ADALET HABERLERİ

ADALET HABERLERİ

"Hiçbir neden, hakim ve savcıları, hakkı ayakta tutmaktan asla alıkoymamalı; adaletsiz davranmaya yöneltmemeli"

"Hiçbir neden, hakim ve savcıları, hakkı ayakta tutmaktan asla alıkoymamalı; adaletsiz davranmaya yöneltmemeli"
1 Okunma

AYM Başkanı Kadir Özkaya: "Hiçbir zaman hakkı (adaleti) kendi keyfî arzularına uydurmaya kalkışmamalıdırlar. Herkesi daima hakka çağırmalı ve hakla hükmetmelidirler. Haktan uzak yaşayanın, haksızlıktan yakayı kurtaramayacağını unutmamalıdırlar. Dolayısıyla bir topluluğa olan kinleri ve hırsları onları adaletsizliğe sevk etmemelidir. Her daim her yerde adaletin timsali olmalıdırlar. Hiçbir neden, hakim ve savcıları, hakkı ayakta tutmaktan asla alıkoymamalı; adaletsiz davranmaya yöneltmemelidir."

Anayasa Mahkemesi'nin 63'üncü kuruluş yıl dönümü, Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen programla kutlandı. Törene, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, yüksek yargı organı başkanları, üyeleri ve yargı camiasından çok sayıda davetli katıldı. Dolmabahçe Sarayı’na gelişinde Erdoğan’ı, Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Kadir Özkaya karşıladı.

Törende konuşan Kadir Özkaya, toplumun huzuru, iç barışı, refahı ve güvenliği için adaletin vazgeçilmez bir unsur olduğunu belirterek, ''Adaletli toplumlarda huzur ön plana çıkar ve insanların birbirlerine olan güveni artar. Dolayısıyla toplumun düzeni ile bireylerin haklarının korunmasında en önemli etken adalettir'' dedi.

Dünyanın her yerinde, her toplumda, o topluma ilişkin anayasal kimliği ya da o topluma ilişkin ortak toplumsal kimliği oluşturan ilke ve değerlerin en önemli güvencesinin, bağımsız ve tarafsız bir yargının varlığı olduğunu vurgulayan Özkaya, şöyle konuştu:

''Bağımsız ve tarafsız bir yargının varlığı da ancak o faaliyeti yürütecek olan bağımsız ve tarafsız hâkimlerin varlığıyla mümkündür. Hakkın ayakta tutulması ve adaletin sağlanması bakımından en önemli sorumluluk yargısal faaliyetlerin baş aktörleri olan hakim ve savcılara aittir. Dolayısıyla tüm hakim ve savcılar iç dünyalarındaki öznel duygu ve düşünceleri de dâhil olmak üzere herhangi bir dışsal etki altında kalmadan, çekinmeden, endişe duymadan, tarafsız bir tutumla pozitif hukuk düzeninin öngördüğü çerçeve içinde özgürce karar vermelidirler. Aklı ve bilimi daima başat bir konumda tutmalıdırlar. Pozitif hukuka göre çok yakınlarının işlerine bakamadıklarını biliyorum. Ancak genel prensibi vurgulamak bakımından ifade etmek istiyorum ki ana-babaları, kardeşleri, diğer yakın akrabaları veya arkadaşları aleyhine ya da sevmedikleri, düşman olarak gördükleri kişiler lehine de olsa her daim adaleti ayakta tutmalıdırlar. Hiçbir zaman hakkı (adaleti) kendi keyfî arzularına uydurmaya kalkışmamalıdırlar. Herkesi daima hakka çağırmalı ve hakla hükmetmelidirler. Haktan uzak yaşayanın, haksızlıktan yakayı kurtaramayacağını unutmamalıdırlar. Dolayısıyla bir topluluğa olan kinleri ve hırsları onları adaletsizliğe sevk etmemelidir. Her daim her yerde adaletin timsali olmalıdırlar. Hiçbir neden, hakim ve savcıları, hakkı ayakta tutmaktan asla alıkoymamalı; adaletsiz davranmaya yöneltmemelidir.''

