilecektir. İlk olarak değerlendirilmesi gereken, asgari kişisel alanın 3 m²nin altına düşmesinin süresi, sıklığı ve çapıdır. Bu kapsamda 19 ay boyunca devam eden kişisel alan eksikliğinin kısa süreli, küçük çaplı ve ara sıra olduğu söylenemeyecektir. Bu nedenle meydana gelen alan azalmalarının -tutulma koşullarının ayrı ayrı ve başvurucu üzerindeki toplu etkileri de hesaba katılarak- Anayasa'nın 17. maddesi anlamında kötü muamele yasağı olarak nitelendirilmesi için gerekli olan ağırlık seviyesine ulaştığı sonucuna varılmıştır.
28. Güçlü karinenin ortadan kalkması için aranan ilk unsurun sağlanmadığı anlaşıldığından asgari kişisel alandaki azalmaların koğuş dışı yeterli dolaşım özgürlüğü ve yeterli koğuş dışı etkinliklerle desteklenmesine, başvurucunun genel olarak uygun nitelikte bulunan ve tutulma koşullarını ağırlaştırıcı başka bir unsur taşımayan bir ceza infaz kurumunda tutuluyor olmasına ilişkin diğer iki unsurun değerlendirilmesine gerek görülmemiştir. Aynı şekilde aşırı kalabalıklaşma ve kişisel alan eksikliğine ilişkin şikâyetlerde gözönünde bulundurulan her mahpusun ayrı bir uyku yeri olup olmadığı ve koğuşun genel yüzeyinin mahpusların mobilyalar arasında serbestçe hareket etmesine izin verecek şekilde olup olmadığı hususları da değerlendirilmemiştir. Başvurucunun soyut nitelikli olan ve İnfaz Hâkimliği nezdinde de ileri sürmediği görülen hastalığına rağmen aylarca tedavi sırası beklediğine ilişkin iddiası da incelenmemiştir.
29. Sonuç olarak başvurucunun tutulma koşulları, başvurucuyu özgürlüğünden yoksun kalmanın doğasında olan kaçınılmaz acı düzeyinin ötesinde zorluklara maruz bırakmıştır. Dolayısıyla kötü muamele yasağı ihlal edilmiştir.
30. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
2. Başvurucunun 3 m² ile 4 m² Arasında Kişisel Yaşam Alanına Sahip Olduğu Dönem ile 4 m²den Fazla Kişisel Yaşam Alanına Sahip Olduğu Dönem Yönünden
31. Başvurucu, tutulduğu 2 yıl 5 ay 10 günün en az 9 ayında 3 m² ile 4 m² arasında kişisel alanda barındırılmıştır (bkz. § 10). Anayasa Mahkemesi mahpusların asgari kişisel alana sahip olduğu hâllerde kötü muamele yasağı kapsamında bir değerlendirme yaparken kişisel yaşam alanı büyüklüğünün asgari standardı karşılamasının her zaman tek başına yeterli olmadığını, tutulma koşullarının diğer yönlerinin yeterliliğinin de incelenmesi gerektiğini belirtmiştir (Levent Cantekin, § 35). Bu nedenle başvurucunun alan faktörü dışındaki tutulma koşulları incelenmelidir.
32. Başvurucu, odası dışında düzenlenen faaliyetlere katılamadığını iddia etmiştir. Mahpusların yeterli doğal ışığa erişimleri veya egzersiz yapma ya da diğer amaçlı aktivitelere katılma fırsatları olmadan odalarına hapsedilip hapsedilmedikleri tespit edilmelidir (benzer değerlendirme için bkz. Gasparı/Ermenistan, B. No: 44769/08, 20/9/2018, § 64). Başvurucu; gün ışığı ve temiz havadan yararlanabileceği, temel bireysel egzersiz için kullanabileceği havalandırma bahçesine gün ışığında sınırsız şekilde erişme imkânına sahiptir. Bu durum kişisel alan kısıtlılığının yol açtığı olumsuz etkiyi önemli ölçüde hafifletici bir faktör olarak dikkate alınmalıdır.
33. Hijyen ve sıhhi tesislerle ilgili olarak ise başvurucunun kaldığı odaların sıhhi alanlarının odalardan bir kapı ile tamamen ayrıldığı, başvurucunun her gün hem soğuk hem de sıcak suya erişebildiği tespit edilmiştir. Ayrıca odaların ve sıhhi alanların temizliği, mevcut tuvalet ve lavabo sayısı, mahpusların bunları kullanmak için harcadıkları zamanın yetersiz olduğu tespit edilmemiştir. Odaların havalandırma bahçesine açılan bir kapısı, her bir birimin havalandırma ve ışık sağlayan birden fazla penceresi olduğu da anlaşılmıştır. Bu nedenle temizlik, havalandırma ve aydınlatma dâhil genel koşulların tutulma koşullarının standartlarına göre yeterli olduğu sonucuna varılmıştır.