''ADALET VE HUKUK DEVLETİ İLKESİNE İLİŞKİN KAZANIMLARIMIZI TİTİZLİKLE MUHAFAZA ETMEYE ÇALIŞALIM''

Özkaya, adaletle hükmedilmeyen yerlerde kargaşa yaşanacağını, düzenin ortadan kalkacağını, herkesin kendini haklı görmeye başlayacağını ifade ederek, kargaşa çıkmaması için adalet terazisinin daima hak ve haklıyı gözeterek kullanılması ve daima adaletle hükmedilmesi gerektiğini kaydetti. Özkaya, şöyle devam etti:

''Bununla birlikte haksız olduğu halde haklıymış gibi kavga çıkaranlara, hukuku kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak isteyenlere, hakkı olanı değil kendinden yana olanı adalet sananlara da hiçbir zaman hiçbir koşulda prim verilmemelidir. Daima hakka uyulmalı, hak ayakta tutulmalıdır. Yapılan iyilik veya kötülüğün hardal tanesi ağırlığında bile olsa, bir kayanın içinde saklı da olsa, yahut göklerin veya yerin herhangi bir noktasında bile bulunsa, bir gün mutlaka karşımıza çıkacağı ve bizden bunun hesabının sorulacağı unutulmamalıdır.

Bu bağlamda Kutsal Kitabımız Kur’an-ı Kerim’in, kimseyi en küçük bir haksızlığa uğratmayacak, hardal tanesi ağırlığında iyi ya da kötü basit bir şey bile olsa yapılanları dosdoğru tartacak olan hassas terazilerin bir gün mutlaka kurulacağını, bugün her şeyi ve herkesi sorguya çekerek adalet dağıtmaya çalışan ve geçici olan bizlere de sıranın geleceğini, bizlerin de bir gün mutlaka sorguya çekileceğimizi söylediğini, aynı veya benzer kuralların diğer Kutsal Kitaplarda da yer aldığını da belirtmem gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla bir gün mutlaka mizan kurulacak, bütün defterler dürülecek, hesabı bizlerden sorulacak. Hal böyle olunca o günler gelmeden bugünün kıymetini bilelim, uygulamada adalet ve hukuk devleti ilkesine ilişkin kazanımlarımızı titizlikle muhafaza etmeye çalışalım.''

''DUYULMASI VE KARŞILIK VERİLMESİ UMUDUYLA TÜM DÜNYAYA SESLENİYORUM…''

Anayasa Mahkemesi Başkanı Özkaya, Gazze başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında sergilenen zulme, insan hak ve özgürlüklerine ilişkin ihlallere, çocuklar ve kadınlar başta olmak üzere mağdur ve mazlum insanlara karşı yapılan insanlık dışı muamelelere gözlerin ve vicdanların kapatılmaması gerektiğini söyledi.

Yapılan zulümlere ırk, din, dil, renk ayrımı yapılmadan bir an önce cesaretle ve adaletle müdahale edilmesini isteyen Özkaya, ''Duyulması ve karşılık verilmesi umuduyla tüm dünyaya sesleniyorum. İnsanlık olarak geleceğimizi kendi ellerimizle çıkmaza düşürmeyelim. Unutmayalım ki barış, ancak ahlak ve adaletin hüküm sürdüğü bir dünyada mümkündür. İnsanlığın ortak geleceği ve sürekli barış da ancak ahlaki değerlere ve adalete dönülmesiyle, yeryüzünde ahlak ve adaletin hâkim kılınmasıyla mümkündür'' diye konuştu.

BİREYSEL BAŞVURU KARARLARI

Anayasa Mahkemesi'nin iş yüküne ilişkin rakamları da paylaşan Özkaya, Anayasa Mahkemesine de bireysel başvuru hakkı tanındığı 23 Eylül 2012 tarihinden itibaren 31 Mart 2025 itibarıyla toplam 666 bin 627 başvuru yapıldığını, yine aynı tarih itibarıyla bunların 561 bin 441’inin yani yüzde 85’inin sonuçlandırıldığını bildirdi.