34. Başvurucu, ranzada yer olmadığı zamanlarda yere serdiği yatakta yattığını, odadaki mahpus sayısının 25'i aştığı durumda da yatağını paylaşmak veya sırayla uyumak zorunda kaldığını iddia etmiştir. Ayrıca odalarının kalabalık nedeniyle gürültülü olmasından yakınmıştır. Başvurucunun her zaman kendine ait yatağının, nevresim takımının ve battaniyesinin olduğu tespit edilmiş; 3 m² ile 4 m² arasında kişisel yaşam alanına sahip olduğu bu dönemde en fazla 23 kişiyle birlikte kaldığı dikkate alınarak yatağını paylaşmak veya sırayla uyumak zorunda kalmadığı anlaşılmıştır. Başvurucunun gürültü şikâyetine ilişkin olarak ise bunun çok kişilik odalarda tutulmanın doğasından ve diğer mahpuslarla aynı alanı paylaşmak zorunda kalmaktan kaynaklanan genel bir sorun olduğu değerlendirilmiştir. Bu durumda başvurucunun yere serdiği yatakta uyumak zorunda kaldığı dönemlerin -tek başına veya tutulmanın diğer maddi yönleriyle birlikte- başvurucuyu tutulmanın doğasında bulunan kaçınılmaz acı seviyesini aşan yoğunlukta bir sıkıntıya veya zorluğa maruz bırakmadığı kanaatine ulaşılmıştır.
35. Sonuç olarak tutulma koşullarının fiziksel ve ruhsal etkileri ayrı ayrı ve başvurucu üzerindeki toplu etkisi hesaba katılarak değerlendirildiğinde başvurucunun 3 m² ile 4 m² arasında kişisel yaşam alanına sahip olduğu dönemdeki tutulma koşullarının Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrası kapsamına girebilmesi için aranan asgari ağırlık eşiğine ulaşmadığı sonucuna varılmıştır.
36. Başvurucu, bir aydan fazla süre 4 m²yi aşan ölçüde kişisel alanda barındırılmıştır (bkz. § 10). Mahpusların 4 m²den daha fazla kişisel alana sahip olmaları nedeniyle kişisel alana ilişkin herhangi bir sorunun ortaya çıkmadığı durumlarda ise tutulma koşullarının yeterliliği konusunda tutulma koşullarının diğer yönleri değerlendirilmelidir. Bu nedenle başvurucunun alan faktörü dışındaki tutulma koşulları incelenmelidir. Başvurucu, bu döneme ilişkin yukarıda incelenen hususlar dışında farklı bir iddia ileri sürmemiştir. Başvurucunun tutulma koşullarının diğer yönleri ve söz konusu infaz kurumundaki koşullara ilişkin yukarıdaki tespitler gözönünde bulundurularak bu dönemdeki tutulma koşullarının Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağını ihlal etmediği sonucuna varılmıştır.
37. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağının ihlal edilmediğine karar verilmesi gerekir.
B. Özel Hayata ve Aile Hayatına Saygı Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
38. Başvurucu, ailesinin ikamet ettiği ilden farklı bir yere isteği dışında nakledildiğini, anne ve babasının hasta olması, eşinin çalışması, çocuğunun eğitimine devam etmesi nedeniyle görüşlerine gelmekte sıkıntı yaşadıklarını belirterek kötü muamele yasağının ihlal edildiğini iddia etmiştir. Başvurucunun iddiaları özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı kapsamında incelenmiştir. Başvurucunun nakil işlemine karşı hukuk sisteminde var olan yargısal yolları tüketip tüketmediğine ilişkin bir bilgi vermediği, buna ilişkin başvuru dosyasında da bir bilgi bulunmadığı görülmüştür.
39. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
40. Başvurucu; başvuru formunda ihlalin tespiti ve 1.000.000 TL manevi tazminat, Bakanlık görüşüne karşı beyanında ise ihlalin tespitiyle birlikte 5.000.000 TL manevi ve tutar belirtmeksizin maddi tazminat talebinde bulunmuştur.
41. Başvurucunun ceza infaz kurumunda olmadığı anlaşıldığından ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır.
42. Eski hâle getirme kuralı çerçevesinde ihlalin sonuçlarının bütünüyle ortadan kaldırılabilmesi için başvurucuya manevi zararları karşılığında net 200.000 TL manevi tazminat ödenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Öte yandan başvurucu, uğradığını iddia ettiği maddi zararla ilgili bilgi ve belge sunmadığından maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. 1. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. 1. Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağının başvurucunun 3 m²den daha az kişisel yaşam alanına sahip olduğu dönem yönünden İHLAL EDİLDİĞİNE,
2. Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağının başvurucunun 3 m² ile 4 m² arasında kişisel yaşam alanına sahip olduğu dönem ile 4 m²den fazla kişisel yaşam alanına sahip olduğu dönem yönünden İHLAL EDİLMEDİĞİNE,
D. Başvurucuya net 200.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
E. 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
F. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin bilgi için Kocaeli İnfaz Hâkimliğine (E.2018/3990, K.2018/4814) ve Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesine (2019/335 D.İş) GÖNDERİLMESİNE,
H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 28/5/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.