Özkaya, ''31 Mart 2025 itibarıyla önümüzde derdest halde 105 bin 186 bireysel başvuru bulunmaktadır. 23 Eylül 2012 tarihinden bugüne kadar makul sürede yargılanma hakkı hariç olmak üzere toplam 22 bin 640 başvuruda başvurucuların temel hak ve özgürlüklerinden en az birinin ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır'' dedi.

'ULUSLARARASI TOPLUM GÖZÜNÜ VE VİCDANINI KAPATMAMALIDIR'

Sözlerini sürdüren Anayasa Mahkemesi Başkanı Özkaya, "Küresel ölçekte yaşanan derin eşitsizlikler, ağır ekonomik krizler, adil olmayan bölüşüm sistemleri ve uluslararası hukuk ihlalleri, göç krizinden çevre felaketlerine kadar birçok sorunun yapısal nedenleri olarak karşımıza çıkıyor. Ne yazık ki uluslararası toplumun da bu sorunlara çoğu zaman geçici çözümlerle yaklaştığı, hatta çoğu zaman gözünü ve vicdanını kapattığı gözlemleniyor. Oysa Gazze başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında sergilenen zulme, insan hak ve özgürlüklerine ilişkin ihlallere, çocuklar ve kadınlar başta olmak üzere mağdur ve mazlum insanlara karşı yapılan insanlık dışı muamelelere gözler ve vicdanlar kapatılmamalıdır. Yapılan zulümlere ırk, din, dil, renk vb. hiçbir ayrım yapılmadan bir an önce cesaretle ve adaletle müdahale edilmelidir. Bu, insan olmanın zorunlu bir sonucu, yaşamsal bir vicdani borcudur. Bu nedenle tüm toplumlar koşulları zorlayarak da olsa, iş birliğini güçlendirmek, güveni tesis etmek, mevcut ve gelecek nesilleri güvence altına almak için daha kapsayıcı ve adil bir dünya inşa etmeye çaba sarf etmek zorundadır. Duyulması ve karşılık verilmesi umuduyla tüm dünyaya sesleniyorum. İnsanlık olarak geleceğimizi kendi ellerimizle çıkmaza düşürmeyelim. Unutmayalım ki barış, ancak ahlak ve adaletin hüküm sürdüğü bir dünyada mümkündür. İnsanlığın ortak geleceği ve sürekli barış da ancak ahlaki değerlere ve adalete dönülmesiyle, yeryüzünde ahlak ve adaletin hakim kılınmasıyla mümkündür. Dolayısıyla insanlık, öteki olanla birlikte barış içinde yaşamayı istemek ve bunu sağlayacak dünya düzenini inşa etmek zorundadır. Zira insan çok kıymetlidir" dedi.

'MAHKEMEMİZ, ULUSLARARASI HUKUK CAMİASINDA AKTİF ROL ALMAKTADIR’

Uluslararası alandaki faaliyetlere değinen Özkaya, "Anayasa Mahkememiz, iç hukuk sistemimizdeki çalışmalarının yanı sıra bu çalışmalarla bağlantılı olarak uluslararası alanda da etkin faaliyetler yürütmektedir. Mahkememiz Avrupa Anayasa Mahkemeleri Konferansı, Asya Anayasa Mahkemeleri ve Muadili Kurumlar Birliği, Balkan Ülkeleri Anayasa Mahkemeleri Forumu ve Afrika Anayasa Yargısı Konferansı gibi pek çok uluslararası platformdaki aktif üyelik ve gözlemcilik çerçevesinde uluslararası hukuk camiasında üstlendiği roller kapsamında çok sayıda etkinliğin yöneticisi ve paydaşı olarak çalışmalarını sürdürmektedir. Her yıl mahkememizin kuruluş gününde geleneksel olarak düzenlediğimiz etkinlikler kapsamında, bu yıl da 37 ülke ile 7 uluslararası kurum ve kuruluştan 102 temsilcinin katıldığı bilimsel etkinliğin temasını '21. Yüzyılda Anayasa Yargısının Geleceği' olarak belirledik. Bu başlık bizlere, teknolojik gelişmeler, küreselleşme, bireysel haklar ve demokratik değerler ışığında anayasa yargısının nasıl şekilleneceğine dair çok yönlü bir tartışma alanı sunuyor" dedi.

'YAPAY ZEKA, ANAYASA YARGISININ DÖNÜŞÜMÜNÜ ETKİLEYECEKTİR'

Dijital dönüşüm ve yapay zeka çalışmalarından da bahseden Özkaya, "Çağımızın en büyük dönüşümlerinden biri yapay zeka ve büyük veri analizlerinin yargı süreçlerine entegrasyonu olacaktır. Dijital dönüşüm ve yapay zeka teknolojilerinin hızla gelişmesi, hukuk sistemlerini, yargı süreçlerini ve bireysel hakların korunmasını doğrudan etkilemektedir. Dolayısıyla anayasa mahkemeleri de yapay zeka destekli hukuk sistemleri kullanarak karar süreçlerini hızlandırabilir, önceki içtihatlarını daha iyi analiz edebilir ve hak ihlallerini öngören mekanizmalar geliştirebilirler. Mahkememizce de yapay zekanın hukuk uygulamalarında kullanımı konusunda ciddi çalışmalar yürütülmekte olup, önümüzdeki süreçte anayasal denetimin dijitalleşmesi, yapay zekâ destekli hukuk analiz sistemleri ve büyük veri analitiği ile hak ihlallerinin önlenmesi gibi alanlarda ilerlemeyi hedeflemekteyiz" dedi.

‘HUKUK VE TEKNOLOJİ ARASINDA ADİL BİR DENGE KURMAK ZORUNDAYIZ’

Özkaya, "Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi olarak, teknolojik dönüşümü hukukun temel ilkeleriyle uyumlu hale getirme kararlılığındayız. Zira yargı bağımsızlığını, insan haklarını ve demokratik değerleri koruyarak, hukuk ve teknolojinin kesişiminde adil bir denge kurma misyonumuzun bulunduğunun farkındayız. Yapay zeka, bir yandan büyük fırsatlar sunarken aynı zamanda temel hak ve özgürlükler, adil yargılanma hakkı ve veri güvenliği gibi konularda ciddi hukuki tartışmaları da beraberinde getiren bir teknoloji olacaktır. Kanaatimce bu bağlamda karşılaşacağımız en önemli sorulardan birisi, yapay zeka tabanlı sistemlerin anayasal hakları nasıl etkileyeceğidir. Süreç içerisinde özgürlük-güvenlik dengesi, kişisel verilerin korunması ve yargısal süreçlerde algoritmik önyargılar gibi konular, anayasa yargısının temel meseleleri haline gelecektir. Anayasa yargısının geleceği, hukukun temel ilkelerinin değişen dünyaya nasıl uyarlanacağı sorusuyla şekillenecektir. Bununla birlikte anayasa mahkemeleri, teknolojik gelişmeleri ve küresel anayasal eğilimleri takip ederken, bireysel hakları ve demokratik değerleri koruma görevini de sürdürmek zorundadırlar. Bu bağlamda 1962’den bu yana mahkememizde büyük bir özveriyle çalışmış, anayasal denetimin kurumsallaşmasına önemli katkılar sunmuş, yargının bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü ve bireysel hakların korunması adına emek vermiş tüm başkan, başkanvekili ve üyelerimize, raportörlerimize ve idari personelimize şükranlarımı sunuyorum" dedi.

37 ÜLKEDEN KATILIMCI

Kadir Özkaya, bu yıl düzenledikleri 63. yıl töreninde düzenlenecek, 37 ülke ile 7 uluslararası kurum ve kuruluştan 102 temsilcinin katıldığı bilimsel etkinliğin temasını ''21. Yüzyılda Anayasa Yargısının Geleceği'' olarak belirlediklerini ifade etti.

Kaynak:https://www.hukukihaber.net/hicbir-neden-hakim-ve-savcilari-hakki-ayakta-tutmaktan-asla-alikoymamali-adaletsiz-davranmaya-yoneltmemeli